Zonguldak Limanı ile ilgili görüşüldü
Zonguldak Belediye Başkanı İsmail Eşref'i makamında ziyaret eden GMİS Genel Başkanı Ramis Muslu, Zonguldak Limanı'nı görüştü.
Ramis Muslu, limanın TTK tarafından işletilmesinden yana olduklarını ifade ederken, Zonguldak Belediye Başkanı İsmail Eşref de liman işletmeciliğinin TTK'nın işi olduğunu dile getirdi. GMİS Yönetim Kurulu Başkanı Ramis Muslu ve beraberindekiler Zonguldak Belediye Başkanı İsmail Eşref'i makamında ziyaret etti. Ziyaretin önemli konusu olan Zonguldak Limanı'nın işletilmesini görüşen GMİS Genel Başkanı Ramis Muslu, "Günlerdir Zonguldak'ta gazetelerde yer alan TTK'nın liman ile ilgili demeçleri gördük, okuduk. Baktığınız zaman limanın buraya kuruluş nedeni TTK'nın olması nedeniyle Fransızlar döneminde yapılarak büyütülmüş. Ve bugünlere geldi. Bunu biz üretimin bir parçası olarak görüyoruz. TTK, 2009 yılında 2 milyon tona yakın satılabilir, üretim yaptı. Bu rakam 2010 yılı için 2 buçuk milyon tondur. Baktığımız zaman, kurumun ileri ki yıllarda limana ihtiyacı olacak. TTK'nın ilerideki hedefi beş milyon ton kömür üretimi. TTK Genel Müdürü asıl işlerinin üretmek olduğunu söylüyor. Tabi asıl iş üretimdir. Bunu yaparken de mutlaka limana ihtiyacımız olacak. Erdemir'in limanı var. Eren Holding, Çatalağzı'nda liman kuruyor. Erdemir'in ürettiğini ihraç etmek için limanı var. Biz belki bu gün limanı tam kapasite kullanamıyoruz ama 2009 yılında 60 bin ton ihracat yapmışız. Üretim arttıkça bu rakamlar yükselecek. Bunun yanı sıra kuzeyde komşu ülkelerle olan TIR anlaşmaları giderek limanın karını arttıracaktır. 2008 yılında 500 bin dolar, 2009 yılında 1 milyon dolar kar var. Biz yine karını arttırarak limanın TTK tarafından işletilmesinden yanayız. Bunu, üretimin bir parçası olarak görüyoruz. Kurum, karını katlayarak devam etsin. Ameliyat oldunuz. Tekrar eski sağlığınıza kavuştuğunuz için maden işçileri adına geçmiş olsun" dedi.
TTK'nın var oluş sebeplerinden birinin GMİS olduğunu ifade eden Zonguldak Belediye Başkanı İsmail Eşref ise TTK ile ilgili çarpıcı açıklamalarda bulundu. TTK'nın bazı hususları göz ardı edebileceğini söyleyen Başkan Eşref, şöyle dedi:
"GMİS, TTK'nın var oluş sebeplerinden bir tanesidir. Çalışanın emeği ile kurumu ayakta tutan bir müessesedir. Ve çalışanlarını savunan bir kurum olarak tabii ki kurumun her attığı adımda önce sizler fikrinizi söyleyeceksiniz. Bizde şehrin sahibi olarak kurumun varlığı bizi de ilgilendirdiği için halkı da ilgilendirdiği için biz de bir şeyler söyleyeceğiz. TTK, geçtiğimiz yıllarda önce lavuardan vazgeçti. Ama başka bir teknoloji vardı. 'Lavuar var olmalı' diyorduk. Ben lavuar alanını yoksa ne oluru planlarken tepkiler bile almıştım. Ama orada farklı bir şey vardı. TTK'nın zararı vardı. Çünkü lavuar teknolojisi artık gelişmiş 60 bin metrekarelik bir alanda değil, 5 bin metrekarelik bir alanda kömür yıkanabiliyordu. Bu teknoloji kullanıldı. Kozlu'da, Asma ve Üzülmez'de lavuar teknolojisi kömürü 8 lira yerine 3 liraya yıkıyor. Daha ucuza mal etti. Ve çözüm bulundu. Daha sonra kurum demiryolu nakliyesini çok pahalı buldu. Karayolu nakliyesine geçti. Yine Üzülmez, Asma nakliyesinden çıkanları da demiryolundan vazgeçti, çıkan şist ve posayı karayolu nakliyesiyle taşımaya başladı. Bu da bir teknik hatta mali bir adımdı. Kurum, maliyet analiz hesabı yaptı. Demek ki böylesi daha uygundu. Lavuar alanını biz şimdi 80 bin metrekareyi düzenliyoruz. Bu düzenleme şehre bir kimlik kazandıracak. Ama lavuarımızı unutmadan çok büyük bir maketini oraya yapmak lazım. 