14 Eylül 2008 tarihinde Bandırma Limanı çıkışında batan HAYAT-N isimli Ro-Ro gemisinin armatörü olan İstanbul Lines firmasından, kamuoyunu bilgilendirmek amacıyla bir Basın Açıklaması yapılmıştır.
Açıklama aynen şöyle;
"14.09.2008 tarihinde şirketimize ait olan Hayat N isimli RORO gemisi elim bir kaza sonucu tam ziya olmuştur. Konu ile ilgili Bandırma Cumhuriyet Başsavcılığı soruşturma başlatmıştır. Bunun yanında Denizcilik Müsteşarlığı tarafından oluşturulan komisyon batış sebebi üzerinde çalışmalarını yürütmektedir.
Geminin sorumluluk sigortacıları kazada malları zayi olan araç ve yük sahiplerinin zararlarını gidermek üzere çalışmalar yapmaktadır. Hasar ödemeleri başlamıştır. Batık geminin çıkartılması için de çalışmalar devam etmektedir.
Kaza ile birlikte yürütmekte olduğumuz faaliyetin önemi bir kez daha gündeme gelmiştir. Her geçen gün artan İstanbul trafiği karşısında alternatif çözüm yolları üretilememektedir. 2004 yılında kabotaj dâhili denizyolu taşımacılığı, akaryakıtta ÖTV’nin kaldırılması ile canlılık kazanmıştır. Halen Bandırma çıkışlı Ambarlı ve Tekirdağ hatlarında faaliyet gösteren 5 civarında firma, 10’a yakın gemi ile RORO taşımacılığı yapmakta ve trafik yoğunluğunun azaltılmasına katkıda bulunmaktadır. İstanbul’un artan trafiğine, özel teşebbüsün girişimleri ile bazı çözüm yolları geliştirilmektedir. Bizim de içinde bulunduğumuz RORO taşımacılığı sektöründe Bandırma- Ambarlı önemli bir açılım olmuştur.
Diğer yandan geminin batış sebebi ve şirketimiz hakkında bugüne kadar basında zaman zaman bir takım spekülasyonlara rastladık; ancak olayın ciddiyeti ve üzüntüsü ile birlikte ortaya atılan her iddiaya cevap yetiştirme gayretine girişmedik. Bu tip spekülasyonları firmamızı tanıyan, deniz taşımacılığının gerekliliklerini bilen, sektöre aşina kişi ve kuruluşların takdirlerine bıraktık.
Ancak, 17.11.2008 tarihinde MHP’li Grup Başkanvekili Oktay Vural tarafından meclis çatısı altında yapılmış olan basın açıklaması ile şirketimize ait batan gemi üzerinden yürütülmek istenen haksız siyaset, işbu basın bildirisini hazırlama zorunluluğunu ortaya çıkartmıştır.
Oktay Vural bir takım asılsız iddialarda bulunmakta, şirketimizi itham edici beyanatlar vermekte, şirket genel müdürümüzün geçmiş tanışıklıklarına istinaden bir takım hayali ortaklık ilişkileri oluşturmakta ve bunları birer suç unsuru imiş gibi deklare etmektedir.
Oktay Vural yapmaya çalıştığı siyasi polemiğe şirketimizi aracı kılmamalıdır. Kendisinin sektörü ne kadar bildiği meçhul, ancak yaptığı açıklamalar itibariyle içine düştüğü durum oldukça gülünçtür.
Mecliste verdiği yalan yanlış basın bildirisi ile şirket ortaklarımızdan, ticari bağlantılarından, ortaklık yapısından vs bahsetmektedir. Biz siyasi bir kuruluş değiliz. Biz ticaret ve hizmet üreten bir kuruluşuz; bütün şirket bilgilerimiz bağlı bulunduğumuz ticaret odasının kamuya açık olan kayıtlarında mevcuttur.
Biz, verdiğimiz vergilerle maaş alan Oktay Vural’ın mesnetsiz iddialarla kamuoyunu yanıltmamasını; şirketimiz üzerinden siyasi polemik üretmek yerine, ciddi ülke meseleleriyle meşgul olmasını, hukuka intikal etmiş olan bir konuda, dayanaksız ithamlarla meclis çatısı altından şirketimiz hakkında iftira yapmamasını arzuluyoruz.
Yapılan iddialar ile ilgili;
1- Oktay Vural, şirketimiz ortaklık yapısından yola çıkarak şirketimiz ile alakasız bir takım bağlantılar kurmaya çalışmaktadır. Şirketimiz Haziran 2006’da kurulmuş, % 49.9 oranında hissesi Suudi Arabistan’ın Cidde şehrinde mukim Namma Uluslararası Denizcilik’e ait yabancı sermayeli bir şirkettir. Marmara’da yürütmekte olduğumuz projenin gelecek vaat etmesi, yabancı sermayeyi bu başarılı projede yer almaya sevk etmiştir. Şirketimize karşı gösterilen itham edici mesnetsiz tutum, ancak yabancı sermaye düşmanlığı ve nasyonalist ideolojinin bir hezeyanı olarak algılanabilir.
