• BIST 8718.11
  • Altın 2247.132
  • Dolar 32.3242
  • Euro 35.1624
  • İstanbul 9 °C
  • Ankara 1 °C
  • İzmir 7 °C
  • Antalya 10 °C
  • Muğla 6 °C
  • Çanakkale 5 °C

Türkiye ile Erdoğan'ın bekası, New York'ta çatışıyor!

RECEP CANPOLAT

Geçen hafta New York Güney Bölgesi Federal Mahkemesi'nde görülen Halkbank hakkında açılan ceza davasını Chinatown'da bulunan yerleşik Bölge Mahkemeleri Binasının 17'nci katındaki salonunda, izleme imkanım oldu.

Newyork Güney Bölgesi Federal Başsavcılığı'nın hazırladığı iddianame, 22 Ekim'de mahkeme tarafından kabul edilirken, yapılan ikinci duruşmaya sanık konumunda olan Halkbank avukatları GÖZLEMCİ statüsünde katıldığını beyan ederek, yeni bir hukuk tartışması başlattı.

Halkbank’la ilgili New York Güney Bölgesi Federal Başsavcılığı tarafından hazırlanan 45 sayfalık iddianamede, "ABD’yi dolandırmak amacıyla komplo kurmak, Uluslararası Acil Ekonomik Güç Yasası’nı ihlal etmek için komplo kurmak, bankacılık dolandırıcılığı, bankacılık dolandırıcılığı yapmak amacıyla komplo kurmak, kara para aklamak ve kara para aklamak amacıyla komplo kurmak" gibi suçlamalar yapılıyor.

New York Manhattan Federal Mahkeme Başsavcısı Geoffrey Berman tarafından hazırlanan iddianamenin, Reza Zarrab ve Halkbank eski Genel Müdür Yardımcısı Hakan Atilla’nın yargılamaları sırasında verdiği ifadelerden yola çıkarak hazırlandığını biliyoruz.

Başsavcı Geoffrey Berman, "İran’ın Türkiye’nin ulusal petrol ve doğal gaz şirketine petrol ve doğal gaz satışından elde ettiği gelirin Halkbank’taki hesaplara aktarıldığı, bu hesapların İran Merkez Bankası, İran Ulusal Petrol Şirketi ve Ulusal İran Gaz Şirketi adına olduğunu" öne sürüyor.

İddianamede Zarrab’ın eski Bakan Mehmet Zafer Çağlayan’a 70 milyon rüşvet verdiği iddiası ve eski Halkbank Genel Müdürü Süleyman Aslan’ın aldığı iddia edilen rüşvet ve ilişkilere yer veriliyor. İddianamenin detaylarına bakıldığı zaman Reza Zarrab'ın Mehmet Hakan Atilla'nın yargılandığı davadaki iddialarının dışında fazla bir şey olmamasına rağmen, Savcı Yardımcısı Michael Lockard'ın basına yansıyan açıklamalarında "Zarrab, iddiaları delillendirdi" diyerek, davanın sağlam bir yapı üzerine inşa edildiği izlemini vermişti.

5 kasım'da görülen davada, Mahkeme salonunda New York Güney Bölgesi Başsavcılığına bağlı 3 savcı yardımcısı, 2 Hazine Temsilcisi ve bir FBI temsilcisi yer alırken, Savunma tarafında ise bir dönem Halkbank soruşturmasıyla ilgili bankaya danışmanlık ve ABD'de hukuki temsilciliğini yapan King & Spalding hukuk firmasına bağlı dört avukat katıldı.

Halkbank avukatı Andrew Hruska'nın, New York Güney Bölgesi Federal Mahkemesi'nin Halkbank'ı yargılama yetkisi olmadığını beyan ederken, davayı kabul etmediğini ve reddi hakim talebinde bulunmasına karşın,  Yargıç Richard Berman 'ın "Böyle bir usul yok, istersen Yazı-Tura atalım" şeklinde çıkışına Başsavcı Yardımcısı Michael Lockard'ın "Bu mahkeme salonunda bir oyun oynanıyor. Halkbank adına katılan savunmanın gözlemci statüsü istemesi usule aykırı" sözü, mahkeme salonunda soğuk bir havanın esmesine neden oldu.

Yargıç Berman, Halkbank'ın yapılacak yeni bir duruşmada sınırlı ve özel katılım şartıyla katılma talebiyle ilgili olarak hukuk firmasından ayrıntılı yeni bir başvuru dilekçesi istedi. Bu konudaki argümanlarını sunmaları için avukatlara 19 Kasım'a kadar süre verdi.

Berman, başsavcılığa da avukatların iddialarını yanıtlamaları için 26 Kasım'a kadar süre tanırken, King & Spalding hukuk firmasından, savcılık tarafından sunulan dilekçeye 2 Aralık'a kadar cevap vermesini istedi.

Halkbank avukatı Hruska, reddi hakim talebinin gerekçesi olarak, Yargıç Berman'ın, Reza Zarrab ve Mehmet Hakan Atilla'nın yargılandığı davalara bakması ve 2014'te İstanbul'da katıldığı bir sempozyumda "Türk hükümetini eleştiren açıklamalar yapmasını" göstermişti.