100 yıl sonra yaşayanlara bile o maket aracılığıyla bunu anlatmak lazım. İkinci adımda karayolu nakliyesine dönünce şehir içi geçişi oldu. O zamanlar Ömer Yener TTK Genel Müdürü, İsmet Metin Vali, ben de belediye başkanıydım. TTK Genel Müdürü Ömer Yener, 'Biz karayolu nakliyesine dönüyoruz. İşte size imkan. İkinci Makastan, Uğur Mumcu kavşağını bağlayalım. Kurum Genel Müdüründen geldi bu teklif' dedi. Orada şehri düşünen bir kurum gördük. Valisiyle, belediye başkanıyla işe sarıldık. Karayollarına programa aldırdık. Seçim kaybettiğimiz dönemde de karayolları bu yolu yaptı ve bitirdi. Bunlar şehrin bir gelişmesidir. Zonguldak Limanı böyle değil. Zonguldak Limanı'nın özelleşmesinin, kiraya verilmesinin adına ne derseniz diyin bunlara benzetemeyiz. Çünkü burada ciddi bir kar var, zarar yok. Kurum bu limanı zamanında kendi ürettiği kömürü nakletmek için yaptı. Nakliye işi üretimin bir parçasıdır. Ürettiğin kömürü ocakta mı bırakıyorsun? Hayır, dışarıya taşıyorsun. Yani nakliye ediyorsun. Şimdi, limana getirdiğin kömürü de bir yere nakledeceksin. Nereye, satacağın yere. Dolayısıyla nakliyeyi bizim işimiz diye bakamayız. İşimizin, üretimin bir parçasıdır. Bizim işimiz kömür üretmek, nakliye bizim işimiz diyemeyiz. O zaman ocakta bırakalım kömürü. Nakletmeyelim. Düşünerek baktığımızda bu iş TTK'nın işidir. Altını çizerek söylüyorum. Bu işi kurum yapmalıdır. Başka bir seçeneği yok, özelleştirmemelidir. GMİS'in, kamuoyunun, belediyenin bu tutumuna rağmen özelleşecekse o zaman belediye olarak biz istiyoruz. Özelleşecekse, kiraya verilecekse belediye olarak biz talibiz. Çünkü orada elde edilen gelir Zonguldak'ta kalmalıdır. Özelleştirme ile bir yerlere gitmemelidir. TTK, ne yapıyor ki orada? 17 işçi, 2 römorkör servisi var. Yüklemeyi, taşımayı, her şeyi özel sektör yapar. Zaten elde edilen gelirin gider kısmı var. Kurum burada 2006 yılında 1 milyon dolar, 2008 yılında 540 bin dolar yani kayıtlarda var kar ediyor. Başka kayıtlara bakıyoruz, burada elde edilecek gelirin toplamı 2.5 milyon dolara varabilecek noktadadır. Yani liman tam kapasitede kullanılırsa sadece karı 2.5 milyon dolar civarına yükseliyor. Mutlaka bir dayatma varsa, bu dayatma IMF, DPT veya Hazine ise bunları sayıyorum çünkü bu dayatma nereden gelir ihtimaller üzerinde duruyorum. Bir mecburiyet varsa ve mutlaka yapılacaksa biz o ihaleye gireriz hatta almak için de ciddi fiyat teklif ederiz. Başkasına bu işi yedirtmek istemiyoruz. Bu konuda ısrarlıyız. Yapabiliri misiniz? Deniliyor. Yaparız, 17 işçi bizim için çok zor bir şart değil. Hatta römorkör hizmetlerini TTK bu güne kadar nasıl yaptıysa biz de kiraya vererek yaparız. Burada iyileştirme yönünden maliyet analizlerinden bahsediliyor. Gelirler, limanın geliştirilmesine ve daha iyi bir hizmet vermesini sağlar. Ek bir gelir vermemize gerek yok. Hatta daha öteye gidiliyor. 'Efendim çöpünü kendi toplamayıp, halk otobüsünü özel sektöre veren bir anlayış bu işi nasıl yönetecek' deniliyor. O farklı bir iş. Onlar temizlik işidir. Biz 500'e mal ediyoruz özel sektör 300'e mal ediyor. Halk otobüsünde bende 70 şoför çalışıyordu. Şoförler şimdi başka birimlerdedir. O otobüslerle Dilaver'in tepesine, Karaelmas'ın tepesine o mazot sarfiyatıyla aylık masrafımız 500, tahsilatımız 100 bin liraydı. Orada bir kayıp vardı. Bu kaybı özel sektör kendi imkanıyla asgari ücretle şoför çalıştırarak, hatta kendi çalışarak ucuza mal ediyor. Sap ile samanı karıştırmamak lazım. Orası sap bu taraf saman. Sapta verim yok samanda verim var. Bunlar yanlış ifadelerdir. Biz yaparız. Ve iddialıyız da. Bir başka açıdan da baktığımız da kurum bu adımı atmakla kendi mülkiyetinde kiracı duruma düşüyor. Sahan yetmeyecek. Ne olacak, üretimi artıramayacaksın bu seferde."