2- Şirketimiz günde yaklaşık 300 ve yıllık 100,000’den fazla ağır vasıta aracı deniz yoluyla taşıyarak, İstanbul trafiğine büyük ölçüde rahatlama sağlamaktadır. Bu araçlar Bursa-İstanbul trafiğine girmeden Bandırma’dan direkt Ambarlı’ya sevk edilmektedir.
3- Şirketimiz Genel Müdürü Mehmet Koç’un “Deniz Feneri” ile hiçbir şekilde bir bağlantısı bulunmamaktadır. Kendisini “Deniz Feneri” davasında adı geçen bazı kişilerle ilişkilendirerek polemik üretmek gayri ahlakidir.
4- Firmamıza ait olan HAYAT N ve MARMARA N isimli gemilerin haricinde bugüne kadar başka hiçbir gemi şirketimiz tarafından çalıştırılmamıştır. Bu gemilerle ilgili iddialar tamamen asılsızdır. Çamur at, izi kalsın siyasetine ticari kurumların alet edilmesi kabul edilemez.
5- Oktay Vural haksız şekilde şirketimiz gemilerinin Haydarpaşa limanında demirlediğini iddia etmektedir. Her gemi Haydarpaşa Limanı’nda ücreti karşılığı barınabilir. Oktay Vural’ın iddia ettiği gibi Haydarpaşa Limanı’nda bulunmak bir ayrıcalık değil, bir devlet limanına katkıdır. Ücreti karşılığı şirketimiz gemileri de çeşitli tarihlerde Haydarpaşa Limanı’nda bulunmuştur. Haydarpaşa Limanı İstanbul halkının gözü önünde bulunan bir liman olmakla, yük boşaltma-yükleme işlemleri yanında, gemilerin ihtiyaçlarını da karşıladığı bir uğrak yeridir. Gemilerimizin Haydarpaşa Limanı’nda yaptığı işlemlerle Denizcilik Müsteşarlığı İstanbul Bölge Müdürlüğü ya da Bölge Müdürünün bir ilgisi bulunmamaktadır. Bunlar denizciliğin olağan ihtiyaçlarından doğan gemi operasyonlarıdır.
6- Oktay Vural kullanmakta olduğumuz TCDD Bandırma Limanındaki iskelenin uygunluğunu sorgulamaktadır. Acaba sayın vekil bugüne kadar RORO taşımacılığı için kullanılan kaç iskeleyi incelemiştir ve uygunluğu hususunda karşılaştırma yapmaktadır? Bandırma Limanındaki 10 No’lu rıhtım gibi iskeleler bütün dünyada RORO iskelesi olarak kabul edilmekte ve yaygın bir şekilde kullanılmaktadır. Ancak konuşmasının başında 116 metre olarak tanıttığı geminin boyunu, Bandırma limanında iskelenin yetersizliğini vurgulamak için 128 metreye çıkartmaktadır. Bu yaklaşım tarzı bile konuya art niyetli yaklaştığını göstermektedir.
7- Şirketimize ait gerek batan Hayat N gerek Marmara N gemisi ulusal ve uluslararası standartlara sahiptir. Hayat N ve Marmara N gemileri birinci sınıf Bureau Veritas ve American Bureau of Shipping isimli klas kuruluşlarına kayıtlı olup, bu kuruluşların istediği yüksek nitelikte teknik donanımları haizdir.
8- Hayat N gemisi satın alınıp Türkiye’ye getirilmeden önce İspanya – Kanarya Adaları arasında okyanus seferi yapmaktaydı ve okyanusta sefer yapmak için gerekli bütün nitelikleri haizdi. Geminin satın alındığındaki durumu, Marmara Denizi’nde yapılacak seferler için, özellikler ve nitelikler açısından gerektiğinden çok daha yüksek olmasına rağmen, bu yüksek standartlar geminin klası gözetiminde şirketimiz tarafından korunmuştur.
9- Marmara N gemisiyle ilgili olarak Oktay Vural’ın ortaya attığı “yoğun bir eksikleri kapatma amaçlı tamirattadır” iddiası yanlıştır. Marmara N gemimizde klas kuruluşu olan American Bureau of Shipping gözetiminde 6 ay önceden planlanan çalışmalar yürütülmektedir.
