• BIST 10643.58
  • Altın 2504.005
  • Dolar 32.1989
  • Euro 34.8984
  • İstanbul 22 °C
  • Ankara 23 °C
  • İzmir 27 °C
  • Antalya 24 °C
  • Muğla 29 °C
  • Çanakkale 22 °C

Metin Kalkavan, Kerim Atamer'e "Sen deli misin?" diye sert çıktı

Metin Kalkavan, Kerim Atamer'e "Sen deli misin?" diye sert çıktı
İMEAK Deniz Ticaret Odası Başkanı Metin Kalkavan, Prof. Dr. Kerim Atamer'in Türkiye aleyhine CMI'ye gönderdiği maile çok sert tepki göstererek "Yahu sen delimisin" diye konuştu.

Konuşmasına, Halim Mete’nin İngilizce konusunda simultane tercüman talebine yanıt vererek başlayan İMEAK Deniz Ticaret Odası Başkanı Metin Kalkavan, Deniz Ticaret Odası ve denizcilik sektörü olarak çok yoğun bir zaman geçirdiklerini ifade etti.

Kalkavan; “Kalamış Marina ihalesi sırasında o gün de yoğun görüşmelerimiz vardı ki, KDV Tebliği ile ilgili konular konuşuldu. Başına gelmeyenler farkında değildir. Bizde okumak adeti de yok. Başımıza gelince görüp, yanımızdaki kişiye soracağız, o da kendi başına geleni bize anlatacak. Tebliğ 26 Nisan’da Internet’e kondu ve 6 Mayıs’ta, 1 Mayıs tarihinden geçerli olmak üzere yayınlandı. Bu tebliğ tersaneleri, armatörleri, ekipman imalatçılarını, mal satıcılarını, limanları ilgilendiriyor. İhale hakkı olan işlerden birisi olan gemi tamirinde mütemadiyen alınan hizmet KDV’lidir. Bu hizmet verildikten sonra faturalar toparlanır ve vergi dairelerine başvurulup KDV mahsup veya iade hakkı doldurulduğu bildirilir. Kendi vergilerinize mahsup edilmesini istersiniz. Bu genelde muhtasar vergisi ve Kurumlar Vergisi’dir.Ama SSK, mahsup veya fazlaysa iadesini talep edersiniz.Gözden kaçan iki kritik nokta var.

Bir tanesinde, eskiden KDV mahsupları için firmanın dilekçesi yetiyordu. O dilekçenin yanında, yeminli mali müşavir raporunu koydular. İkincisi iadeler için yeminli mali müşavir raporu yetiyordu. Onu da Vergi Denetmenleri Raporu’na götürdüler. Buradaki teknik problem, denetçilerin raporlarını devamlı yazdırmanın söz konusu olmamasıdır. Çünkü defterlerin alınıp, 45 gün içinde götürülüp, tekrar geri getirilmesi zor. Bu sefer iadeye başvuracaksınız ve aynı denetçiye geri düşmesi de çok zor. Aynı denetçiye düşmediğinde, farklı denetçilerde, bilhassa denizi bilmeyen insanlarda bu işlem yıllarca süreceğe benziyor.

KDV vermeme gibi bir şey olamaz. Dolayısıyla Maliye Genel Müdür Yardımcısı sağ olsun çok ilgiyle karşıladı. ‘Bu doğru bir uygulama değil. Nasıl atladık, bilmiyorum’ dedi. Son olarak da Gelir İdaresi Başkanımıza gittik ve ‘Burada zorluk var’ dedik. Onu düzeltmeye çalışıyoruz. Çok kolay değil. Tebliğ yayımlandıktan sonra kanunlar, kararnameler, yönetmelikler, genel müdürlükler sıralamasıyla baktığımızda ciddi bir zaman aldı. Ama bu arada da, yediğiniz dayakla kalıyorsunuz. Mal, belli bir zaman için pahalılaşmış oluyor.Gemi inşasında da KDV’siz uygulama vardı. Bununla birlikte, o madde de düzeltme yapıldığı için örneğin boyanın size KDV’siz verilme şansı ortadan kalktı. Gemi inşa ettiğiniz için KDV’siz malzeme almak zorundasınız. Bu, olacak şey değil. Çok kimse bunun farkında değil. Bunu yaparsanız, yarın bir gün kanuna aykırı işlem yapıldı diye ceza yersiniz. Bunu ancak kurumsal çalışan firmalar yakından takip ettiği için biliyorlar.

