• BIST 9722.09
  • Altın 2428.571
  • Dolar 32.5199
  • Euro 34.8
  • İstanbul 16 °C
  • Ankara 20 °C
  • İzmir 18 °C
  • Antalya 18 °C
  • Muğla 15 °C
  • Çanakkale 16 °C

İnsan tacirleri finans şirketi gibi çalışıyor

İnsan tacirleri finans şirketi gibi çalışıyor
Türkiye’ye gelen mülteciler, insan kaçakçılarıyla bağlantı kuruyor. Ödenecek parayı suç organizatörünün emanet kasadaki hesabına yatıran göçmenlere bir şifre veriliyor. Kaçaklar yerine ulaştığında para insan kaçakçısının hesabına yatıyor.

Avrupa'da daha iyi bir hayat kurma hayali ile başta Suriyeliler olmak üzere ülkelerindeki iç savaştan kaçan göçmenler, Türkiye'de 'yolcu başı' ya da 'simsar' tabir edilen aracılarla temas kurup, umut yolculuğuna çıkıyor.

GEÇİŞ PARASI ÖDÜYORLAR

Yeni Asır'ın ulaştığı bilgilere göre binlerce mülteci, Gaziantep, Hatay ve Şanlıurfa gibi sınır şehirlerinde konakladıktan sonra Ege Denizi'nden yasadışı geçiş için insan kaçakçılığı şebekeleriyle temasa geçiyor.

Göçmenler çoğunlukla İzmir Basmane'de 'yolcu başı' ya da 'simsar' olarak tanımlanan suç şebekesi üyeleriyle irtibata geçiyor. Kişi, geçiş şartlarını kabul etmesi halinde 'emanet kasa' veya 'mektep' adı verilen bir işyerine ya da çetenin irtibatlı olduğu güvenilir kişilere yönlendiriliyor. Yasadışı geçiş yapmak isteyen göçmenler, geçiş ücretini, suç organizatörünün emanet kasadaki hesabına yatırıyor ve bir şifre alıyor. Suç organizatörleri ile anlaşmış sayılan mülteci, şebekenin uygulama ayağı 'ara organizatör' ve 'çıkış organizatörü' ile temasa geçiyor. Mülteci kişi Ege'den Yunanistan'a güvenli bir şekilde ulaşması halinde cep telefonu ya da mesaj yoluyla 'emanet kasa'ya ulaşıyor ve onay verdikten sonra para insan kaçakçılarının hesabına geçiyor.

GÜZERGAH KONTROL EDİLİYOR

İnsan kaçakçılığı yapan şebekede çoğu zaman Suriyelilerde yer alıyor.

Suçun işleniş şeklini öğrenen ve yasa dışı çıkış için gerekli parayı toplamak adına şebekeye katılan Suriyeliler, bu şekilde mültecilerin kendilerine güvenmelerinde rol oynuyor.

Ayrıca şebeke insan kaçırırken, teknolojinin nimetlerinden de faydalanıyor. Yeni Asır’ın haberine göre daha önceleri Suriyeli mültecilerin üzerine 'patates' tabir edilen GSM hattı çıkarıp teknik takipten kaçmaya çalışan insan kaçakçıları, artık dinlemelere karşı internet üzerinden görüntülü telefon görüşmeleri yapıyor. Denetim yapan jandarma ve polise yakalanmak istemeyen insan kaçakçıları, yolun güvenli olup olmadığını da 'öncü' tabir edilen şebeke üyesiyle kontrol ediyor. Bu kişi güzergahın güvenli olduğunu belirttiğinde, göçmenler kamyon ya da benzer araçlarla varış noktalarına sorunsuz şekilde götürülüyor.

AVUKATLAR NE DEDİ

İnsan kaçakçılığı davalarına bakan Ceza Avukatı Murat Üstündağ, özellikle Suriyelilerin Türkiye'ye göç etmesi nedeniyle uyuşturucu, hırsızlık gibi pek çok suçtan sabıka kaydı bulunan kişilerin, hukuki açıdan verilen ceza oranlarını göz önünde bulundurarak insan kaçakçılığı işine yöneldiğini söyledi.

Türkiye ile AB arasında imzalanan 'Geri Kabul Anlaşması'nın bu işe girenlere büyük darbe vurduğunu da aktaran Üstündağ, denizde yaşanan ölüm olaylarıyla ilgili de, "Para hırsı yüzünden mülteciler kapasitesinin çok üzerindeki botlara bindiriliyor ve ufak bir dalgada alabora oluyor" dedi.

CEZALAR CAYDIRICI DEĞİL

Avukat Mehmet Korkut da göçmen kaçakçılığı suçunun Türk Ceza Kanunu'nun (TCK) 79'uncu maddesine göre değerlendirildiğini aktardı.

Kaçakçılara 3 yıldan 8 yıla kadar hapis ve 10 bin güne kadar adli cezası verildiğini belirten Korkut, "Maddenin 2'nci fıkrası gereği göçmen kaçakçılığı suçu, mağdur olan kişi veya kişilerin hayati tehlike yaşaması halinde verilecek ceza, yarısından üçte ikisine kadar artabiliyor. Bu tür davalar Asliye Ceza'da görülüyor ancak olayda ölüm olayı yaşanması halinde failler Ağır Ceza'da yargılanabiliyor" diye konuştu.

KORUMA STATÜSÜNDELER

Avukat Mehmet Gören ise, Türkiye'nin imzasının bulunduğu 1951 Cenevre Sözleşmesi'ne göre Suriyelilerin Avrupa'dan gelmedikleri yani doğudan geldikleri için mülteci kabul edilmediklerine dikkat çekti. Bu kişilere mülteci statüsü tanınmadığı için Türkiye'de geçici koruma statüsünde olduklarını anlatan Gönen, "Suriyeli mültecilerin zor koşullarda yaşamaları, her türlü suç ve şiddet ortamının doğup gelişmesine yol açabiliyor. Bazı haklardan faydalandırılmaması onları suç eğilimine yönlendirebilir. Düşük gelirli sığınmacı gençler ilerleyen yıllarda suç kaynağı oluşturabilirler fakat bunun önüne geçmek için bazı önlemlerin alınması veya koşulların iyileştirilmesi gerekir" dedi.

DENİZ HABER AJANSI

UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
Bu habere henüz yorum eklenmemiştir.
Diğer Haberler
ÇOK OKUNANLAR
Tüm Hakları Saklıdır © 2004 Deniz Haber | İzinsiz ve kaynak gösterilmeden yayınlanamaz.
Tel : 0544 880 87 87 | Haber Scripti: CM Bilişim