• BIST 9524.59
  • Altın 2497.855
  • Dolar 32.5859
  • Euro 34.6982
  • İstanbul 12 °C
  • Ankara 12 °C
  • İzmir 15 °C
  • Antalya 16 °C
  • Muğla 8 °C
  • Çanakkale 11 °C

Kılavuzluk/Römorkör Servisleri ve Teknolojileri Kongresi ilk günü geride bıraktı

Kılavuzluk/Römorkör Servisleri ve Teknolojileri Kongresi ilk günü geride bıraktı
PTST 2017 Kılavuzluk/Römorkörcülük Servisleri ve Teknolojileri Kongresi'nin ikincisi bu yıl 27-28 Ekim tarihleri arasında İzmir Hilton Otel'de gerçekleşiyor.

PTST 2017 Kılavuzluk/Römorkörcülük Servisleri ve Teknolojileri Kongresi'nin ikincisi bu yıl 27 Ekim'de başladı. PTST 2017 Kılavuzluk/Römorkörcülük Servisleri ve Teknolojileri Kongresi, Kongre organizasyon Başkanı Selçuk Nas, Saim Oğuzülgen, Salih Bostancı, Yusuf Öztürk ve Kongre Başkanı Feramuz Aşkın'ın açılış konuşmalarıyla başladı.  

Selçuk Nas'ın ardından kürsüye Saim Oğuzülgen çıktı. Türk Kılavuzluk ve Römorkörcülük hizmetlerinin tarihi gelişimi ile ilgili bilgilendirici bir konuşma yapan Oğuzülgen "Klavuzluk hizmeti ticari bir girişimden çok gerekli bir kamu hizmetidir" diyerek sözlerini tamamladı. Saim Oğuzülgen'den sonra Salih Bostancı kürsüdeki yerini aldı. Kongrenin faydalı ve verimli geçmesini dileyen Salih Bostancı "Denizcilik sektörümüzü geliştirmek için bir olup birlik olmalıyız" dedi. 

İMEAK DTO İzmir Şube Başkanı Yusuf Öztürk ise "İzmir, denizci bir il, denizci bir şehir olduğunu bu kongre sayesinde tekrar göstermiş oldu" ifadelerini kullandı.

Türkiye'de kılavuzluk ve römorkörcülük hizmetlerinin organizasyon yapısı açısından karma bir yapı içerisinde verildiğini söyleyen Feramuz Aşkın şöyle konuştu, "Devlet de veriyor bu hizmetleri, kooperatif yapısına sahip meslek adamlarının oluşturduğu ticari şirketler de veriyor, limanlar da veriyor, tamamen ticari amaçla kurulmuş şirketler de veriyor. Bu yapı dünyaya baktığımızda her biri ülkelerde hakim olmasına rağmen üçü dördü bir arada karma yapıya çok az ülkede rastlıyoruz. Bu yapıda zor olan emniyetin sağlanması açısından vazgeçilmez olan, kılavuz kaptanın mesleki kararlarını verirken baskı altında kalmasının özellikle de ticari baskı altında kalmasının önüne geçilmesidir. Kılavuz kaptan eğer kamusal bir hizmet veriyor ise, kılavuz kaptanın ürettiği hizmetin müşterisi gemi olarak görünse de gerçek anlamda kamu çıkarları ise, o zaman kılavuz kaptanın hizmet verirken karşı karşıya kalabileceği bu gibi baskılardan da korunması noktasında da kamu erki devreye girmelidir. Deniz taşımacılığı, çoğunlukla alternatifi olmayan bir taşımacılıktır. "

Kılavuz kaptan alma oranı yüzde 50 civarında

Feramuz Aşkın önemli kılavuzluk bölgeleri bulunduğunu belirterek, Türk Boğazları, Karadeniz’i ve Karadeniz ülkelerini diğer denizlerle ve dış dünyayla bağlayan çok önemli suyolları durumundadırlar. Şimdi bu sisteme Kanal İstanbul ile bir de yapay kanal eklenmesi planlanmaktadır. Bu bölgede yoğun bir deniz trafiği mevcuttur. Kılavuz kaptan alma oranı da yüzde elliler civarındadır ve henüz arzu ettiğimiz seviyeye gelmemiştir. Uluslararası Denizcilik Örgütü IMO; 1994 yılında aldığı 827 sayılı Karar ile Türk Boğazlarından geçen bütün gemi kaptanlarına kılavuz kaptan almayı şiddetle tavsiye etmiştir."