İade mahsup işlemlerinin de çoğunuzun farkında olduğunu sanmıyorum. Dolayısıyla KDV ciddi bir şekilde, GİSBİR’in gündeme getirdiği ve Murat Bey’in çalıştığı konulardan birisi. Birisi de Soma faciası nedeniyle İş Sağlığı ve Güvenliği Kanunu’ndaki taslak. Hiç kimse konuşmadı, Soma’nın ne getireceği ile ilgili. Dolayısıyla, bu konuda da bir incelememiz var. Alt işveren konuları çok ciddi olarak inceleniyor. Oldukça yol kat ettik. Tersane kazaları vasıtasıyla çok kat edip, ilerlediğimiz bir yol olmasına rağmen yine de belli sıkıntılar gelecektir. Dolayısıyla bunlar düzenleme olarak sıklıkla değişiyor.

YAPTIĞIMIZ İŞ ZATEN MEVZUAT

Abbas Kolçalar’ın mevzuat hakkındaki çalışma talebine de yanıt veren Kalkavan; “Yaptığımız iş zaten mevzuat. Amir isterse, mevzuatı hazırlayıp sunarız, istemezse oturur bakarız, gel inceler derse inceleriz. Komuta kimdeyse o karar verir. Hayatımız mevzuatla geçiyor. KDV tebliği de bir mevzuat. ‘Orası yapıyor da, biz oturup seyrediyoruz’ gibi bir algı var. Böyle bir şey yok. Bu da şöyle oluyor, iktidar geldiği zaman sizinle ilk üç yıl her şeyi paylaşıyor. Özellikle soruyorlar. Ama zaman geçtikçe ‘Biz biliyoruz artık, sormaya gerek yok’ diyorlar. Bu, maalesef iktidarların genel tutumu. Mesela şimdiki Bakanımız müthiş, kooperasyon açısından harika. Ama ne zamana kadar, bunu bilemem. Ana konumuz mevzuat.”

‘Sicilden Terk’ maddesine de değinen Kalkavan; “Bu madde ile kan ağlattılar herkese. Biz kapatıyoruz, onlar açıyor. Siz bir adamdan borç para alacaksınız ve borcunuzu ödemeyeceksiniz. Ondan sonra da teminat olan şeyin de satılmasına engel olacaksınız. ödemiyor, bari malı satılsın. Türk bayraklı gemiye kredi almışsan, karşısına geç, eline kahveni al, el salla, Hoşça kalın de, hiç ödemiyorum de; sana yabancı banka alıp satamaz. Şartı Türkiye’ye sokmamak. Dışarıda dolaş, ticaretini yap, paraları istifle, hiçbir şey ödeme, alınırsa da el salla. İnsana saçını başını yolduruyorlar. Oradaki maddeye göre, ‘Türk gemisi ancak hacizli olarak Türkiye’de satılır’. 27 Nisan 2004’te bunu değiştirene kadar çok uğraştık. Kerim Bey’in profesyonel olarak hizmet verdiği bir grubun yüzünden başlayan bir olayda, bunu değiştirene kadar göbeğimiz çatladı.

