• BIST 9716.77
  • Altın 2427.694
  • Dolar 32.5699
  • Euro 35.0032
  • İstanbul 18 °C
  • Ankara 24 °C
  • İzmir 19 °C
  • Antalya 22 °C
  • Muğla 14 °C
  • Çanakkale 17 °C

Bakan: "Yabancıya verilen liman yok"

Bakan: "Yabancıya verilen liman yok"
Bakan Binali Yıldırım yabancıya verilen liman olmadığını, 7 limanı TCDD'nin işlettiğini, geri kalanı ise yüzde 90-95'ini Türk yatırımcılar ve denizcilerin aldığını söyledi.
Ulaştırma Bakanı Binali Yıldırım, bugüne kadar tümüyle yabancılara verilen liman olmadığını, denizcilik idaresinin özelleştirilmesinin de söz konusu olmadığını bildirdi. İletişim vergilerinde indirim yapılacağını kaydeden Bakan Yıldırım, demiryollarıyla ilgili 19 proje hazırlandığını, kaynak bulunduğunda bunların hayata geçirilebileceğini belirtti. TBMM Plan ve Bütçe Komisyonunda bakanlığı ve bağlı kuruluşların bütçesi üzerinde milletvekillerinin soru ve eleştirilerini yanıtlayan Yıldırım, demiryolunda uzun yılların ihmalinin bugünden yarına değişmesi ve taşımacılıktaki payının 1950'li yıllar düzeyine gelmesinin mümkün olmadığını belirterek, sürekli yatırım ve yenilenmelerle 10-15 yılda değişimin görülebileceğini söyledi. Bu konuda istikrarın da önemli olduğunu kaydeden Yıldırım, "Türkiye'de ulaştırma bakanlarının ömrü, ortalama 7.5 aydır. 7.5 ayda bir şey yapamazsınız, bakanlığı bile tanıyamazsınız" dedi. Haydarpaşa Limanı ile ilgili soruları da yanıtlayan Yıldırım, limanının demiryolu bağlantısı da olması nedeniyle yıllarca "transfer limanı" olarak çalıştığına işaret etti. Bugün gelinen noktada Marmaray Projesi ve Ankara-İstanbul Hızlı Tren projesi dikkate alındığında Marmaray Projesi'nin Söğütlüçeşme'de yeraltına girdiğini ve denizaltında devam ederek Kazlıçeşme'de dışarıya çıktığını, 13.6 kilometre olarak yeraltı ve denizaltında gittiğini anlatan Yıldırım, demiryolunun Söğültüçeşme'de sona erdiğini hatırlattı. Haydarpaşa'nın da bulunduğu bölgenin, İstanbullu'nun isteği doğrultusunda değerlendirileceğine işaret eden Yıldırım, şunları söyledi: "Buranın uzun vadede şehir içinde yük trafiğine ayrılacak bir liman olarak devam etmesi mümkün değildir, uygun da değildir. Buranın kruvaziyer limanına, yolcu limanına dönüştürülmesi söz konusu olacak. Bununla ilgili etrafında çeşitli etkinliklerin yer alacağı, sit alanı olduğu için de tabiat ve kültür varlıklarını koruma kurullarının belirleyeceği esaslar dahilinde burada bir proje yapılacaktır. Bunun için bilgi ofisi oluşturulmuştur. Görüşler buraya aktarılıyor. Bu çerçevede yapılan plan kurula takdim edilecek ve yarışma sonucu buraya nasıl bir proje yapılacağı da ortaya çıkacak. Haydarpaşa Limanını kaldırsak ne olacak? O boşluğu, Marmara'da devam eden liman inşaatları dolduracak. Aksi halde kamyonların, konteynır yüklü TIR'ların İstanbul'un göbeğine girmesi ve bu limanda faaliyeti sürdürmesi, orta ve uzun vadede mümkün gözükmektedir. İstanbul ve Türkiye gerçekleriyle de uyuşmamaktadır." Bakan Yıldırım, bugüne kadar tamamen yabancıya verilen liman olmadığını, 7 limanı TCDD'nin işlettiğini, geri kalanı ise yüzde 90-95'ini Türk yatırımcılar ve denizcilerin aldığını söyledi. Türkiye'nin transit limana ihtiyacı olduğunu belirten