Bu yıl 43. yılını kutlayan UND'nin Genel Kurul Toplantısı 4-5 Mart tarihleri arasından İstanbul Pullman Otel'de yapıldı. Çetin Nuhoğlu'nun tekrar başkan seçildiği Genel Kurul'a Ulaştırma Denizcilik ve Haberleşme Bakanı Ahmet Arslan ile Gümrük ve Ticaret Bakanı Bülent Tüfenkci de katıldı. Sektörle ilgili müjdelerin verildiği genel kurula çok sayıda nakliyeci katıldı.
UND gerçekleştirdiği genel kurul etkinliklerinde; yeni yönetim kurulunu ve başkanı seçerken sektörün geleceği ile ilgili yapılması gerekenler de yapılan panellerle tartışıldı. Dünya Ticaret Örgütü'nün Ticarete Kolaylaştırma Anlaşması’nın Ekonomi ve Dış Ticarete Etkileri konulu panelde özellikle tarife dışı engellerin kaldırılmasıyla dünya ticaretinin büyümesine yapacağı etkiye vurgu yapıldı. İhracata konu olan malların artık gümrüklerde beklemeden rahatça sınırları geçebildiği bir dönemin başlayacağı ve Türkiye olarak hangi adımların atılabileceği enine boyuna konuşuldu.
Akşam Gala yemeğinde sektör temsilcileri bir araya geldiler. Gala yemeğinin sponsorluğunu üstlen UN Ro-Ro CEO'su Selçuk Boztepe bir konuşma yaparak, bugüne kadar sektörün gelişimi için çalıştıklarını kendisinin bu göreve geldiği Ocak 2017 tarihi itibariyle nakliyecilerle ilişkilerinin çok daha ileriye gideceğini söyledi.
Ulaştırma, Denizcilik ve Haberleşme Bakanı Arslan: Prangaları kırmanın yolu bürokratik oligarşiden kurtulmak
Ulaştırma, Denizcilik ve Haberleşme Bakanı Ahmet Arslan, Uluslararası Nakliyeciler Derneği (UND) Genel Kurulunda yaptığı konuşmada, ticaret ve ekonominin olmazsa olmazı ulaşım için sağlıklı altyapı kurmanın önemine işaret etti.
Ulaştırma, Denizcilik ve Haberleşme Bakanı Arslan, "Ayağımızdaki prangaları kırmanın yolu önce bürokratik oligarşiden kurtulmak. Bundan siz de çekiyorsunuz biz de çekiyoruz." dedi.
Ulaştırma, Denizcilik ve Haberleşme Bakanı Ahmet Arslan, 16 Nisan'da halkoyuna sunulacak olan Cumhurbaşkanlığı Hükümet Sistemi'ne ilişkin, "Ayağımızdaki prangaları kırmanın yolu önce bürokratik oligarşiden kurtulmak. Bundan siz de çekiyorsunuz biz de çekiyoruz." dedi.
Türkiye’nin ulaşım altyapısının 14 yıldır çok mesafe katettiğini ve daha gidecek yolu bulunduğunu aktaran Arslan, bu coğrafyada taşımacılık pastasından Türkiye’ye düşen payın alınabilmesi için uluslararası taşıma koridorlarını tamamlayıcı çalışmalar gerçekleştirdiklerini dile getirdi.
Arslan, “Bölünmüş yolları, köprüleri, tünelleri yaparken bu büyük fotoğrafı göz ardı etmiyoruz. Doğudan batıya, kuzeyden güneye koridorları tamamlıyoruz. Bunları yaparken de elbette insanımızın sosyal hayatını kolaylaştırmaya çalışıyoruz.” dedi.
Ahmet Arslan, taşımacılık sektörünün Türkiye’nin büyümesinin, gelişmesinin, 2023 yılında 500 milyar dolarlık ihracat hedefini yakalamasının olmazsa olmazı olduğunu vurguladı.