Kerim Bey, hukukçudur, profesyoneldir. Ben de istesem bana da hizmet verir, başkası istese ona da verir. Ama karşı ekipte bulunduğu zaman, gücü de çok fazladır. Komitelerde, Türk Ticaret Kanunu’nun yazılmasında müthiştir. Sadece komite üyesi olarak zannetmeyin kendisini. Epey dirayetli ve yetkilidir, güce sahiptir. Oradaki 2 numaradır neredeyse. O zamandan beri uğraştık; ama uğraştığımız şey ülkenin menfaatiydi. Ülkenin gerçekten menfaati neyse o. Ama siz şimdi düşünün kendinizi; bir işadamısınız, iş yapıyorsunuz. Karşı taraftan alacaksınız, karşısına geçip ‘Kanunlar böyle, ben sana madik atıyorum’ diyeceksiniz. O taraftan, onu değiştirttik ama o değişim aşamasında Kerim Bey ekipteydi. Değişim aşamasında tam olarak istediğimizi gerçekleştiremedik. Bugün iki görüş var. bir kısım diyor ki ‘Yeterlidir’; parasını ödemediği zaman Türk sicilinden bir geminin satılmasında mahsur yok. Bir kısım da diyor ki ‘Hayır, bu yeterli değildir’, halen bir pürüz vardır, satarsa başına bela alır, tazminat ödemek zorunda kalır. Böyle bir dava oldu ve tazminat ödemek zorunda kalındı.

CMI’YE GÖNDERİLEN MAİL VAHİM BİR DURUMDUR

Bahri Turan Bey’e teşekkür ederim. Bu ülkede toplantı yapmak, bırakın, yaşamamak için çok sebep var. Birinci sebep, deprem ülkesidir. İkinci sebep, terör ülkesidir. Diğerlerini bırakın. Böyle bir şeye kalkışacağınız zaman bu ikisinin her zaman başınıza gelebileceğini bilmelisiniz. Bu ülkede hiçbir şeyin garantisi yok. 24 Mayıs’ta gemiyi denize atarken sallanmaya başladık. Gemi de sallanınca, deprem geçirdiğimizi anladık. Böyle şeylerin olduğu ülkede de bir şeylerden vazgeçmiyoruz. Tartışmak, kavga etmek, anlaşamamak olağan şeylerdir. Fakat hadisenin büyüğü şu. Hiç kimsenin, hiçbir şekilde bu ülkeyi dışarıya şikâyet etme hakkı yok. Hangi şart ve ahvalde olursa olsun, orada her şey biter. Maksat vatansa kimse kimseyi dışarıya şikayet edemez. Kerim Bey, başkan olarak hiçbir çabada bulunmayıp o etkinliği Türkiye’ye getirme girişiminde bulunmayacaktı. Hele, bugün 10 yaşında bir çocuğa bile sorsak bilir, 1 Mayıs’ta Taksim Etap’ta toplantı yapılır mı yahu? Buna bile bile kışkırtma denir. İstanbul gibi 150-200 otelin olduğu bir yerde, ne işin olur Taksim’de? Ancak o civardaki olayları gözetlemek ve yazmak için gidilir, başka bir şey için gidilmez. Etap’a gidecek olanlar yayıncılar, yazarlar, gazeteciler olur. Kerim Bey, 1 Mayıs’la ilgili böyle bir tecrübem var deyince hakikaten üzüldüm. 1 Mayıs’ta Taksim’de ne işin var? Çünkü 1 Mayıs 1977’nin bizdeki anısı kötü bir anıdır. 34 kişinin öldüğü yerdir. Tabii ki insanlar isterse çiçek koymaya gidebilir, buna da saygı göstermek gerekir. Çok değerli bir jenerasyon kaybolmuştur o dönemde. Çok değerli insanlarımız, öğrencilerimiz gitmiştir.

Kerim Bey’e şunu söylemek lazım. Bakın, bu ülkede yaşıyorsanız terörü de göğüsleyeceksiniz, depremi de göğüsleyeceksiniz. Hayat bir risktir. Risk alarak yaşıyoruz. Ticaret de, hayat da. Kimin ne kadar yaşayacağı hiç belli değil. Her an gidebilirsiniz. Ama burada, hele böyle önemli bir kurumun başındaysanız kendi görüşünüzü verme hakkına sahip değilsiniz. Ben kendi görüşümü söyleyeyim mi? Hayır. Ben burada Deniz Ticaret Odası Başkanı’yım. DTO’nun resmi ağzı benim. DTO’nun uyguladığı stratejileri söylerim.

