Savunma Sanayi Başkanı İsmail Demir, KARGU İHA'ların hedefi, insan kontrolü dışında otonom olarak imha ettiği iddialarına "Teknolojik olarak biz bu kabiliyeti sahaya çıkarabilecek durumda olmamıza rağmen, hiçbir zaman için yüzde yüz belirlenmeyen bir hedefe angaje olmuyor. Hedef insan kontrolünde imha ediliyor" şeklinde yanıt verdi.
Savunma sanayinin diplomasi açısından da çok önemli olduğunu ifade eden Demir, "Savunma sanayi sadece ticari, teknik bir olay değil, önemli ölçüde ülke ilişkilerini etkileyen bir olay. Savunma sanayi çoğu zaman kapalı kapıları açıcı bir güç aktörü olarak masada" diye konuştu.
SİDA'LAR SERİ ÜRETİME GEÇİYOR
İlk kez Denizkurdu 2021 Tatbikatı'nda kullanılan, Türkiye'nin ilk silahsız muharip deniz aracı SİDA ile ilgili Demir, "Seri üretimi başlatıyoruz. İDA'ların da tek bir modelini değil, birçok modelini göreceksiniz. İKA'ların (İnsansız Kara Araçları) birçok modelini göreceksiniz. Bunlar yavaş yavaş geliyor. Şu anda alt zeminde dipten çok önemli çalışmalar var" dedi.
"ALGI OLUŞTURMAK İSTEYEN ODAKLAR VAR"
Milliyet'te yer alan habere göre, İHA ve SİHA'lar konusunda başta terör örgütü olmak üzere, algı oluşturmak isteyen odaklar olduğunu kaydeden Demir, "'İHAlar hedef gözetmeksizin vuruyor' diyorlar. Bizim herhangi bir operasyonda, son emrin verilmesi sistemimizin ne kadar katı olduğunu herkes biliyor. TSK'nın disiplini herkesçe malum. O mekanizma içinde kimsenin keyfi hareket etme imkânı yok" diye konuştu.
AZERBAYCAN'A İHA FABRİKASI KURULABİLİR
Azerbaycan’la işbirliği'ne değinen Demir, "Madem Azerbaycan’la ilgili 'tek millet iki devlet' diyoruz. Öyle davranmamız gerektiğini düşünüyoruz O noktada kabiliyetlerin tekrarı yerine yapılacak her türlü yatırım ve kabiliyetin birbirimizin eksiğini tamamlayacak şekilde olması... İHA örneğinden gidelim. Orada bir İHA fabrikası kurmak ne kadar etkin olur, öyle mi yapsak yoksa orada başka bir model mi yapsak? İki ülkenin birbirini tamamlayacağı ve güçlendireceği bir işbirliğine gitmesini düşünüyoruz. Savunma sanayi oldukça önemli kaynak isteyen bir alan. Kaynaklarımızı çok etkin kullanmalıyız. Bazı şeyleri tekrar etmek yerine, yaptığımız yatırımın iki ülkeye de katkısı olması gerekiyor." diye konuştu.
Tasarım, imalat ve testleri süren Milli Muharip Uçak Projesi hakkında ise Demir, "Elimizden geldiğince yetkin arkadaşlarımızı bu işte daha fazla çalıştırmaya devam ediyoruz. Hava savunması kademeli şekilde ilerliyor. Bundan bir süre önce elimizde yerli sistemimiz yoktu. Sungur, Hisar A+'nın ardından Hisar O+'yı envantere koyuyoruz. SİPER'e kadar bir basamak daha olacak. Son zamanlarda iyice ortaya çıktı ki uzun menzil, drone, İHA gibi şeyler de oldukça önem kazandı. Onlara karşı da iyi bir hava savunması olması gerekiyor. Bu da Sungur, Hisar A+, Hisar O+ gibi projelerimizin önemini ortaya koyuyor" ifadelerini kullandı.
"ABD'Lİ ŞİRKETLER DE ETKİLENDİ"
F-35 sürecinde çok kanallı olarak siyasi, lobi, hukuk ayağı gibi unsurları değerlendiren bir yol haritası üzerinde çalışıldığını söyleyen Demir, "Bu olaydan etkilenenler arasında ABD'li şirketler de var. Etkilerin kendileri tarafından karşı tarafa iletilmesi gibi çok ayaklı gidiş var" diye konuştu.
ATAK SORUNU ÇÖZÜLDÜ
ABD'nin motor ambargosu nedeniyle problem yaşanan ATAK helikopterlerinin Filipinlere ihracatıyla ilgili sorunların çözüldüğünü bildiren Demir, "Pakistan ihracatı için de süreç devam ediyor, orada NATO zirvesinin de etkisiyle olumlu adım olabilir, şu an negatif bir cevap yok" ifadesini kullandı.
SAVUNMA SANAYİDE KAZAN-KAZAN ANLAYIŞI
ADF'nin savunma sanayi işbirliklerine olumlu katkı sunduğunu dile getiren Demir, Ukraynalı uçak firması Antonov ile ortak kargo uçağı üretim sürecinde kazan-kazan anlayışıyla işbirliği olabileceğini ifade etti.
Demir, "Bizim onlara, onların bize katabileceği şeyler var. Tarafların kendilerine düşen yükü üstlenmesi gerekiyor. Doğru modelin oluşturulmasına çalışıyoruz" dedi.
Afrika ile savunma sanayi işbirliklerinin giderek arttığını vurgulayan Demir, şunları kaydetti:
"'Afrika'ya ürün satacağız ve para kazanacağız' diye yaklaşırsak bu ilişki çalışmaz. Biz hiçbir yere öyle yaklaşmıyoruz. Bu diplomasinin bir parçası, uluslararası ilişkilerin bir parçası varsa yardım programının bir parçası, insan yetiştirmenin bir parçası. 'Aldınız aldınız almadınız kusura bakmayın' demek doğru bir yöntem değil."
DENİZ HABER AJANSI
