Blue Ocean Sismik Hizmetleri, bu son deneme serisiyle, otonom denizaltı robotlarının zorlu gerçek dünya gelgit koşullarında güvenilir bir şekilde çalışabileceğini, doğru bir şekilde gezinebileceğini ve kaliteli sismik verileri kaydedebileceğini doğruladığını söyledi.
Beş günlük denemeler, İskoçya'nın batı kıyısındaki gelgitli bir deniz körfezi olan Loch Linnhe'de aynı anda birden fazla aracın çalıştığını gördü.
Blue Ocean Sismik Hizmetler Baş Teknoloji Sorumlusu Ben Hollings , "Bu deneme, teknolojimizin doğrulanmasında önemli bir adımdır ve Blue Ocean Sismik Hizmetleri ve daha geniş anlamda sismik veri toplama endüstrisi için büyük bir kilometre taşını temsil eder" dedi .
"Deneme, ticari operasyon açısından bir test durumu olarak gerçekleştirildi ve önceki deniz denemeleri ile birleştiğinde, operasyonel ölçek için teknolojimizi doğrulayan bir dizi ortamda prototip denizaltı araçlarımızın geniş bir test yelpazesini başarıyla tamamladık. ”
Blue Ocean Seismic Services'e göre, deniz altı robotları, uzaktan çalıştırılan bir araç (ROV) konumlu okyanus tabanı düğümlerinden daha iyi performans gösterdi ve o sırada meydana gelen beklenmedik bir yer sarsıntısını kaydetti.
Birleşik Krallık şirketi ayrıca, deniz körfezinin zorlu gelgit koşulları nedeniyle, bağlı olmayan robotların genellikle rotadan saptığını, ancak operasyonları tamamlamak için tutarlı ve otonom bir şekilde düzeltildiğini de kaydetti. Robotlar, hedefin 10 metre yakınına inebilme yeteneğini gösteren yüzey ve yer altı iletişimleri aracılığıyla kontrol edildi ve komuta edildi.
Ekip ayrıca, uzak açık deniz operasyonlarında iletişim ve veri aktarımı için gelecekteki bir yol olarak Starlink iletişimlerini test eden bir Kavram Kanıtı gerçekleştirdi.
Denemeler sırasında elde edilen veri kümesinin yanı sıra geçen yılın sonlarında Loch Ness'te ve bu yılın başlarında Avustralya'nın Perth kentinde gerçekleştirilen bir dizi denemeden elde edilen veriler, mühendislerin aracı ve kontrol yazılımını daha da iyileştirmesine ve doğru ilerlemesine izin verecek şekilde ayarlandı.
Enerji yoğun keşif gemilerine ve ROV'lara olan genel ihtiyacı ortadan kaldırarak, teknolojinin sismik araştırma maliyetlerini yüzde 50'den fazla azaltması ve ilgili karbon emisyonlarını önemli ölçüde azaltması bekleniyor. Birleşik Krallık şirketi, araçların sismik veri toplamaya yönelik geleneksel yöntemlere kıyasla deniz yatağı ve deniz yaşamı üzerindeki etkiyi de azaltabileceğini belirtti.
DENİZ HABER AJANSI