Yıldırım, şöyle konuştu: "Herkesin fabrikasının önüne bir iskele yapmasıyla limancılık olmaz. Bu doğru değil. Bunun için limanlar mastır planı çalışması devam ediyor. Buna göre; akaryakıt ve doğalgaz gibi yanıcı maddeler nerede, konteynırların hangi bölgede ve diğer genel yüklemeleri hangi limanlarda yapacağımız ortaya çıkacak ve liman gelişim bölgeleri de bu şekilde tespit edilecek. Tespit edilmiş çalışmalar var. Mersin ve Çandarlı, önemli bir transfer limanı olacak, Karadeniz'de ise Karasu ile Filyos Limanı önemli bir aktarma limanı olacak. Diğerler ise kabotaj hattımızdan transfer limanlarına taşımla yapacak limanlar olarak hizmet verecek." Yıldırım, denizcilik idaresinin özeleştirilmesinin söz konusu olmadığını, idarenin kural koyup denetlediğini belirterek, "Limanı kim işletirse işletsin... Kıyı yapılar mülkiyete konu değil. Ne yaparsanız yapın, üst işletmesini kiraya verirsiniz. Bir süre sonra devlete geri döner" dedi. 1973 yılında lise öğrencisiyken Demirel'in seçimlerde "Ankara-İstanbul arasının 3 saate ineceğine" dair beyanatlarını okuduğunu belirten Yıldırım, konuyla ilgili ilk olarak 1975 yılında bir çalışma yapıldığını ve ihalenin 5 kısım halinde 1976'da yapıldığını ifade etti. 50 kilometre tünel kazıldığını, bu işten 5 büyük firmanın doğduğunu kaydeden Yıldırım, 700 trilyon harcandıktan sonra projenin içinden çıkılamayacağının görüldüğünü ve terk edildiğini söyledi. Yapılanın, toplam işin ancak yüzde 5 olduğunu, hızlı tren hayalinin de "bir başka bahara ertelendiğini" anlatan Yıldırım, aynı yanlışa düşmemek için işin başında hattın devam edilebilir olmasının mümkün olmadığını tespit ettiklerini kaydetti. Hızlı tren işletmeciliği için düz hat olması gerektiğini, bu nedenle proje tadilatını yaptıktan sonra işe başladıklarını belirten Yıldırım, "2005 sonunda bitecekti, bitmedi. 2006'da da bitmedi. Hollanda Ulaştırma Bakanı, bize "Bizde hızlı trenin yapımı 10 yılda bitmezdi' dedi. Projenin peşindeyiz. Önümüzdeki Nisan ayında 250 kilometrelik kısmında inşallah deneme seferlerine başlanacak" dedi. Esenkent-Sincan arasının ihale edildiğini, gecikmeli gitmekle birlikte yapılacağını kaydeden Yıldırım, "Sincan-Ankara arasında zorluğumuz var. Oraya bir şey yapamayacağız, sadece iyileştireceğiz. Çünkü muazzam bir kamulaştırma bedeli çıkıyor. Neredeyse mevcut projenin yarısı kadar süre ve maliyet getiriyor. Oradaki zaman kaybını dikkate aldık, bu 3 saatin içinde...Onu istasyon ve altyapılarıyla değiştirip, aynı şekilde devam edeceğiz" diye konuştu. Projenin 2. kısmının 2 etap olarak ve birbirine paralele ihale edildiğini belirten Yıldırım, ancak yargısal boyut nedeniyle her iki etap için de mahkemelerin, yürütmeyi durdurma taleplerini reddettiğini, sözleşme yapıldığını ve işin başlayacağını bildirdi. Projeyi 19 teknik uzmanının defalarca değerlendirdiğini, ancak kaybedenin hem yargıya hem de ihale kurumuna gittiğini anlatan Yıldırım, sonucun ortaya çıktığını ve her şeyin anlaşıldığını söyledi. Yıldırım, "Hiç kimse devletin bir işini, bile bile kamu zararı doğacak şekilde bir kimseye veremez. Bunun sorumluluğunu ben emretsem bile kimse alamaz. Hukuk sürecinin nereye gideceğini bilemiyorum ama