Deniz ve okyanusları, insanoğlunun bilinçsizce attığı plastikler tehdit ediyor. 360 milyon kilometrekarelik alanı kaplayan beş büyük okyanusa yılda atılan 8 milyon ton plastik, çöp adaları oluşturuyor.
Birleşmiş Milletler’in (BM) Rio de Janeiro’da 2008 yılında düzenlediği Dünya Zirvesi’nde Kanada’nın önerisiyle 8 Haziran Dünya Okyanus Günü ilan edilmiş, yaşam döngüsünün en önemli unsuru okyanusların korunması için adım atılmasına karar verilmişti. Fakat dünyanın yüzde 70’ini kaplayarak yaşadığımız gezegeni su küre haline getiren okyanuslar, her geçen gün plastik atıklarla daha çok kirleniyor. BM, okyanusların korunması için öncelikli adımın plastik kullanımının azaltılması ve çevreye zarar vermeden geri dönüşüme gönderilmesi olduğunu vurguluyor. Bilim insanları, ucuz ve kolay erişilebilir olduğu için kullanım alanı git gide artan plastik malzemelerin çevreye verdiği zararın da yükseldiğini belirtiyor.
İTÜ Öğretim Üyesi ve Sürdürebilir Üretim-Tüketim Derneği Başkanı Prof. Dr. Filiz Karaosmanoğlu, “Yılda 500 milyar plastik poşet kullanılıyor ve dakikada bir milyon plastik şişe satın alınıyor. Okyanuslara her yıl 8 milyon ton plastik atılıyor. Yani dakikada bir, bir çöp kamyonu kadar plastik okyanusa dökülüyor. Çünkü plastik, konfor ve kolaylık sağlıyor. Ancak plastik, yerkürenin doğasını etkileyen ciddi bir çevre sorunu” dedi.
Karaosmanoğlu, bilgisayar klavyesi, su şişeleri, sentetik elyaflı giysiler, halılar, oyuncuklar, mutfak eşyaları ve ambalajların etrafımızda olduğunu vurgulayarak, “Yaşamımızda görünmeyen mikroplastikler var. 5 milimetreden küçük minicik parçacıklar (mikroplastikler) su ve rüzgarla taşınarak yerküremizi tehdit ediyor. Mikroplastikler kişisel bakım, kozmetik ve temizlik ürünlerinde bulunarak kullanım ardından nehir, göl, denize ulaşırlar. Her yıkama ardından sentetik kumaşlı mikroplastikler de atık suya karışır. Ayakkabı ve oto lastiği gibi plastik ürünler aşındıkça mikroplastikler açığa çıkar. Yani plastik ayak izimizle dünyamızı kirletip iklim değişimine bireysel yol açıyoruz” diye konuştu.
‘Denize atmayın’
“Okyanuslarda eriyen mikroplastikleri balıklar yediğinde besin zinciriyle soframıza ulaşıyor. Çin’den denize atılan bir plastiğin zehiri, okyanus akıntılarıyla Türkiye’de sofraya gelebiliyor. Tehlike büyük” diyen Karaosmanoğlu, “Plastikler atık değil, geri dönüşümün en önemli hammaddesidir. Plastikleri denize atmayalım. Geri dönüşüme yollayalım. Ekonomimize katkı sağlarken yerküremizi korumuş oluruz. Kullandığımız plastiklerin yarısı tek kullanımlık ve atılan ürünler. Poşet yerine file kullanın, kendi cam bardak ve fincanınızla çay-kahve için, plastik şişe yerine matara edinin” dedi.
16 insan kuşağı süren problem
Yılda 500 milyar plastik poşet kullanılıyor, dakikada 1 milyon plastik şişe satın alınıyor, okyanuslara yılda 8 milyon ton plastik atılıyor. Bir şişe denizde 400-500 yıl sürecek problem yaratıyor. Yani 16 insan kuşağı. Plastiğin yüzde 91’i geri dönüştürülmüyor. Plastiklerin yüzde 99’u küresel ısınmaya neden oluyor. Plastik kirliliği nedeniyle yılda 1 milyon deniz kuşu ölüyor. Balıkların 1/4’ünün sindirim sisteminde plastik bulunduğu için insanoğlu da dolaylı olarak plastik yiyor. Musluk sularının yüzde 83’ü plastik içeriyor.
Kaynak: Gökhan KARAKAŞ / MİLLİYET