Denizin derinliğinde yatan güzellik, son yıllarda tüm sanat akımlarını gelişen teknolojinin de yardımıyla kendisine çekiyor. Fotoğraf ve belgesellerle su altının renklerini daha fazla paylaşmaya başlayan insanlık, resim sanatına da yeni bir derinlik kazandırıyor. Resmin kazandığı bu derinliğin dünyada iki temsilcisinden biri de Emekli Koramiral, ressam Ekmel Totrakan.
Güney Deniz Saha Komutanlığı görevinden 1997 yılında emekli olması sonrası denizle ve sanatla bağını koparmayan Totrakan, hobisini şöyle anlattı. Resme 1979 yılında Abdülrezzak Kurtuluş, Prof. Adnan Turani, Nihat Tandoğan ve Şeref Bigalı'dan aldığı derslerle başladığını, zaman içinde kendisini geliştirdiğini ve ''su üstünde yaptığı resimlerle'' 11 kişisel sergi açtığını söyleyen Totrakan, tuvalini su altına indirme fikrinin, su altı dünyasının duayeni olarak kabul gören Haluk Cecan'ın cesaretlendirmesiyle gündeme geldiğini kaydetti.
''Merhum dostum Cecan, 'Hem dalıyorsun, hem resim yapıyorsun, neden su altında devam etmeyesin?' diyerek beni cesaretlendirdi. Bu konuda dünyadaki tek isim, Kaptan Cousteau'nun da su altı kameramanı olan 81 yaşındaki Andre Laban'dır. Cecan'ın vasıtasıyla 2005 yılında Fethiye'de bir araya geldik. Laban, benim bu konuda istekli olduğumu görünce sevindi. Laban ile 7-8 metrelere dalışlarla ilk tablolarımı yaptım. Artık tamamen su altına yöneldim. Türkiye'nin su altı zenginliği bulunan kıyılarında dalarak, bunu tablolara yansıtmaya çalıştım. Kemer'de Paris isimli bir Fransız savaş gemisi batığına, Adrasan'daki eşsiz mağaralara, Çeşme'deki doğal güzelliklere daldım ve resmettim.
O kadar haz duydum ki kısa sürede bir çok tablo ortaya çıktı. Bu eserleri ilk kez geçen kasım ayında Harbiye Askeri Müzesinde düzenlediğim 'Sessiz Dünyada Sanat' başlıklı kişisel sergide değerlendirdim. Bu sergi de aynı zamanda Türkiye'nin ilk su altı yağlı boya resim sergisi oldu.''
-''ÖZEL BİR MALZEMESİ YOK''
Su altında resim yapma konusunun birçok kesimin ilgisini çektiğini, nasıl yapıldığı, hangi malzemenin kullanıldığı gibi sorularla sık olarak karşılaştığını ifade eden Totrakan, bu nedenle sergi gibi organizasyonlardan önce katılımcılara bu soruları yanıtlayan bir filmi izlettirdiğini söyledi.
Buna rağmen insanların şaşkınlıklarını gideremediğini dile getiren Totrakan, sözlerini şöyle sürdürdü: ''Su altında resim için özel bir tuval ya da boya kullanmıyoruz. Yağlı boya zaten suyla karışmıyor. Yalnızca suyun altında fırça kullanılmadığı için desenler boya tüpleriyle çiziliyor, diğer işlemler ıspatulayla yapılıyor. Bu da su altı resimlere özgün bir teknik doğuruyor. Hazır tuval kullanıyorsanız boyanın tutunması açısından üzerine yağ sürmeniz gerekiyor. Ancak ben ham bez kullanıyorum, yağlamaya gerek kalmıyor.
Bu işi yapmanın en önemli koşulu iyi bir dalgıç olmak. Kesinlikle yalnız dalmamalısınız. Zaten boyalarınızı taşımanıza yardım edecek bir dalgıca ihtiyacınız oluyor. Ayrıca daldığınız derinliğe göre, suda kalma sürenizi iyi ayarlamanız gerekiyor. Bu nedenle derinlerdeki resimler hızlı yapılmak durumunda. Bazen bir tabloyu ancak 2-3 dalışta tamamlayabiliyorum.
Su altında yapılan resimlerin bir güzel yanı da ıslak durumdaki resmin kuruduktan sonra tablo üzerindeki hava kabarcıkları ve tuzun, güneşin etkisiyle değişik biçim ve renkleri meydana getirmesi. Bu bazen hoş sürprizler yaratabiliyor.''
Artık resim faaliyetlerinin çoğunu su altına taşıdığını söyleyen Totrakan, ''neden su altı?'' şeklindeki soruya, ''suyun üstü varken suyun altı niye? Suyun altı çok sessiz, ne gürültü var, ne rahatsız eden. Konsantrasyonunuzu, doğayla olan başbaşalığınızı hiçbir şey koparamıyor. Bunun tanımlanamayan da nedenleri var'' şeklinde yanıt verdi.
Totrakan, bundan sonra en büyük amacının gençleri su altında resimle tanıştırmak olduğunu, ülkenin bu potansiyelinin genç sanatçılar tarafından daha iyi değerlendirilmesini istediğini belirtti.
Bu konuda birkaç kişiyi cesaretlendirdiğini, ilk sergisi sonrası kendisine ulaşan dalış brövesi sahibi, resim yapabilen kişilere gerekli bilgileri verdiğini kaydeden Totrakan, ''umarım eserlerini yakında görürüm'' diyor.
-İKİ USTA FANUSTA RESİM YAPACAK-
Totrakan, su altında yaptığı resimlerle yeni sergiler açmaya da devam edecek. ''Sessiz Dünyada Sanat'' başlıklı sergisinin ikincisini İzmir Resim Heykel Müzesinde gelecek yıl açacak olan Totrakan, henüz kesin programı belli olmasa da hocası Andre Laban ile ilginç bir organizasyona da imza atacak.
Dünyada su altı resmindeki iki isim, ekim ayında Türkiye'de düzenlenecek Su Altı Festivali'nde dev bir fanusun içine girerek resim yapacak. ''Bu proje beni heyecanlandırıyor'' diyen Totrakan'ın, diğer heyecan verici programı ise Fransa'da.
Üyesi olduğu Avrupa Bağımsız Örgütler Sportif Organizasyonunun davetlisi olarak Fransa'da sergi açmaya hazırlanan Totrakan, su altı resmi konusunda meraklı kişilere ders vermeyi de planlıyor.
Halen Milli Olimpiyat Komitesinde yönetim kurulu üyeliği görevini yürüten Totrakan'ın asker ve ressamlığın yanında eski milli basketbolcu olarak sporcu, yayınladığı iki şiir kitabıyla şair kimliği de bulunuyor. Totrakan'ın ''Amiral'in Duygu Denizinden'' ve ''Dünden Kalan'' isimli yayınlanmış iki şiir kitabı bulunuyor.
Totrakan'ın sanat yorumlarında da yıllarını verdiği askerliğin derin izlerine rastlanıyor: ''İstiyorum ki gençler aşağı indikleri zaman resim yapmayı da denesinler. Her tür faaliyetlerinde sanatı da üretsinler. Ülkeler ordularla fethedilebilir ama hudutlardan zorla geçersiniz, kanlı olur. Sanatta, sporda iyiyseniz hudutlarda kimse sizi tutamaz. Gittiğiniz ülkelerdeki insanların beğenilerini kazanırsınız, fetihlere kalplerde başlarsınız. Hayal edin; bunu yapmazsanız hiçbir şey olmaz, mutlaka hayal edin.''




