yürütmeyi durdurma taleplerini mahkemeler yerinde görmedi ve projenin önünü açtı" dedi. Yıldırım, 4 yılda 569 kilometresi yol yapımı, 3931 kilometresi ise yenileme olmak üzere toplam 4500 kilometre demiryolunda bakım ve yenilemesi yapıldığını bildirdi. Demiryoluyla ilgili 19 proje hazırlandığını belirten Yıldırım,kaynak bulunduğunda bunların hayata geçirilebileceğini vurguladı. Yıldırım, demiyollarında yeni bir yapılanmaya ihtiyaç olduğunu, hem işletmecilik hem de yatırımın aynı kuruluşta olduğu modelin artık dünyada terk edildiğini söyledi. Yalova'da tersane için arazi tahsisi Yıldırım, Yalova Altunova'da tersane yerlerinin tahsis edildiğini, dolguların da yapıldığını, konuyla ilgili bir hukuki sürecin de yaşandığını belirterek, Danıştay'ın, yürütmeyi durdurmayı kaldırdığını söyledi. İşlemlerin sürdüğünü kaydeden Yıldırım, şunları kaydetti: "Limanlar, denizlerin kıyısında olmak zorundadır. Dünyada her yerde denizden dolgu yapılarak alınıyor. Liman yapıları, şehir yapıları gibi yatay yapılardır. Deprem riskleri bütün ayrıntılarıyla hesap edilir. Japonya deprem bölgesindedir ama orada deniz ortasında bile limanlar var. Bugünkü teknolojiyle bu riskleri ortadan kaldıracak her türlü inşaatlar yapılıyor. Endişeleri çok haklı görmüyorum. Bunun tedbirleri alınıyor. Sadece Yalova'da değil, tüm sahil şeridimizde deniz yapılarının yapılarak ülke ekonomisine döviz kazandıracak hizmetlerin yapılmasını istiyoruz. Yapılan tahsislerle, Türkiye, 2013 yılında gemi inşaatında 5. sıraya yükselmiştir. Kapasite 3 kat artacak." Genelkurmay'ın 15 Ekim 2004 tarihindeki yazısında yapılacak faaliyetlerin, askeri yasak ve güvenlik bölgeleri açısından sakınca teşkil edilmeyeceğinin bildirildiğini anlatan Yıldırım, CHP'li Kemal Kılıçdaroğlu'nun "Ama Genelkurmay'ın 2006 tarihli yazısı farklı" demesi üzerine, "Bir kuruluş, işlemin bir noktasında olumlu bir başka noktasında görüşünü değiştirdiyse, bu ayrı bir konu. Onu ben bilemem. Doğrudan sorumluluğumda olan bir iş de değil, Maliye ve Bayındırlık bakanlığınındır" dedi. Kurumlar vergisinin Telekom için indirildiğine yönelik eleştirileri yanıtlarken Yıldırım, Telekom devrede yokken kurumlar vergisinin indirildiğini söyledi. Yıldırım, bu indirimden İş Bankası'nın, Akbank'ın, Turkcell'in de yararlandığını vurgulayarak, "Bunlar yararlanınca bir şey olmuyor da başkası yararlanınca niye bir şey oluyor?" diye sordu. Türkiye'nin yüzde 55'lik iletişim vergisiyle dünyada ilk sırada yer aldığını dile getiren Yıldırım, "Şimdi, bu vergiyi indirdiğimizde 'Oger için indirdi' denilecek. Milletin menfaati için indireceğiz. Oger'i anlamayız, Oger kim? Bu memleketin işini ona buna soramayız" diye konuştu. Yıldırım'ın konuşmasının ardından Ulaştırma Bakanlığı, Telekomünikasyon Kurumu, Denizcilik Müsteşarlığı ve Sivil Havacılık Genel Müdürlüğünün 2007 yılı bütçeleri kabul edildi.Verilen önergelerle, Ekinlik Adası Mendirek İnşaatı için 1 milyon 500 bin YTL olmak üzere, çeşitli balıkçı barınakları için ek ödenek konuldu.DenizHaber.Com
Diğer Haberler
ÇOK OKUNANLAR
Tüm Hakları Saklıdır © 2004 Deniz Haber | İzinsiz ve kaynak gösterilmeden yayınlanamaz.
Tel : 0544 880 87 87 | Haber Scripti: CM Bilişim