Altyapı ile birlikte sağlıklı bir ticari yapının da kurulmasına önem verdiklerini anlatan Arslan, şunları kaydetti:
"Ticaretinizi güçlü tutarken, altyapınızı iyileştirirken, eğer gümrük kapılarınızda işleri, işlemleri kolaylaştırmıyorsanız yine bir ayak topal kalır. Gümrük ve Ticaret Bakanı Bülent Tüfenkci’ye gerçekten teşekkür ediyoruz. Bürokrat arkadaşlarımız, Lojistik Koordinasyon Kurulunun önüne koyduğu lojistik master çalışmasıyla sektörün bütün taraflarını bir araya getiriyor ve hedeflere yürümek için almamız gereken yolları belirliyor. Yine Sayın Başbakanımıza teşekkür ediyoruz. Ben şahidim; özellikle kapılardaki ulaştırma birimleri ile Gümrük ve Ticaret Bakanlığının işlemlerinin tek pencereden yapılmasını konuştuğumuzda herkes olmaz diyordu. O zaman olağanüstü bir inatçılık vardı. O inadı kırıp işlemleri kolaylaştırdık. İyi ki kolaylaştırdık, iyi ki bugüne geldik."
"Bürokrat takoz oluyor"
Ahmet Arslan, bu alanda daha hızlı ama sağlıklı bir şekilde yürümek gerektiğini ifade ederek, "Ayağımızdaki prangaları kırmanın yolu önce bürokratik oligarşiden kurtulmak. Bundan siz de çekiyorsunuz biz de çekiyoruz. Siyasetçi olarak sahaya çıkıyorsunuz, bir söz veriyorsunuz. Seçilip geliyorsunuz. Bürokratik oligarşi orada devreye giriyor. Diyor ki ‘Senin verdiğin söz ve hedef beni bağlamaz. Çünkü ben seninle aynı şeyi düşünmüyorum.’ İyi de vatandaş benden hesap soracak. ‘Verdiğim sözün gereği olan hükümet programını uygulamak için gecemizi gündüzümüze katmamız lazım.’ diyoruz. Bürokrat beğenmediği için takoz oluyor. Önce bundan kurutulacağız ki sağlıklı bir yol çizelim.” değerlendirmesinde bulundu.
Başbakan Binali Yıldırım’ın “Hedefiniz belli değilse yol sizi istediği yere götürür. Hedefiniz belli ise yol sizi hedefe götürür.” sözlerini aktaran Arslan, şöyle devam etti:
"Bizim hedefimiz belli. 14 yılda katettiğimiz mesafe çok başarılı. Sektör 3-4 misli büyüdü. Ancak bizim 2023 hedeflerini bugün yakalamış, sonrasını konuşuyor olmamız lazımdı. Onun için bu değişiklik neyi getiriyor? Hazirunun beklentilerin uygun söyleyeyim. Evet, altyapıyı yapacağız, taşımacılıktan artık lojistiğe geçeceğiz. Lojistiği de sadece taşıma olarak görmeyeceğiz; gümrük, ekonomi, tarım, çevre, uluslararası ticaret konuları birbirinin tamamlayıcısı. Yurt dışındaki büyükelçilerimizi de erişmez adamlar olmaktan çıkarıp sizin işinizi kolaylaştırmak için orada olduklarını bilecek seviyeye getirmek de bunu bir parçası. Millet lojistiği sadece kamyonun, tırın bir malı bir yerden bir yere götürmesi gibi görüyor. Halbuki öyle değil. Büyükelçinin tavrı dahi lojistiğin bir parçası. İşte biz istiyoruz ki lojistik nasıl her şeyin bir arada değerlendirildiği, düşünüldüğü ve hedefin ortak bir nokta olduğu bir anlayış ise bizim yönetim anlayışında da hedefimizin tek olması lazım. Herkesin o hedefe yürümek için gecesini gündüzüne katması lazım. Cumhurbaşkanı gecesini gündüzüne katsın. Başbakan gecesini gündüzüne katsın. Birileri katsın. Ama birileri de tam tersine onlara engel olmaya çalışsın. Bizim istediğimiz bu değil.
"Hep beraber ülkemizi ilerilere taşıyacağız"
Taşımacılığın kolaylaştırılması, uluslararası anlaşmaların yapılması adına ciddi bir mücadele verdiklerini ifade eden Arslan, “Hükümet olarak sayın Cumhurbaşkanımızdan örnek alarak ekip arkadaşlarımızla ‘Siz varsanız, siz güçlüyseniz bizim varlık sebebimiz devam eder; millet bizim var olmamıza destek olur bize bu yolda yürüyün der.’ düşüncesindeyiz. Hep beraber ülkemizi ilerilere taşıyacağız.” dedi.
