• BIST 11311.31
  • Altın 5897.703
  • Dolar 42.6861
  • Euro 50.1507
  • İstanbul 9 °C
  • Ankara 4 °C
  • İzmir 4 °C
  • Antalya 8 °C
  • Muğla 2 °C
  • Çanakkale 6 °C

AFS Yacht'tan tersane sahiplerine çağrı

AFS Yacht'tan tersane sahiplerine çağrı
Krizden önce iyi kazanan sektörlerden gemi inşanın bir türlü toparlanamamasındaki en büyük etkeni verimliliğin doğru yönetilememesine bağlayan Tuncay Şenyurt, tersanelere seslendi.

AFS Yacht’tan tersane sahiplerine çok iddialı çağrı: Taşeronluğunuzu yapalım aynı fiyata iki kat kazanın

Krizden önce iyi kazanan sektörlerden gemi inşanın bir türlü toparlanamamasındaki en büyük etkeni verimliliğin doğru yönetilememesine bağlayan Tuncay Şenyurt, tersanelere seslenerek, “Taşeronlarınıza ne veriyorsunuz bize de aynını verin, size iki kat kârlılık sunalım” diyor.

AFS Yacht’ın sahibi Tuncay Şenyurt’un asıl mesleği gemi mühendisliği. Oğlunun adını simgeleyen AFS’nin, sonundaki Yacht ibaresi, yeni bir kuruluş olduklarından henüz meyvelerini vermemiş. Ancak, Şenyurt’un proje müdürü olarak görev yaptığı RMK Marine’de yapılan 37 metrelik Private Lives teknesinde büyük katkısı olmuş. Özellikle gemi inşa sektörüne farklı danışmanlık hizmeti vererek ezber bozan işler başarmak isteyen Tuncay Şenyurt’un, halen Türkiye’de örneği olmayan projelerde de imzası var. Bodrum’da yapımı süren yüzer restoranı da bunlar arasında sayabiliriz.

Gemi inşa sektörünün dibe vurmasını sadece krize bağlamamak gerektiğini savunan Şenyurt, bakın bu konuda neler söylüyor:

“Şartlar iyiyken sorunu fark edemiyoruz. Gemi inşa becerikli bir sektör olmayı başaramadı. Dünyada fiyatlar yükseldiğinde bizim de rekabet edebileceğimiz bir alan oluşmuştu. Ama fiyatlar yeniden düşünce bu alanı kaybettik. Belli kişi ve kurumlar hariç, ya dibe çakıldılar, ya da zorla mücadele eder hale geldiler. Krizin hemen ardından tüm tersaneler kan ağlamaya başladı. Altın bir dönemden bu kadar kısa sürede kabus gibi bir döneme geçiş olabilir mi? Bunun iki sebebi var: Birincisi ahlaki, yani ‘yok’ modu. Bunun arkasında devlet tarafından biraz ‘kollanabilir miyiz’ gerçeği yatıyor. Diğeri ise gerçekten işletme anlayışı olarak hazırlıklı olmamalarıydı. Tuzla’da tersaneler kurulmuş. Kimseye ‘şunu yık yerine bunu yap’ diyemezsiniz. Tersanecilik hem ağır bir iş kolu. Hem de üst düzey kar getiren bir sektör değil.”

Batıda 70 kg, bizde ise 8 kg

Çözümün mucitlikte değil, yalnızca doğru gözlemde yattığını ifade eden Şenyurt, bu durumu da çarpıcı bir örnekle ortaya koyuyor:

“İşçiliğin çok yüksek olduğu Avrupa’da bir tersane işçisi saatte 70 kg sac işleyebiliyor. Bu rakam doğuda 35-40 kg, bizde ise sadece 8 kilogramdır. 8 kiloyla işçiyi bedava çalıştırsanız bile kar edemezsiniz. Ama, bakıyorsunuz bu oran 70’lere kadar çıkabiliyor. O halde ilk yapılması gereken, 8’i 16’ya çıkaracak adımlar atmak. Böylece maliyeti yarı yarıya düşürürsünüz. Tersanelere diyorum ki, X taşeron kaça yapıyorsa, ben de aynı fiyata iki kat daha karlı yaparım. Tersaneye hiçbir ek maliyeti yok. O yine aynı parayı verecek. Ben kendi yöntemlerim için ondan destek alacağım. Ama bunu yaparken tabi, birçok alışkanlığın da değişmesi gerekecek.”

Yerli katkı oranını verimli kullanmalıyız

Gemi inşada üretimin yüzde 60’ının ithal olduğunu ve yapılması gerekenlerin kalan yüzde 40’ı verimli kullanmak adına inşa edilmesi gerçeğini vurgulayan Tuncay Şenyurt, “Burada ‘kar yapmayı bekleme, önce zarar etmekten kendini kurtar’ diyoruz. Yüzde 60’da olabilmek için elektronik mi, jeneratör mü, ana makine mi üreteceksin? Önce yüzde 40’taki görevlerimizi doğru yapmış mıyız, yapmamış mıyız ona bir bakalım. Yüzde 60 değil bizi batıran, yüzde 40. Yüzde 40’ı verimli kullanamadığımız için para kazanamadık, ya da kullanabildiğimiz kadar kazandık. O yüzden biz diyoruz ki, herkes yüzde 60’a dahil olma hayalleri kurarken, bu yüzde 40’ın içine biraz gömülelim. Birkaç küçük değişiklikle para kazanabilecek bir işletme yaratılabilir” açıklamasını yapıyor.

