Milli İstihbarat Akademisi, Türkiye’nin deniz yetki alanlarının harita üzerinde bütüncül şekilde ilk kez resmiyet kazandığı süreci değerlendirmek amacıyla “Deniz Mekansal Planlaması Haritası: Hukuki Niteliği, Sonuçları, Geleceği” başlıklı bir panel düzenledi. Moderatörlüğünü Dr. Fethullah Bayraktar’ın yaptığı panelde, Prof. Dr. Nurşin Ateşoğlu Güney, Prof. Dr. Yücel Acer ve DEHUKAM Müdürü Dr. Mustafa Başkara konuşmacı olarak yer aldı. Panelde, Türkiye’nin Ege Denizi ve Doğu Akdeniz’deki haklarını uluslararası hukuk çerçevesinde tescil etme hedefi vurgulandı.
Türkiye’nin Stratejik Hedefleri vurgulandı
Prof. Dr. Talha Köse, açılış konuşmasında deniz mekansal planlaması konusunun Türkiye için hayati olduğunu belirterek, kara, deniz, hava, uzay ve siber alanlardaki hak ve menfaatlerin korunmasının öncelikli hedefler arasında yer aldığını ifade etti. Köse, “Bu beş alanda gelişebilecek fırsatları en iyi şekilde değerlendirmek ve oluşabilecek tehditlere karşı koymak, Teşkilatımızın önemli gündem maddeleri arasındadır” şeklinde konuştu.
AB’nin Tek Taraflı Müdahalesine Dikkat Çekildi
Köse, Türkiye’nin deniz yetki alanlarına yönelik hukuki çözüm iradesini vurgulayarak, “Uluslararası hukuk ve geleneklere uygun şekilde barışçıl müzakereler yoluyla anlaşmazlıkları çözmeye kararlıyız” dedi. Ayrıca, Avrupa Birliği tarafından yayınlanan Deniz Mekansal Planlama Haritası’nın, Türkiye’nin egemenlik haklarını yok saydığını belirtti.
Yunanistan’ın İhlalleri ve Türkiye’nin Sert Duruşu
Köse, Yunanistan ve Güney Kıbrıs Rum Yönetimi’nin maksimalist taleplerinin, AB tarafından desteklenmesinin çözüm sürecine zarar verdiğini vurguladı. Yunanistan’ın Ege Denizi ve Doğu Akdeniz’de ilan ettiği planlama bölgelerinin, Türkiye’nin deniz yetki alanlarını ihlal ettiğini ifade ederek, “Türkiye bu tek taraflı yaklaşımları kabul etmeyecek ve kararlılıkla haklarını savunacaktır” dedi.
Türkiye’nin Deniz Stratejisi Somutlaşıyor
Köse, uluslararası hukuk çerçevesinde Türkiye’nin deniz yetki alanlarını tanıtan bir haritanın BM nezdinde resmiyet kazanma aşamasına geldiğini açıkladı. “Bu harita, Ege Denizi ve Doğu Akdeniz’deki haklarımızın somutlaşmasını sağlayacaktır” diye ekledi.
Uluslararası İş Birliği İhtiyacı
Köse, uluslararası ortamdaki belirsizliklerin Türkiye ve AB arasında daha yakın bir iş birliği gerektirdiğini vurgulayarak, “Tüm tarafların bu meseleye tarafsızlık ilkeleri çerçevesinde yaklaşması, adil çözümler üretme kapısını açacaktır” şeklinde değerlendirdi. Türkiye’nin, uluslararası alanda deniz yetki alanlarının kayıt altına alınmasının, denizlerdeki egemenlik hamlesinin önemli bir parçası olduğunu sözlerine ekledi.
DENİZ HABER AJANSI