Arslan, Yavuz Sultan Selim ve Osman Gazi Köprülerinin de, 18 Mart’ta temeli atılacak 1915 Çanakkale Köprüsü’nün de bölgeler arası taşımacılığı kolaylaştırmak ve Türkiye’nin dünya taşımacılığından daha fazla pay almasını sağlamak adına yapıldığını söyledi.
Sadece doğu-batı değil kuzey-güney aksı için planladıkları ulaşım koridorlarını da etap etap tamamladıklarını aktaran Arslan, “Nakliyeciliğin sadece karayolu değil demiryolu, denizyolu havayolu sektörü ile birlikte düşünülmesi gerektiğini de göz ardı etmeden taşımalar arası entegrasyon planlamaları yapıyoruz.” dedi.
Arslan, “Çandarlı Limanı’nda özellikle konteyner taşımacılığından kaynaklı bir daralma var. Onu daha farklı türlere de hizmet edebilecek şekilde projeyi revize edip 'yap-işlet-devret'e çıkıyoruz. Filyos Limanı’nın da inşaatına başladık. Biter bitmez onun da üst yapısını 'yap-işlet-devret'e çıkacağız.” ifadelerini kullandı.
Arslan, ülkelerle ticareti kolaylaştırma işlemleri yaparken yeni pazarlar oluşturmak için de çalıştıklarını anlattı.
Gümrük ve Ticaret Bakanı Tüfenkci: Yurt dışına çıkışlarda 900 litre mazotu inşallah ihracatı artırmak için vereceğiz
Gümrük ve Ticaret Bakanı Bülent Tüfenkci, Uluslararası Nakliyeciler Derneği (UND) Genel Kurulunda yaptığı konuşmasında, nakliye sektörünün ticaret ve Türkiye için ne kadar önemli olduğunun bilinci olduğunu söyledi.
Gümrük ve Ticaret Bakanı Bülent Tüfenkci, tırların yurtdışına çıkarken ÖTV'siz olarak aldıkları mazota ilişkin, "Yurt dışına çıkışlarda 900 litre mazotu inşallah ihracatı artırmak için vereceğiz." dedi.
Türkiye'nin bulunduğu coğrafya sebebiyle stratejik öneme sahip olduğunu vurgulayan Tüfenkci, "Adeta bir aktarma merkezi konumunda olan Türkiye, Asya ve Avrupa kıtalarının arasındaki stratejik köprü konumunda olması nedeniyle de lojistik ve taşımacılık açısından önemli bir potansiyele sahiptir. Kara taşımacılığındaki güçlü filomuz, üç tarafımızın denizlerle çevrili olması ve genç nüfusumuz ile Türkiye’de taşımacılık ve lojistik son yıllarda büyük gelişme gösteren sektörlerin başında gelmektedir. Dış ticaret hacmimizin artması, lojistik sektöründeki yatırım ihtiyacını da beraberinde getirmektedir. Ticaretin en önemli ayaklarından birini lojistik hizmetleri oluşturmaktadır." diye konuştu.
Tüfenkci, ulaştırmanın dünya ticaretine etkisiyle ilgili yapılan araştırmada, ihracatta gümrük vergilerinin ihraç edilen malların değerinin yüzde 2’sini, uluslararası taşımacılığın ise ihraç malları değerinin yüzde 4,45’ini bulduğu bilgisini paylaştı.
Günümüzde rekabet avantajının yolunun tedarik sürecini ve lojistik hizmetlerini en iyi şekilde yönetmekten geçtiğini vurgulayan Tüfenkci, "Bu nedenle lojistik hizmetleri artık ticarete destek sağlayan yardımcı bir sektör olmaktan çıkıp başlı başına bir sektör olmuştur. Lojistiğini iyi yöneten şirketler de maliyetlerinde yüzde 15 ile 50 arasında tasarruf sağlamaktadır." ifadesini kullandı.
Tüfenkci, Türkiye'nin dünyayla rekabet edebilmesi için hızın çok önemli olduğunu belirterek ilgili bakanlıkların yaptıkları işlemleri daha hızlandırmak için de çalışma yaptıklarını kaydetti.
