• BIST 9693.46
  • Altın 2513.719
  • Dolar 32.577
  • Euro 34.7689
  • İstanbul 14 °C
  • Ankara 22 °C
  • İzmir 20 °C
  • Antalya 18 °C
  • Muğla 15 °C
  • Çanakkale 15 °C

Mümtaz Hoca "Komşu"ya Kızgın

Mümtaz Hoca "Komşu"ya Kızgın
Mümtaz Soysal bugünkü Cumhuriye Gazetesinde yayınlanan köşe yazısında Rusya'nın Türkiye'yi IMO'ya şikayet etmesini eleştiriyor.
(CUMHURİYET)LONDRA’DA kritik bir toplantı var bugün. IMO diye bilinen Uluslararası Denizcilik Örgütü dünya denizciliğinin merkezinde. Gündem, “Türk Boğazlan”; yani İstanbul ve Çanakkale boğazları ile Marmara Denizi’nin bütünü. Rusya’nın şikayeti var. Neymiş, özellikle Boğaziçi’nin kuzey ve güney girişlerinde Türkiye gemileri çok bekletiyormuş. Peki, bekletmeyip de ne yapsın? Bodoslamadan bodoslamaya tokuştursun, yoğun deniz trafiğinde borda bordaya yarıştırsın ve rıhtımlara bindirtip yalıları mı yıktırsın? Boğazlar’dan yılda 60 bine yakın gemi geçiyor. Bunlara, “aktif katılımcı deniz araçları” deniyor. Bir de “pasif katılımcılar” var: Şehir hatları yapurları ve iki kıyı arasında dolaşan boyu 20 metreden küçük tekneler. Istanbul Boğazı gibi 18 mil uzunluğunda ve bazı yerlerdeki genişliği neredeyse 500 metreye kadar inen bir su yolunda bunun ne demek olduğunu ancak gemiciler bilir. Zaman zaman anaforlaşan akıntılar, hatta üç, dört yerde ters akıntı. Hele birde, geçen irili ufaklı gemilerden bir kısmının petrol yüklü tankerler olduğunu, ham petrolden parlayıcı ince benzin çeşitlerine kadar her türlü akaryakıtın bu yolla taşındığını, yıllık miktarın hızla 170 milyon tona doğru arttığını düşünürseniz, tehlikenin büyüklüğü kendiliğinden anlaşılır. Yakın geçmişte yaşanan facialar bunun unutulmaz kanıtlarıdır. Böyle olduğu içindir ki, bu ülke son yıllarda konuyu başkalarının düşündüklerinden çok daha ciddi biçimde ele almıştır. “Denizde Çatışmayı Önlemeye ilişkin Uluslararası Sözleşme”nin rotalandırma kurallanna uygun “trafik ayırım düzenleri” koymakla başlayıp VTS denen son derece pahalı bir elektronik seyir denetimi kurmaya kadar. Bu sistem, gemilerin boyuna, tonajına ve taşıdığı yüke göre değişen bir dizi rapor düzenine uymayı gerektiriyor. Örneğin, boylan 200-300 metre arasında ve su çekimleri 15 metreden fazla olan gemiler geçişten en az 72 saat önceden ilk raporlarını verip bulundukları mevkii, boğaza giriş zamanlarını, boy ve enlerini, yük cinsini, acente kimliğini ve başka özellikleri bildirmek zorundadırlar. Bu ve daha sonraki raporlara göre önlemler alınıp geçişler düzenlenecek, hatta belirli boyutları aşan gemiler için Boğaz iki ucundan trafiğe kapatılıp güvenli geçiş sağlanacaktır. Beklemelere yolaçan, bu düzenleme ve sıralama zorunluluklarıdır. Ya da gerekli raporlan vaktinde vermemiş olmak. Elbet Boğaz ağzında sıra beklerken ağır yol seyirle dolaşıp durmak ve hele denizli havalarda saatlerce ve belki günlerce sallanmak hoş şey değildir. Ama, bütün bunların hem gemilerdekilerin hem de kıyılardakilerin can ve mal güvenliği için yapıldığını bile bile Londra’lara kadar şikayetçi olmak, doğrusu bu ya, pek de denizciliğe ve komşuluğa yakışan bir tutum sayılmaz.
Diğer Haberler
ÇOK OKUNANLAR
Tüm Hakları Saklıdır © 2004 Deniz Haber | İzinsiz ve kaynak gösterilmeden yayınlanamaz.
Tel : 0544 880 87 87 | Haber Scripti: CM Bilişim