İstanbul'un Ambarlı Limanı ile Bandırma Limanı arasında taşımacılık yapan İstanbullines Şirketi'ne ait kaptan Mithat Altın yönetimindeki 118 metrelik 'Hayat- N' adlı Ro- Ro gemisi, 14 Eylül 2008 gecesi, Bandırma Limanı'ndan ayrıldıktan 300 metre sonra, sabitlenmeyen kamyonların dalgaların etkisiyle kayması ve hava muhalefeti nedeniyle iskele tarafından yan yatmıştı. Hızla su almaya başlayan gemi, 20 dakika sonra tamamen batmıştı.
Balıkesir'in Bandırma İlçesi'nde 14 Eylül 2008 gecesi batan ve 5 kişinin ölümüne neden olan 'Hayat-N' isimli Ro-Ro gemisinin birinci kaptanı Mithat Altın ve ikinci kaptanı Uğur Kalkavan, 'taksirle birden fazla kişinin ölümüne ve yaralanmasına sebep olmak' suçundan 10’ar yıl hapis cezasına çarptırıldı.
İstanbul'un Ambarlı Limanı ile Bandırma Limanı arasında taşımacılık yapan İstanbullines Şirketi'ne ait kaptan Mithat Altın yönetimindeki 118 metrelik 'Hayat- N' adlı Ro- Ro gemisi, 14 Eylül 2008 gecesi, Bandırma Limanı'ndan ayrıldıktan 300 metre sonra, sabitlenmeyen kamyonların dalgaların etkisiyle kayması ve hava muhalefeti nedeniyle iskele tarafından yan yatmıştı. Hızla su almaya başlayan gemi, 20 dakika sonra tamamen batmıştı.
Gemide 27'si mürettebat, 79'u şoför ve muavin olmak üzere 106 kişi ile 73 kamyon ve TIR ile personele ait 2 otomobil bulunuyordu. Gemide bulunan araçların şoförlerinden Özer Erdoğan, Necati Kalın, Murat Karaca, Şevki Gönüllü ve Yahya Özoğlu öldü. Paniğe kapılan 101 kişi ise kurtarıldı.
Olaydan sonra geminin birinci kaptanı 54 yaşındaki Mithat Altın ve İkinci Kaptan 33 yaşındaki Uğur Kalkavan, 'Dikkatsizlik ve tedbirsizlik sonucu ölüme neden olmak' suçundan tutuklanırken, kaptan yardımcısı Hüseyin İncereis’in tutuksuz yargılanmasına karar verildi. Bandırma 1’inci Ağır Ceza Mahkemesi’nde devam eden yargılamalar sırasında 9 Nisan 2009 tarihinde birinci kaptan Mithat Altın ve ikinci kaptan Uğur Kalkavan da tahliye edildi. Mahkeme geçen Perşembe günü yapılan son duruşmada kararını açıkladı. Mahkeme, birinci kaptan Mithat Altın ve ikinci kaptan Uğur Kalkavan hakkında 'Taksirle birden fazla kişinin ölümüne ve yaralanmasına sebep olmak' suçundan önce 12'şer yıl hapis cezası verdi. Ardından bu 2 sanığın duruşmadaki iyi halini göz önünde bulunduran mahkeme heyeti, cezayı 10'ar yıla indirdi. Mahkeme, ayrıca Mithat Altın ve Uğur Kalkavan’a 3 yıl kaptanlık yapmama kararı vererek, yurt dışı çıkış yasağı koydu. Tutuksuz yargılanan Hüseyin İncereis beraat etti.
KAPTAN İLK KEZ KONUŞTU
Gemi kazasının tüm sorumluluğunun üzerine yıkılmak istendiğini ifade eden Birinci Kaptan Mithat Altın ilk kez konuştu. Gemide yaşanan ihmaller zinciri ile alakalı çarpıcı açıklamalarda bulunan kaptan Altın, kararı temyiz ettiğini ve adalete güvendiğini söyledi.
Kazadan bir hafta önce meydana gelen asansör arızasını şirket yetkililerine bildirmesine rağmen arızanın giderilmediğini ifade eden Kaptan Altın, "Asansör arızası, mahkeme tarafından o gün meydana gelmiş ve şirkete bildirilmemiş olarak değerlendirilip, asansör arızasının giderilmemesi bana suç olarak isnat edilmiştir. 5 kişinin öldüğü bu kazanın meydana gelmesinde her hangi bir hata ve kusurum olmadığını, yanlışın mutlaka Yargıtay'dan döneceğine ve adaletin tecelli edeceğine inancım tamdır" dedi.
