• BIST 9019.57
  • Altın 4152.823
  • Dolar 39.1557
  • Euro 44.472
  • İstanbul 22 °C
  • Ankara 20 °C
  • İzmir 24 °C
  • Antalya 22 °C
  • Muğla 17 °C
  • Çanakkale 23 °C

Akgül: Şimdi iş aslanın ağzında

Akgül: Şimdi iş aslanın ağzında
Küresel krize karşı dimdik duran şirketlerden biri olan Denizsan Şirketler Grubu’nun kurucusu Ahmet Akgül, yol hikayesini bizlerle paylaştı.

Küresel krize karşı dimdik duran şirketlerden biri olan Denizsan Şirketler Grubu’nun kurucusu Ahmet Akgül, yol hikayesini bizlerle paylaştı.

Öncelikle sizin yol hikayenizden başlayalım. Bize kendinizi anlatır mısınız?

1924 yılında Kastamonu Güde Köyü’nde dünyaya geldim. 1934 yılında henüz 10 yaşındayken iş hayatında atıldım. 1947 yılında Kalafat yerindeki kendi torna atölyemi faaliyete geçirene kadar, 13 yıl Perşembe Pazarı’nda tornacılık yaptım. Kendi torna atölyemde gemi yan sanayine yönelik üretimler gerçekleştirdim. Bu atölyede Türkiye’de ilk olarak gemi ırgatı, gemi vinci, şaft, kovan, yağlı kovan sistemleri ve pervane imal ettim. Bu atölyede aynı zamanda yine Türkiye’de ilk olarak yerli yapım torna, vargel, yatay torna tezgahlarını dizayn ettim ve ürettim. 1959 yılında 270 ton taşıma kapasiteli Cemal Yazıcı isimli motoru inşa ederek armatörlüğe başladım. 1968 yılında Denizsan Firması’nı kurarak, 1971 yılında taşındığımız İstanbul Kartal’daki fabrika inşaatına başladım. 1975 yılında Ayvansaray’da Ahmet Akgül adında 1800 ton taşıma kapasiteli gemiyi inşa etmeye başladım. 1977 yılında bu gemiyi sefere göndererek, bu geminin inşasında kullanılan MacGregor tip ambar kapaklarını Türkiye’de ilk kez yerli olarak ürettim. Aynı sene ortaklarla beraber Gelibolu’da bir arsa satın alarak tersaneciliğe başladım ve 3300 ton taşıma kapasiteli Salih Kaptan isimli gemiyi 1980 yılında denize indirdim. Şu anda Gelibolu’da ikamet ediyorum ve hobi olarak da tornacılığı sürdürüyorum.

Biraz Denizsan’dan bahsedelim. Denizsan nasıl bir gelişim gösterdi?

1971 yılından beri Kartal’daki fabrikada Türkiye gemi yan sanayine hizmet veren Denizsan Fabrikası, halen alçak basınçlı güverte makineleri üreten Türkiye’deki tek firmadır ve bugüne kadar 300’ün üzerinde gemiye hizmet vermiştir. Temellerini attığım Denizsan Şirketler Grubu’nun; yan sanayiye yönelik üretim faaliyetlerinin yanında, armatör şirketlerine ait yaş ortalaması beş olan yaklaşık 20.000 DWT taşıma kapasiteli dört gemilik filosu, dünya denizlerinde Türk bayrağını dalgalandırmaktadır. Şirketin 6400 DWT taşıma kapasiteli bir dökme yük gemisi de şu an inşa aşamasında olup, 2009 yılı sonunda sefere başlaması planlanmaktadır.

Bugün şirketinizin geldiği noktayı, önümüzdeki bu zor süreçteki hedeflerinizi de göz önüne alarak nasıl değerlendirirsiniz?

