• BIST 11007.37
  • Altın 5745.711
  • Dolar 42.5472
  • Euro 49.5281
  • İstanbul 9 °C
  • Ankara 9 °C
  • İzmir 10 °C
  • Antalya 7 °C
  • Muğla 5 °C
  • Çanakkale 9 °C

Lübnan ve GKRY'ye Türkiye ve KKTC’den tepki

Lübnan ve GKRY'ye Türkiye ve KKTC’den tepki
Türkiye ve KKTC Dışişleri Bakanlığı, Lübnan ile Güney Kıbrıs Rum Yönetimi arasında imzalanan deniz yetki alanı anlaşmalarının, Kıbrıs Türk halkının eşit haklarını yok saydığı gerekçesiyle bütünüyle hükümsüz olduğunu açıkladı.

Türk ve KKTC Dışişleri Bakanlığı, Lübnan ve Güney Kıbrıs Rum Yönetimi (GKRY) arasında imzalanan deniz yetki alanlarının sınırlandırılması anlaşmasına sert tepki gösterdi. Bakanlık, anlaşmanın Kıbrıs meselesi ve Kıbrıslı Türklerin hakları bağlamında değerlendirildiğini vurguladı. Bu gelişme, Doğu Akdeniz'deki gerginliği tırmandırabilecek bir potansiyele sahip.

Türkiye'nin Tepkisinin Nedenleri

Dışişleri Bakanlığı Sözcüsü Öncü Keçeli tarafından yapılan açıklamada, anlaşmanın Doğu Akdeniz'deki Türk kıta sahanlığının dışında kaldığı belirtilse de, Türkiye'nin konuya Kıbrıs meselesi ve Kıbrıslı Türklerin hakları açısından yaklaştığı vurgulandı. Bu durum, Türkiye'nin Doğu Akdeniz'deki çıkarlarını koruma konusundaki kararlılığını bir kez daha ortaya koyuyor. Türkiye'nin tepkisinin temel nedenleri:

Kıbrıs meselesinin çözümsüzlüğü

Kıbrıslı Türklerin haklarının korunması

Doğu Akdeniz'deki enerji kaynakları üzerindeki rekabet

Türkiye'nin bölgedeki stratejik çıkarları

Türkiye, uzun zamandır Doğu Akdeniz'de enerji kaynakları arama faaliyetleri yürütüyor ve bu faaliyetler, bölgedeki diğer ülkelerle zaman zaman gerginliğe neden oluyor. Özellikle Yunanistan ve GKRY ile yaşanan deniz yetki alanı anlaşmazlıkları, bölgedeki tansiyonu yükseltiyor. Türkiye, Kıbrıs Türk Cumhuriyeti'nin (KKTC) haklarını da savunarak, bölgedeki çıkarlarını koruma çabası gösteriyor.

Anlaşmanın Olası Sonuçları

Lübnan ve GKRY arasında imzalanan bu anlaşma, Doğu Akdeniz'deki dengeleri değiştirebilecek bir potansiyele sahip. Anlaşmanın yürürlüğe girmesiyle birlikte, bölgedeki deniz yetki alanları yeniden tanımlanacak ve bu durum, enerji kaynakları üzerindeki rekabeti daha da artırabilir. Ayrıca, Türkiye'nin tepkisiyle birlikte, bölgedeki gerginliğin tırmanması da olası bir senaryo olarak değerlendiriliyor.

KKTC: ANLAŞMA YOK HÜKMÜNDE

Öte yandan KKTC Dışişleri Bakanlığı, Lübnan ile Güney Kıbrıs Rum Yönetimi arasında imzalanan deniz yetki alanı anlaşmalarının, Kıbrıs Türk halkının eşit haklarını yok saydığı gerekçesiyle bütünüyle hükümsüz olduğunu açıkladı.

Güney Kıbrıs Rum Yönetimi (GKRY) lideri Nikos Hristodulidis, Lübnan Cumhurbaşkanı Joseph Aoun ile 26 Kasım'da Lübnan'ın başkenti Beyrut'ta bir araya gelmiş, Doğu Akdeniz'deki petrol ve doğal gazın çıkarılmasına ilişkin bir deniz sınırları anlaşması imzalanmıştı.

KKTC Dışişleri Bakanlığı, Lübnan ve Güney Kıbrıs Rum Yönetimi (GKRY) arasında imzalanan deniz yetki alanlarının sınırlandırılması anlaşmasının bütünüyle hükümsüz olduğunu açıkladı. Anlaşmanın, yalnızca Kıbrıs Türk halkının meşru hak ve çıkarlarını ihlal etmekle kalmadığı, aynı zamanda Doğu Akdeniz'de hâlihazırda kırılgan olan dengeleri temelden sarsma tehlikesi taşıdığı vurgulandı.

