Gözlerim açıkken UN RO-RO'nun satışına izin vermeyeceğim." ABD'li yatırım fonu Kohlberg Kravis Robert (KKR) adlı ABD'li yatırım fonuna satışına bu sözlerle karşı çıkan UN RO-RO Yönetim Kurulu Başkanı Saffet Ulusoy, 48 ortaktan yeterli desteği bulamayınca direnmekten vazgeçti ve yüzde 8.9 civarındaki kendi hissesini de sattı. Böylece KKR'nin imzaya açtığı satış sözleşmesini hisselerin yüzde 88'si imzalamış oldu. UND ise yüzde 2,7 hissesini satmama kararı aldı.
Yaşanan bir aylık satış sürecinde sık sık gündeme gelen UN RO-RO 1993 yılında Yugoslavya iç savaşı nedeniyle kara taşımacılığı aksayınca 48 ortakla kurulan bir şirket. Bugünkü ortak sayısı ise 212.
İkisi yapım aşamasında olan 15 gemiye sahip bu şirket Türkiye ihracatının yaklaşık yüzde 40'ını deniz yoluyla İtalya'nın Tieste limanına taşıyor. TIR'ların şoförleri ise uçakla İtalya'ya gidiyor.
Kurulmasına öncü olanların başında ise o yıllarda Uluslararası Nakliyeciler Derneği (UND) Başkanı olan RO-RO Gemi İşletmeleri ve Kombine Taşımacılar Derneği RODER İle Uluslararası Nakliyat İşletmelerinin Kurucusu Yönetim Kurulu Başkanı Saffet Ulusoy geliyor.
Şirketin satış kararı 2006 yılının Kasım ayında aralarında Saffet Bey de dahil hissedarların yüzde 87'sinin katılımıyla alınmış. Şirket bugün Akdeniz'de bir numara. Dünyada ilk onun içinde.
Bu kadar parlak bir şirket neden satışa çıkarılıyor? Ortaklarının hepsi birbirine rakip olan nakliyecilerden oluşan şirkette Saffet Ulusoy, liderliğiyle gerçekten bir çimento görevi görüyor. Ancak Saffet Bey'in hasta olması ve ağır bir dönem geçirmesi şirketin geleceği konusunda ortaklar arasında ciddi bir endişe yaratıyor.
En fazla hisseye sahip Ulusoy ailesinin diğer fertleri Alican ve Yılmaz Ulusoy da satış kararını destekleyince harekete geçiliyor. Denizcilik sektörünün dünyada en parlak dönemini yaşıyor olması ise hem taliplerin sayısını artırıyor hem de KKR'nin 910 milyon euro ile şirketi satın alma sürecini başlatıyor.
Ya satılacak ya halka açılacak
Son bir aydır Türkiye İhracatçılar Meclisi (TİM) ve Uluslararası Nakliyeciler Derneği'nin stratejik olduğu iddiaları ile satışı önleme çabaları ve Saffet Ulusoy'un "sert" çıkışları nedeniyle bugüne kadar genel olarak özelleştirmelerde yaşadığımız "milli menfaatler" tartışmalarının ilk kez özel sektörde de yaşandığına tanık olduk.
KKR'nin 1-5 Ekim tarihleri arasında hissedarlara yaptığı teklifin imza süreci dün akşam saatlerinde doldu. Ulusoy ne yazık ki kardeşi Yılmaz Ulusoy da dahil hisselerin yüzde 88'lik bir bölümüne dediğini yaptıramadığı gibi kendisi de hissesini satmak zorunda kalıyor.
910 milyon dolarda her hisseye 5 milyon euro düşüyor. Kurulurkan 40 bin dolar sermayeyi zor bularak ortak olan nakliye şirketleri bugün ciddi bir gelir elde ederek sermaye sahibi oluyor.
KKR ise kendi deyimi ile "aşık olduğu genç kızı" alarak en fazla beş yıl sonra satmak veya halka açmak üzere yatırımlara başlıyor.
