• BIST 9079.97
  • Altın 2307.251
  • Dolar 32.3024
  • Euro 35.0637
  • İstanbul 16 °C
  • Ankara 17 °C
  • İzmir 19 °C
  • Antalya 15 °C
  • Muğla 14 °C
  • Çanakkale 16 °C

"Askeri gemilerden onur kazanıyorum"

"Askeri gemilerden onur kazanıyorum"
“Deniz Kuvvetleri’nin yetiştirdiği bir mühendis olarak, YTKB projesinin bana bir ödül olarak verildiğini düşünüyorum. Bunun duygusal tarafı, hiçbir maddi karlılıkla ölçülemeyecek kadar büyük"

“Deniz Kuvvetleri’nin yetiştirdiği bir mühendis olarak, YTKB projesinin bana bir ödül olarak verildiğini düşünüyorum. Bunun duygusal tarafı, hiçbir maddi karlılıkla ölçülemeyecek kadar büyük. Yıllarca görev yaptığım Deniz Kuvvetleri’ne bu gemileri yapabilme onuru benim için her şeyin üstündedir.”  

Tasarımı ve yelken donanımıyla yurtdışında büyük ilgi gören dünyanın ikinci büyük yelkenlisi Malta Şahini’nin arkasında onun ismi vardı. Türkiye’nin ihraç ettiği ilk askeri geminin inşasında da yine aynı isim vardı. Türk gemi inşa sanayinin mütevazı mühendisi Gökbayrak’ın şimdi ki hedefi Milli Gemi’leri de kendi tersanesinde inşa etmek. Dearsan Tersanesi’nin kurucusu Baki Gökbayrak, Perşembe Rotası Editörü Murat Erdoğan’a ticari gemi yapımından askeri gemi inşasına kadar Türk gemi inşa sanayisini anlattı.

Deniz maceranız nasıl başladı, anlatır mısınız?  

Deniz Harp Okulu mezunuyum. Devlet, beni gemi inşaatı tahsili için yurtdışına gönderdi. Gemi inşa mühendisi olarak 11 yıl Deniz Kuvvetleri Komutanlığı’nda çalıştım. 1984’te Deniz Kuvvetleri’nden ayrılarak kendi şirketimi kurdum. Yat inşasıyla başladım. İtalyan Parini’yi yat imalatı için Türkiye’ye getirdim. Yıldız Tersanesi, gemi inşa sanayinde yabancı sermayeli ilk şirket oldu. Bu tersanemizde İtalya başta olmak üzere birçok ülkeye 40’ı aşkın mega yelkenli yatlar yaptık. En son Malta Şahini’nin inşasında bulundum. Ardından Yıldız’dan ayrılarak, kendi tersanem olan fakat aktif olmayan Dearsan’ı toparlamak için mücadeleye giriştim. Kendi tersanemde kendi başıma kimsenin yapmadığı farklı projeleri hayata geçirme isteği vardı.

Kendi tersanenizde farklı projelere mi yöneldiniz?

Ticari gemilerle başladık. Kuru yük, tanker, çimento gemileri ve römorkörler yaptık. Fakat hiç yat yapmadık. 2008 öncesinde sadece ticari gemiler yapıldı. Askeri gemi projeleri benim için bulunmaz bir fırsattı. Yeni bir sanayi, yeni bir mücadele, yeni bir idare olacaktı benim için. Bazı ihalelere girdik fakat kazanamadık. Ardından 16 gemiden oluşan Yeni Tip Karakol Botu (YTKB) ihalesini kazandık ve bu gemilerle askeri projelere başladık. Deniz Kuvvetleri’nde görev yaparken az çok askeri gemileri tanıyorduk fakat bu projelere başlayınca çok fazla şey öğrendik. Kurumsal ve yönetimsel olarak olmamız gereken seviyeye ulaştığımızı düşünüyorum. Fiziksel yatırım dışında insana yatırım da çok önemliydi. Tecrübe ve dinamizmin bir araya geldiği bir yapı oluştu.

Kaç gemiyi teslim ettiniz, gemilerin inşası devam ediyor mu?

Bu gemilerin inşaatına 2008’in şubat ayında başladık. Üç geminin kesin teslimi yapıldı. Yedinci geminin de geçici teslimi yapıldı. 2012’nin sonunda sekizinci geminin geçici teslimi ve dördüncü geminin de kesin teslimi yapılmış olacak. Diğer sekiz gemiyi ise 2013-2014 yılları arasında teslim edeceğiz.