Her şey kontrattan başlar

Kendilerinin soyunduğu danışmanlık hizmetinin de başlangıcını doğru bir kontratın oluşturduğunu ifade eden Şenyurt, “Müşteriyle ilk ilişkiyi doğru kurmadığınızda batabilirsiniz bile. Yani kontratı doğru yapmadıysanız, kontratın gerektirdiği şartnameyi doğru okumadıysanız, fark ettiğinizde iş işten geçmiş olur. Ne kadar kazık yediğinizi anladığınızda ya da ne hata yaptığınızı anladığınızda tren kaçmıştır. AFS Yacht, müşteriyle el sıkışılıp fiyat verme aşamasından başlayarak, şişenin gemide patladığı ana kadar her bölümde olmak iddiasıyla yola çıkıyor.”

Her tersaneye CNC tezgahı şart değil

Verimli çalışmanın ana prensibi de yine paylaşmaktan geçiyor. Toplu üretim sahalarında paylaşma yönteminin en geçerli metot olduğunu savunan Tuncay Şenyurt, paylaşma kültürünün önemi konusunda da şunlara değiniyor:

“Tuzla için biraz geç kalınmış olsa da, yeni kurulan tersane bölgelerinde paylaşımı öne çıkarmak gerektiğine inanıyorum. Her tersanenin CNC tezgahı olması şart değil. ‘Desinler’ diye yatırım yapılmaz. Her zaman kullanılmayan pahalı araçları birkaç tersanenin sırayla kullanması ile maliyetlerin aşağı çekilmesi mümkün. Böylece, hem kaynak israfı olmaz. Hem de maliyetler aşağı çekilmiş olur.”

Denizin altına restoran inşa edecek

AFS Yacht’ın sahibi Tuncay Şenyurt, bu yıl sonunda bitirilmesi planlanan ilginç de bir projenin içinde yer alıyor. Bodrum’daki bir otelin hemen önünde denizin içine inşa edilecek restoran, Türkiye’de bir ilk olacak. Şenyurt, bu projeyi de şöyle dile getiriyor:

“Aslında her şey tesadüf ile başladı. Fuarda tanıştığımız bir otelin sahibi ‘böyle bir restoran yapabilir misiniz’ dedi. Ben de konuyu araştırıp, dünyada bu tip projelere imza atan bir duayen ile danışmanlık anlaşması yaptım. Maldivler ya da Kızıldeniz’de örneklerine rastlamak mümkün. Ama, Türkiye’de henüz yok. Türkiye’de mevzuat itibariyle bir tanımı da bulunmuyor. Yani yüzer araç değil. Zemine ayaklar üstüne oturan bir yapı. Ama, denizin içinde olduğu için sonuçta deniz kanunlarına tabiisiniz. Tasarım tamamen zemine ayaklar üzerine basan ve dalgasız şartlarda yaratılmış bir ortama göre düzenlenecek. Altyapısı çelik, batırmak için beton kullanacağız. Gerisi ise cam ve akrilik.”

12 kişilik olacak

Kapasite olarak 24 kişilik restoranın Bodrum versiyonu 12 kişilik olarak planlanmış. Çünkü, işletme de bir kar beklentisinde olmadığı için ‘prestij projesi’ diye bakıyor. Otelin bir uzantısı olacak. Şenyurt, yapıyı da şu sözlerle tarif ediyor: “Emsal örnekleri genelde asansörle inilen bir düzende yapılıyor. Ama, bizim projemiz merdivenli olacak. Karadan yürüyerek restorana ulaşıyorsunuz. Hedefimiz bu yıl sonunda bitirmek. Zemine ve talebin nasıl gelişeceğine, karadan nasıl ulaşılacağına bağlı olarak yaklaşık 1.5 milyon TL civarında bir bütçe ortaya çıktı. Masaların bulunduğu bölmeler cam olacak. Dört köşe bir odayı batıracağız. Mekanda tuvalet olmayacak. Basit bir havalandırma sistemi bulunacak, içerde mutfak olmadığından servis de dışarıdan yapılacak.”

Haber: Selçuk Onur-Kara&Deniz Gazetesi

www.DenizHaber.Com.tr

UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
Bu habere henüz yorum eklenmemiştir.
Diğer Haberler
ÇOK OKUNANLAR
Tüm Hakları Saklıdır © 2004 Deniz Haber | İzinsiz ve kaynak gösterilmeden yayınlanamaz.
Tel : 0544 880 87 87 | Haber Scripti: CM Bilişim