Bilim adamları, kanayan bir yaraya benzer görünümüyle Kan Şelalesi ismini alan akıntının, nasıl oluştuğunu ve daimi aktığını açıklayan yeni bilgilere ulaştı. Helikopterlere bağlanarak Kan Şelalesi üzerinde tarama yapmak için kullanılan elektromanyetik alıcılar, akıntının altında sanılandan çok daha kuvvetli bir yeraltı su kaynağı ortaya çıkardı.
Kan Şelalesi, sudaki demirin suyu oksitlemesi sonucu al rengini alıyor. Demir, şelalenin altındaki kaya yatağının aşınmasıyla ortaya çıkıyor ve mikrobiyolojik faaliyetlerle artıyor.
Bilim adamları, Antarktika buzunun altındaki bazı göllerde canlı türleri olduğunu biliyor. Buzun altında sıvı su saklayan ender noktalardan biri olan Kan Şelalesi ise çok büyük bir mikrobiyolojik faaliyete işaret ediyor olabilir. Antarktika'da suyun belki de yüzeye çıktığı bir yer olan Kan Şelalesi, buz katmanlarının basıncına göre 10 yıllık süreçte bir kaç kez akıyor.
Şelalenin derinliklerinde neler sakladığını anlamak için yapılan araştırmada yer alan Tennessee Üniversitesi'nden Jill Mikucki, şelalenin altındaki yeraltı suyunun sanılandan çok daha fazla olabileceğini belirtti.
Nature Communications dergisinde yayımlanan araştırmaya göre, şelalenin altındaki büyük su hazneleri yerin 185 metre derinliğinde saklanıyor. Suların yeraltı akıntıları halinde Güney Kutup Denizi'ndeki derin körfezlerden biri olan Ross Körfezi'ne döküldüğü tahmin ediliyor.
Okyanuslara demir boşaltıyor olabilir
Araştırmada yer alan bir başka ad olan California Üniversitesi'nden Slawek Tulaczyk, 'Kan Şelalesi'nin altında yer alan rezervuarın yağmur suyu veya kar erimesi ile beslenmediği için dünyadaki en farklı sıvı suyu temsil ediyor olabileceğini' söyledi. Tulaczyk, donmuş buz tabakasının altında su kaynağını, 'gezegenimizdeki en az bilinen hidrolojik sistem olarak' ifade etti.
Tulaczyk, büyük ihtimaller Antarktika'nın derinliklerinde diğer su kaynakları bulunduğunu belirtti. Mikucki de Kan Şelalesi'nden çıkan suyun mikrop kaynadığına dikkat çekerek, 'yeraltındaki su kaynağının karanlık ortamda yaşamaya adapte olmuş bakterileri desteklediğini' öne sürdü.
Antarktika'nın derinliklerinde demir çözücü mikropların kaynadığı doğrulanırsa, geçtiğimiz sene Güney Kutup Denizi'nde ölçülen 170 milyon kg demire de bir açıklama getirilebilir. Kayalardaki demiri parçalayan bakteriler, kenar şeridinde mevsimlere göre artış gösteren deniz canlılarına da açıklama getirebilir.
Araştırmacılar, bu düşüncelerin bilakis, demirin yeraltı suyu denize ulaştığı anda yok oluyor olabileceğini de not düştü. Kan Şelalesi'nin derinlerindeki su kaynaklarının içeriği ve kıtaya olan etkileri, gelecekteki araştırmalarda daha iyi anlaşılacak.
Deniz Haber Ajansı