10- “Hat izni veren Müsteşarlık onayında Bölge Müdürlüğü’nün görüşünün alındığına dair bir atıf yoktur” İDDİASI YALANDIR. 24.07.2007 tarihinde İstanbul Bölge Müdürlüğü talimatıyla Ambarlı Liman Başkanı, Başkılavuz ve Gemi Sörvey Kurulu uzmanları tarafından oluşan komisyon gemiyi, geminin yanaşma ve kalkmasını, geminin manevra kabiliyetini vs denetlemiştir. İstanbul Bölge Müdürlüğü 13 Ağustos 2007 tarihli yazısında, hat iznine Bölge Müdürlüğü görüşü olarak OLUR vermiştir. Aynı işlem Çanakkale Bölge Müdürlüğü tarafından da denetlenmek suretiyle OLUR görüşü verilmiştir.
11- “Düzenli hat izni 2 yıl süreli verildiğine göre Hayat N gemisi müracaat sırasında klas dışıdır” İDDİASI YALAN ve İFTİRADIR. Gemimiz hiçbir zaman klas dışı kalmamıştır. HAYAT N gemisi, 14.01.1982 tarih, 2581 Sayılı “Deniz Filosunun Geliştirilmesi ve Gemi İnşa Tesislerinin Teşviki Hakkındaki Kanun” kapsamında satın alınmıştır. Bu kanun gereğince yeni satın alınan gemilerin klaslı olması şartı vardır, dolayısıyla gemimiz satın alındığında klaslı olarak alınmış ve sicile tescil edilmiştir. Oktay Vural’ın Türk denizciliğinin temel kanunlarını bilmemesiyle açığa çıkan cehaleti ve partisinin kurduğu komisyonun ne kadar yetersiz olduğu hakkında fikir vermektedir. Klaslı gemimize 4 yıl yerine sadece 2 yıl hat izni verilmesi şirketimizin kayrılmadığı, aksine şirketimize hakkı olan sürenin asgarisinin verildiğini göstermektedir.
12- Oktay Vural’ın atıfta bulunduğu “Gemilerin Teknik Niteliklerine Yönelik Uygulama Kuralları Yönergesi”ne göre Hayat N gemisinde sadece şöförler taşınmaktadır. Gemide ayrıca yolcu taşınmamaktadır. Geminin battığı seferde 75 araca karşılık –gemi personeli hariç- 81 kişinin bulunduğu belirtilmektedir ve fazladan 6 yolcu taşındığı iddiasında bulunmaktadır. Uzun yolda çalışan kamyon ve tırların bir kısmında çift sürücü bulunmaktadır.
13- Gemide asansör arızası olduğu ve aşırı yükleme yapıldığı iddiası doğru değildir. Geminin o günkü seferinde gemi kaptanı mevcut araç sayısını göz önünde bulundurarak alt garajı kullanmamıştır. Gemide sürekli olarak 2000 ton balast bulunmakta olup geminin herhangi bir denge ve istif problemi yoktur. Gemi 5273 DWT (5273 ton taşıma kapasitesi) sahip olduğu halde, geminin o günkü seferinde toplam 2350 ton yük bulunmaktaydı.
14- Geminin sefer esnasında hiçbir belgesi eksik değildir, sigorta şirketimiz de bunu teyit etmiştir. Aynı şekilde Yola ve Denize Elverişlilik belgesi de bulunmaktadır. Oktay Vural’ın Yola Elverişlilik Belgesiyle ilgili iddiaları kendisinin KABOTAJ TAŞIMACILIĞININ nasıl yapılabileceğini anlamadığı ortaya koymaktadır.
15- Tarifeli sefer yapan hat iznine sahip gemilere “yola elverişlilik” belgesinin her sefer yerine 60 günde bir verilmesiyle ilgili 3 Mart 2008 tarihinde çıkarılan 7549 Sayılı Yönerge değişikliğine atfen Oktay Vural getirilen istisnadan sadece Hayat N gemisinin yararlandığını iddia etmektedir. Oysa bu istisnadan tarifeli sefer yapan tüm gemiler yararlanmaktadır. 1948 tarihli Tüzükte değişiklik yapılması şirketimizle bağlantılı olmayıp çağın gerekliliklerinden kaynaklanmaktadır.
16- Tarifeli seferlerle Marmara Denizi’nde çalışan gemilere, aynı limanlar arasında çok sık ve sürekli sefer yapmaları dolayısıyla pilotaj ve römorkaj hizmetleriyle ilgili istisnalar getirilmesi kabotaj seferlerinin doğal bir sonucudur. İstisnalar tarifeli sefer yapan bütün gemiler için geçerli olup şirketimize tanınmış bir ayrıcalık yoktur. Anılan sebeplerle kılavuz ve römorkör hizmetleriyle ilgili iddialar abesle iştigalden başka bir şey değildir.
Oktay Vural’ın asılsız iddialarla şirketimiz üzerinden siyasi polemik üretmesi kabul edilemez. Şirketimiz ve Genel Müdürümüz ile ilgili yapılan bu mesnetsiz iddia ve iftiralar hakkında hukuki süreç başlatılmıştır.
Kamuoyuna saygı ile duyurulur.
MARMARA-N DENİZCİLİK A.Ş