UN RO-RO satışı Ulusoy imparatorluğunu parçaladı
Saffet Bey'i çileden çıkaran UN RO-RO satışı, Türkiye'nin en zengin aileleri sıralamasında yer alan Ulusoy ailesini de parçalayan süreci başlattı. Saffet Bey'in her fırsatta dile getirdiği "Bu şirketi ben yarattım" ifadelerinin de uzun bir süredir ailede rahatsızlık yarattığı biliniyordu.
Saffet Ulusoy'u anlayabilmek için aslında biraz yaşam öyküsüne bakmak gerek.
Ulusoy ailesi Oflu bir aile. Mehmet Ali, Ali Osman, Sefer, Niyazi, Yılmaz, Cemal, Selma, Ayşe, Şadıman, Aysel, Fatma olmak üzere 11 kardeşler.
Taşımacılık konusunda ilk adımları babası Mehmet Bahattin önce sal, sonra da kamyon taşımacılığı ile atıyor. Ailenin en büyüğü Mehmet Ali Ulusoy ise işleri büyüten yatırımları yapıyor.
Saffet Bey için Mehmet Ali Ulusoy'un önemi çok fazla. Trabzon'da kalan ve uzun yıllar Türkiye Odalar ve Borsalar Birliği (TOBB) Başkan Yardımcılığı yapan Ali Osman Ulusoy'u ise "kardeşlerine bağlı değildir" sözleriyle anlatıyor.
İlk kez 1937'de Ulusoy Otobüs işletmesi kuruluyor.
1961 yılında kardeşleri Yılmaz ve Cemal ile İstanbul'a geliyorlar. Cemal'in ölümünden sonra ise bugün 300 milyon dolara ulaşan ciroya sahip taşıma, otomotiv, turizm ve tekstil alanlarında çalışan şirketlere sahip bir holding haline geliyor.
Alican ve Yılmaz Ulusoy birlikte hareket ediyor
Holding yönetiminde bugün ikinci kuşaktan sadece Cemal Ulusoy'un oğlu Alican Ulusoy faaliyette. Alican lojistik alanında 3 yeni şirket kurarken, kendi oğlu Haluk ise kendi kurdukları şirketlerin yönetiminde yer alıyor.
Alican ve Yılmaz Ulusoy birlikte hareket ediyor. İddialara göre tekstil ve turizm Yılmaz Ulusoy, otobüs, transport ve Küçükyalı'daki teşkilat Alican Ulusoy, İkitelli'deki merkez ve gayrimenkuller ise Saffet Ulusoy'da kalacak. Bir yıl önce kararı verilen ancak Saffet Ulusoy'un hastalığı nedeniyle ertelenen bu ayrımın 1 Temmuz'da yapıldığı söyleniyor.
Nakliyecileri ABD'li şirket birleştiriyor
Saffet Ulusoy çevresindekilere göre renkli ama zorlu bir kişilik. O da kendisini "Yaşamın her alanına hakim olmaya istekli yapısıyla, liderliğe aday bir karakter" olarak tanımlıyor. Zaten nakliyecilikte iki ayrı dernek Uluslararası Nakliyeciler Derneği (UND) ve Ro-Der'in ortaya çıkması da buradan kaynaklanıyor.
Yaklaşık 20 yıl yaptığı UND Başkanlığı'nı çocukluğundan beri tanıdığı yine Oflu Çetin Nuhoğlu'na seçimle kaptırınca 2001 yılında ona rakip olarak Ro-Ro Gemi İşletmecileri ve Kombine Taşımacılar Derneği'ni (RODER) kurdu, başkanı oldu. Geçen süre içinde de iki dernek sektörde sürekli karşı karşıya geldi.
Ancak UN RO-RO'nun satış süreci Çetin Nuhoğlu ile Saffet Bey'i barıştırdı. Dün Nuhoğlu'nu satışı nasıl değerlendirdiğini sormak için aradım. YASED Başkanı Tahir Uysal'ın aksine şirketin stratejik olduğu görüşünü tekrar savunan Nuhoğlu, "Üzgünüm. En azından yüzde 30 hisse satılmamalıydı. Bu şirket stratejik bir sektör. Avrupa Türk nakliyeciliğini yoketmeye çalışıyor. Önümüzdeki dönemde bunu göreceğiz" diyor.
