19'uncu yüzyılda İstanbullular arasındaki yaygın düşünce şu şekildeydi: Dünyanın en güzel şehri İstanbul'dur, İstanbul'un en güzel yeri Boğaziçi'dir. Tarih boyunca gözde olan Boğaz yalılarının en ucuzu 80 milyon dolar...
HASİP PAŞA YALISI / BEYLERBEYİ 160 MİLYON DOLAR
19'uncu yüzyılda İstanbullular arasındaki yaygın düşünce şu şekildeydi: Dünyanın en güzel şehri İstanbul'dur, İstanbul'un en güzel yeri Boğaziçi'dir. Boğaziçi'nin en güzel yeri Beylerbeyi'dir. Beylerbeyi'nin en güzel noktası ise Hasip Paşa Yalısı'dır.
Özetle o devirde dünyanın en güzel konutunun Hasip Paşa Yalısı olduğuna inanılırdı. Beylerbeyi Yalıboyu Caddesi'ndeki bu muhteşem yalı 18'inci yüzyılda inşa edildi.
Bir asır sonra da yemlendi. Hasip Paşa Yalısı'nın Boğaziçi'ndeki sivil mimarinin en güzel örneklerinden birisi olduğu kabul edilir. Boğaziçi yalıları üzerine gazetelerde yazdığı yazılarda Haluk Şehsuvaroğlu, buranın Boğaziçi müzesi olması konusunda çok mücadele verdi.
Fakat başarılı olamadı. 1972 yılında çıkan bir yangında kül olan 4 bin 106 metrekarelik arsa üzerine konuşlanmış yalı, Sabancı ailesi tarafından satın alındı. Orijinal mimari şekliyle yeniden yaptırıldı. Orijinali iki büyük salon ve 26 odadan oluşan yalı, şu anda Demir Sabancı'ya ait.
MUHSİNZADE YALISI (Les Ottomans Oteli) KURUÇEŞME 155 MİLYON DOLAR
19'uncu yüzyılda inşa edilen, Osmanlı şaşaasını tam anlamıyla yaşamış olan Muhsinizade Yalısı, şu anda Türkiye'nin en gösterişli büyük otellerinden biri, hatta belki de birincisi: Les Ottomans. Kuruçeşme'deki 9 yalıdan biri olan Muhsinzade Yalısı'nda 1920'li yıllara kadar Sadrazam Muhsinzade Mehmet Paşa'nın çocukları, torunları yaşadı.
Yalıda o yıllara kadar Fransız matmazeller ders verdi, salonlarından piyano sesleri yükseldi. Sonra aile fertleri ya öldüler ya evlendiler ve yalıyı bir bir terk edip kaderiyle başbaşa bıraktılar. İlk önce bir kömür tüccarına depo olarak kiralandı, sonra da 1935 yılında yaşadığı yangının ardından kum deposuna dönüştü.
4527 metrekarelik arazi, uzun yıllar sonra Unsal Aysal'ın sahibi olduğu Unit Investment tarafından alındı ve Les Ottomans Oteli, Ünal Aysal'ın eşi Ahu Aysal tarafından Muhsinzade Paşa Yalısı'nın ruhuna uygun olarak yeniden inşa edildi.
İnşaat yedi sene sürdü ve tam 55 milyon dolara maloldu. 2006 yılında hizmete giren Les Ottomans, en küçüğü 80 metrekarelik 12 süit odadan oluşuyor ve beş yıldız standartlarının çok üzerinde özelliklere sahip.
FETHİ AHMET PAŞA YALISI / KUZGUNCUK 150 MİLYON DOLAR
Şu anda Fenerbahçe Kulübü Başkanı Aziz Yıldırım'ın dayısı Cengiz Valçın'a ait olan yalının bilinen ilk sahibi İsmet Bey ile ilgili kaynaklarda pek bilgiye rastlanmaz. Kendisine İsmet Bey'den intikal eden yalıya bugünkü şeklini veren Fethi Ahmet Paşa ise, Sultan Mecit'in ablası Atiye Sultan ile evliydi ve bu yüzden "Damat" lakabıyla anılırdı. 18'inci yüzyılın sonunda yapıldığı tahmin edilen yalıya adını veren Damat Fethi Ahmet Paşa, zevk sahibi bir insandı ve Osmanlı saraylarının dekore edilmesi görevi de kendisindeydi. Yalıya da kendi zevkine göre ilaveler yaptırdı, köşkünü inşa ettirdi ve bugünkü şeklini verdi.