Şirketimiz şu an itibariyle toplam 20.000 DWT taşıma kapasitesine sahip dört parçalık filosuyla deniz ticaretine hizmet ediyor. Ayrıca fabrikamız da faaliyetlerine devam ediyor. Kısa vadeli hedefimiz; şu anda inşasında devam ettiğimiz Ahmet Akgül isimli 6400 DWT taşıma kapasitesine sahip dökme yük gemimizi yılsonu itibari ile sefere yollamak, orta vadede de fabrikanın AR-GE yatırımlarına ağırlık vermektir. İlave gemi yatırımlarını şu anki süreç sebebiyle şimdilik askıya aldık. Fakat şartlar elverdiğinde tabi ki gemi inşa etmeye devam edeceğiz.

Siz sektörün duayeni olarak ilklere imza atmış birisiniz. Geçmişten bugüne sektör için genel bir değerlendirme yapar mısınız? Özellikle gençlere nasıl bir mesaj vermek istersiniz?

Eskiden bugünkü gibi tahsil imkanları yoktu ya da çok kısıtlıydı. Hele bizim gibi Anadolu’dan gelmiş insanların yüksek tahsile devam etmesini bırakın, lise tahsili yapanı bile istisna idi. Biz de çırak olduk işte… Kolay değildi tabii. Şimdiki gibi atölyelerin suyu, elektriği, ısınması vesaire bu kadar rahat değildi. Suyumuzu kendimiz taşırdık örneğin. Çıraklık anlayışı da farklıydı. Eti senin, kemiği benim meselesi aynen işlerdi. Şimdi çırağa bir fiske vursan, başın belaya girer. O zaman öyle değildi. Eskiden 10 kişinin yaptığı işi, şimdi bir makine üçte bir sürede yapıyor. Bu çalışan insanlar için iyi, çalışmayanlar için zor. Çünkü bu sefer insanlar işsiz kalıyor. O zaman iş çoktu. Şimdi iş aslanın ağzında. Gençlere tavsiyem tahsildir. Eskiden geçer akçe ustalık idi, şimdi tahsil. Sevdikleri işin tahsilini görsünler. Fakat iş tahsil ile de bitmiyor. Başarılı olmak için işin pratiğini de öğrenmek lazım. Gemi mühendisiysen tulumu giyeceksin. Makine mühendisiysen cıvata, somun nedir bileceksin. Malzemeyi tanıyacaksın. Yoksa tahsil de bir işe yaramaz benim gözümde. Etrafımda böyle boş mühendis çok var. Üzülüyorum.

Yaşanan global ekonomik kriz sizi nasıl etkiledi? Bu zor günleri atlatmak için şirket olarak nasıl bir strateji izliyorsunuz?

Tabii ki olumsuz etkiledi. Gemilerimizi çalıştırmakta zorlandık, hala da zorlanıyoruz. Sağlam finansal yapımız sayesinde, herhangi bir işten çıkarma ya da laid-up gerçekleşmedi şu ana kadar. Her firma gibi şu an bizde maliyetlerimize odaklandık. Running cost dediğimiz gemi faaliyet giderlerini en aza çekmek yönünde çalışmalarımız var. Keza gemi inşa maliyetlerimizi de olabildiğince düşük tutmak için çalışıyoruz. Temennimiz bu zor dönemi en az hasarla atlatmak.

Sizce sektörün eski güzel günlerine dönmesi için neler yapılmalı?

Gemi inşa sektörü için kısa vadede yapılabilecek şeyler var tabi. Her şeyden önce zaten darda olan sektöre, yönetmelik bazında çıkarılan ekstra külfetler var. Bunların iptali ya da düzenlenmesi lazım. Örneğin, yeni yürürlüğe giren alt işveren yönetmeliği bunlardan biridir. Keza 09.01.2008 tarihli 87 no’lu KDV tebliği de, tersanelerimizin rekabet gücünü yaralıyor diye düşünüyorum. Sonuçta bütün tersanelerimiz anahtar teslim gemi yapmıyor. Bu tebliğ armatör açısından bakarsak da problem yaratıyor. Armatörlerin içinde bulunduğu durumun tek çözüm yolu, orta ya da uzun vadeli finansal destek kanallarının açılmasıdır. Burada bankacılık sektörüne iş düşünüyor. Bence uzun vadeli düşünülmeli. Nasıl krizden önceki karlılık açısından cennet diye tabir edebileceğimiz piyasa şartları onlarca yıl sürmediyse, bugünkü şartların da çok uzun sürmeyeceğini öngörmek yanlış olmaz diye düşünüyorum. Elbette piyasa dengesini bulacaktır. Bu piyasa reel bir piyasa değildir. Haberlerini alıyoruz yüzde 70’i bitmiş geminin finansmanı kesiliyor örneğin. Bu geminin çalışıp borcunu ödemeye başlaması için önce bitmesi lazım. Tabii şartları bilmeden konuşuyoruz belki; ama bu durumda armatör de, banka da, tersane de bir demir yığını ile baş başa kalıyor. Mutlaka bir orta yol bulunmalı ve o gemi bitmeli diye düşünüyorum. Gerçekçi değil, panik yaklaşımlar bunlar bence…