KKTC Dışişleri Bakanlığı, KKTC'nin doğal kaynaklardaki eşit haklarına yönelik her türlü saldırıya karşı gerekli siyasi, diplomatik ve teknik tedbirleri almaktan imtina etmeyeceğinin altını çizdi.

"LÜBNAN KABİNESİ 18 YIL ASKIDAKİ ANLAŞMAYI ONAYLADI"

Açıklamada, "Lübnan hükümeti 23 Ekim 2025 tarihli Bakanlar Kurulu toplantısında Güney Kıbrıs Rum Yönetimi (GKRY) ile 2007 yılında varılmış olan deniz yetki alanlarının sınırlandırılması anlaşmasının yaklaşık 18 yıl askıda kaldıktan sonra onaylandığını duyurmuştu" denildi.

"KIBRIS TÜRK HALKININ HAKLARINI GASP ETMEYE YÖNELİK TEK YANLI GİRİŞİM"

Açıklamada, şu ifadelere yer verildi:

"Söz konusu anlaşma, Rum tarafının 2003 yılından itibaren Kıbrıs Türk halkının Ada ve Doğu Akdeniz'deki eşit hak ve çıkarlarını gasp etmeye yönelik olarak yürüttüğü tek yanlı girişimlerin yeni bir unsuru niteliğindedir. Kıbrıs Adası'nda egemen eşit haklara sahip Kıbrıs Türk halkını hiçe sayarak imzalanmış olan bu anlaşma bundan öncekiler gibi bütünüyle hükümsüzdür. Kıbrıs Rum Yönetimi, Kıbrıs Türk tarafının tüm uyarılarına ve bölgedeki gerçeklere rağmen, uluslararası toplumdan aldığı cesaretle Ada'nın tamamını temsil ettiği sanrısıyla hareket ederek uluslararası hukuka aykırı adımlar atmaya devam etmektedir. Bu siyasi oldu bittiler, yalnızca Kıbrıs Türk halkının meşru hak ve çıkarlarını ihlal etmekle kalmamakta, aynı zamanda Doğu Akdeniz'de hâlihazırda kırılgan olan dengeleri temelden sarsma tehlikesi taşımaktadır. Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti olarak geçmişte defalarca dile getirdiğimiz üzere, Kıbrıs Türk tarafının Ada ve etrafındaki doğal kaynaklar üzerindeki egemen eşit haklarını korumaktaki kararlı tutumumuz devam edecektir. Bölgede hakkaniyete dayalı, karşılıklı saygı ve iş birliğini önceleyen bir düzenin ancak iki tarafın karşılıklı rızasıyla ve eşit statüde yapılacak anlaşmalarla mümkün olabileceği açıktır."

"ÜÇÜNCÜ ÜLKELERLE YAPILAN DÜZENLEMELER YOK HÜKMÜNDEDİR"

Açıklamada, "Bu çerçevede, GKRY'nin Lübnan dâhil üçüncü taraflarla yaptığı veya yapmayı sürdürdüğü tüm tek yanlı deniz yetki alanı düzenlemeleri KKTC açısından, daha önce yapılan benzer düzenlemeler gibi, yok hükmündedir. KKTC, hem kendi kıyı yetki alanlarında hem de Kıbrıs Türk halkının Ada genelindeki ortak haklarını ilgilendiren tüm konularda gerekli adımları atma iradesine sahip olup, doğal kaynaklardaki eşit haklarına yönelik her türlü saldırıya karşı gerekli siyasi, diplomatik ve teknik tedbirleri almaktan imtina etmeyecektir" denildi.

ULUSLARARASI TOPLUMA ÇAĞRI

"Uluslararası toplumu, Rum tarafının bölgedeki gerginliği tırmandıran tek yanlı adımlarına destek vermemeye; ilgili devletleri ise Kıbrıs meselesinin hassasiyetlerini gözeterek iki tarafın rızası olmadan yapılan düzenlemelere taraf olmamaya davet ediyoruz" denilen açıklamada, "Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti, Anavatan Türkiye Cumhuriyeti'nin desteği ile hak ve çıkarlarını korumaya devam ederken, Doğu Akdeniz'de iş birliği ve istikrarın ancak müktesep haklara saygı ve diyalogla mümkün olabileceği inancıyla hareket etmeyi sürdürecektir" ifadelerine yer verildi.

DENİZ HABER AJANSI

UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
Bu habere henüz yorum eklenmemiştir.
Diğer Haberler
ÇOK OKUNANLAR
Tüm Hakları Saklıdır © 2004 Deniz Haber | İzinsiz ve kaynak gösterilmeden yayınlanamaz.
Tel : 0544 880 87 87 | Haber Scripti: CM Bilişim