• BIST 9745.02
  • Altın 2427.694
  • Dolar 32.5699
  • Euro 35.0032
  • İstanbul 20 °C
  • Ankara 22 °C
  • İzmir 21 °C
  • Antalya 22 °C
  • Muğla 19 °C
  • Çanakkale 18 °C

Hafta sonu İstanbul'da gidilecek yerler! İstanbul'da Boğaz turu!

Hafta sonu İstanbul'da gidilecek yerler! İstanbul'da Boğaz turu!
Hafta sonu yoğun çalışma temposundan sıkılmış insanların, bir çok çiftlerin olmazsa olmazı boğaz turu... İstanbul'da boğaz turu yapmak... İşte tüm ayrıntılarla İstanbul'da boğaz turu.

Adına şiirler, romanlar yazılmış; şarkılar, resimler yapılmış doğal bir şaheserdir İstanbul. Tarihin kendisidir İstanbul.

Eminönü, Üsküdar, Kadıköy, Kabataş ve bir çok noktadan kalkan boğaz turları İstanbullular ve yabancı turistlerin olmazsa olmazı haline geldi. İstanbul Büyükşehir Belediyesi ve bir çok özel firmanın sağlamış olduğu boağaz turunda, İstanbul Boğazının görsel zenginliği eşliğinde hem zamanda bir yolculuk yapacaksınız hem de keyifli ve unutulmaz bir vakit geçireceksiniz.

Genel olarak yaklaşık bir buçuk saat süren klasik boğaz turlarında, İstanbul Boğazının önemli eserleri anons sistemleri ile hem Türkçe hem de İngilizce olarak tanıtılıyor.

bogaz2.jpg

İstanbul'un en büyük ve temiz sahil şeridi olan Kilyos'un kum plajları, Kilyos Burnu'ndan Gümüşdere Plajı'na kadar uzanıyor. Kilyos plajları, aynı zamanda deniz sörfü tutkunlarına ideal bir ortam sunuyor.

Orman içinde ve göl kenarında at ile gezinti yapma imkanı da bulunan Kilyos'ta Cenevizliler döneminde inşa edilen, Sultan 2. Mahmut zamanında restore edilen Kilyos Kalesi de görülmesi gereken yapılar arasında yer alıyor.

Rumeli FeneriRumeli Feneri, özellikle İstanbul'un Avrupa yakasında oturanlar için ideal gezi yerlerinin başında geliyor. İstanbul Boğazı'na Karadeniz'den giriş yapan gemileri karşılayıp aynı denize açılanları uğurlayan ve 1856 yılında Fransızlar tarafından inşa edilen Rumeli Feneri, deniz seviyesinden 58 metre yükseklikte bulunuyor. 30 metre uzunlukta üç kademeli kule yapısına sahip olan ve ilk yıllarında gaz yağı, ardından asetilen gazı günümüzde ise otomatik olarak elektrikle çalışan fenerdeki ışığın görülme mesafesi 18 mil. Kule binası içindeki Saltuk Baba Türbesi ziyaret edilebiliyor.

Rumeli Feneri'nin eşsiz manzarası eşliğinde, isteyenler kısa gezintiler sonrası kule dibinde bir çay bahçesinde oturabiliyor, köyün az sayıdaki balık lokantalarına misafir olabiliyor.

Rumeli Feneri kalesinin eteklerinde, surlarında, avlusunda dolaşılabiliyor, burçlarına çıkılabiliyor, surlarında yürünebiliyor. Nostaljik ve turistik Rumeli Feneri köyünün çarşı içindeki camisinin yanında Rumlardan kalma tek tük yapılar görülebiliyor.

bogaz3.jpg

Garipçe Köyü
Boğaz sahil şeridinde ve Rumelikavağı ile Rumelifeneri köyü arasında yer alan Garipçe Köyü, Sarıyer ilçe merkezine 11, Taksim'e 31 ve Eminönü'ne 34 kilometre uzaklıkta bulunuyor.

Sarıyer'in 9 köyünden biri olan Garipçe, boğazın Karadeniz girişine hakim manzarası, temiz havası, taze balıkları, antik kaleleriyle sakin bir gün geçirmek isteyenleri kucaklıyor. Büyükliman tarafından giderken ''Gürleyen Kayalar'', diğer adıyla ''Ağlayan Kayalar'', çok küçük bir koy olan Hamsi Limanı ve Büyükliman Burnu (Çalı Burnu), Rumelifeneri'ne giderken Garipçe Burnu'ndan Papaz Burnu'na kadar yalçın kayalar uzanıyor. Koyun diğer burnu ise kayalıklardan denize girmek isteyen gençlerin, fotoğraf severlerin kullandıkları bir patika ile köye bağlanıyor. Sarıyer ve Garipçe'den tekneyle gelenler, Büyükliman halk plajında denize girebiliyor.