Gümrüklerdeki hızlandırma işlemlerinin yanı sıra iş birliklerine yaptıkları iyileştirmelerle de ihracatçıların maliyetlerini düşürmeye başladıklarını dile getiren Tüfenkci, şunları kaydetti:
"İhracat beyannamesi ile transit beyannamesini birleştireceğiz. Artık ayrı ayrı beyanname vermeden, ihracat ve geçiş beyannamesini birleştirip hızlanmanızı ve formaliteden kurtulmanızı sağlamış olacağız. Yine sizlerin istediği konuda Maliye Bakanımız ile çalışıyoruz.. Bu hafta kararını vereceğiz... Yurt dışına çıkışlarda artık 900 litre mazotu inşallah ihracatı artırmak için vereceğiz. Bunlar sadece iki kapıda yapılıyor. Şimdi bunun kapı sayısını da çoğaltacağız. Gürcistan'a giderken de vereceğiz, Batıya, kuzeye, güneye giderken de o kapılardan bu kadar litre alarak gitmiş olacaksınız. Yani Kapıkule'den çıktığınızda bu ÖTV'siz mazotla inşallah Almanya'ya varmış olacaksınız. Bunu birçok kapıda hayata geçireceğiz.
Suriye'deki iç karışıklıklardan dolayı transit geçişi yasaklamıştık. Geçen hafta almış olduğumuz kararla beraber, Başbakanımızın talimatıyla beraber Suriye'den transiti de serbest bıraktık. Artık orada malları Türkiye üzerinden taşıyacağız."
"Güçlü liderlerle Türkiye'nin şaha kalktığı bir dönem yaşansın diye bu sistemi getiriyoruz"
Bakan Bülent Tüfenkci, Türkiye'nin hızlanması gerektiğini vurgulayarak, "Lojistikte, ticarette hız önemli. Lojistikte güven ve istirar önemli. 'Güçlü lojistik, güçlü Türkiye' diyoruz. Yönetimde de hız, güven, istikrar önemli. Güçlü hükümetler önemli. Onun için Meclis'te bir Anayasa değişikliği teklifini önünüze getirdik. Niye getirdik? Tam da sizin için getirdik. Türkiye hızlansın diye, Türkiye büroktratik engellerden kurtulsun diye, Türkiye güveni, istikrarı yakalasın diye. Güçlü Türkiye olsun... Güçlü liderlerle Türkiye'nin şaha kalktığı bir dönem yaşansın diye bu sistemi getiriyoruz." şeklinde konuştu.
Tüfenkci, "Türkiye'nin 2023 hedefi 500 milyar dolara hedefini yakalasın istiyoruz. Bu 500 milyar dolar ihracatı sizinle yapacağız. Bu ihracatı hedefini nasıl yakalacağız? Hızlanarak, sistem değişikliğiyle yakalayacağız." ifadesini kullandı.
Çetin Nuhoğlu: Sektörün en önemli konusu hız ve maliyettir
UND Başkanı Çetin Nuhoğlu da yaptığı konuşmada UND'nin kurulduğu ilk günden itibaren sektörü geliştirdiğini anlattı. Nuhoğlu, “Genel Kurul etkinliklerimiz, “DTÖ Ticaretin Kolaylaştırma Anlaşmasının
Ekonomi ve Dış Ticaretimize Etkileri” Paneli ve “Demokrasi Mesajı Dünya Yollarında” fotoğraf sergisi büyük ilgi görmüştür. Fotoğraf yarışmasına sürücülerimizin etkin katılım sağlamalarından ve birbirinden anlamlı fotoğrafları göndermelerinden, ülkemizin yaşadığı hain ve alçak girişimi 10 binden fazla Tırımızla gittikleri güzergâhlarda “Türkiye’de Demokrasi var ve kazanır” mesajını dünyaya iletmelerinden dolayı sürücülerimize ve firmalarımıza teşekkür ediyor onlarla gurur duyuyoruz” dedi.
