İDO'nun ortaklarından Akfen'in Yönetim Kurulu Başkanı Hamdi Akın, İDO'ya rakip geleceği yönündeki haberlere ilişkin, "Biz 861 milyon dolar ödediysek rakipler de para ödemeli" değerlendirmesinde bulundu.
İstanbul Büyükşehir Belediyesi (İBB) tarafından 1987'de kurulan İDO'nun esnek fiyat uygulamasının yarattığı büyük tepki, yeni oyuncuların İstanbul’da deniz ulaşımına ilgi duymasına neden oldu. Önce Bursa Büyükşehir Belediyesi, ardından NEGMAR’ın denizde ‘Bizde varız’ demesi ve hazırlıklarını Kurban Bayramına göre yapmaları İDO’yu rahatsız etti.
İDO’nun Türk ortağı Akfen Holding Yönetim Kurulu Başkanı Hamdi Akın, İDO'ya rakip olarak kurulacak herhangi bir oluşumun hukuka aykırı olacağını söyledi.
Akın, katıldığı bir programda İDO'ya rakip hat kurulmasıyla ilgili önemli açıklamalar yaptı. Akın, İDO'ya rakip olarak kurulacak herhangi bir oluşumun hukuka aykırı olacağını ifade etti ve İDO'nun işletme haklarını aldıklarında kendilerine rakip hatlara izin verilmeyeceğinin taahhüt edildiğini söyledi.
Akın, "Biz mevcut iskeleleri 30 yıllığına kiraladık. 30 yıl boyunca başka iskele verilmeyeceğini bize ifade etmişlerdi. Sözleşmelerimizde de bu maddeler var" diyerek kendilerine İDO'ya bir rakip getirilmeyeceğinin taahhüt edildiğini belirtti.
İDO'ya rakip hatlar kurulmasının kanunlara aykırı olduğunu belirten Akın, herhangi bir hattın hayata geçirilmesi durumunda hukuki yollara başvuracaklarını da sözlerine ekledi. Akın eğer yeni bir ulaşım firması bu işi yapacaksa kendilerine yapıldığı gibi o firmalara da ihale açılması gerektiğinin altını çizdi.
Akın, "Ödediğimiz 861 milyon dolar büyük bir paradır ve belediyeye verilmiştir. İhalesini kazanarak işletmesini devraldığımız İDO'da da başarılı bir yönetim gösterdiğimizi düşünüyoruz. Ufak tefek aksaklıklar olsa da onlar da kısa süre içerisinde geçiştirildi. Rekabet konusunda haberleri biz de duyuyoruz. Ama şimdi biz 861 milyon dolar ödediysek onların da bir ödeme yapması gerekiyor. İhale olmadan, ödeme yapılmadan böyle bir şey yapılırsa, bu kanunsuz olur. Hukuki yollarla gerekli girişimlerde tabii ki bulunuruz" ifadelerini kullandı.
İDO olarak iyi hizmet verdiklerini, muhtemel rekabet konusunun da adil ve eşit şartlarda düzenlenmesini beklediklerini vurgulayan Akın, şunları kaydetti: "Biz ne hükümetimizle ne de İstanbul Belediyesi'yle böyle bir konuda karşı karşıya gelmek istemeyiz. Şimdiye kadarki özelleştirmelerde hükümetimiz çok titiz davrandı. Yabancı sermayenin de bu konuda şu ana kadar bir endişesi olmadı. Biz İDO olarak görevlerimizi iyi biliyoruz ve vazifemizi mümkün olduğu kadar iyi yapmaya çalışıyoruz. Hiçbir şekilde de halka yük getirmemeye çalışıyoruz. Petrole yakın zamanda yeniden zam geldi, 2 avronun da üzerine çıktı. Bizim en büyük girdimiz yakıttır, buna rağmen İDO hiçbir şekilde zam yapmadı, aynı fiyatlarla devam ediyoruz. Bunu da hem halkımızın hem de yetkililerin anlayışla karşılayacağına inanıyoruz."
Hamdi Akın, İDO'nun ortakları arasında yer alan Brian Souter grubunun da çıkan haberler konusunda tedirgin olduğunu aktararak, şu ifadeleri kullandı: "İDO'ya bir rakip gelecekse de ihalesiz olmamalıdır. Sanki bazı iskeleler yeni şirketlere bedava verilecekmiş gibi haberler var. O iskelelerin mutlaka ihale yoluyla devrinin yapılması gerekir. Bize öyle yapıldı çünkü. Yabancı ortağımız da bu haberler karşısında şaşırmış durumda. Duyduğumuz, okuduğumuz haberlerin aslı astarı yoktur diye umut ediyoruz."
KİRAZLARI TOPLAMAK
Öte yandan geçtiğimiz günlerde de İstanbul Deniz Otobüsleri’nin (İDO) Tepe-Akfen-Sera ortak girişiminin bir parçası olarak yüzde 30 ortağı olan İngiltere merkezli Souter Investment’ın Kurucu Başkanı Brian Souter’den İstanbul’da deniz ulaşımının rekabete açılmasına İngiliz atasözüyle tepki vermişti. İDO’nun özelleştirilmesinden sonra İstanbul’da Bursa Belediyesi ve farklı şirketlere belli hatlarda imtiyaz hakkı verilmesinin etik olarak doğru olmayacağını belirten Souter, “Bu durum bana İngilizce’de ‘picking the best cherries’ (en iyi kirazları toplamak) atasözünü hatırlatıyor. Biz tüm ağacı satın aldık, şimdi en güzel meyvelerin dağıtılmasına karşı çıkıyoruz. Sadece en çok yolcunun olduğu feribot hatları imtiyazlarının başkalarına dağıtılması etik olarak doğru değil” açıklamasını yapmıştı.
2011 yılında yapılan bir ihaleyle Tepe-Akfen-Souter-Sera Ortak Girişim Grubu, İDO'nun 30 yıllık işletme hakkını 861 milyon dolar karşılığında kazanmıştı.
