İsveç'ten demir alan insani yardım gemisi Estelle, Gazze'ye doğru yolculuğunu sürdürüyor. Aralarında İsrailli barış destekçilerinin de olduğu aktivistler, gemide çimento, çocuklara için malzemeler ve en önemlisi de "dayanışma" taşıyor. İsrail hükümetinin Estelle'i küçümsemesine tepki gösteren aktivist Mikhael Lofgren, "İsrail hükümeti gücün büyüklükte olmadığını halen anlamıyor" dedi.
20 Haziran'da İsveç'in kuzeyindeki Umea kentinde yüzlerce kişinin katıldığı ve festival havasında geçen bir kutlamayla demir alan 20 aktivist, Estelle ile Gazze'ye yelken açtı. İsveç, Finlandiya, Norveç, Kanada, İspanya, Amerika, Yunanistan ve İsrail'den katılan barış destekçileri arasında müzisyenler, gazeteciler, akademisyenler ve milletvekilleri bulunuyor.
Aktivistlerin internet sayfasında verilen bilgiye göre, geçtiğimiz hafta İtalya'nın Napoli limanına uğrayan Estelle için İsrail hükümeti, İtalya yönetiminden barış destekçilerini engellemesini istedi. Ancak İtalyan yetkililer baskılara aldırış etmedi. Bu arada aktivistler, Estelle'e yönelik olası sabotaj girişimlerine karşı gemiyi sıkı bir koruma altına alarak sürekli nöbet tuttu.
Napoli'den tekrar demir alan Estelle, normal hava koşullarında artık mola vermeden Gazze'ye ulaşana kadar yoluna devam etmeyi planlıyor. 20 Ekim'de Gazze'ye ulaşmayı planlayan aktivistler heyecanlarını, "Direniş her geçen saat, gün ve hafta güçleniyor" sözleriyle ifade ediyor.
Estelle, 2 yıl önce Mavi Marmara öncülüğünde Gazze'ye insani yardım taşıyan Özgürlük Filosu'nda da yer almıştı.
Yolculuğu deniz mili satışıyla finanse ediyorlar
Estelle medya koordinatörü Mikhael Lofgren, yolculukla ilgili bazı açıklamalar yaptı. Gemide, 41 ton çimento, 300 futbol topu, çocuklar için kitaplar, müzik enstrümanları, tiyatro ekipmanı taşıdıklarını aktaran Lofgren, "En önemlisi de dayanışma taşıyoruz. Aslında daha fazla malzeme götürmek isterdik. Ayrıca biz Gazze insanına çok yönlü kullanabilecekleri ekipman da ulaştırmak istiyoruz. Şimdilik kendi sularını, kendi elektriklerini üretmelerine yardımcı olacak, savaştan hasar gören evlerini onaracak malzeme götürmeyi tercih ediyoruz" dedi.
Gazze'ye giden yardım ve taşıma masrafları için 500 bin avro toplamanın yeterli olacağını belirten Lofgren, en önemli gelir kaynaklarının "deniz mili satışı" olduğunu söyledi.
Lofgren, "İskandinavya-Gazze arasındaki mesafe 5 bin deniz milinden fazla. Her 1 mili 100 avroya satarsak, toplamda 500 bin avro ediyor. Ship to Gaza Sweden adlı sitemizden yardımlarını ulaştırmak isteyenler banka hesap bilgilerimize de ulaşabilirler" bilgisini verdi.
"Devletlere insan haklarını hatırlatıyoruz"
İsrail'in Gazze'ye uyguladığı ablukanın yasa dışı ve insanlık dışı olduğunu vurgulayan Lofgren, bu durumun tüm taraflar için de yıkıcı etkileri olduğuna dikkati çekti.
"Batı devletlerinin Filistin meselesi ya da Gazze ablukasına karşı neden yeterince hassas olmadıkları" sorusuna ise Lofgren, "Çünkü Filistin konusunda kendilerine saygıları yok. Bizim yaptığımız şey, (İsveç) hükümetimize insan hakları ve uluslararası hukukla ilgili söylemini hatırlatmaktır" yanıtını verdi.
Lofgren, Estelle'in uluslararası bir girişim olduğunu, dünyanın farklı ülkelerindeki bireylerden ve yardım kuruluşlarından destek aldıklarını bildirerek, internet sitelerindeki online imza kampanyasının dünyanın birçok ülkesindeki barış destekçilerini bir araya getirdiğini, aralarında Türklerin de olduğunu kaydetti.
Geçen yıl Yunanistan'da sabotoja uğramışlardı
Bir yıl önce de Gazze için (Juliano gemisiyle) benzer bir girişimde bulunduklarını ancak Yunanistan'da demirledikleri sırada geminin sabotoja uğradığını hatırlatan Lofgren, yeni seferlerinin, daha önce Mavi Marmara ile yaptıkları seferle birlikte üçüncü yardım girişimi olduğunu aktardı.
İsrail hükümetinden dolaylı mesajlar aldıklarını bildiren Lofgren, "Bize küstah ve alaycı mesajlar ulaştı. Gemimizin çok küçük olduğuna ve sayımızın azlığına dair mesajlar verdi. Gücün büyüklükte olmadığını halen anlayamıyorlar" diye konuştu.
"Bundan sonrası İsrail hükümetine kalmış"
Estelle'in internet sitesinde, yaptıkları işin "gayet normal, kardeşçe ve insani bir faaliyet olduğu"nun altını çizen barış destekçileri, "Dayanağımızı uluslararası hukuktan alıyoruz ve şiddetle bir ilgimiz yok" mesajını veriyor.
Lofgren, İsrail'in engellemesiyle karşılaşmaları riskinden korkmadıklarını belirterek, "Seyahatimiz boyunca, tüm ekibimizle birlikte şiddet yanlısı olmadığımızı ve ne taşıdığımızı bütün ülke yetkililerine ve kamuoyuna açıkça duyurduk. Bundan sonrası İsrail hükümetine kalmış. Eğer İsrail hükümeti bir daha (Mavi Marmara'da olduğu gibi) böyle korkunç bir suç işlerse onları durduramayız" ifadelerini kullandı.