Cumhuriyetten sonra, köşk ve hamamı yol yapımı için belediye tarafından istimlak edilen, güneydeki mutfağı da sahipleri tarafından yıktırılan yalı, boyasından dolayı Pembe Yalı olarak da anılır. Üsküdar tarafında bulunan kısmı, 1927'de bir yangında müştemilatla yanan, 1929-30 yıllarında artık boyaları dökülen ve o güzel pembe renginden eser kalmayan Fethi Ahmet Paşa Yalısı, daha sonra Fethi Paşa'nın torunlarından eski AP milletvekilli Şevket Mocan'a kaldı ve bu tarihten itibaren Mocan Yalısı olarak da anıldı.
1943-1946 yılları arasında, varisler tarafından özenli bir restorasyon yaptırılan yalının ilk halinden bugüne sadece selamlık binası ile harem bahçesi ve o zamandan kalma,güzel mermer fıskiyeli heykelli havuzu kalmış durumda.
TOPHANE MÜŞİRİ ZEKİ PAŞA YALISI / RUMELİHİSARI 125 MİLYON DOLAR
Rumelihisarı'nda, Fatih Sultan Mehmet Köprüsünün hemen altında kalan yalı, 19'uncu yüzyılda Osmanlı mimarisine yön veren Fransız levanten mimar Alexandre Vallaury tarafından inşa edildi.Yalıya adını veren ilk sahibi, 2. Abdülhamit döneminde 17 yıl süreyle Tophane Müşirliği yapmış olan ve padişahın sadık adamlarından biri olarak tanınan Zeki Paşa'ydı. Zeki Paşa 1914 yılında bu yalıda vefat etti.
Vahdettin'in dünyalar güzeli kızı Sabiha Sultan ile son Halife Mecit Efendi'nin oğlu Ömer Faruk Efendi bir aşk evliliği yaptıktan sonra bu yalıya yerleştiler.
Büyük kızları Neslişah Sultan da bu yalıda dünyaya geldi. Ömer Faruk Efendi sürgün edilene kadar bu yalıda yaşadı. Mimarisi geleneksel Boğaziçi mimarisinden farklı olan ve kayaların üstüne oturtulmuş bir şato görümündeki yalının toplam odası 20'den fazla. 4032 metrekare arsaya sahip dört katlı yalının bugünkü sahipleri ise Baştımar ailesi.
KIBRISLI YALISI / KANDİLLİ 120 MİLYON DOLAR
Göksu Caddesi üzerindeki bu 18'inci yüzyıl yalısının bilinen ilk sahibi, Birinci Abdülhamit devri sadrazamlarından İzzet Mehmet Paşa'dır. İzzet Paşa ailesinden sonra, bilinen son sahibi 1840'ta Askeri Şura Üyesi olan Kıbrıslı Mehmet Emin Paşa'ydı. Muhtelif devlet hizmetlerinde, valiliklerde, sefirliklerde bulunan, iki defa Kaptan Paşalık, üç defa sadrazamlık yapan Kıbrıslı Mehmet Paşa'ya geçtikten sonra, 19'uncu yüzyılın ikinci çeyreğinde yalı, "Kıbrıslı Yalısı" olarak anılmaya başlandı.
64 metrelik cephesiyle "Boğaz'a en geniş cephesi olan yalı" unvanlı Kıbrıslı Yalısı, sofalarından başka, alt katta onbeş, üst katla altı olmak üzere toplam 21 odalı. Yalı, Kıbrıslı Mustafa Paşa zamanında 40 bin metrekareydi. 25 bin metrekarelik arazisi plaj sahasında kaldı.
Boğaziçi'nin en güzel noktalarından biri olarak kabul edilen, dönemin başbakanı Turgut Özal tarafından 1984 yılında Bakanlar Kurulu'ndan alman özel izinle Suudi Arabistan Veliaht Prensi Abdullah Bin Abdülaziz'e satılan ve halk arasında "Sevda 'tepesi" diye anılan ağaçlık alan da daha önce Kıbrıslı Yalısı'nın komşuydu. Yalının şimdiki sahibi ise Halis Komili'nin eşi Alev Komili.
TAHSİN BEY YALISI / YENİKÖY 115 MİLYON DOLAR
Yeniköy'deki Tahsin Bey Yalısı'nın yerinde daha önce Sağır Ahmet Bey Yalısı vardı. Bu yalı, Abdülaziz döneminde Jönktürklerin en önemli karargahlarından birisiydi. Bir müddet askeri üs olarak da kullanılan yalıya ismini, Türkiye'nin ilk barajlarını yapan ve "barajlar kralı" lakabıyla da bilinen Tahsin Uzel verdi.