"Otonom gemilerde çığır açıcı yenilikler yaşanıyor"

"Teknolojide sürekli bir gelişme yaşıyoruz. Bu gelişme denizcilik teknolojilerini de etkilemektedir. Özellikle otonom gemiler konusunda çığır açıcı yenilikler yaşanmaktadır. Otonom gemiler konusu acaba bugün burada üzerinde konuşmak için toplandığımız iki temel hizmeti, kılavuzluk ve römorkörcülük nasıl etkileyecektir? Bu yılın başlarında, ülkemizin gururu bir römorkörcülük teşkilatı ve römorkör üreticisi olan Sanmar tarafından üretilen bir römorkör, Hollanda’da tamamen karada konumlu bir operatör tarafından limandan kaldırılarak seyir yaptırıldı ve akabinde tekrar limana yanaştırıldı. Kendi alanında bir ilki gerçekleştiren Sanmar’ı kutluyoruz. Tüm bu işlemler sırasında gemide tüm mürettebat hazır bulundu ama hiçbir müdahalede bulunmadılar. Ülkemiz bu yüksek teknolojiyi üretebilecek kapasitede. İşte kongremizin ana konularından birisini de otonom gemilerin denizcilik mesleklerinin geleceğini nasıl etkileyeceği."

"Türkiye’deki teşkilatları biraraya getirmeye özen gösterdik"

Aşkın, "Kongremizi hazırlarken, tüm Türkiye’deki teşkilatları biraraya getirmeye büyük özen gösterdik. Kendimize belli konu başlıkları seçerek o konularda çalışma grupları oluşturduk ve bunun sonucunda kılavuzluk ve römorkörcülük hizmetlerine hem ülke içinde hem de uluslararası ölçekte katkı sunmayı amaçladık. Bunlar nelerdir. Programda da zaten göreceksiniz. Örneğin, liman manevralarında kılavuz kaptan-römorkör arasında yapılan konuşmalarda getirilmiş bir standart dünyada yok. Biz böyle bir standart acaba getirebilir miyiz dedik bir çalışma yaptık. Römorkör kaptanlarının eğitimi ve belgelendirilmesi konusunda da bir çalışma yaptık. Bir diğer çalışmamız da palamar personelinin eğitimi ve belgelendirilmesi konusunda oldu." ifadelerini kullandı.

Aşkın kongre ile ilgili şunları söyledi, "Kongremizde üç kavram öne çıkıyor değil mi. Birincisi kılavuzluk. İkincisi Römorkörcülük. Üçüncüsü ise teknoloji. Üç kelime, üç kavram. Römorkörcülük derken bunun da unsurları var. Römorkör konusunda biz bu kongrede, kullanım amacına göre, tahrik yöntemleri bakımından en kullanışlı şekilde nasıl inşa ederiz; inşa edilmiş olanları da en uygun şekilde nasıl kullanırız hususları üzerinde yoğunlaşıyoruz. Römorkörlerin çekme gücü elbette ki önemli. Ama tek faktör değil. Manevra uygunluğu ve yetenekleri de önem kazanıyor. Tabii ki burada doğal olarak römorkör kullanma teknikleri önem kazanıyor. İşte bu noktada tüketici ile üreticinin çok sıkı bir işbirliği yapması gerekiyor. Römorkör inşa edenlerden ne istediğimizi talep edip onları da yönlendirmemiz gerekiyor. Zaten onlar da sanıyorum bugünkü başarılarını bu işbirliğine borçlular. Baktığımızda bugün ülkemizdeki en büyük önde gelen römorkör üreticileri, aynı zamanda römorkörcülük hizmetleri de veriyorlar hatta kılavuzluk hizmetleri de veriyorlar. Örneğin Sanmar, Uzmar, Medmarine gibi römorkör inşa eden ve bu konuda uzman olan, başarılı olan römorkör üreticilerimiz. Tabii adlarını sayamadığım özel sektör içerisinde pek çok başka römorkör üreticisi tersane sahibi olan olmayan üreticimiz de var. Onlarla gurur duyuyoruz tabii. Burada vurgulamak istediğim kullanıcı ile üreticinin entegre olmasıyla römorkör üretimi ve satışında başarıya yansıyabildiği. Eminim bu kongrede ele aldığımız konular da bu entegrasyona ve bu başarıya katkıda bulunacaktır. Yeni yeni römorkör tipleri ortaya veya öne çıkıyor. Eskiden ana olarak konvansiyonel römorkörlerin yanında Voith ve ASD tip römorkörler vardı. Şimdi rotor römorkörler konuşuluyor. Bu yeni tip römorkörler ülkemizde de üretiliyor. Bir de tabii yakıt konusu var. Ekonomi önem kazandı. LNG yakıtlı römorkörler üretildi ülkemizde. Sanmar üretti. Bizim Damen'den bir eksiğimiz yok, fazlamız var."

Açılış konuşmalarının ardından Oral Erdoğan moderatörlüğünde gerçekleşen oturumda, Avrupa Römorkörcüler Birliği Genel Sekreteri Anna Maria Darmani, 'Denizcilik Sektöründeki Mevcut AB Girişimleri ve Bunların Römorkör Endüstrisine Etkisi' konusunu ele aldı. Sonrasında söz alan,Avrupa Klavuzluk Birliği Başkanı Stein Inge Dahn 'Otonom Gemiler - Klavuzluk Hizmetlerinde Karşılaşılan Zorluklar' hakkında bilgi verdi. 

PTST 2017 Kılavuzluk/Römorkörcülük Servisleri ve Teknolojileri Kongresi 1. oturumu Ahmet Ergin moderatörlüğünde gerçekleşti. 