Poyrazköy
İstanbul Boğazı'nın Karadeniz'e çıktığı noktada yer alan Poyrazköy de yaz boyunca teknelerin, yatların sığındıkları korunaklı bir koyda bulunuyor.

6 yüzyıl önce kurulan Poyrazköy'e ilk yerleşenlerin, Cenevizliler olduğu tahmin ediliyor. Sahili kum plaj olan Poyrazköy'ün çehresine, kıyı boyundaki deniz manzaralı balık restoranları cazibe katıyor. Poyrazköy'de cazip bir başka mekan da Poyraz gözetleme kulesi ve kalesi.

Boğaz girişine hakim bir yerde, bugün kısmen ayakta kalabilmiş gözetleme kulesiyle dairesel bir plana sahip kalenin, kuruluş tarihi kesin olarak bilinmiyor. Kale, karşı yakada yer alan, aynı devre ait, aynı amaçla yapılıp kullanıldığı bilinen Garipçe Kalesi ile birbirine bakıyor.

Sahildeki içi mağara gibi oyuk ''Plefkaya'' isimli ilginç kayanın çevresi ise temiz denizi, manzarası ile yatların, küçük teknelerin uğrak yeri. Poyrazköy tesisleriyle, misafirperverliğiyle, plajıyla ve doğal güzellikleriyle yaz-kış yerli ve yabancı turistlere ev sahipliği yapıyor.

Anadolu Kavağı
Anadolu Kavağı da yıllardır değişmeyen görüntüsü ile nostaljik balıkçı köyü özelliğini koruyor. İstanbul'un akciğerlerinden biri olan Anadolu Kavağı, balık lokantaları ile ünlü. Sonbaharda yenen lüferin yanı sıra boğaz girişinden çıkarılan temiz midyeler, balık restoranlarında misafirlere sunuluyor.

Boğazın kontrolü için Bizanslılar tarafından yapılan Yoros Kalesi, restore edilmiş birkaç ahşap evin bulunduğu hafif yokuş, dar sokaklar Anadolu Kavağı'nın hafızalarda kalan özellikleri arasında bulunuyor. Tam ortasında ulu çınar ağaçlarının bulunduğu Anadolu Kavağı'nda sahil boyunca oltayla balık tutma imkanı da mevcut.

Anadolu Kavağı yakınlarında, oldukça popüler olan ziyaret yerlerinden biri olan Boğaziçi'nin sahile en yakın ve en yüksek tepesi Yuşa Tepesi bulunuyor.

Riva
İstanbul'a yaklaşık 40 kilometre mesafedeki, Anadolu Feneri ile Şile arasında yer alan Riva, Beykoz'un bir diğer yeşil köyü. İstanbul'da denize girilebilecek temiz sahiller arasında yer alan Riva, kumsalın arasından denize dökülen deresi, yeşil ve ormanlık çevresi ile çok kalabalık olmayan bir belde.

Geniş kumsallara sahip olan Riva, yaz aylarında İstanbul'dan serinlemek için gelenlerin akınına uğruyor.

bogaz-002.jpg

Belgrad Ormanları
Sarıyer'in gerisindeki Belgrad ormanları, kentin akciğeri niteliğinde ve toplam 5 bin 440 hektarlık alanı kaplıyor.

Şehir merkezine araba ile 30-45 dakika mesafedeki Belgrad Ormanı, İstanbul için adeta nefes alınabilecek bir ortam konumunda bulunuyor. Doğayı sevenlerin ve bitki inceleme tutkunlarının en çok rağbet ettikleri alanlardan biri olan Belgrad Ormanı'nda, meşe başta olmak üzere doğu kayını, adi gürgen ve Anadolu kestanesi en çok bulunan ağaç türleri. Belgrad Ormanı, yaban hayatı açısından da zengin. Yaban domuzu, tilki, ender olarak çakal ve kurt, ormanın sık bölgelerinde ise çulluk, sülün ve yaban güvercini görülüyor.

Terkos Gölü
Çatalca yakınlarındaki Terkos Gölü ve çevresi yaban ördeği ve yaban kazı avının yapıldığı İstanbul'a yakın av bölgelerinden biri arasında yer alıyor. Doğal güzelliği, tertemiz havası olan Terkos Gölü'nün etrafı sazlık, kıyıları ise oldukça sığ. Motorlu tekneler sazlıklar arasında yol alıyor.

