En uzun kıyı şeridine sahip il olan Muğla, Türkiye'deki yat bağlama kapasitesinin yarısına yakınını bünyesinde barındırıyor. Muğla'nın gözde turizm merkezleri Bodrum, Marmaris ve Fethiye'deki marinalar sezon boyunca yüksek doluluk oranlarıyla hizmet veriyor. Çoğu yabancılara ait yatlara ev sahipliği yapan marinalar sayesinde her yıl ülke ekonomisine katkı sağlanıyor. Marinalarda bağlama ücreti alınan yatlar, yıl boyunca "yattıkları yerden" para kazandırıyor.
Muğla'yı tercih eden yabancıların birçoğu, yatlarını yıl boyunca Türkiye'de bırakıyor. Yaz aylarında bölgeye gelen yabancılar, marinalarda bekleyen ve bakımları yapılmış yatlarını alarak mavi tura çıkıyor. Bazı yabancılar ise ülkelerine dönmeyerek kış aylarını da marinada bağlı olan yatlarının içinde geçiriyor.
Marmaris Netsel Marina Genel Müdürü Erkan Özatağ, Netsel'in kurulduğu günden beri bulunduğu coğrafi konuk itibariyle devamlı yüzde 100 dolulukları yakalayan bir marina olduğunu söyledi.
Yabancı yatçıların Türkiye'yi tercih etmesinin en büyük nedenini dantel gibi işlenmiş güzel koylarına bağlayan Özatağ, bu güzelliklere fazlaca sahip olan Muğla bölgesinin en uzun sahil şeridiyle yat turizminde başı çektiğini hatırlattı. Türkiye'de belgeli 42 marinanın hepsinde doluluğun yüzde 80'inin üzerinde bulunduğuna işaret eden Özatağ, bunu çok güzel bir tablo olarak değerlendirdi.
Her yıl 100 bin yeni yat Akdeniz çanağına iniyor
Yat turizminin dünya genelinde geliştiğine ve her yıl 100 bine yakın yeni yatın Akdeniz çanağına indiğine dikkati çeken Özatağ, bunların yaklaşık 700'ünün Türkler tarafından satın alınanlar olduğunun tahmin edildiğini kaydetti.Özatağ, bu artıştan dolayı marina ihtiyacı doğduğunu ifade etti.
Türkiye'deki marinacılığın geç başlamış olmasına rağmen hizmet kalitesi olarak rakiplerine göre çok önde olduğunu vurgulayan Özatağ, "Başarılı olan bu sektörün önünün açılması için devletin bazı teşvikleri hızlandırması ve yatırımcının önünün açılması lazım. Bu sayede hızlı adımlarla doğru hedeflere gidebiliriz" dedi.
Kış aylarında da marinalarda yoğunluk yaşandığına değinen Özatağ, sözlerini şöyle sürdürdü: "Marinacılık adeta bir otoparkçılığa benziyor. Teknenizi marinaya bağlıyorsunuz ve ülkenize gidiyorsunuz. Bıraktığınız marinada yatınızın sezona hazırlık dediğimiz tamir ve bakımıyla ilgili işleri yapılıyor. Genelde ekim ayı sonu gibi tekneler karaya çıkartılmaya başlar. Sezon açılmadan nisan başı gibi tekrar denize indirilir. En yoğun dönem bu iki tarih arasındaki dönem."
Özatağ, teknelerin en ve boy çarpımıyla ortaya çıkan metrekarenin bağlama fiyatını belirlediğini anlatarak, her marinanın kendisine göre bir fiyat tarifesi bulunduğunu kaydetti.Fiyatlarda bölgesel değişiklikler olduğunu dile getiren Özatağ, şöyle konuştu:
"Bir teknenin marinaya yıllık bağlama ücreti ortalama 6-7 bin avro. Bağlama maliyetleri, süre azaldığı zaman artar. Yıllığa göre günlük ve haftalık bağlama ücretleri daha pahalıya gelir. Örneğin marinacılıkta yıllık 10 bin avro bağlama ücreti ödeyen bir tekne, ayda 800 avro öder mantığı yoktur. Bundan dolayı yıllık anlaşma yapılması yatçılar için daha avantajlıdır. Genelde kontratlar yıllık yapılır. Bizim marinamızda da kontratların yüzde 80'i yıllık."
Deniz Haber Ajansı