Çanakkale Onsekiz Mart Üniversitesi (ÇOMÜ) Su Ürünleri Fakültesi Temel Bilimler Bölümü Başkanı Prof. Dr. Mustafa Alparslan, Mürefte sahillerinde görülen denizanalarının, bilinenlerden çok farklı ve büyük olduğunu belirtti.
Bunların genellikle kahverengi ve uzunluğu 2.5 metreyi bulan ''chrysaora mediterranea'' türü zehirli deniz anası olduğunu ifade eden Alparslan, deniz analarının özellikle hipertansiyon hastalarını tehdit ettiğini söyledi.
Bu türün oldukça zehirli olduğunu bildiren Prof. Dr. Alparslan, şöyle devam etti:
"Özellikle bahar aylarından başlayıp yaz periyodunu izleyerek eylüle kadar bu türün geçişi devam ediyor. Dikkat edilmesi gereken en önemli nokta, kahverengi ve mor renklerdeki bu türün vücudumuzun herhangi bir yeriyle temas etmemesidir. Bir şekilde ölüsüyle bile temas edildiğinde, bölgenin sirke veya amonyakla temizlenmesi gerekir. Vücudun deniz anasıyla temas eden bölgesi, kesinlikle tatlı suyla yıkanmamalıdır. Tatlı suyla yıkanırsa, knidoblast dediğimiz zehirli hücrenin kapsülleri patlar, daha fazla zehrin vücuda yayılmasına neden olur. Her durumda kişi gerekli müdahale için en yakın sağlık merkezine gitmeli, kendi yaptığı tedaviyle yetinmemelidir.''
Bu türün yanı sıra ''maviş'' diye adlandırılan, şirin görünümlü ''rhizostuma pulmo''nun da oldukça tehlikeli bir denizanası olduğunu anlatan Alparslan, vatandaşların mavi renkteki bu denizanasına karşı da dikkatli olmaları, ölü denizanalarının organizmasında zehrin etkisinin sürdüğünü unutmamaları gerektiğini kaydetti.
Öte yandan, Mürefte sahillerinde çeşitli renklerdeki deniz analarını gören vatandaşlar, şaşkınlık yaşadı.