• BIST 9715
  • Altın 2430.366
  • Dolar 32.529
  • Euro 34.865
  • İstanbul 25 °C
  • Ankara 29 °C
  • İzmir 28 °C
  • Antalya 29 °C
  • Muğla 26 °C
  • Çanakkale 20 °C

Ankara Gemisi ve Mimar Sinan

JURNAL

"Süleymaniye Camiinin inşası tamamlanmış, ibadete açılacağı gün ilan edilmişti. O gün gelince İstanbul’un her yanından insanlar bu eşsiz eserin açılışında bulunmak için şehrin bu noktasına akın etmişti. Herkes hayranlıkla bu Türk mucizesini seyrediyordu.  Fakat bunlar arasında bulunan bir çocuk, "Aaa şu minareye bakın nasıl eğri!" diye bağırıyordu.  Herkes de bakıyordu ama bir eğrilik görmüyordu.  Çocuğun minarelerden biri için eğri dediği Mimar Sinan'a kadar ulaştı.  Koca mimar hemen çocuğun yanına geldi ve ona, "Yavrum hangi minare eğri göster bana" dedi. Çocuk da "İşte şu" diye minarelerden birini gösterdi.  Mimar Sinan hemen adamlarını topladı. Uzun halatları biribirine ekletip minareye bağlattı.  "Çekin yukarı doğru!" diye çektirmeye başladı.  Çocuğa da, "Oğlum, bak bu minareyi doğrultturuyorum, sen dikkat et, dosdoğru olunca haber ver" dedi.

 Adamlar gerçekten düzeltiyormuş gibi çekiyorlardı. Çocuk bir süre sonra, "Tamam, minare doğruldu" diye bağırdı. İşçiler çekme işini bırakıp halatları çözdüler. Başından beri olaya tanık olan Sinan'ın ustalarından biri herkesin kafasını kurcalayan soruyu Mimar Sinan'a yöneltti:

- Ulu mimarbaşımız, sen herkesten iyi biliyorsun ki, minarede eğrilik falan yok. O halde niçin düzeltmeye kalkıştın?

Mimar Sinan'ın cevabı inceliğin, anlayışın, hoşgörünün simgesiydi;

- Ben bilmez miyim minarede eğrilik olmadığını. Ama çocuğun kafasındaki "minare eğri" intibaını da öyle bırakamazdım. Bu yönteme başvurdum ki, çocuğun kafasındaki "eğri" kanaati silinsin. Yoksa her yerde çocuk aklıyla minarenin eğri olduğunu söyler, sonra gerçekten eğri olduğu şeklinde bir inanç yayılırdı.

&           &          &

Ankara Feribotu 1983 yılın inşa edildi. 31 yaşındaki bu gemi Özelleştirme İdaresi Başkanlığı’ndan satın alındıktan sonra, çok ciddi bir yatırım yapıldı. Yanlış strateji sonucu yapılan yatırıma rağmen, geminin işletme maliyetleri düşürülemedi.

Ankara Feribotu’nun eş değerinde olan Samsun isimli diğer gemi, daha iyi olmasından dolayı Hindistan’da kiraya verildi. Ve şu anda o bölgede hizmet veriyor. Ankara Feribotu verimli olmadığından dolayı laid-up olarak demirde bekliyor.

Metin Kalkavan Başkanlığında geçen ay bir araya gelen Denizciler Turizm ve Denizcilik A.Ş Yönetimi Ankara Feribotu’nun satılması kararı alıyor. Piri Reis Üniversitesi’ne okul gemisi olarak satışı konusunda yetki alan Yönetim Kurulu görüşmelere başlıyor. Ankara Feribotu’na biçilen değer 7 milyon 500 bin dolar.

Geminin alımı ve satımını gerçekleştiren iki isim Hem Piri Reis Üniversitesi’nde Mütevelli Heyeti Başkanı ve Yardımcısı, hem de Denizciler Turizm ve Denizcilik A.Ş Yönetim Kurulu Başkanı ve Yardımcısı. Gemiyi alan bir kamu kurumu, gemiyi satan ise bir özel ticari şirket.