Gezmeye gelenler, karabatak, sakarmeke, beyaz ve gri balıkçıl gibi değişik kuş türlerini bir arada görebiliyor.

Göl çevresi, yürüyüş yapmak için de ideal. Bitki örtüsü meşe, dişbudak, gürgen, kızılağaç, defne, kocayemiş ile kamışlarla kaplı salkım söğüt ağaçlarından oluşuyor.

Durusu Park Yaban Hayatı Müzesi'nde ise dünyanın çeşitli yerlerinde avlanmış, içi doldurulup ilaçlanmış 200'e yakın hayvan türü sergileniyor. Durusu park alanında birbirinden güzel bahçeli çiftlik evleri, turistik otel, at binme sahası ve oteller bulunuyor.

En yakınından az uzağına baharda gezmelik stresten uzak İstanbul’a yakın kaçamak rotalarını sizin için derledik. Yolunuz açık olsun!

Ağva
İstanbul’a bir -yerine göre iki- saat uzaklıkta, nefes alabilmek için doğru bir adres Ağva. Geçmişi M.Ö. 7. yüzyıla uzanan belde, Latince “iki dere arasına kurulmuş köy” ve “su” anlamına geliyor. Bu yüzden de ismi ile müsemma.

Yerli dizicilerin Bir İstanbul Masalı’ndan hatırlayacağı kasabaya, iki yanı ağaçlıklı yoldan kıvrılarak varılıyor. Göksu ve Yeşilçay derelerinin göbeğindeki Ağva’da, guruldayan mideler köy kahvaltısına koşarken, karnı tok sırtı pekleri kano ve tekne turları bekliyor.

Uzun kumsalı görenleri heyecanlandırsa da temkinli olun. Zira Göksu’nun Karadeniz’e açılan kısmındasınız. Hatta “İlle deniz” diyorsanız Ağva’ya 15 dakika uzaklıktaki Kilimli ve Kadırga koyları piknik ya da kamp yapmak, denize girmek için en ideal yerler arasında.

Şile
Baharda, henüz sahili dolmamışken kafa dinleyeceğiniz, öğlen, akşam deniz ürünlerine doyabileceğiniz yerdesiniz. Üstelik Şile sadece miskinlik yeri de değil; taze balık yiyip Şile bezi kıyafet bakmaktan fazlasını yapabilirsiniz. Burada bacaklarınıza güvenin. Çünkü Onbir Göller Vadisi’ndeki Hacıllı Şelaleleri’nde kayadan kayaya atlayacak, sıkı bir yürüyüşle Gürlek Mağarası’na varacaksınız.

29 yıl önce köyün öğretmeni Osman Yardımcı’nın keşfettiği, ilk Hıristiyanların hapsedildiği mağara, sırf dev sarkıtları için bile görülmeye değer. Civardaki bir diğer durak ise kumu romatizmal hastalıklara iyi gelen Kumbaba. Bizans döneminden beri şifa arayanların uğradığı Kumbaba, manzara ve deniz meraklılarının da ortak adresi.

Kandıra
İstanbul’un hengamesinden bir buçuk saat uzaktaki Kandıra, Kocaeli’nin tersine henüz sanayileşmediği için bu listede yerini buldu. Çam ormanlarıyla çevrili ilçede telaşa yer yok. Çünkü burada zaman yavaş akıyor. Önce Kandıra’nın meşhur yoğurdunu tadın sonra sahilleriyle ünlü, Cebeci, Bağırganlı, Kefken, Kumcağız veya Kerpe’ye uzanın. Şirin balıkçı tekneleri, mangalda balık keyfi ve bol oksijen buralarda sizi bekliyor.

İlçenin bir diğer görülesi yeri Karadeniz’in tek yerleşim olan adası Kefken Adası. Burada kale surları, sarnıç kalıntıları ve deniz feneri muhakkak gezilmeli. Adını civardaki kayaların renginden alan Kefken Pembe Kayalar’a uğradığınızda, bu kayaların İstanbul’a getirilip Sultanahmet Camisi dahil birçok camide kullanıldığını da unutmayın.

Kilyos
Yakın zamanda popüler beach club’ları ve lüks villalarıyla “Eyvah” dedirtse de, İstanbulluların Sarıyer’deki kapı komşusu Kilyos’a baharda bir şans verin. Çünkü malum yaz partileri henüz başlamadı ve Karadeniz’in en tehlikeli denizi Kilyos henüz akına uğramadı.