NEW YORK'TAKİ İLK DURUŞMA 22 EKİM'DE YAPILDI

ABD'nin İran'a yaptırımlarını ihlal etme planları yapma suçlamasıyla 22 Ekim'de Manhattan'daki federal mahkemede görülen Halkbank davasına bankadan herhangi bir temsilci katılmadığı bildirilmişti.

Newyork Başsavcılığın Halkbank'ın ABD'deki avukatlarına mahkeme celbi ilettiğini kaydeden Savcı Yardımcısı Michael Lockard, bankanın duruşmaya katılmayarak suçlamalardan kaçtığını ve mahkemeye itaatsizlik ettiğini söyledi.

Davaya bakan Yargıç Richard Berman 22 Ekim'deki duruşmada, ABD'de iki yıldan uzun süre cezaevinde kaldıktan sonra Türkiye'ye dönen Mehmet Hakan Atilla'nın Borsa İstanbul Genel Müdürü olması konusunda ise "Sanırım bu da finansal suçlar işlemiş birinin topluma entegre edilmesinin bir yolu" demişti.

newyork_son_bbb-001.jpg

HALKBANK DAVASI TÜRK EKONOMİSİNE BÜYÜK HASAR VEREBİLİR

Mehmet Hakan Atilla'nın 16 Mayıs 2018 tarihinde New York Güney Bölgesi Federal Mahkemesi'nde görülen davada 32 ay hapis cezası almasının akabinde, Türkiye'nin Halkbank konusunda uzlaşmaya gitseydi ve ABD Hazinesi ile birlikte OFAC ile masaya otursaydı, ödeyeceği tazminat miktarı belki 1 milyar doları aşmayacaktı. Fakat Halkbank hakkında 20 milyar dolar yaptırım ihlali ile ilgili iddianamenin hazırlanıp, bir ceza davası haline dönüşmesi, tarihin en büyük mali suç cezasını ortaya çıkarabilir.

Bugüne kadar en büyük ceza ABD Hazine Bakanlığı'na bağlı Yabancı Varlıklar Kontrol Ofisi (OFAC) tarafından 2014 yılında Fransız BNP Paribas’a kesilmiş ve 8,9 milyar dolar ödemek zorunda kalmıştı. Halkbank'ın alacağı ceza bu rakamı aşabilir.

Öte yandan Halkbank'ın mahkemeyi tanımamasına karşın, gözlemci statüsü istemesi, Aralık'ta gerçekleşecek üçüncü duruşmada, Yargıç Richard Berman tarafından reddedilmesi büyük bir olasılık gibi görünürken, Başsavcılığın yeni argümanlarla mahkemeye çıkacağını öngörmek "müneccimlik olmasa gerek" diye düşünüyorum. Eğer Türkiye Halkbank Davası ile ilgili stratejisini yeniden belirlemezse, New York Güney Bölgesi Federal Mahkemesi, Halkbank ile ilgili ara bir karar alabilir.

Çünkü mali suçlarla ilgili merkezi Belçika'da da olsa SWIFT sistemini elinde tutan ABD Hazinesi'nin, mahkeme kararıyla Halkbank'ı SWIFT'ten düşürme ihtimali, Türk bankacılık sistemi ve ekonomisine büyük hasar verebilir.

22 Ekim'de yapılan ilk duruşmaya katılmayan ve mahkemeyi tanımadığını kamuoyuna açıklayan Halkbank, bu tehlikeyi önceden gördüğü için 5 Kasım'da yapılan ikinci duruşmaya kerhen de olsa katılmak zorunda kalmıştı.

TÜRKİYE VE ERDOĞAN'IN BEKASI, ABD'DE ÇATIŞIYOR!

New York Güney Bölgesi Federal Mahkemesi'nde görülen Halkbank Davası'nın iddianamesinde "Dönemin Başbakanı" ibaresiyle, Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın işaret edilmesi, Türkiye'nin savlarını açığa düşürüyor. Özellikle Türkiye, Halkbank konusunda savunma yapmayarak mahkemeyi tanımadığını belirtip, Savcılığın ilerde yeni iddianamelerle, Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın SANIK olma ihtimalini ortadan kaldırmayı amaçlıyor.

Türkiye haklı olarak, Cumhurbaşkanı'nı korumayı amaçlarken, elindeki güçlü argümanlarla Halkbank ile ilgili savunma mekanizmasını ertelemek veya ötelemek zorunda kalıyor. Türkiye, İran yaptırımları konusunda bölgesel ihtiyaçları içeren iyi bir savunma yapma ihtimali, Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın BEKASI'yla çatışma noktasına gelmesine yol açarken, Halkbank Davası sürecini, bir bilinmeze doğru sürüklüyor.

Devlet aklına ihtiyaç duyduğumuz bir dönemi yaşıyoruz.

Sevgi ile Kalın...

UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
Yorumlar
yorum
01 Aralık 2019 Pazar 01:36
01:36
Allah akıl fikir versin.Yılanla aynı çuvala gönüllü girip sokulduktan sonra üff desen ne olur yani..Allah akıl fikir vermemişmi? Akıl fikir arada sırada ihtiyaç duyulan değil ...varlığın temel taşıdır...
176.239.198.152
Yazarın Diğer Yazıları
ÇOK OKUNANLAR
Tüm Hakları Saklıdır © 2004 Deniz Haber | İzinsiz ve kaynak gösterilmeden yayınlanamaz.
Tel : 0544 880 87 87 | Haber Scripti: CM Bilişim