Zonguldak Limanı'nın geçmişte özel bir kanun ile TTK'ya devredildiğini hatırlatan GMİS Genel Başkanı Ramis Muslu, "1936'lı yıllarda Zonguldak Limanı zaten özel kanun ile TTK'ya devir edildi. Şimdi ise bir tarafta deniz Milli Emlak'ta gözüküyor. Kara sahası TTK'da gözüküyor. Biz her şeyden önce limanı TTK'nın kar eden bir koludur diyoruz. Öncelikli işimiz yer altındaki kömürü çıkartmak ama liman da işimizin bir parçasıdır. Bunu yaparken de limanı kullanacağız. Bunu yok sayamayız. TTK, geliştirerek bu işe devam etmelidir. Römorkörler eski olabilir ama buralara römorkör kiralayabiliriz. Bunun için haber bekleyen şirketler var. Kuruma 2010 yılı için 47 milyon dolar yatırım geldi. Buradan limana da ayrılsın. Yatırım amaçlı böyle umut ediyoruz. Sonuçta ürettiğin kömürün buradan naklini yapacaksın. Önceki Vali Yavuz Erkmen döneminde liman projesi vardı. Bunun maliyeti 50 milyon dolardı. Bu proje yap-işlet-devret modeliyle de mümkündür" diye konuştu.
Yaklaşık 7-8 yıl önce yine aynı şekilde limanın kiralanması için ihale yapıldığını ancak ihalenin iptal edildiğini ifade eden Başkan İsmail Eşref, kamuoyunun gündeme getirmediği iki önemli hususu belirterek şöyle dedi:
"İki hususu da sizin bilginize sunuyorum. Bunu kamuoyu gündeme getirmiyor. Biz belediye olarak 7-8 yıl önce ihaleye girdiğimizde liman işletmesi ihalesine girdiğimizde ihale iptal olmuştu. Belediyeye verilmek istenmedi. O zaman gerekçe olarak birinci belediyenin imkanı olmadığı belirtilerek imkansızlığı göz önüne alındı. İkincisi ise müfettiş raporlarında alanın imtiyaz hakkının özelleşemeyeceği yazılıydı. Eğer yine böyleyse bu ihale gerçekleşmeyecek demektir. Yani devlet denetleme raporlarında TTK'nın müfettişlerce 'Siz burayı ihaleye veremezsiniz' dendi ve bu iş o tarihte durduysa yine aynı noktadayız. O zamanda kiralamaydı. İkinci noktayı söylüyorum. Bu bilinmeyen bir husustur. Orada TTK'nın imtiyaz hakkı var ama 4-5 yıl öncesinde oranın mülkiyeti TTK'nın dı. Artık oranın mülkiyeti TTK'nın değil. Niye değil? Kıyı kanunu yol ile depo sahasının arasından geçiyor. Milli Emlak Müfettişlerince yapılan tespitte Milli Emlak Müdürü uyarıldı. Davalar bile açıldı. Terminalin tapusu da iptal oldu. Liman da iptal oldu. Liman sahası geçmişte parça olarak TTK'nın iken hem parsel hem de imtiyaz kendinin iken artık TTK'nın değil. Orası Milli Emlak ve Hazinenindir. Hazinenin de değil devletin hükümet tasarrufundaki bir arazidir, hali arazidir. Hali bir arazi de TTK, Milli Emlak ile şu anda itilaf halinde. Milli Emlak, 'Buradaki kiralamalarını bana sormadan yapamazsın. Burada bana sormadan bina yapamazsın. Burası artık benim' diyor. Milli Emlak bunu mahkeme kararıyla yasayla bunu derken TTK, 'Benim imtiyaz hakkım var' diye ihaleye çıkamaz. Yasal bir sorumluluk doğar. Bu mülkiyet kendinin değil. O parsel artık hali arazi. Bunu kimse bilmiyor. Hatta göz ardı ediyor. Hatta TTK, bu ihale adımını atarken bile bunun farkında değil. Sonuçta biz belediye olarak ihale sonuçları aleyhte çıkarsa dava konusu yapmayı düşünüyoruz. Bu hususlar Zonguldak lehine dava edilecek konulardır. Orada mülkiyet hakkı olmayan bir idarenin ihale yapma arzusu yoktur. Bu iş sonuçlanamayacak bir konudur. Boşuna uğraşmasınlar. Şimdiden vazgeçsinler. Yatırım yapsınlar. TTK karını büyütsün, zararını kapatsın."