• BIST 9693.46
  • Altın 2496.161
  • Dolar 32.4971
  • Euro 34.5977
  • İstanbul 14 °C
  • Ankara 15 °C
  • İzmir 16 °C
  • Antalya 17 °C
  • Muğla 12 °C
  • Çanakkale 13 °C

Kılavuzluğun Ruhani Evi

Kılavuzluğun Ruhani Evi
Türk Kılavuz Kaptanlar Derneği Genel Sekreteri ve Dünya Kılavuz Kapt. Birliği Başkan Yardımcısı Kaptan Cahit İstikbal'le Kılavuzluk mesleği ve sorunlarını konuştuk.
TÜRK BOĞAZLARI KILAVUZLUĞUN RUHANİ EVİDİR

Kılavuz kaptanlık mesleği, denizcilik tarihi kadar eskiye dayanan bir meslek. İnsanın deniz araçlarını ulaşım ve taşıma amacıyla kullanmaya başlamasından itibaren gidilen yerlerde bilinmeyen sularda o yerleri iyi bilen uzmanlaşmış denizcilere ihtiyaç duyulmuş. Günümüzde de kılavuz kaptanlık mesleği özünde aynı temele dayanıyor. Gemilerin yabancı oldukları sularda ve ortamda en güvenli şekilde sevk ve idaresini sağlamada yardımcı olmak. İlk ortaya çıktığı zamanlarda kılavuzluğun kamusal yönü bugünkü kadar önemli değildi. Bugün kılavuz kaptanlık mesleği yarı kamusal bir meslek sayılıyor. Çünkü bir gemi, 4 bin TIR'ın taşıyabileceği kadar yük taşıyor; bir kaza durumunda gemiyle sınırlı olmayan; büyük çevre yıkımlarıyla birlikte büyük can kayıplarına neden olabilecek sonuçlar ortaya çıkabiliyor. Bu nedenle kamu otoritesi, limanına gelen veya egemen olduğu suları kullanan gemilere kendi yetiştirdiği ve güvendiği uzman kaptanları koyarak kendisini garanti altına alma yolunu yeğliyor. Kılavuzluk mesleğinde Uluslar-arası kimliği bulunan ve Türk Boğazları'nda görev yapan Türk Kılavuz Kaptanlar Derneği Genel Sekreteri ve Dünya Kılavuz Kaptanlar Birliği Başkan Yardımcısı Kaptan Cahit İstikbal'le kılavuz mesleği üzerine konuştuk.

Dünyanın en zor suyolu olan Türk Boğazları'nda kılavuzluk nasıl yapılıyor?

Türk Boğazları'nı kılavuzluk açısından simgesel bir önemi de var. Geçtiğimiz yıl IMO Genel Sekreteri Mitropoulos Dünya Kılavuz Kaptanlar Birliği'nin İstanbul'da gerçekleştirdiğimiz Genel Kurulu'nun açılış konuşmasını yaparken İstanbul Boğaz'ından 'kılavuzluğun ruhani evi' diye bahsetti. Gerçekten de mitolojide sözü edilen en eski kılavuzluk İstanbul Boğazı'nda yapılmış. Altın Post'u aramaya Gürcistan'a giden Jason; İstanbul Boğazı'nın zor akıntılarıyla başa çıkabilmek için kılavuz kaptan kullanmış. Bugün baktığımız zaman geçiş yapan gemilerin ancak yüzde 41'inin Jason'ın izinden gittiğini görüyoruz. Yüzde 59'luk oran geçişlerde kılavuz kaptan almıyor. Boğazlar'da hizmeti TDİ veriyor. Çanakkale'de iki, İstanbul Boğazı'nda iki olmak üzere dört kılavuzluk istasyonu var. Bu istasyonlar boğaz giriş ve çıkışlarında konumlanmış. Gemi Boğaz'a girerken girişteki istasyondan kılavuz kaptanı alıyor; çıkıştaki istasyonda da bırakıyor. Kılavuz kaptanların bu istasyonlardan gemilere gidiş gelişleri küçük motorlarla sağlanıyor.

2003 sonunda faaliyete geçen Gemi Trafik Hizmetlerinin katkısı oldu mu?

VTS hizmete girdikten sonra yüzde 4'lük bir düşüş oldu; bu rastlantısal da olabilir. Şimdi VTS de dediğimiz gemi trafik hizmetleri ile kılavuzluğu kıyaslamak mümkün değil. Her ikisi de kendi alanlarında önemli işlevleri olan iki hizmet. VTS karadan gemilere hizmet verirken kılavuz kaptan bizzat geminin kaptan köşküne çıkarak burada fiilen hizmet veriyor. Geminin durumunu birebir görüyor ve değerlendiriyor. Dünyada otoritelerce kabul edilen kural, gemiye ancak gemi üzerinden kumanda edilebileceği şeklinde. VTS devreye girdiği 2003 yılı sonundan bu yana önemli işler yaptı. Ancak şu husus da önemli: Biz VTS hizmetlerinden para almıyoruz, alamıyoruz. Kılavuzluktan ise hizmet karşılığı gelir elde ediyoruz. Dolayısıyla VTS'i bir şekilde kılavuzluk karşısında counter-productive hale gelmişse hem güvenlikten kaybediyoruz hem de para kaybediyoruz demektir.

