Limanda Gündem Özelleştirme

27.04.2005 10:04

Ocak ayında özelleştirme kapsamına alınan Samsun, Mersin, Derince, İskenderun. İzmir ve Bandırma limanları ile ilgili çeşitli konular henüz netlik kazanmış değil.

TCDD'ye ait limanların özelleştirilmesi, denizyolu taşımacığında gündemin ilk sırasına yerleşti. Bunun yanında, tehlikeli madde taşımasının Boğazlar'da yarattığı risk ve gemilerin Paris Memorandumu Kapsamındaki limanlarda tutulması gibi konular da önemini hâlâ koruyor.Türkiye'nin dış ticaret hacmi 2004 yılında 160 milyar dolara yaklaştı. Ülkenin ekonomik pencereleri olan limanlar. Türkiye'nin bu rakamlara ulaşmasında büyük bir rol üstlenirken limanlarda verilen hizmetler de denizyolu taşımacılığının rotasını belirleyen etkenlerden biri olarak önem tadıyor. Ancak Özellikle devlet limanlarındaki hi/meıler. yatırım eksikliğinden kaynaklanan nedenlerle ithalatçı ve ihracatçılara sıkıntı yaşatmaya devam ediyor. Uzun süre açıkta beklemek zorunda kalan gemiler, bu nedenle mali yük alıma giriyor.Ayrıca limanlar, Türkiye'nin stratejik konumu dolayısıyla dünya ticaretinde transit nokta olarak işlev görebilecek potansiyeli de barındırıyor. Bu nedenle limanlarda yapılacak iyileştirmeler. Türkiye'nin dünya genelinde deniz ticareti yapan gemilerin uğrak noktası olabilmesi ve küresel rekabetle elini güçlendirebilmesi için de son derece önemli...TCDD'ye ait limanların özelleştirilmesinin söz konusu sıkıntılara ne ölçüde çözüm olacağı ise ilerleyen zamanda görülecek. Nitekim Ocak ayında özelleştirme kapsamına alınan Samsun. Mersin, Derince. İskenderun. İzmir ve Bandırma limanlarının özelleştirme yöntemi ve yabancı firmaların da özelleştirme ihalelerine girebilecek olması gibi konular henüz netlik kazanmış değil. Ancak hükümetin aldığı bu karar. Türkiye'deki özel liman isletmelerinin devlet limanlarıyla yakından ilgilendiklerini gösterdi... Görünen o ki limanların özelleştirilmesi ile denizyolu taşımacılığı sektöründe de hareketli günler yaşanacak.

