• BIST 10225.48
  • Altın 4344.188
  • Dolar 40.2161
  • Euro 46.9709
  • İstanbul 24 °C
  • Ankara 22 °C
  • İzmir 26 °C
  • Antalya 26 °C
  • Muğla 25 °C
  • Çanakkale 24 °C

Vatan, Erdoğan'a cevap verdi

Vatan, Erdoğan'a cevap verdi
Vatan Gazetesi Yayın Yönetmeni Tayfun Devecioğlu, Ahmet Burak Erdoğan'ın ortak olduğu MB Denizcilik'in aldığı gemiyle ilgili haberlere kızan Başbakan Erdoğan'a cevap verdi.

Biz Başbakan’ın oğlunun şirketiyle uğraşmıyoruz... İşimizle uğraşıyoruz

Dün karışık duygular yaşadım. Şaşkınlık, kızgınlık ve üzüntü...

VATAN, 2 gündür son derece dikkatli bir üslupla ve gereken tüm belgeleri tek tek ortaya koyarak, önemli bulduğu bir haberi kamuoyuna duyurdu. Başbakan’ın oğlu Burak Erdoğan’ın ortağıyla beraber bir gemi satın alması haberini...

Haber en küçük bir eksiği olmadan VATAN’da yer aldı. Fazladan, abartılarak tek kelime yazılmadı. Gemiyi satan işadamının (Hasan Doğan) verdiği bilgiler de ağzından ne çıktıysa o şekilde gazetede yer aldı. Zaten Başbakan’ın danışmanları daha gazete baskıya girmeden Hasan Doğan’ın VATAN’a verdiği bilgilerden haberdardı.

BİRE BİR UYUMLU
Dün Başbakan bu konuda beni oldukça şaşırtan bir konuşma yaptı. Diyor ki “Bazıları çıkmış çocuğumun şu anda kurdukları şirketle uğraşıyor...”

Başbakan şunu bilmeli ki biz çocuğunun kurduğu şirketle değil, işimizle uğraşıyoruz. Bir Başbakan’ın çocuğunun gemi satın alması dünyanın her yerinde son derece önemli bir haberdir. Başbakan “gemi değil koster” diyor. Başbakan çocuğunun koster alması da dünyanın her yerinde önemli haberdir. (Kaldı ki satın alınan Safran 1 resmi kayıtlarda “kuru yük gemisi” olarak tanımlanıyor.)

Başbakan kusura bakmasın ama oğlu araba da alsa haber yapmak durumundayız, Dubai’ye tatile gitse de...

Erdoğan devam ediyor: “Öyle yalan dolan ifadelerle, gazete başlıklarıyla bir yere varamazsınız. Başlık başka altını okuyorsun başka...”

Hoppala... Başlıkla, altındaki haber birebir uyumlu. Başlıkta “Gemi aldı” diyor. Haberde “hangi gemiyi, kim aldı, kim sattı” tüm belgeleriyle var.

DOĞRULUYOR...
Sonra “16-17 yıllık kosterdir, fiyatı da bellidir. 2.5 milyon dolar civarında bir gemi. 500 bin dolar peşinatla ve banka kredisiyle, kendi sermayelerini ortaya koyarak aldıkları bir gemidir” diyor.

Güzel. Biz de böyle yazdık zaten. “1991 yapımı” dedik, “500 bin dolar peşin kalanı 36 ay taksitle alındı” dedik. Gemiyi satan “Toplam fiyat 2 milyon 350 bin dolar” dedi, biz de yazdık. Başbakan 2.5 milyon dolar civarında diye bizi yine doğruluyor. Neye kızıyor, celalleniyor anlamak mümkün değil.

Daha ilginç bir cümleyle devam ediyor: “Bundan sonra gemi kazancıyla taksitlerini ödeyecek noktadadır.” Gemici değiliz, kazancıyla taksitleri öder mi bilemeyiz ama Erdoğan’ın verdiği bilgiye göre “koster işletmeciliği” kârlı bir iş anlaşılan. 500 bin dolar ver, ayda 50 bin dolar gelir elde et, gemi 3 yılda kendini amorti etsin. Bu bilgiler doğruysa insanın gemici olası geliyor.

Sonra kızgınlığının dozu artıyor: “İş takibi, komisyonculuk mu yapsalardı” diye soruyor. İyi de biz “Gemicilik yapmasınlar” demedik ki... “Gemi aldılar, gemicilik yapacaklar” dedik. İş takibi, komisyonculuk yapmasınlar tabii... Ayıp olur, hem de suçtur bu işler.

Erdoğan sonra tehdit kokan sözler sarf ediyor:

“Bu medyanın karın sancılarının ne olduğunu biliyorum. Kusura bakmasınlar o başlığı atanlara sesleniyorum. Sancılarınızın ne olduğu belli. Neyi nereden nasıl alıp verdiğiniz, onlar da belli. Onları da şu anda Maliye’si de her şeyi de takip ediyor. Onlar da meydana çıkıyor...”

İşte bu laflara kızmamak mümkün değil. Bir gazete çıkacak, yüzde 100 doğru bir haber yapacak. O ülkenin Başbakanı da çıkıp “Haber doğru ama Maliye’yi saldım üstlerine, günlerini görecekler” benzeri laflar edecek.

BİZİ KASTEDİYOR
Gerçi konuşmanın hemen ardından VATAN yöneticilerini arayan danışmanı “Maliye bölümünde kastettiği siz değilsiniz” dedi ama Başbakan’ın bizi kastettiği apaçık belli.

Kusura bakmasın ama bu kadarı fazla. İki lafından biri demokrasi, özgürlükler olan bir Başbakan, özgür medyayı emrindeki kurumlar aracılığıyla sindirmeye kalkışırsa vay halimize. Dünyada bu işleri yapan çok çok birkaç ülke var. Kuzey Kore ve İran, bir de bazı Afrika ülkeleri... Rusya’da Putin daha zekice bir yöntem bulup, medyanın tamamını yandaşı işadamlarına satın aldırdı.

Erdoğan 4 yılı aşkın süredir Başbakan... Ama medyanın standart fonksiyonlarına alışamadı. Yarın öbürgün isterse Cumhurbaşkanı olacak. 7 yıl daha medyanın bir numaralı ilgi odağı olarak kalacak. Yalan ve abartılı haberlere tepki göstermek en doğal hakkı. Ama gerçekleri yansıtan haberlere alışmak zorunda.

Üzüntüm ise Türk medyasının halinedir. Başta basın olmak üzere medya öylesine sinmiş, öylesine pısmış ki, halka açık resmi web sitelerinden teyid edilebilecek bu haberin üzerine gitmeye cesaret edemediler. Bana göre Türkiye’nin en büyük sorunlarından biri “üç maymunu oynayan” medyadır.

Görmüyorlar, duymuyorlar, söylemiyorlar.

Korkuyorlar, siniyorlar, pıstıkça pısıyorlar.

Sorunca da “gazeteciyiz” diyorlar.

Üzüntüm bunadır.

Kaynak:Tayfun Devecioğlu-Vatan Gazetesi

www.DenizHaber.Com.tr

Diğer Haberler
ÇOK OKUNANLAR
Tüm Hakları Saklıdır © 2004 Deniz Haber | İzinsiz ve kaynak gösterilmeden yayınlanamaz.
Tel : 0544 880 87 87 | Haber Scripti: CM Bilişim