Tersanelerin askeri gemi projelerde teslimatlarda gecikme yaşadığı belirtiliyor. Aynı sıkıntıyı siz de yaşıyor musunuz?

Bizim teslimlerimiz tam tarihlidir. Son teslimatları daha erken teslim edebileceğimizi düşünüyorum. Türk tersanelerinde inşa edilen askeri gemiler ilk projelerdi. Bu projeler henüz öğrenme ve uygulama bazında olduğunu düşünüyorum. Bu süreç, tersane ve alt yükleniciler için öğrenme fazıydı. Bu ciddi eşiği aşmış ve aşmak üzere olduğumuzu düşünüyorum. Prosedürler, yönetmelikler, kalite kontörlü işin bürokratik kısmı özel sektörde ilk defa uygulanan yöntemlerdi. Bir gemi için yaklaşık 50 bin sayfa doküman işlemi yaratıyor. Askeri projelerin inşa edilebilmesi için bugüne kadar tersanemize fiziksel olarak 20 milyon doların üstünde yatırım yapıldı. Fakat söylediğim gibi burada fiziksel yatırım dışında insana yatırım da çok önemli.

Askeri gemi inşası size nasıl kapılar açtı?

Bu gemilerin başarılı olması ve SSM’nin gemilerin performansından memnun olması bize yeni kapılar açtı. Dış ülkelerden talepler gelmeye başladı. Anlaşma gereği adını açıklayamayacağım bir ülkeyle 8 YTKB inşası için anlaşma yaptık. Fakat gemileri sipariş veren ülkenin tersanesinde yapıyoruz. Malzeme, işçilik ve mühendisliğini biz yapıyoruz. Bu boyutlarda Türkiye’nin yurtdışına ihraç ettiği ilk askeri gemiler bunlar ve orada yapıyoruz. 30-40 yıl önce başka ülkelerin burada yaptığı gemileri, biz aynı yöntemle bugün başka bir ülkede yapıyoruz. 2010’da başlayan projenin ilk iki gemisini teslim ettik. Yılsonuna kadar diğer iki gemiyi de teslim edeceğiz. Diğer gemileri ise 2013’ün sonu veya en geç 2014’ün ilk çeyreğinde teslim etmeyi planlıyoruz. Aynı ülkeyle 10 tane 42 knot süratli alüminyum sahil güvenlik teknelerinin inşası için anlaşma yaptık. Bu gemilerin hepsi bu yılsonuna kadar teslim edilmiş olacak. Yine aynı ülkenin tersanesinde 320 yolcu kapasiteli deniz otobüsü inşa ediyoruz. Bu gemilerin inşasında 305 kişi çalışıyor ve hemen hemen hepsi Türk. Tuzla’daki projelerimizde ise 170 kişilik tersane mevcudu ve 550 kişi de alt yükleniciyle çalışma sürüyor. Askeri gemiler sayesinde bin civarında insana istihdam yarattığımızı söyleyebilirim.

Bir dönem görev yaptığınız Deniz Kuvvetleri’ne gemi yapmak nasıl bir duygu? MİLGEM projesi sizi ne kadar heyecanlandırıyor?

Ben bu memleketin yetiştirdiği bir mühendis olarak ve yıllarca askeriyede görev yapmış biri olarak, YTKB projesinin bana bir ödül olarak verildiğini düşünüyorum. Bunun duygusal tarafı, hiçbir maddi karlılıkla ölçülemeyecek kadar büyük. Mesleğimi icra ettiğim Deniz Kuvvetleri’ne bu gemileri yapabilme onuru benim için her şeyin üstünde. Bu benim açımdan duygusal bir olay. Tabi ki hiçbir şirket zarar etmek istemez kar amaçlı çalışır fakat bu projelerden aldığım haz maddiyatın çok ilerisinde kalıyor. Milli Gemi ihalesinde iki tersane yarışıyor fakat hangi tersane alırsa alsın bu gemilerin de başarıyla yapılacağına inanıyorum. Çünkü bu işin altından kalkmamız gerekiyor. Aksi takdirde sonraki projelerin özel sektöre verilmesini riske atar. Biz MİLGEM ihalesini almamız halinde o gemileri yapabilecek kapasiteye sahibiz.

Türkiye artık milli savaş gemisini yapabilir diyebilir miyiz?