Adının Rumca kum anlamına gelen “Kilya”dan veya güzel boğaz anlamına gelen “Killa”dan türediği varsayılan beldede, Cenevizlilerin yaptırdığı ve Sultan II. Mahmut’un restore ettirdiği Kilyos Kalesi görülmeye değer. Köyün eski evlerinin arasından tepeye ulaştığınızda karşınıza çıkan panoramik manzara da büyüleyici. Kilyos’ta bugüne ulaşabilen üç su terazisi, iki taş iskele, kayıkhane ve İstanbul’un Fethi anısına 1453’te dikildiği söylenen büyük çınar ağacı da ziyaret edilebilir.

Riva
Beykoz’un şirin sahil köyü Riva, İstanbul’a yarım saat uzaklıkta bahara “Hoş geldin” diyebileceğiniz günübirlik rotalardan. Denizi ve kumsalı epey davetkar görünse de, bu mevsimde en iyisi Riva Deresi’ne yollanın. Burada balık tutup piknik yapın veya tekneyle sazlıkların arasında süzülün. Hatta motor sporlarına uygun arazi sayesinde, civarı ATV’lerle de keşfedebilirsiniz.

Karadeniz’den gelecek saldırılara göğsünü siper eden ve Bizanslılardan kaldığı varsayılan Riva Kalesi, güneşi batırmak için mükemmel nokta. Akşam Karadeniz balıklarıyla süslü sofranızdan kalkarken bu geziden pişman olmayacaksınız.

Polonezköy
Polonyalı siyasi sürgünlerin 1800’lerde kurduğu Polonezköy, Anadolu Yakası’nda Beykoz’un kalbinde yer alıyor. Burası baharda renk cümbüşüne dönerken, sadece kahvaltı etmek için bile gelinebilir. Zira şehrin en iyi sofraları burada kuruluyor. Ama elbette Polonezköy’de kahvaltıdan fazlası var.

Mesela Zofia Teyze’nin Hatıra Evi’nde eski fotoğraflara dalıp köyün tarihini öğrenebilirsiniz. Burasının nasıl Polonya Köyü’ne dönüştüğünü anlamak için, yıl boyunca pek çok aktivitenin, serginin ev sahibi Kültür Evi de iyi bir kaynak sunacak. Hemen önündeki ağaç oyma heykel sergisi ve 1914’te yapılan Czestochowalı Meryem Ana Kilisesi de mini kültür turunuz için bire bir.

Sapanca – Maşukiye
İstanbul’dan yola çıkıp 1,5 saat sonra Sapanca Gölü’nde haşmetli ağaçların, kuş cıvıltılarının ve özgürce koşuşturan kazların arasında olmak nasıl fikir? Üstelik civardaki tesislerde SPA masajı ve rahatlatıcı banyolarla bahar yorgunluğunuzu atabilirsiniz. Bu rotada öğlen gölün çevresinde sakin bir yürüyüş, kıyıdaki tesislerde öğle yemeği, ardından hamak keyfi sizi bekliyor.

Yolunuzu biraz daha uzatıp Maşukiye’ye vardığınıza da pişman olmayacaksınız. Çünkü ucu bucağı görünmeyen ormanları ve tomurcuklanan kiraz ağaçlarını herkes sever. Hatta oksijene hala doymadıysanız Kirazlı Yaylası ve Kuzu Yaylası da çevrede görebileceğiniz yerler arasında.

Yenimahalle – Acarlar Longozu – Taraklı Kasabası
Sakarya’nın Karasu ilçesindeki Yenimahalle, Acarlar Longozu ve Taraklı Kasabası, iki günlük bir bahar rotası. Yenimahalle, Sakarya’nın Karadeniz’e döküldüğü yerde, eski Türk filmlerinden fırlamış bir kasabayı andırıyor. Buradaki balık lokantalarını hafızaya kaydetmemek imkansız.

Diğer durağınız Türkiye’nin ikinci büyük su basar ormanı Acarlar Longozu, nesli tükenmek üzere olan bitki ve hayvanların ev sahibi. Bu yüzden de korumaya alınmış. Ağaçlarla çevrili gölü, adım başı su menekşeleri ve nilüferler süslüyor.

Sakarya’nın güneydoğu ucundaki Taraklı da bu planın nihai hedefi. Betona yenilmemiş kasabada Osmanlı’dan kalma tarihi evlerin, Arnavut kaldırımı dar sokakların arasında zaman birkaç yüzyıl geriden geliyor.

Avşa Adası
Marmara Denizi’nin ortasında Kapıdağ Yarımadası’nın uzantısındaki adalar grubundan biri Avşa Adası. İstanbul’dan deniz otobüsüyle 2 saat 45 dakikada bambaşka bir yerdesiniz. Bu güzergahı havalar iyice ısındığında seçmekte fayda var. Aksi halde dantel gibi koylara, altın renkli kumsallara içiniz gidebilir.