Uzel, 1940'ların başında bu yalıyla birlikte yanındaki İSelahaddin Adil Paşa'nın yalısını da aldı. Yalı, Tahsin Bey tarafından yıktırılarak dönemin ünlü mimarı Sedat Hakkı Eldem'e ijinal mimarili bir bina olarak yeniden yaptırıldı.
Yalının 80 metre rıhtımı var ancak bu uzunluk iki yalının birleştirilmesiyle elde edilmiş durumda. Yalının son dönemdeki ünlü sahiplerinden biri Tercüman Gazetesi'nin sahibi Kemal llıcak'tı.
Ilıcak'tan iktisat Bankası'nın patronu Erol Aksoy'a geçen Tahsin Bey Yalısı'nda şu anda ikamet eden Haluk Dinçer ve Suzan Sabancı Dinçer çifti yalıyı, 2004 yılında TMSE'den 14.8 milyon dolara satın almıştı.
KONT OSTROROG YALISI / KANDİLLİ105 MİLYON DOLAR
Kandilli Göksu Caddesi üzerinde yer alan bir diğer önemli yalı da Kont Ostrorog Yalısı'dır. Yalıya ismini veren Kont Ostrorog 1904 yılında burayı satın alana kadar yalının tarihiyle ilgili muhtelif rivayetler var. Kont Leon Ostrorog ise, tanınmış bir hukukçu ve Osmanlı Devleti Adalet Bakanlığı'nın Polonya asıllı Fransız müşaviri... İslam Hukuku üzerine en önemli otoritelerden biri kabul ediliyordu, istanbul'a geldiğinde ünlü Levanten ailelerden Lorandoların kızı Jeanne Lorando ile evlendi ve çift uzun yıllar dönemin istanbul sosyetesinin önde gelen isimleri oldular.
Yalıda son zamanlara kadar Kont'un ailesi, on olarak da oğlu Jean'in ikinci eşi İska oturdu. Onun da vefatıyla varisler tarafından satılığa çıkarılan yalıyı, 2001 yılında Rahmi Koç aldı ve detaylı bir restorasyon çalışmasının ardından buraya kendisi yerleşti. Denizden bakıldığında, yanyana birleştirilmiş iki yalı gibi gözüken Kont Ostrorog Yalısı, iç yapısı ile de bu etkiyi doğrular. Alt katta, devrin bütün yalılarında olduğu gibi mermer döşeli bir avlu, bu avluya açılan dört oda bulunmaktadır. İki çift merdivenle yukarı çıkılan kısımda da aynı şekilde odalar vardır.
ŞEHZADE BURHANETTİN EFENDİ YALISI (Erbilgin Yalısı) YENİKÖY 100 MİLYON DOLAR
II. Abdülhamid'in oğlu tarafından 1911'de satın alınan ve şehzadenin adını taşıyan 64 odalı yalı, Boğaz'ın en büyük sahilhanelerinden biri.
Arka bahçesinde büyük bir köşk bulunuyor. Kıbrıslı Yalısı'ndan sonra eb uzun rıhtıma da sahip yalılardan biri.
Türk asıllı Mısırlı Ahmet İhsan Bey yalıyı satın alınca, halk arasında Mısırlılar Yalısı olarak da geçmeye başlamış.
ZARİF MUSTAFA PAŞA YALISI / ANADOLUHİSARI 85 MİLYON DOLAR
Esat Bey Yalısı olarak da bilinen bu yalı, 1848'de Mustafa Paşa tarafından satın alınmış ve günümüze kadar aynı ailede kalmıştır.
Bir zamanlar Boğaz'ın en büyük binalarındandı. Günümüze ise sadece selamlığı kaldı.
1990'da bir yük gemisi yalıya çarptı ama daha sonra restore edildi.
NURİ PAŞA YALISI (Rahmi Koç Yalısı) BEYKOZ 80 MİLYON DOLAR
Abdülhamid'in subaylarından biri olan Nuri Paşa tarafından 1895'de yaptırıldığı tahmin edilen binada uzun yıllar Rahmi Koç yaşadı. Rivayete göre Nuri Paşa'nın ressam olan oğlu Hami, yandaki yalının sahibi Marki Necip'in kızıyla kaçmıştı.