Metin Kalkavan ve Ekibi, Mimar Sinan’ın algı yönetimini içeren yukarıdaki kıssayı iyi analiz etmesinde fayda var. Ankara Feribotu, ne kadar ucuza mal edilirse edilsin, “70 yaşındaki bir bayana takılan silikonun” verimliliği algısını, kamuoyuna anlatamaz ve ikna edemez.

Çünkü Ankara gemisi ile ilgili yorum yapan uzman isimler, 6650 LT olan Ankara gemisinin söküme gönderilmesi halinde ton fiyatının 320 dolar olduğunu hesaplayarak, 2 milyon 150 bin dolardan fazla bir bedel etmeyeceği konusunda hemfikirler.

M/F Ankara Feribotu’nun, Piri Reis Üniversitesi’ne satışı resmen tamamlanmasa bile mutabakata varıldığı, Denizciler Turizm ve Denizcilik A.Ş. Başkan Yardımcısı Sualp Ürkmez tarafından teyit edildi.

Metin Kalkavan’ın bu konuda hata yapmaması lazım. Nijerya’dan gelecek öğrencilerin eğitimi için o gemiyi üniversiteye almak zorunda hissediyorlarsa,  bu süreci kiralama seçeneğini ortaya koyarak aşabilir. Bu sayede yabancı öğrenciler verilen eğitim ve öğretim hizmeti karşılığı, Piri Reis Üniversitesi’ne akacak maddi gelir ile bu işi daha rahat atlatabilir. Aksi takdirde, algı yönetiminde sınıfta kalmış olur.

BU BİR DOST UYARISIDIR

Recep Canpolat imzasıyla yayınlanan “Metin Kalkavan ve Ekibi Hata Yapıyor” başlıklı yazıya Metin Başkanın çok bozulduğunu biliyorum. Ama Sayın Kalkavan şunu iyi bilmeli ki, çevresinde bulunan insanların bu konuda kendisini uyarması gerektiğini düşünüyorum.

Dürüstlüğüne inandığım Metin Kalkavan’ın Ankara gemisinin alan ve satan isim olarak usul hatası yaptığını kendisinin de kabul etmesi gerekir. Kalkavan, bu hatanın ilerde başını ağrıtacağını ve üzerine yapışacağını kabul etmek zorunda.

Balkondan sektörü izleyen biri olarak, bu eleştirilerimi bir dost uyarısı olarak görmesinin, kendisine fayda sağlayacağını umut ediyorum.