Saffet Ulusoy'la son dönemde sık sık görüştüklerini söyleyen Nuhoğlu, "iki dernek tekrar birleşir mi?" sorumu da şöyle yanıtlıyor:
"10 gün içinde böyle bir gelişme sürpriz olmaz. Bu satışın tek iyiliği 6 yıldır ayrı kalan sektörün tekrar birlik olmasını sağlaması olacak. Nakliye sektörü karşı karşıya olduğu kota problemleri, mal taşıma engellerine karşı artık tek bir yürek olacak. Bu sektör bizim."
KKR'nin cirosu 100 milyar doları geçiyor
*KKR'ye bağlı 40 şirketin dünya çapında 560 binden fazla çalışanı ve 100 milyar doları aşan yıllık cirosu var.
*Bünyesindeki şirketler 10'dan fazla ülkede ve 11 farklı sektörde faaliyet gösteriyor.
*Sahibi olduğu şirketler arasında oyuncak zinciri Toys 'R' Us, medya ölçüm şirketi Nielsen, medya şirketi Pro7 Sat1 de var.
*UN RO-RO'nun alınmasıyla ilk defa denizcilik sektörüne girmiş olacak.
UN RO-RO'nun en büyük ortağı Ulusoy
*1993'te 48 ortakla kurulan Ro-Ro taşımacılığı şirketi UN RO-RO, 13 gemiyle faaliyet gösteriyor.
*Toplam 212 hissedarı bulunan şirket, İstanbul Ambarlı ve İstanbul Pendik limanlarından İtalya'nın kuzey ucundaki Trieste'ye düzenli sefer yapıyor.
*Şirketin lojistik ve işletme alanında faaliyet gösteren 5 ayrı şirketi var.
*Şirketteki en büyük ortak yüzde 7,2 hisseyle Ulusoy Denizcilik.
*Ödenmiş sermayesi 180 milyon YTL olan şirketin 2006 sonu cirosu 228 milyon YTL.
Saffet Ulusoy neler demişti
* UN RO-RO filosundaki gemiler Türkiye'nin gözbebeği. Hükümet de hanımım da şirketin satılmasını istemiyor.
* Gözüm açık olduğu sürece bu gemileri sattırmam.
* Mukavelenin 3. maddesinde CEO'ların (Cüneyt Solakoğlu ve Erol Soylu) satıştan kaç lira alacağına dair bir ibare bulunmuyor. Hiç gizlemeyin 18 milyon euro para alırsınız. Bu para da ortakların cebinden çıkacak. Bu CEO kimin CEO'su? Benim mi, ABD'nin mi? Satmazsanız mahkemeye veririz sizi diyorlar. Senin temsilcin seni mahkemeye veriyor. Meğer CEO, "malı suya verdim" demekmiş.
* Bizi içimizden vuruyorlar. Altın yumurtlayan tavuk satılır mı?
* Benim yanımda kalanlar sağlam durmadı. Yanımdaki büyük ortaklardan kaçanlar oldu. Parayı gördüler delirdiler. Beni kahrettiler.
* Ben bıraktığım karının topuğuna dönüp bakmam. Bundan daha fazla iyilik olmaz. Beş kuruşu olmayan adamların cebine para girdi. Kesinlikle hakkımı helal etmem. Bana büyük ortaklar haber gönderiyor, aracı koyuyorlar. "Saffet Ulusoy bizim için eskiden neyse bugün de odur. O büyük adamdır" diye. Sattınız beni, büyüklüğü mü kaldı bunun?
* Bu fili ben yarattım ama beni ezdi.
* Bu yaştan sonra beni hasta olarak savaşa sokacaklar. Yine karşılarına çıkacağım.
Kaynak: Referans Gazetesi