Kocaeli Kandıra açıklarında Tanzanya bayraklı 81 metre uzunluğundaki 2 bin 135 ton alçı yüklü kuru yük gemisi, karaya oturdu. Kurtarılmayı bekleyen gemiye ilişkin tartışmalar sürerken Kocaeli Üniversitesi Denizcilik Fakültesi'nden Doç. Dr. Ozan Hikmet Arıcan, geminin neden olduğu riskleri tek tek sıraladı.
Bartın’dan Ukrayna’ya gitmek üzere yola çıkan Tanzanya bayraklı, 81 metre uzunluğunda ve 2 bin 135 ton alçı yüklü “RAPID” isimli kuru yük gemisi, 18 Eylül’de Kandıra’nın Kefken Pembe Kayalıklar bölgesinde karaya oturdu.
Gemide bulunan 6’sı Ukrayna, 1’i İran uyruklu toplam 7 mürettebat mahsur kaldı. İhbar üzerine Sahil Güvenlik Komutanlığı’na bağlı helikopter ve botların yanı sıra arama-kurtarma timleri, itfaiye ve sağlık ekipleri bölgeye sevk edildi. Ancak olumsuz hava koşulları ve yüksek dalgalar nedeniyle denizden müdahale edilemeyince, mürettebat helikopter yardımıyla tahliye edilerek kıyıya çıkarıldı. Sağlık kontrolleri yapılan denizcilerin durumlarının iyi olduğu belirlendi.
GEMİNİNİN ETRAFINA BARİYLERLERLE GÜVENLİK ÖNLEMİ ALINDI
Olayın ardından Sahil Güvenlik Komutanlığı ve Kıyı Emniyeti Genel Müdürlüğü ekipleri geminin kurtarılması için çalışma başlattı. Bir haftadır süren operasyon kapsamında, yakıtın denize sızma ihtimaline karşı geminin çevresi yüzer bariyerlerle güvenlik altına alındı.
Kocaeli Üniversitesi (KOÜ) Denizcilik Fakültesi öğretim üyesi Doç. Dr. Ozan Hikmet Arıcan da çevre kirliliği ihtimaline dikkat çekerek, olası risklere karşı alınan tedbirlerin önemine vurgu yaptı.
SÜREÇ BİRKAÇ AYI BULABİLİR
Geminin kurtarılmasının uzun pazarlıklar, yüksek maliyet ve teknik uzmanlık gerektiren süreç olduğunun altını çizen Doç. Dr. Ozan Hikmet Arıcan, "Armatör ve klas kuruluşu, bunların bir klasının olması gerekiyor. Firma, gemi ve yük sahibi burada çok önemli. P&I (protection-indemnity clubs) dediğimiz sigorta firmaları var. Aynı kasko gibi düşünün; arabaları nasıl kasko ediyorsak, gemiler de bunlar tarafından kasko edilir. Eminim bunlar arasında ciddi bir pazarlık söz konusudur. Sonucunda anlaşmaya varılarak bir kurtarma firmasıyla anlaşma yapılacaktır. Anlaşma sonucunda illaki kurtarma operasyonu başlayacaktır ama bu kolay bir süreç değil, minimum 2-3 ay sürecektir. Kolay olmamasının nedeni çok maliyetli. Parasal maliyetleri çok yüksek. Özellikle klas kuruluşu ve sigorta firmaları kendi spesifik, özel uzmanlarını buraya göndereceklerdir" dedi.
EN ÖNEMLİ RİSKİ AÇIKLADI!
Operasyonun dikkatle planlanması gerektiğini belirten Doç. Dr. Arıcan, atılması gereken adımları tek tek sıraladı. Yakıtın oluşturduğu çevre kirliliği riski konusunda uyarıda bulunan Doç. Dr. Arıcan, "Yakıt çok önemli bir konu. Çünkü çevre kirliliği, büyük çevre felaketleri yakıtlardan olmuştur. İlk etapta yapılması gereken, eğer deniz yüzeyine yakıt kaçarsa bariyerlerle çevirmek, bunu yapmışlar. Bariyerleri de çok dikkatli yapmak lazım. Eğer bir sızıntı olursa hiçbir yerden kaçırmaması gerekiyor. Geminin tahmini tonajına göre, 200 tondan aşağı yakıtı olmaması lazım fuel oil ya da dizel oil. Yakıtın transferi bir an önce yapılmalı yoksa çok büyük bir risk. En büyük risk zaten buradan kaynaklı. İlk başta o yakıtın transferi gerekiyor. Böyle bir şey olursa ne olur? Gemi eğer daha fazla ağır havaya girerse, zarar görürse, yakıt tankları da zarar görecektir. Orada çünkü ambarlar, yakıt tankları hepsi bir bütün bir şekilde. Kayalıklara temas ederse, daha çok sürterse bu iyi bir şey olmayacak. Daha fazla güvenlik önlemi alınması gerekiyor. Aslında bir bariyer değil, iki bariyer; çevresine daha fazla bariyer çekilerek koruma altına alınabilir. Yakıt sızıntısına karşı her türlü önlem alınmalı. Eğer gemi batarsa, ilk etapta yakıt sızacak" dedi.
DENİZ HABER AJANSI


