Birinci oturumun ilk konuşmacısı olan Utku Cem Karabulut, "Eskort römorkör kullanımı ve konvansiyonel römorkörlere göre avantajları" hakkında katılımcılara sunum gerçekleştirdi.

Alican Takinacı ise "Eskort tipi römorkörlerin kaldırma kuvvetlerinin hesaplanması, Eskort römorkör ile eskort gemisi arasındaki kuvvetin hesaplanması, Traktör türü römorkör için geliştirilmiş formül ve 2 boyutlu hidrofor teorisi kullanılarak hesaplanması" gibi konulardan oluşan sunumunu katılımcılarla paylaştı. Takinacı, "Manevra ve frenleme kuvveti temelde çekme kuvvetidir. İki bileşene ayrılır. Durdurma kuvveti eskort edilen gemide olandır. Döndürme kuvveti ile 90 derecelik açı oluşturulur. Durdurma ve döndürme kuvvetleri iz sürücüleri tarafından artırılmış olmaktadır." tanımlarıylarıyla sunumunu bitirdi. 

Oturumun son konuşmacısı Orkun Burak Öztürk, "Doğu Karadeniz Bölgesi'nin başlıca limanlarında yapılan çekme gücü test araştırması, limanlardaki römorkör yeterlilikleri ve römorkör çekme kuvveti testlerindeki faktörler" hakkında İdris Turna ile yaptıkları araştırmayı sundu. Çekme kuvveti testinin durgun havada yapılması gereken bir test şekli olduğunu belirten Öztürk, "Çekme kuvveti test sonuçları yetkili klas kuruluşlarınca sertifika olarak sunulur. Bu yüzden de üreticiler tarafından gerek değeri, gerekse etkinliği zaman zaman abartılan bir alandır." ifadelerine yer verdi.

Ahmet Ergin moderatörlüğünde gerçekleşen ikinci oturumun ilk konuşmacısı Mehmet Kaptan, "Deniz kazaları ve nedenleri hakkındaki araştırma, bulgu ve önerilerini" paylaştı.

Mehmet Kaptan'dan sonra söz alan Ozan Bayazıt, "Kaza raporlarının elde edildiği kaza inceleme organizasyonlarını rakamsal ve yüzdelik ifadelerinin yanında ülkelere göre dağılım analizini" paylaşarak; bunlarla birlikte römorkör kazalarının ana nedenlerinin dağılımları, römorkör kazalarına genel bir bakış yapılarak kazaların ana nedenleri hakkında yaptıkları araştırma hakkındaki verilere değindi. "75 adet römorkör kaza raporunun içerik analizi yapılmıştır." ifadelerini kullanan Bayazıt, Emniyetli yönetim sistemini geliştirmek ve en yüksek düzeyde uygulanmasını sağlamak insan hatasını en aza indirerek olası kazaların önüne geçilmesini sağlayacağını belirtti.

Nur Jale Ece, sunumunda; İstanbul ve Çanakkale Boğazlarında gerçekleşen deniz kazaları, kazaların sebep ve türlerini anlattı. İstanbul Boğazı'ndaki kazaların yüzde 39.9'u çatışma, Çanakkale Boğazı'nda kazaların yüzde 36.4'ü karaya çıkma kazaları olduğunu vurguladı. Burak Kundakçı, Klavuz kaptan ve gemi kaptanı arasındaki çatışmalar ve nedenleri hakkında yaptıkları araştırma ve sonuçlarını katılımcılarla paylaştı.

Günün üçüncü son oturumu ise Kadir Seyhan moderatörlüğünde gerçekleşti. İlk konuşmacı olan Emin Deniz Özkan, denizcilikte stres ve iş doyumundan bahsetti. Müge Büber ile yaptıkları nicel araştırma yöntemlerini kullanarak klavuz kaptanlarındaki stres ve iş doyumu konulu araştırmaya yönelik bilgi sundu.

Ali Cem Kuzu, halat manevrası sırasında yaşanan iş kazaları ve halat manevra çalışma sistemlerinin düzenlenmesi hakkındaki önerilerini paylaştı. Yusuf Zorba, Liman klavuzluk hizmetlerinde durumsal farkındalık analizini "Gemi Manevrası, Gemi Kullanma ve Klavuzluk" olmak üzere 3 başlık altında inceledi.

Günün son konuşmacısı olarak Barbaros Ergezgin, 'Kaptan - Kılavuz Arasındaki Bilgi Alışverişi Üzerine Nitel Bir Araştırma' (A Qualitative Research on Master/Pilot Information Exchange) konulu sunumunu ingilizce olarak gerçekleştirdi.

670_galeri.jpg

Haber: Erdal Altay GÜRSOY / Deniz Haber Ajansı

UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
Bu habere henüz yorum eklenmemiştir.
Diğer Haberler
ÇOK OKUNANLAR
Tüm Hakları Saklıdır © 2004 Deniz Haber | İzinsiz ve kaynak gösterilmeden yayınlanamaz.
Tel : 0544 880 87 87 | Haber Scripti: CM Bilişim