Türkiye'de kılavuzluk sisteminde sorunları nelerdir?

Sistem diyorsanız; Türkiye'de belli bir kılavuzluk sistemi yok. Esas sorun bu. Çeşitli kuruluşlarda ve sahalarda çeşitli işletmecilik anlayışlarıyla kılavuzluk hizmeti veriliyor. Kılavuzluğun temel prensiplerini bu karmaşık yapıda uygulamak güçleşiyor. Kılavuzluk hizmetlerinin Türkiye'de hem altyapı hem de üst yapı sorunları var; organizasyon anlamında sorunları var. Çözümü de AB ülkelerinde olduğu gibi kılavuzluk hizmetlerini merkezi bir yapıya kavuşturmak.

Bu anlamda İzmit Körfezi'ndeki sorunlar nasıl çözülebilir?

İzmit Körfezi'nde sorun olduğu 'resmen' kabul edilmese de bütün AB ülkelerinin bildiği bu sorunu bizim otoritelerimizin duymamış olması düşünülemez. Buradaki sorun oradaki taraflar arasında çözümlenmeli. Dışarıdan olaya müdahil olanları çıkartarak oradaki organizasyonun kendisi içerisinde düzenli bir şekilde hizmeti vermesinin sağlanması gerekiyor. Statüko kabul edilemez. Burada İdare'nin karşılaştığı güçlükleri de anlıyorum. Bir Çin Atasözü; 'Kargaşa varsa küçük sorunlar büyür, düzen varsa büyük sorunlar küçülür' der. Düzeni temin etmek zorundayız. Düzen kurallarla olur. Kuralların olmadığı veya işlemediği yerde kargaşa olur. Kuralların var olması da yetmez. Kuralları herkes kendi işine geldiği gibi anlamaya kalkar ve uygularsa bunun adı da kuralsızlıktır. Aristo; 'İyi basit, kötü ise karmaşıktır' demiştir. Basit gerçekleri uygulamazsanız meydana gelen karmaşanın içinden çıkılmaz.

Dünyadaki diğer kılavuzluk örgütleriyle ilişkileriniz nasıl?

1998 yılında Şanghay'da yapılan Dünya Kılavuz Kaptanlar Birliği (IMPA) genel kuruluna katılmıştık. İlk katıldığımız uluslar arası mesleki organizasyondu ve hiç kimse bizi tanımıyordu. Ancak orada gündemle ilgili etkili bir konuşma yaptık ve çalışmalarımızla kısa sürede herkes bizi tanıdı. Daha sonra 2002 yılında Hamburg'da yapılan 16. Genel Kurul'da 8 aday arasından Başkan yardımcılığına seçildim. Katılan bütün ülkelerin oyunu aldım. IMPA'nın 2004 Genel Kurulunu İstanbul'da gerçekleştirdik.

Görev süreniz ne zaman doluyor?

IMPA'daki Başkan yardımcılığı görevim 2006 yılı Eylül ayına kadar devam edecek. Bu tarihte Küba/Havana'da yapılacak Genel Kurul'da yeniden başkan yardımcılığı veya başkanlığa aday olma durumum var.

Başkanlık şansınız var mı?

Başkanlık şansım yüksek. Ancak bunun için yine de aday gösterilmem ve bir kampanya yürütülmesi gerekiyor. Bizde her şey basit görünüyor. Oysa orada ülkeler başkanlık veya başkan yardımcılığı alabilmek için büyük yarışlar içine giriyorlar. Ben pek çok yarışı tek başıma yapmak zorunda kaldım ve çok yoruldum aslında. Bunlar neticede amatör ruhla yapılan mesleki çalışmalar. Kendi kişisel dinlenme zamanlarınızdan ve çoğu kez kendi kaynaklarınızdan yararlanarak çalışma yapıyorsunuz. Ben burada çalışmalarımda bana izin bakımından her zaman yardımcı olan ve kolaylık gösteren TDİ Genel Müdürü Sayın Burhan Külünk'ün şahsında tüm kuruma teşekkür etmeyi bir borç bilirim.
Kaynak:Recep Canpolat-Akşam Gazetesihttp://www.aksam.com.tr/arsiv/aksam/2005/07/25/yazidizi/yazidizi1.html
Diğer Haberler
ÇOK OKUNANLAR
Tüm Hakları Saklıdır © 2004 Deniz Haber | İzinsiz ve kaynak gösterilmeden yayınlanamaz.
Tel : 0544 880 87 87 | Haber Scripti: CM Bilişim