Biz burada Güney Kıbrıs heyetiyle, devletin izniyle toplantı yaptık. Acaba nedir, ne yaparız diye konuşuyoruz, menfaatleri tartışıyoruz. Ama önceliğimiz devletin ne diyeceği. Onlara da şunları dedik; “Bu siyasi bir konudur. Burada ticareti düşünmeyin. Devletimiz ne derse o olur. Siz ambargoyu kaldırmadığınız sürece limanlar da açılmaz. Siz orada bize koyduğunuz blokajı kaldırırsanız, sonrası da devletin izniyle gündeme gelir.”

HİÇ BİR KİMSE ÜLKESİNİ DIŞARIYA ŞİKAYET EDEMEZ

Buradaki hassas nokta şu; böyle kurumlarda olduğunuz zaman kendi görüşünüzü okumayın. “Joint” diye bir kelime var. Hangi görüşten olursanız olun, inanırsınız veya inanmazsınız, seversiniz veya sevmezsiniz. Ben yüzlerce yabancı kişiyle konuşuyorum. Daha az önce Alman bakanlara da söyledim; “Gelecek biziz”. Bu ülke çok hızlı yönetildiği zaman çok hızlı büyür, çok kötü yönetildiği zaman yavaş büyür. Ama yine büyür. Dinamizmi, inanan insanları vardır. Bu taşın nerelere, ne kadar zarar vereceğini düşünün. Ben bunu yaşadım. DTO’dan görüş istiyoruz, “bu kanun yeterlidir, sorun yoktur” deniyor; çünkü Deniz Hukuk Derneği’nden birisi bir görüş veriyor, “Hayır problem vardır, Türk Bayraklı gemiye asla kredi vermeyin”. Böyle bir şey olmaz. Kendi düşüncelerinizi kendinize saklayacaksınız. O insanların sorumluluğu diye bir şey yok ki.

Daha iki gün önce rekor kırıldı. 138 bin kişi Atatürk Havalimanı’nda giriş çıkış yapıyor. Bunun yarısı yabancı, transit geliyor. THY’nin şu an taşıdığı yolcuların yarısı transit gelip gidiyor. Siz kendi ülkenize nasıl güvenmezsiniz?

Kerim Bey’i tenzih ediyorum. Ama bu tip görevleri yapacak arkadaşlar cesaretli olmak zorundadır. Risk almak zorundadır. Ayriyeten bu sizin göreviniz değil. Büyükelçiliklerin görevi. Siz o organizasyonu yapsaydık, o yüzden iptaller olsaydı masraflarınızı biz karşılardık. Hocamın konuşmasına üzüldüm. “Benim fikrimi altı arkadaş daha kabul etti” diyor. Toplantılar vardır, bazen ben de yaparım. Kabul ettirmek istediğim bir fikir olduğu zaman farklı bir yöntem uygularım. Demokratik olarak herkesin görüşünü alınacak bir konuysa önce ortaya sunarım. Önce bir tartıştırır, sonra istediğimi alırım. Ama benim kabul ettirmek istediğim bir şey varsa hiç tartışmaya açmam. Ben fikrimi empoze ederim, sonra bakarım kim ne diyor diye. Yönetimler de böyle yönetilir, Başbakan da, Odalar Birliği Başkanı da böyle yapar. Herhangi bir şirketi yöneten de böyle yapmak zorundadır. Fikirler ayrıdır, gel ikna et, çürüt.

Bu çok hassas ve çok üzüldüğüm bir konu. Bahri Turan Bey’e teşekkür ediyorum. Ortaya çıkan şey çok vahim bir durum. Bunun yansımalarına sadece denizcilik açısından değil, bütün açılardan bakıyoruz. Deniz Hukukçuları da bizim. Düşünebiliyor musunuz? Denizci adam korkar mı? Onları da anlamak zor. Bu kadar insan yönetiyorum. En zoru hocalar. Birbirleri ile anlaşamıyorlar. En zor tabaka hocalar. En ufak tartışmada alınıyorlar, farklı düşünüyorlar.