Allah (c.c) selamet versin…

UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
Yorumlar
T.C.Müh.Kaptan Refik Akdoğan
21 Ocak 2014 Salı 11:38
İMEK DTO,ANKARA GEMİSİ ve TÜDEV
Deyeocu tayfası dediğiniz deniziciler yüz yılı aşkın bu ülkenin ticarer denizciliğine hizmet ederek onu ayakta tutmuş olanlardır. Yazı üslubunuz karakteriniz açıklıyor. Konuyu saptırmayın.Biz İMEAK DTO böyle 25 miyon gibi çok yüklsek bir parayı Tüdev'e aktarabiliyorsa geride kalan seksenden fazla sivil demizcilik okullarının hakları yeniyor dedik. Bazılarının sandalı bile yok Ayrıca Ankara gemisine biçilen 7,5 milyon doların değerin ve Ankara gemisinin bir okul gemisi olup olamayacağı konusunu bir kenara bırakartak Metin Beye övgüler yağdırmanız konuyu örtmeye, unutturmaya yetmez.Metin beyin şahsına birşey dediğimiz yok. Sadece yanlışları belirtmeye çalışıyoruz. Bu konu da sizin de göreviniz olmalıydı. Kaldı ki Metin Beyin sizin
yaptığınız şişrmlere hiç ihtiyacı yok. Allah yardımcınız olsun. www.refikakdogan.com
46.197.149.173
Ahmet Sansar
20 Ocak 2014 Pazartesi 14:17
Statükonun Küflü Zihniyeti Bulundu
Çapsız politikacıların en güzel yaptığı şeydir sapla samanı karıştırıp demagoji salatası yapmak.Nakliyatı batıran müessese yönetimindekiler kimdi ? tedeiyi bu hale getiren yöneticiler kimdi ? beyaz bilciler kimdi? Tam ve hakkaniyetli bir rekabetli piyasada yat kaptanlığı bile bulamayacağını bildiği için her satırın arasında kendi mektebinin tanımını sıkıştıran (adrese teslim) kim ? Düne kadar kamu veya özel bütün müesseselerde yönetici olan ve maaşlar, sosyal haklar vesairenin bugünkü acınacak seviyeye gelmesine sebep olanlar kimdir ? İngilizce bilmeden 20 sene uzakyol kaptanlığı yapan çapsızların isimlerini yazmamı istermisin ? Yada bir kelime ingilizce bilmeden brokerlik yaptığını sanan çapsızlar kimdi ? Haydi bir isim/yer/olay sen yaz, bir tanede ben yazayım. Bakalım en çok çürük elma kimde var ? Metin Bey siz bakmayın bu deyeocutayfasına, tekelleri bitti diye hayıflanıyorlar.Metin Bey siz doğru yoldasınız, Allah yolunuzu açık etsin.
90.158.32.180
Osman Topalkesen
18 Ocak 2014 Cumartesi 15:01
ahmet sancar da kim?
Murat kaptanın dediklerine tamamen katılarak,
ahmet sancar ismiyle yazılan yazıya demek isterim ki;
akdeniz gemisi devlete ait iken okula hibe edildi,

deniz ticaret odası kamuya bagli bir odadir,
tum ulke denizciliginden elde ettigi geliri,
hakkaniyetle sektore harcamalidir,

hem oda baskani olup, hem de kendi malarinizi odaya satarsaniz, bunu da soru isaretleri birakacak sekilde,usulde ve rakamlarla yaparsaniz, kusura bakmayin ama yolsuzlukla itham edilmeniz kacinilmaz olur,
minareyi calan kilifini da hazirlar diye bir laf vardir,
iste dikkat edin de o kilif kefen olmasin.
176.40.246.48
Kapt. Murat Yılmazel
17 Ocak 2014 Cuma 22:38
Piyasa Dengesi?
Sn. Ahmet Sansar, "piyasa dengesi" derken kastınız nedir? Açıklar mısınız? Hangi piyasa? Neyin dengesi? Zabitan ücretleri? Hah.. İşte gerçek ajanda ortaya dökülüyor galiba artık. Çok adam yetiştir. Mecburi hizmet karşılığı burs ver. Sal piyasaya, "tabi piyasa (milli filo) kaldıysa", zabitan maaşlarını çek aşağıya.. Yılların "megalo ideası". Ama piyasa dinamikleri böyle işlemez ki. Marka olmak gerek, iyi İngilizce bilmek gerek, yabancı personelle (kaotik kültür)birlikte çalışabilmeye yatkın olmak gerek.. Bunlar başarılabilecek mi? Her konuda olduğu gibi denizcilik eğitimini de planlayamadık ülke olarak. Her alanda bir furya.. "Altına hücum" adeta..Armatörlük, tersanecilik ve denizcilik okulları hepsi elde patlamış durumda.. Yazık harcanan paralara! Emekçinin emeğiyle de hayalleriyle de oynanmaz. Günah...
Saygılar, sevgiler.
78.174.203.206
Yazarın Diğer Yazıları
ÇOK OKUNANLAR
Tüm Hakları Saklıdır © 2004 Deniz Haber | İzinsiz ve kaynak gösterilmeden yayınlanamaz.
Tel : 0544 880 87 87 | Haber Scripti: CM Bilişim