Adanın eski yerleşim yerlerinde Rum ve Bizans etkisini görebileceğiniz turlar için istikamet Yiğitler, Türkeli ve Manastır mevkileri. Çiftlik’teki kiremit mezarları ve Aziz Georgios Manastırı da görülmesi gereken yerler arasında. Avşa, üzüm bağlarıyla ünlü ve halk arasında Şarap Adası diye anılıyor. O yüzden adanın şaraplarını tatmadan dönmeyin.

Kıyıköy
İstanbul’a iki saat uzaklıktaki bir başka bahar adresi Kırklareli’ne bağlı Kıyıköy. Pabuç ve Kazan ırmakları arasında yüksek bir tepeye kurulu bu sahil kasabasına heyecan verici bir yoldan, Bizans kalıntılarından geçerek giriliyor. Beldede iki katlı ahşap evlerle çevrili sokaklardan sahile uzanıp, balıkçı barınaklarını ve eskiden korsanlar tarafından kullanılan mağaraları keşfedebilirsiniz.

Pabuçdere ile Kazandere’de sandal sefasından sonra “Sadece keyif olmaz” diyorsanız, buyurun kültür turuna. Bizans Dönemi’ne ait kaleye ve beldenin güneybatısında yer alan Aya Nikola Manastırı’na geçin. Kapadokya’daki kaya kiliselerini andıran manastırda aradığınızı bulacaksınız.

İğneada
Şöhreti büyük. Hakkında “Trakya’nın incisi” deniyor. Kırklareli’ne bağlı İğneada, denizi, gölleri, longoz ormanları ve saklı dereleriyle ününü hak ediyor. Bir hafta sonu İğneada Longoz Ormanları’na giderseniz kendinize büyük bir iyilik yapmış olacaksınız. O yüzden su geçirmeyen botlarınızı giyin, rehberli turlardan birini seçin. Çünkü adını bile bilmediğiniz ağaçlar ve kuşlar sizi bekliyor.

İğneada elbette bu kadar değil. Altın tozlu uzun kumsalını keşfettikten sonra, Limanköy’deki 148 yaşındaki deniz fenerini, organik ballarıyla ünlü Beğendik Köyü’nü gezin. Vaktiniz kaldıysa civardaki göllere uzanın. Çünkü Erikli, Mert, Hamam, Pedina, Saka, Sülüklü ve Ramana gölleri yabani hayvanların ve kuşların doğal evleri.

Prens Adaları
Şehre yakın, en kolay bahar kaçamağı Adalar’da yapılır. İstanbul’un dokuz adasından en bilinen dörtlüsünde (Büyükada, Heybeliada, Burgazada, Kınalıada) sizi erguvanlar ve mor salkımlar karşılar. Bizans döneminde saray mensupları sürgün edildiği için “Prens Adaları” diye anılan Adalar’ın ortak özelliği, yemyeşil piknik alanları, muhteşem yalıları ve plajlarıdır. Bunların dışında elbette her birinde gezeceğiniz pek çok yer bulunur.

Büyükada, yılda sadece iki gün açılan Aya Yorgi Kilisesi, dünyanın en büyük ahşap binası olduğu söylenen Rum Yetimhanesi, Reşat Nuri Güntekin’in evi ve 2. Abdülhamit’in yaptırdığı Hamidiye Camisi ile ilgiyi hak eder. Heybeliada Sanatoryumu, İsmet İnönü Köşkü, Deniz Lisesi, Ruhban Okulu, Hüseyin Rahmi Gürpınar’ın evi de Heybeliada’da gezilecek yerler arasındadır. Sirakyan İkiz Evleri, Hristos Manastırı ve Kilisesi, Rum Ortodoks Panayia Kilisesi de Kınalıada’ya gidecek herkesin mutlaka görmesi gereken yerler. Burgazada’da ise Aghios İoannes Prodromos (Aya Yani) Kilisesi, Christos (Metamorfosis) Manastırı ve Sait Faik Abasıyanık Müzesi’ni görmeden dönmeyin.

Deniz Haber Ajansı

UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
Bu habere henüz yorum eklenmemiştir.
Diğer Haberler
ÇOK OKUNANLAR
Tüm Hakları Saklıdır © 2004 Deniz Haber | İzinsiz ve kaynak gösterilmeden yayınlanamaz.
Tel : 0544 880 87 87 | Haber Scripti: CM Bilişim