Şile’de kayalıklara çarparak batan kurtarma botu için kazadan bir gün önce arızalı olduğu yönünde rapor verildiği belirtilirken, kazada ölen Cemil Özben’in eşi Günay Özben, Kıyı Emniyeti yetkililerine tepki gösterdi. Eşinin zorlan ölüme gönderildiğini savunan Özben, “İnsan hayatı bu kadar ucuz değil. 7 yetim, 4 ağlayan eş bırakıldı” dedi.
Şile’de 4 Aralık 2012 günü batan kuru yük gemisine yardıma giden Kıyı Emniyeti’ne ait KEGM-7 Acil Müdahale Botu’nun kayalıklara çarpması sonucu 3 denizci ile yardıma gelen bir balıkçı hayatını kaybetmişti. Kazanın ardından Kıyı Emniyeti’ne yönelik eleştiriler sürerken, kurtarma botuna kazadan bir gün önce arızalı raporu verildiği iddia edildi. Kazada ölen kaptan Cemil Özben’in eşi Günay Özben, kazanın yaşandığı o günü anlattı. Özben, “Eşim işe çağrıldı. Eşim, ‘orada kaptan var, neden beni çağırıyorsunuz’ dedi. ‘Sen görev alacaksın’ dediler. Eşim, ‘gerekçenizi bana bildirin’ dedi. Diğer kaptan çıkamıyor, siz gideceksiniz’ dediler. Eşim, ‘o çıkamıyorsa, hava şartları el vermiyorsa ben nasıl çıkayım’ dedi. Üst üste telefonlar gelince eşimin morali bozuldu. ‘Bu hava şartlarında çıkılmaz, resmen ölüme gitmektir bu’ dedi.
‘Gitme’ dedim ama ‘çağrıldım, görev yerinde bulunayım, çıkmam’ dedi. Kurtulan genç, çıkmazlarsa iş akitlerinin feshedileceğinin söylendiğini belirtti. Eşim oradaki kaptanı aradı. O kaptan ‘Cemil abi hava şartları çok zor, çıkılmaz’ dedi. ‘Başka yerden gidilebilir ama Şile’den çıkılmaz’ dedi. 3-4 telefon geldi eşime. Sürekli bu şekilde konuşuldu. Evden çıkarken çok morali bozuk çıktı. Eşimi 9 sendir işe yolluyorum, böyle bir işe yollamamıştım” dedi.
“Eşim zorla ölüme yollandı” diyen Özben, “Bu kadar ihmal olan ölüm, bu kadar ucuz ölümü ben bilmiyorum. Hayat bu kadar ucuz mu? İnsan hayatı bu kadar mı değersiz? Bu devlete 9 sene hizmet etmiş. Benim işim işini aksatmayan bir insandı. İşini bu kadar çok seviyordu” diye konuştu.
Kaza sırasında kara tahliyesinin olay yerinde olmamasının, Kıyı Emniyeti’nin büyük bir hatası olduğunu dile getiren Özben, “Bazıları o anda denize açılmanın eşimin insiyatifinde olduğunu söylüyor. Hayır bu durum eşimin insiyatifinde değildi. Eşime baskı uygulandı. 9 yıllık hizmetinde bile bile ölüme gönderildi. Şu anda Salih Orakçı’nın baskısından dolayı kimse konuşamıyor. ‘Eğer Orakçı ayrılırsa konuşuruz’ diyorlar. Siz eğer bir emri veriyorsanız, oradaki önlemi almak mecburiyetindesiniz. İlk kaptanın ‘çıkamam’ demesi üzerine bir yetkilinin gelip gözüyle görmesi gerekirdi” dedi.
Olaydan sonra Kıyı Emniyeti yetkilileriyle görüşmediğini dile getiren Özben, “Cenazeye geldiler ama bir görüşme yapmadım” ifadelerini kullandı. Olayın aydınlatılması için yetkililerden yardım isteyen Günay Özben, “Başbakanımdan Bakanımdan, Cumhurbaşkanı’ndan bu olayın aydınlatılmasını istiyorum. Suçluların ortaya çıkmasını istiyorum. İnsan hayatı bu kadar ucuz değil. 4 kişi bu yolda can verdi. Niçin can verdiler? Vicdanları rahat uyuyabilirler mi? 7 yetim, 4 ağlayan eş bırakıldı. 4 can orada nasıl can verdi. Niçin? Bir hiç uğruna. Ben bunların aydınlatılmasını istiyorum” diye konuştu.