YAHU SEN DELİMİ SİN? YAHOO KAYNAK GÖSTERİLİR Mİ?

Bu konu bize çok pahalıya mal olacak. Sadece armatör olarak onun başına gelen değil. Başbakan’ı seversin, sevmezsin. Sen içeriden yardım edersen, zaten dışarıdakinin de aradığı budur. Bir Yahoo ile nasıl karşılaştırılırız yahu? “Yahoo’ya joint dedim”. Yahu deli misin, Yahoo bir site alt tarafı. Yahoo’nun fikrini kabul edip de o yazıyı yazıyorsan bu daha da vahim. Ben şimdi bunu nasıl savunacağım? Ne diyeceğim? Bunun savunulacak bir tarafı yok ki. “Hayır, bizim ülkemiz güvenlidir”. Olabilir, her türlü şey yaşanabilir her ülkede. ABD’de de 11 Eylül oldu. O açıdan ben gerçekten böyle bir şeyi hiç beklemiyordum.

Son derece üzüldüğüm, DTO adına esefle karşıladığım bir olay. DTO bunu yazamaz, hiçbir kurum böyle bir şey yazamaz. Denizcilerin hiçbir kurumu, denizciliğin çatısının altında olan hiçbiri devleti ve ülkesi için dışarıya “Hayır, gelmeyin, güvenli değildir” deme hakkına sahip değildir. O, yabancı büyükelçiliklerin kendi görevidir. Bizim ülkemizin her tarafına gidebiliyorsunuz. Şu anda her tarafta milyonlarca turist var.

Yazık oldu. Gerçekten çok üzüldüğüm bir konu. Hocam kişisel olarak almasın ama böyle bir yanlış yargılama olamaz. Şunu da söyleyeyim, şahsi fikrimdir. 31 Mayıs öncesine bakın, geriye gidin.7 Şubat 2012’den başlayın, geriye gidin ve ondan sonraki filme iyi bakın. Neler oluyor, neler yapılıyor. “Ben ülkemi sakıncalı görüyorum, güvenli görmüyorum” demeye kimsenin hakkı yok” diye konuştu.

Haber: Sinan SAYGI - Deniz Haber Ajansı

UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
Yorumlar
mehmet akyol
18 Temmuz 2014 Cuma 14:28
14:28
baskan muhtesemsin , gecen seneden bu yana konusmalarında denge -itidal, cogunlukla hakkaniyet ve kitabnı ortadan okuma var , izin verirsen sizi takdir edeyim ,, haa bu arada ;dün aksam kalamış ta sevgili dostum yılmaz onursan iftarındaydık ,kime rastladımsa yahu mehmet dün metin baskan seni sordu dediler, ayaküstü sohbet halkamıza en lson sn halim mete bey geldi katıldı ve söze girdi; ya mehmet sen nerdesin uşagım , metin kalkavan seni sordu diye basladı,, sasırdım ,, allah allah , beni sevdigini bilrimde , büyük klubte anons edecek kadar olduğunu bilmezdim .. sevgımle hayırlı ramazanlar dilerim -- inşallah seni seneye bogazici yöneticiler vakfı iftarında bekliyoruz (byv) sevgi saygımla ( haa bu arada bir nacizane istegim olucak -sevgili recep canpolat a empoze edebilirmiyiz lim benim yazılarımda yorum kısmına izin vermesini rica ediyorum - mehmet akyol
88.250.120.93
kim deli?anlamadım
14 Haziran 2014 Cumartesi 00:01
00:01
metin kalkavan başka bir dünyadamı yaşıyor?güvenlik durumun sağır sultan biliyor...cebinize dokundu heralde......
188.56.33.178
Diğer Haberler
ÇOK OKUNANLAR
Tüm Hakları Saklıdır © 2004 Deniz Haber | İzinsiz ve kaynak gösterilmeden yayınlanamaz.
Tel : 0544 880 87 87 | Haber Scripti: CM Bilişim