Ankara'da fiber tek kalıp yelkenli üretildi
Denize kıyısı olmayan başkentte işletme mezunu bir girişimci, Türkiye'nin tek kalıp halinde yapılmış en büyük fiber yelkenlisini üretti.
Karataş Köyü'ndeki bir imalathanede çoğunluğu yerli malzemeyle üretilen yelkenlinin yapımında, içinde uzun süre yaşamak isteyen deniz tutkunlarının ihtiyaçlarını karşılayacak her türlü ayrıntı düşünüldü. 26 metre boyunda 5,6 metre genişliğindeki yelkenlide, 2'si master, 1'i miço kabini olmak üzere toplam 7 kabin, her kabinde tuvalet ve lavabo, bazı odalarında ise plazma televizyonu ve jakuzili duşakabin bulunuyor.
Yelkenliyi yapan firmanın sahibi Mustafa Özgüven, kendini "deniz aşığı" olarak tanımladığını söyledi. Daha önce de tekneleri olduğunu ve 1986 yılında 12 metrelik bir tekne yaptığını ifade eden Özgüven, "Onunla 15-20 sene gezdim. Daha sonra böyle büyük bir projeye soyundum. Böyle bir tekne bizim hayalimizdeki bir tekneydi. 'Yapar mıyız yapamaz mıyız?' diye düşündük. Sonunda böyle bir çılgı nlık yaptık. Yapmaya başladık, sonunu getirdik, bugünleri de gördük" dedi. Kendisinin işletme mezunu olduğunu ve mühendislik eğitimi almadığını dile getiren Özgüven, yelkenli tutkusunu bir hastalık olarak nitelendirdi. "Yaklaşık 20 senemi denizde tekneleri incelemekle, yurt dışındaki ve yurt içindeki bütün fuarlara gitmekle geçirdim" diyen Özgüven, bu konuda bir eksiğinin olmadığını kaydetti.
Yelkenlinin projesini Avustralya'dan satın aldıklarını, iç dizayn ve güverte tasarımının ise kendisine ait olduğunu bildiren Özgüven, Türk işçisi ve mühendisiyle projeyi sonlandırdıklarını söyledi. Kalıp hazırlamanın işin en zor kısmı olduğunu anlatan Özgüven, "Kalıbına yaklaşık 5-6 sene uğraştık. Kalıbı çıkarabilmek için bir ahşap tekne yaptık. Ondan fiber kalıp aldık. Zımpara ve macunla bütün kavislerini düzleştirdik. Ondan sonra kalıbımızı aldık ve bu tekneleri döktük" diye konuştu. Sportif özellikteki yelkenliyi, motor yatların lüksü ile yelkenlilerin özelliklerini bir araya getirerek yaptıklarını anlatan Özgüven, "Baş tarafta gizli bir jakuzisi var. Jakuzisini istemediğinizde kapatabiliyorsunuz. Depo olarak kullanabiliyorsunuz. Üstünde bir hidrolik kapağı var. Onu açıp istediğiniz zaman kullanabiliyorsunuz. Teknemizde baştaki miço kabiniyle birlikte 7 kabin var. 7 kabin de klimalı ve hepsi bir insanın rahatlıkla yaşayabileceği şekilde. Hepsinde tuvalet banyo mevcut" dedi.
Lüks bir tekne yapmaya çalıştıklarını dile getiren Özgüven, şunları söyledi:
"Genelde tekne hayatında, yaşam teknenin üstünde geçiyor. İnsanlar yatmak üzere kabine giriyor. Ama bunlarda yatak odaları, duşlar, lavabolar, jakuziler normal bir insanın evinde kullandığı büyüklükte. 6 kabinimiz var. Bunlardan 2'sini master kabin olarak nitelendirebiliriz. Bir de personel kabini olarak baş tarafta öbür kabinlerden müstakil iki yataklı personel kabinimiz var. Onda da kliması, tuvaleti, lavabosu hepsi mevcut. 1 tane ortak tuvalet var. O da tekneye gelen misafirlerin kullanacağı tuvalet. Onu isterseniz misafirlere kullandırabiliyorsunuz isterseniz bir kabinin müstakil tuvaleti oluyor."
Ankara'nın en yakın deniz kıyısına uzaklığının 450-500 kilometre olduğunu ifade eden Özgüven, buna rağmen Ankara'da denizcilik tutkusunun gelişmiş olduğunu söyledi. Başkentin kaptanlık ve dalış belgesi alanların sayısı olarak Türkiye'de ilk sırada yer aldığını anımsatan Özgüven, "Denize o kadar uzak olduğu zaman insanların özlemi ve sevgisi daha fazla olur" şeklinde konuştu. Özgüven, yarın TIR'larla İstanbul'a doğru yola çıkacak yelkenlinin 7-10 gün içinde suya indirileceğini bildirdi. Firmanın diğer ortağı Fatih Öztaş da kendisine tekne almak istediği bir dönemde arkadaşı Mustafa Özgüven'den fikir aldığını, Özgüven'in dizayn ettiği yelkenliyi görünce de çok beğendiğini söyledi. Teknenin benzerlerinin Avrupa'da 3,5 milyon Euro civarında olduğunu anlatan Öztaş, "Yaklaşık 16 yılın bir birikimi var burada. Aradığım herşey vardı. Mustafa da beni kırmadı. Sağ olsun 'şu da şöyle olsun, bu da böyle olsun' dedikçe hepsini ekledi. Mustafa ile bu işbirliğini yaptığım için son derece de mutluyum" dedi.