Lojistik sektörünün, Türkiye Ekonomisinin, rekabetçi, sürdürülebilir, ihracata dayalı ekonomik kalkınmasını sağlayacak sektörlerin en başında geldiğini aktaran Nuhoğlu, “Gururla söyleyebiliriz ki, ilk defa bu sene açıklanan hizmet ihracatında ilk 500 firma da 200’den fazla lojistik şirketimiz turizm ve yurtdışı müteahhitlik gibi hizmet ihracatçılarımızın yanında yer almıştır. 19 milyarlık dolarlık turizm hizmet ihracat gelirinden sonra lojistik 14,5 milyar dolar ile ikinci sıradadır.
Son birkaç yıldır, ülkemizde ve bölgemizde olağan dışı gelişmelerle karşı karşıya kaldık. Yaşanan tüm gelişmeler hiç kuşku yok ki sektörümüzü derinden etkiledi. Sektörümüz ve firmalarımız hiç olmadığı kadar zor bir dönemden geçiyor. Bu durum işlerimizi de hizmet kalitemizi de maalesef etkiliyor.
24 Kasım 2015 tarihinde başlayan Rusya krizi, güvenlik nedenleri ile doğu sınırlarımızda yaşanan sorunlar, Suriye ve Avrupa’da yaşanan mülteci krizi ve kapanan sınır kapıları, 15 Temmuz hain ve alçak darbe girişimi, yaşanan terör olayları, ekonomide yaşanan daralma ve zorluklara rağmen sektörümüzün dinamizmi, çalışkanlığı ve zor durumlarda gösterdiği olumlu refleksler sayesinde her türlü olumsuzluğa karşı ayakta kalmayı başarabilmiş bir sektörüz” diye konuştu.
Nuhoğlu, Doğu ve Güneydoğu nakliyecilerin taleplerini de bakanlara iletti. “14.12.2015 tarihinde başlayan sokağı çıkma yasağı ve bölücü terör örgütü mensuplarına yönelik operasyonlar sonuçlanmış sokağı çıkma yasaklarının kalkması müteakip devletimizin tüm imkânları seferber etmiş ve yaralar sarılmaya başlanmıştır. Bu aşamada bölgenin hükümetimizden 213 Vergi Usul Kanunun 15 maddesine istinaden 31.03.2017’e kadar geçerli ilan edilen “mücbir sebep ilanı” 31.12.2018 tarihine kadar uzatılması hayati önem taşımaktadır.”
Sektördeki hız ve maliyetin öneminin de altını çizen UND Başkanı Çetin Nuhoğlu, şunları söyledi:
“Lojistiğin hem hizmet alan, hem de hizmet sunan tarafındaki paydaşlar, yeni fiziksel altyapı yatırımlarından çok bürokratik işlemlerin azalmasını sağlayacak iyileştirmelerle üretim ve ticaret lojistiğinde daha fazla hız ve daha etkin işleyen süreçler talep ediyorlar.
Size, bu bağlamda, önemli bir araştırmadan da kısaca bahsetmek istiyorum. Bu araştırma, Münih Üniversitesine kayıtlı Leibniz (Laybniz) Ekonomik Araştırmaları Enstitüsü tarafından yapılmıştır. Mart 2016 yayınlanmıştır. Bu çalışma Federal Almanya Ekonomi ve Enerji Bakanlığının talimatı üzerine yapılmıştır. Araştırmanın adı: “Sınır Kontrollerinin Ticaret Üzerine Etkileri”. Araştırma, yaşanan mülteci akımı nedeniyle Schengen sınırlarında tekrar şahıs kontrolleri başlaması halinde bu durumun Alman dış ticaretini nasıl etkiler üzerine yapılmıştır. Birçok Alman ve Avrupa şehirleri arasında eşya taşımacılığı değerlendirilirken, yapılan örneklemede Türkiye de alınmıştır. Almanya’nın kuzeyinde bir şehirde başlayan ve Ankara’da biten bir taşıma değerlendirilmiştir. Bu taşıma gerçekleştirilirken, geçilen iki Schengen sınırında sürücüye ilave 20’şer dakika kontrol yapılması sonucunda gecikmesi, Almanya’nın Türkiye ile ticaretinde (-%1,3) bir daralma yaratacağını ifade etmektedir. “Söz konusu %1,3’lük daralmanın Almanya’nın ülkemize olan ihracatındaki rakamsal değeri yaklaşık 291 Milyon Dolar’dır.”
DENİZ HABER AJANSI