AR-GE çalışmalarına yatırım yapıyor musunuz?

AR-GE çalışmalarına önümüzdeki dönemde ağırlık vermeyi planlıyoruz. Fabrika ürün portföyünü genişletmek ve hali hazırda imal ettiğimiz ürünleri geliştirme yönünde çalışmalarımız var. Kısa vadede bu çalışmaların neticelerini sektörümüz ile paylaşacağız.

Sektörde yetişmiş kalifiye eleman açığı var. Sizin bu konuda önerileriniz var mı?

Gemi inşa sektörünü kastediyorsak; sektördeki kalifiye eleman açığı son beş senede kendini gösterdi ve kanımca dönemsel idi. Anormal bir ölçüde genişleyen piyasa, berberinde kalifiye eleman açığını ve dolayısı ile kalitesizlik sorunlarını getirdi. Daha önemlisi, üzücü can kayıpları yaşandı. Şu an itibari ile bir araştırma yapsanız, kalifiye eleman fazlası olduğunu göreceksiniz. Fakat yine de Avrupa tersaneleri, hatta son dönemde kendini oldukça geliştiren Uzakdoğu tersaneleri ile mukayese edersek, temel eğitim ve ara eleman eğitimleri konusunda eksiklerimiz var. Bu sadece denizcilik sektörü için geçerli değil kanımca. Ülke olarak ara eleman, teknisyen arzı konusunda sıkıntı yaşıyoruz. Meslek odaları ve Milli Eğitim Bakanlığı’dır konunun muhatabı ve çözüm bellidir. Okul açacaksınız…

Gemi yan sanayimizin gelişmesi için Organize Sanayi Bölgesi kurulması yönünde yoğun çalışmalar var? Sizin bu konudaki düşünceleriniz neler?

Konu ile ilgili detaylı bilgiye sahip değilim. Fakat Tuzla ve çevresinde hali hazırda kurulmuş olan “Organize Sanayi Bölgeleri”nin eksik kapasite ile çalıştığını gözlemliyorum. Bu organizelerde faaliyet gösteren tersaneler hali hazırda zaten mevcut. Belki o bölgeler daha aktif kullanılabilir.

Son olarak dergimiz aracılığı ile gençlere ve denizcilik sektörüne neler söylemek istersiniz?

Zor bir dönemden geçiyoruz. Firmalar büyüme ve karlılık hedeflerini tekrar gözden geçirmeli ve detaylı maliyet analizleri yapmalı. Adımlarımızı sağlam atmalıyız. Tüm sektörde hedefimiz an itibari ile karlılık değil, çarkı çevirebilmek olmalı. Yukarıda da belirttiğim gibi bu piyasa reel bir piyasa değildir ve dengesini bulacaktır. Burada yapılması gereken “çalışmak, çok çalışmak”tır. Sevdiği bir işi yapıp çalışan bir insanın başarısız olma ihtimali inanıyorum ki yoktur.

Kaynak: Gemi Sanayi Dergisi

www.DenizHaber.net

Diğer Haberler
ÇOK OKUNANLAR
Tüm Hakları Saklıdır © 2004 Deniz Haber | İzinsiz ve kaynak gösterilmeden yayınlanamaz.
Tel : 0544 880 87 87 | Haber Scripti: CM Bilişim