"Tanker trafiği yüzde 50 arttı"Limanların yanı sıra deni/yolu taşımacılığındaki bir diğer önemli konu ise tehlikeli madde taşımacılığı... Tehlikeli madde taşımacılığının boğazlarda ve Karadeniz'de yarattığı riskler sık sık gündeme gelirken, Kasım ayında İstanbul'da gerçekleştirilen 2. Hazar Denizi ve Karadeniz Ekoloji Zirve-si'nde de bu konu bir kez daha ele alınmıştı. Zirveye katılan Ulaştırma Bakanlığı, Denizcilik Müsteşarlığı ve Enerji Bakanlığı yetkilileri söz konusu riskin artan gemi trafiği ile birlikte daha da büyüdüğüne dikkat çekmişlerdi. 28 Mart'ta Ankara'da düzenlenen "Hazar-Karadcniz Petrol ve Gaz Konferansımda da konuya ilişkin endişeler dile getirildi. Konferansta konuşan Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanı Hilmi Güler. İstanbul Boğazı'nda artan tanker trafiğinden kaynaklanan rahatsızlık üzerinde durdu. Bakan Hilmi Güler, İslanbul ve Çanakkale boğazlarından geçen petrol tankeri trafiğinin son 3 yılda yüzde 50 arttığını belirterek İstanbul'un can güvenliği ve çevresel kaygılar nedeniyle, geçişte bir kısıtlama getirilmesi durumunda petrolde ciddi anlamda krizler yaşanacağını ifade etti. Bir tanker kazasının büyük çevresel .sorunlara neden olabildiğine ve trafiğin tıkanabildiğine dikkat çeken Güler, 15 milyon insanın yaşadığı İstanbul'un daha fazla tehdit edilmemesi, çevrenin korunması ve petrolün dünya pazarlarına ulaşmasında kapasite bazında sıkıntı yaşanmaması için yeni boru hattı güzergahlarının şart olduğunu vurguladı.Gemi tutulma oranları düşüyor: Paris Memorandumu'nda;Türk bayraklı gemilerin 2003 yılında tutulma oranı yüzde 9.54 iken, 2004 yılında bu oran yüzde 6.51 'e düştü. Türk bayraklı gemilerin Paris Memorandumu kapsamındaki limanlarda yapılan Liman Devleti kontrollerinde bugüne kadar çok fazla tutulmaları ise rahatsızlık yaratan diğer bir konu... Ancak bu tutulma oranlarını aşağıya çekmek ve gemilerin kondüsyonlarının iyileştirilmesi ve bayrak itibarının yükseltilmesi için Denizcilik Müsteşarlığı tarafından yürütülen çalışmalar da sonuç vermeye başladı. Başlatılan 'denetim ve eğitim seferberliği' ile beraber Liman Devleti denetimlerini yapacak 80 uzman personel istihdam edildi.Kurumun açıkladığı bilgilere göre; yeni personel kadrosu ile birlikte merkez ve taşra teşkilatlarındaki diğer personele, düzenlenen kurs ve seminerler ile bir eğitim verildi. Denetim seferberliği kapsamında İse yurtdışında tutulan gemiler geldikleri ilk Türk limanında Program Dışı İşleri Sörvey Uygulamasına tabi tutulmaya başlandı. Bu uygulamaya paralel olarak, uluslararası sefere çıkacak olan Türk bayraklı gemilere uygun zamanda "Ön Sörvey" uygulamasına da başlanıldı. Denizcilik Müsteşarlığı bu uygulamaların neticesini şöyle açıkladı: "2003 ve 2004 yıllarında yabancı limanlarda denetime giren Türk bayraklı gemilerde bulunan eksiklikler toplamında da azalma görüldü. 2003 yılında tutulan 151 gemimizde 2 bin 231 eksik bulunurken. 2004 yılında tutulan 75 gemimizde 964 eksik bulundu. 2003 ve 2004 yılları karşılaştırıldığında, 2004 yılındaki eksikliklerde 2003 yılına oranla yüzde 56.7. tutulmalarda ise yüzde 50.3 azalma olduğu görüldü. Paris Memorandumu'nda; Türk bayraklı gemilerin 2003 yılında tutulma oranı yüzde 9.54 iken, 2004 yılında bu oran yüzde 6.51'e düştü."AB den Denizcilik Müsteşarlığına tam notDenizcilik Müsteşarlığı. 17 Aralık zirvesi öncesinde önemli bir başarıya da imza attı. Avrupa Birliği'nin Genişlemeden Sorumlu Komisyonu, Denizcilik Müsteşarlığı tarafından hazırlanan "Türkiye'de Deniz Güvenliğini Güçlendirme Projesi"ni 'mükemmel' bulduğunu açıkladı. Komisyon, projeye 1 milyon 666 bin euroluk destek vermeyi kararlaştırdı. Ulaştırma Bakanı Binali Yıldırım. "Türk denizciliğinin rotası Avrupa Birliği'dir. Denizciliğimiz Avrupa Birliği standartlarını yakalamıştır" diyerek karardan duyduğu memnuniyeti dile getirmişti. Söz konusu proje, gemi denetim uzmanlarının, ulaşım araçlarının, bilgi teknolojisi ekipmanlarını tamamlamasını ve eğitim amaçlı simülatör alımını içeriyor.(Kaynak: UTA Dergisi Nisan 2005 Sayısı)

SON EKLENEN GALERİLER

Diğer Haberler