Askeri gemi yapımında, her şeyini kendi üreten ülke sayısı bir veya ikidir. Bu tip askeri gemi projelerinde her türlü ekipmanı kendi ülkesinde temin eden ülke sayısı çok azdır. En gelişmiş ülkeler bile birbirleriyle bu alanda alış veriş yapıyorlar. Dolayısıyla bu gemilerin her şeyini üretiyoruz, yüzde yüz milli gemidir diyemeyiz fakat yerli sanayi kullanım oranını belli bir seviyeye çıkarmak mümkün. Yerli sanayi oranını biraz daha yükseltelim dediğinizde gemi inşa sanayisinin kapasitesi kafi gelmez. Karar olarak da imalat ve sanayi olarak da gemi inşa sanayisinin üzerinde. Bu devlet seviyesinde stratejik bir karardır.

‘Gemi inşada çözüm; birleşmek’
 

Türk gemi inşa sanayisinin geleceğini nasıl görüyorsunuz?

Türkiye’de gemi inşa sanayisindeki büyüme ne kadar sağlıklıydı, bilemiyorum fakat bu büyümenin cezasını bugün çekiyoruz sanırım. Dünya ekonomisini, ticareti takip ettiğim ve okuduğum kadarıyla, krizinin bizim gemi inşa sanayisini beş yıl daha etkileyeceğini düşünüyorum. Ticaret hacmi artsa dahi, hâlihazırdaki gemilerin sisteme girmesi ve yeni kontratların yapılması süreç işidir. Ufak tefek kıpırdamaların olduğunu görüyoruz fakat ancak 2015-2016 sonrasında düzelme başlayabilir. Çünkü Türkiye’de irili ufaklı 100’e yakın tersanecik olduğunu görüyoruz. Ticaret hacmi ne kadar genişlesin ki bu kadar tersane gemi siparişi alsın. Bütün tersanelerin devam edebilmesi için bir iş hacminin oluşacağına inanmıyorum. Ama bazı tersaneler adım atıp ileriye gidecektir.

Bugünkü sıkıntı tersane arzından mı, krizden mi kaynaklanıyor?

Bugünkü durumun tersane arzından değil küresel krizden kaynaklandığını düşünüyorum. Fakat kriz olmasaydı bu kadar tersanenin doluluk oranının yüzde 80’lere geleceğini düşünmek de zor.  Bu krizden gemi inşa nasıl çıkar? Konsolidasyona gider. Aksi taktirde bu kadar tersaneye iş bulmak rekabeti acımasız hale getirir. İnsanları çok üzer. Zorluklar insanlara çözüm üretme fırsatı verir. Türkiye’de iç piyasaya gemi yapmakla gemi inşasının yola girmeyeceği çok açık. Tersaneler ihracat yapmak zorunda. Bunun yolu da kaliteli ürün ve düşük fiyat. Ya şirketler kendi başlarına yolarını arayacak ya da beraber bu işin içinden çıkış yolu arayacak. Özel ve kaliteli ürünle ihracatı rahat yapabileceği seviye gelecek. Tuzla’nın artık özel gemi üretmesi gerekiyor. Bir tersane şu tip gemi yapıp, satıyor diye biz de aynısını yapalım demenin hata olduğunu gördük. Maalesef zamanında biz de tanker furyasında bu hataya düştük ve acı çekerek yaşadık. Bu nedenle hiçbir arkadaşımı kınamıyorum.  

MİLGEM’de Dearsan’ın rakibi RMK

İlk ikisi Pendik askeri tersanede inşa edilen ‘Milli Gemi’lerin özel tersanelerde inşa edilmesi için açılan ihalede Dearsan ve RMK Marine finale kaldı. Toplam değeri 1.5 ile 2 milyar dolar aralığında olan altı savaş gemisinin hangi tersanede inşa edileceğine Savunma Sanayii İcra Komitesi karar verecek. Normalde yılda üç kez olağan olarak toplanan komitenin üyeleri arasında Başbakan Recep Tayyip Erdoğan, Savunma Bakanı İsmet Yılmaz, Genelkurmay Başkanı Necdet Özel ve Savunma Sanayii Müsteşarı Murad Bayar yer alıyor.  

Kaynak: Perşembe Rotası

www.DenizHaber.Com.tr
 

UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
Bu habere henüz yorum eklenmemiştir.
Diğer Haberler
ÇOK OKUNANLAR
Tüm Hakları Saklıdır © 2004 Deniz Haber | İzinsiz ve kaynak gösterilmeden yayınlanamaz.
Tel : 0544 880 87 87 | Haber Scripti: CM Bilişim