• BIST 9524.59
  • Altın 2490.448
  • Dolar 32.5467
  • Euro 34.722
  • İstanbul 14 °C
  • Ankara 17 °C
  • İzmir 17 °C
  • Antalya 18 °C
  • Muğla 11 °C
  • Çanakkale 16 °C

Denizden korkan muhabir Kızıldeniz'e daldı

Denizden korkan muhabir Kızıldeniz'e daldı
Deniz korkum daha ilkokul öğrencisiyken başladı. Yeni yüzme öğrendiğim zamanlardı, bir gün denizdeyken ayağıma deniz anası yapıştı.

Acıdan mı yoksa o yumuşaksı dokusundan mı ürperdim hatırlamıyorum, denizden korkmaya başladım. Yıllar boyu denizle ilişkim vapura binmek, tekneyle gezmek, hiç olmadı sahilde oturup gelip geçen vapurları izlemekten öteye geçmedi. Ta ki yolum Kızıldeniz'in en popüler dalış noktalarından Şarm El Şeyh'e düşene kadar. Orada belki de ömrümün sonuna kadar bir daha cesaret edemeyeceğim bir şey denedim. Su altı cennetine yani Kızıldeniz'e tüplü dalış yaptım. Kırmızı mor renkli mercanlarla, rengarenk balıklarla tanıştım. Evdeki akvaryumun minik sakinlerinden korkan ben, balıkları sevdim. 20 dakikalık dalış keyfinde tek bir şeye üzüldüm; o da yüzme bilmiyor olmama. Peki denizden fazlasıyla korkarken nasıl oldu da Kızıldeniz'e daldım? Şaşkınlığımı üzerimden attıktan sonra hem bu sorunun cevabını hem de tüplü dalışın inceliklerini araştırmaya koyuldum...

 Turizm Bakanlığı'nın davetlisi olarak gittiğimiz Mısır'daki ilk durağımız Şarm el Şeyh. Dalgıçlar için bir rüya alemini andıran şehre gelip de Kızıldeniz'e dalmadan dönen yok gibi. Geleneği bozmak istememiş olacaklar ki organizatörler programımıza tekne gezisi, isteyenler için de şnorkel ve tüplü dalış eklemişlerdi.
 
İlk kural panik yapmamak
 
Tekneye varmadan önce dalış malzemelerini almak için bir mağazaya uğradık. O dakikaya kadar tekne gezisine bile niyetli değilken, bir anda dalmaya karar verdim. Divers Land isimli dalgıçlık merkezinden eğitmenimiz Muhammed Seyid'in de aramıza katılmasının ardından teknemiz rotasını bir buçuk saat uzaklıktaki Tiran adasına çevirdi. Yolculuğumuz boyunca eğitmenimizin dalışla ilgili anlattıklarına kulak veriyoruz. "İlk kural soğukkanlı olmak, kendine güvenmek, panik yapmamak." Sırada malzemeleri tanımak var; dalış elbisesi, maske, oksijen tüpü, ağırlık kemeri ve paletler... Dalış esnasında bizi en çok zorlayacak şey oksijen tüpünü iyi kullanmak. Bunun yolu yavaş yavaş nefes almaktan geçiyor. Herhangi bir aksilik olduğunda ise el ve göz hareketleriye anlaşacağız. Olası problemlerden biri basınçtan dolayı kulaklarda oluşabilecek tıkanıklık. Çözümü; burnumuzu sıkıp, sümkürmeye çalışmak. Kızıldeniz'de su altı yaşamının korunması için birçok yasak olduğunu öğreniyoruz. Mesela çapa mercanlara zarar verdiğinden dalış tekneleri birbirlerine bağlanarak demirliyor. Dalıcıların eldiven ve bıçak kullanmaları yasak. Su altındaki hiçbir canlıya dokunmamamız konusunda da sıkı sıkıya uyarılıyoruz. Zira zehirli bir kaya balığı ya da ateş mercanına dokunmak yaralanmalara neden olabilirmiş.
 