"GEMİNİN, İSPANYA'DAN TÜRKİYEYE GETİRİLMESİNDEN BATMA ANINA KADAR TÜM SAFHALARINDA KAPTANIYDIM"
Hayat-N Ro-Ro yük gemisinin İspanya’dan Türkiye’ye getirilip sefere koyulmasından battığı ana kadar ki tüm safhalarında kaptan olarak görev yaptığını ifade eden Altın, "24 Ağustos 2007 tarihinde ilgili yönergede, Ro-ro yük gemisiyle yolcu taşınabilmesi için gerekli olan tadilatlar yapıldıktan sonra 'Ro-ro yük gemilerinin sadece taşıdıkları tırların ve kamyonların şoförlerini taşımalarına izin verilebilir' şeklinde değişiklik yapılmış. Ancak Hayat-N Ro-ro yük gemisine bahse konu tadilatların hiç birisi yapılmadan yapılmış gibi belge alınarak, yönerge değişikliğinden 2 gün sonra 26 Ağustos 2008 tarihinde gemi seferlere başlamıştır. Konuyla alakalı detaylı bilgi ve belgeleri mahkemeye sundum" şeklinde konuştu.
"GEMİNİN ÜÇÜNCÜ MÜHENDİSİ ASLINDA MAKİNE STAJYERİYMİŞ"
Hayat N gemisinin karara esas alınan bilirkişi raporunda belirtildiği gibi yük gemisinden tadil olma Ro-ro gemisi değil, klas onaylı gemi dengesini hesaplama dökümanları olan orijinal ro ro yük gemisi olduğunu ifade eden Altın, "Uluslararası denizcilik kurallarına göre, o gemiye özel stabilite hesabı yapılmadan bir gemide denge problemi olup olmadığı hakkında kesin bir karar verilemez. Ancak, stabilite hesabı yapılmadan gemi battığına göre, 'Gemide yükleme hatası ve denge problemi olabilir' değerlendirmesinde bulunulan birinci bilirkişi raporu mahkeme tarafından gerekçeli karara esas alınmıştır. Denizcilik Müsteşarlığı’nca oluşturulan Deniz Kazalarını İnceleme Komisyonu (DEKİK) tarafından, gemiye özel stabilite hesabı yapılarak hazırlanan kaza inceleme raporuna istinaden 'Geminin yükleme ve denge problemi sebebiyle batması mümkün değildir' kararına varıldığı belirtilerek, 'balast transferi operasyonu hatasına' vurgu yapılmıştır. DEKİK raporunda bulunan yeterlilik belgesinden, şirket tarafından gemiye 3. Mühendis olarak atanan balast ve operasyonlarını yapan kişinin bu yeterliliğe sahip olmadığı ve meslek lisesi öğrencisi olarak makine stajyeri olduğu anlaşılmıştır" diye konuştu.
"HİÇ MUHATAP OLMADIĞIM, MISIR'DA YAŞAYAN DONATAN, SANIK OLARAK YARGILANDI"
Mahkeme tarafından görevlendirilen ikinci bilirkişi heyeti tarafından DEKİK raporu esas alınarak hazırlanan ikinci bilirkişi raporunda 'Birinci bilirkişi raporunun, dosya kapsamında yer alan raporlar ve bilgiler doğrultusunda somut hadise ile uyumlu bulunmadığı’ net bir şekilde belirtildiğini anlatan Altın, sözlerini şöyle sürdürdü:
"Mahkeme tarafından birinci ve ikinci bilirkişi raporları arasındaki çelişki giderilmemiş ve olasılık olarak değerlendirilen birinci bilirkişi raporu karara esas alınmıştır. Gemi tasdiknamesine göre, geminin donatanı Marmara N Denizcilik A.Ş.'dir. Bu bağlamda gemi ile şirket arasındaki iletişim gemi e-maili ve telefonu vasıtasıyla gemi kaptanı ile genel müdür ve şirket müdürleri arasında yapılmaktaydı. Ancak, her ne hikmetse donatan ve sanık olarak, kaptanın hiç bir zaman muhatap olmadığı ve Mısır’da yaşayan yönetim kurulu başkanı yargılandı. Mahkeme tarafından da kendisinin, 'Bana birşey bildirilmedi ve ben kaptana her hangi bir talimat vermedim' beyanına itibar edildi".
