Sinem Dedetaş: "Denizcilik Bakanlığı şart"
İstanbul Teknik Üniversitesi Gemi İnşa Mühendisliği Fakültesi’nden mezun olduktan sonra çeşitli dallarda mühendislik yapan Sinem Dedetaş, şu an İtalyan gemi klas kuruluşu RINA’da meslek hayatını sürdürüyor. Dedetaş bir yandan da akademik kariyerine devam ediyor. Cumhuriyet Halka Partisi’nin Milletvekili aday adayı olarak çıkış yapması ile dikkatleri üzerine çeken denizci Dedetaş’ın adaylığı onaylanmadı fakat bu Dedetaş’ı siyasetten de CHP’den de soğutmadı.
“İdeolojik kimliği olan ve siyaset ile uğraşan bir insandım, ailece CHP’liyiz ama adaylık benim için yeni bir şey oldu” diyerek sözlerine başlayan Dedetaş, adaylığın çok hızlı bir kararla ve kısa sürede alındığını söyledi. CHP’nin de denizcilik sektöründen gelen vekillere ihtiyacı olduğunu düşünen Dedetaş, “Çünkü AK Parti’nin yeni aday adayları listesine baktığımızda yoğun bir şekilde bu sektöre yer verdiğini görüyoruz. CHP’nin bu sektörden çok fazla adayı yok. Parti programında denizcilik sektöründe güzel oluşumlara yer verilmiş ama net olarak bir denizci bakışı eksikti. Sayın Kemal Kılıçdaroğlu’nun parti programında kadınlar ve gençlere yönelik çağrıları ve çevremden aldığım destek ile bir girişimde bulundum. Genç olmak, kadın olmak ve denizcilik alanında böyle bir kadroya ihtiyaç duyulması adaylık kararımda etkili oldu. Biraz daha erken karar verebilseydim, kendimi daha iyi anlatabilme imkanı bulacaktım ve adaylığın kesinleşebileceği gibi sinyaller aldım. İnsanların desteği benim için bir kuvvet oldu” diyor. CHP programında en çok dikkate aldığı konunun Denizcilik Bakanlığı olduğunu söyleyen Dedetaş, bir denizcilik kültürünün oluşması ve sektörün gelişmesi için bakanlığın mutlaka kurulması gerektiğine inanıyor.
Politikayı bir kenara bırakıp Dedetaş ile olan söyleşimize sektör ile devam ediyoruz. “Denizcilik ve gemi inşanın bir kültür olduğuna fakat Türkiye’de böyle bir kültür oluşmadığına inanan Sinem Dedetaş, “Sermayesi olanlar, işler iyiyken hadi bu işe girelim deyip armatör oluyorlar veya tersane kuruyorlar ve bir krizle de eleniyorlar. Bu firmaların araştırma geliştirme projesi yok, ileriye dönük planlaması yok, para haricinde niçin bu sektöre girdiğinin açıklaması yok” diyerek tepkisini dile getiriyor.
Gemi inşasının da İnşaat sektörü gibi lokomotif bir sektör olabileceğine dikkat çeken Dedetaş, Türkiye’nin mutlaka gemi inşa sanayisinde olması ve rekabet gücünü devam ettirmesi gerektiğine inanıyor ve ekliyor “Ama bu bir kültürle ve devletin planlı desteği ile olabilir. Japonya’dan örnek verebiliriz. Kriz orada da oldu fakat devlet şöyle bir planlama yaptı; ‘armatöre şu tersanenin iş yapmaya ihtiyacı var, gemini o tersanede yaptıracaksın ve kredini de şu bankadan alacaksın’ dedi. Türkiye’de yandaşlık zihniyetinin kalkması lazım.”
Hükümetin sektörde ayrımcılık yaptığını mı düşünüyorsunuz sorusuna ise Dedetaş şu cevabı veriyor:
“AKP’nin bakış açısı tamamen maddiyata yönelik. Bir şeyi değerlendirirken sadece sermaye yönünden bakmamak gerekir. Burada benim sıkıntılarım var. Sadece yandaşlara yardım anlamında değil, bu sektöre ne yapılabilir diyerek çözüm üretilmeli. Bugün sadece belli başlı tersanelerin iş yapabiliyor olması ve bu tersanelerin sahipleri ve kurduğu ilişkileri incelerseniz bunu açıkça görebilirsiniz. Bu beni çok rahatsız ediyor.”
“STÖ’lar baskı altında”
Sivil toplu örgütleri ve sektör olarak sıkışmış durumda olduklarını ve hükümetin sivil toplum örgütlerine ciddi baskıları olduğunu iddia eden Dedetaş, şunları söyledi:
“Gemi Mühendisleri Odası ve diğer TMMOB’ ye bağlı odalar yapıları gereği muhalif olmak zorundalar. Bu odaların teknik anlamda bir takım uyarılarda bulunmak ve meslek geliştirmek gibi amaçları bulunuyor. Ancak eleştiri yapamıyoruz. Üzerimizde ciddi baskı ve kuşatma var. GMO olarak şu an maalesef muhalif değiliz. Üçüncü köprü olayına bütün odalar hayır derken bizim oda evet dedi ki en ilgili odanın GMO olduğunu düşünüyorum. Üçüncü köprü projesine biz kendi mesleki açımızdan baktığımızda, bu kriz ortamında deniz ulaşımını artıracak çalışmalarımız vardı. Artan deniz taşımacılığı gemi yapımını teşvik edecekti ve istihdamı yeniden artıracaktı. Fakat GMO’nun görüşü 3.köprüyü destekleyici yönde oldu.”
Kaynak: Perşembe Rotası