Rengarenk balıklarla tanıştım
 
Bu kuralları dinledikten sonra elimize bir form tutuşturuluyor. Eğer solunum, kalp, bronşit, astım, sinüzit, tansiyon hastasıysanız, kulaklarınızda rahatsızlık varsa ya da yeni ameliyat olduysanız dalış yapamazsınız diyor formda yazılanlar. Elbiselerimi giyinip, ekipmanlarımı kuşanıyorum. Ve teknenin ucuna gelip, kendimi bırakıyorum Kızıldeniz'in kucağına. 9 metrelik dalış noktamıza doğru başlıyoruz kulaç atmaya. Derine daldıkça belime takılan 6 kg'lık kemere ve sırtımdaki oksijen tüpüne rağmen kendimi bir kuş gibi hafif hissediyorum. Dev bir akvaryumdayım sanki; sarı siyah çizgili, gri, mor renkli kelebek, melek ve balon balıklarıyla tanışıyorum. Gözümü attığım her yerde bir balık sürüsü çıkıyor karşıma. Kimi kendi oluşturduğu dairenin etrafında delice bir hızla dönüyor, kimi yakınımızdan süzülüp geçiveriyor.
 
Denizaltında sayıları neredeyse balıklardan çok amatör ve profesyonel dalgıç görüyorum. Sonu ne zaman gelecek diye düşünürken kendimi üzeri adeta tuz gölünü andıran deniz dibinde buluyorum. Eğitmenimizin talimatına uyup oturmaya ve yüz üstü yatmaya çalışsam da suyun kaldırma kuvveti galip geliyor. Burada ise adeta taşlaşmış çiçekleri andıran kırmızı, mor renkli mercanlarla tanışıyoruz. Sorunsuz geçen 20 dakikalık dalışın sonunda sıra çıkmaya geldiğinde ise aklımda tek bir soru var. Bir daha böyle bir şeye cesaret edebilir miyim? Bu soruya can-ı gönülden 'evet' demeyi çok isterdim.
 
Köpek balıkları eşliğinde...
 
Şarm el Şeyh'in cazip merkezlerinden biri de Ras Muhammede Ulusal Parkı. 220 farklı mercan, bin balık, 40 yıldız balığı, 25 deniz kirpisi, 100 çeşitten fazla yumuşakça ve 150 çeşit kabuklu türüne ev sahipliği yapan Ras Muhammed Ulusal Parkı'nda köpek balığı resifi ile yolanda resifi dalgıçlar için büyüleyici bir imkan sunuyor. Köpek balığı resifinde dalanlara çekiç kafalı köpek balıkları, gri ve beyaz köpek balıkları ile tuna balıkları eşlik ediyor.
 
450 dolara dalış ehliyeti
 
Şarm'da dalmaya karar verdiyseniz ilk yapmanız gereken 60 Euro ödeyerek sizi dalış noktasına götürecek bir tekneye binmek. 15-20 dakika süren bir dalış için de ayrıca 30 Euro ödemelisiniz. Eğer su altında geçirdiğiniz dakikalar kayıt altına alınsın istiyorsanız fotoğraf ve video görüntüleri için 40 doları gözden çıkarın. Yüzme bilmeyenler 3 metre ile dalmaya başlıyor. Dalış ehliyeti olanlar 18-30 metre, açık su ehliyeti olanlar ise 30 metre sonrasına dalabiliyor. Şarm el Şeyh'teki merkezlerde dalgıçlık eğitimi de veriliyor. 4 gün süren eğitim sonrasında 18 metre dalış ehliyeti alınabiliyor. 2 gün havuzda, 2 günü denizde verilen derslerin karşılığı ise 450 dolar.
 
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
Bu habere henüz yorum eklenmemiştir.
Diğer Haberler
ÇOK OKUNANLAR
Tüm Hakları Saklıdır © 2004 Deniz Haber | İzinsiz ve kaynak gösterilmeden yayınlanamaz.
Tel : 0544 880 87 87 | Haber Scripti: CM Bilişim