• BIST 10319.96
  • Altın 2465.437
  • Dolar 32.2606
  • Euro 35.0379
  • İstanbul 13 °C
  • Ankara 10 °C
  • İzmir 17 °C
  • Antalya 16 °C
  • Muğla 14 °C
  • Çanakkale 11 °C

Elektrik üretiminde fosil yakıtların payı arttı

Elektrik üretiminde fosil yakıtların payı arttı
Elektrik faturalarının kamuoyunun en önemli tartıma konularından biri haline geldiği Türkiye’de elektrik üretiminde iklim krizine neden olan fosil yakıtların payı 2021’de artarak yüzde 64’ü geçti.

Geçen yıl yaşanan kuraklık, hidroelektrik kaynaklı elektrik üretimini ise10 puana yakın oranda geriletti, doğalgazın payı da aynı oranda arttı.

Elektrik üretimindeki 2021 yılı verilerini değerlendiren Ekosfer Derneği Yönetim Kurulu Üyesi Özgür Gürbüz, Türkiye’nin güneş ve rüzgardan ürettiği elektrik miktarının artmasının olumlu olduğunu ancak “net sıfır emisyon” gibi iddialı hedeflere ulaşmak için başta kömür olmak üzere fosil yakıtların elektrik üretiminden büyük ölçüde çıkarılması gerektiğini söyledi.

Gürbüz, “İthal kömürdeki gerilemede artan kömür fiyatlarının etkisi olduğu tahmin ediliyor. Doğalgazdaki artış ise endişe verici. Türkiye’nin rüzgar ve güneş potansiyeli çok yüksek ancak yenilenebilir enerji kaynakları birbirlerini destekleyecek şekilde sisteme entegre edilmeli. Yüzde 100 yenilenebilir enerjiyle ihtiyacın karşılanması için günlük politikalara değil uzun vadeli plan ve hedeflere ihtiyacımız var” değerlendirmesinde bulundu.

Haber Sol'da yer alan habere göre, Türkiye’nin brüt elektrik üretiminde 2021 yılında bir önceki yıla göre yüzde 8 oranında artış yaşandı. TEİAŞ’ın verilerine göre geçen yıl üretilen 331 milyar kilovatsaati bulan elektriğin yüzde 32,71’lik kısmı doğalgaz çevrim santrallarından, yüzde 31,43’ü ise kömürlü termik santrallarından sağlandı. Böylece elektrik üretiminde fosil yakıtla (petrol, kömür ve doğalgaz) çalışan santralların payı yüzde 64’ün üzerine çıktı. 2020 yılında bu oranın yüzde 58 olduğu kaydedildi.

KURAKLIK BARAJLARI VURDU

Türkiye’nin neredeyse tüm bölgelerini etkisi altına alan kuraklığın en çok hidroelektrik santralları etkilediği ortaya çıktı. 2020’de Türkiye’nin ürettiği elektriğin yüzde 25’ini karşılayan hidroelektrik santrallar bu yıl üretimin yüzde 17’sine yakınını karşılayabildi.

Kömüre dayanıklı elektrik üretimde ise ithal kömürle çalışan santralların payı düşerken, yerli linyit kömürüyle çalışan santralların üretimi arttı. Buna rağmen kömürlü termik santralların elektrik üretimindeki payı 3 puan gerileyerek yüzde 31,4’e geldi.

Güneş, rüzgâr ve jeotermal enerji kaynaklı elektrik üretimi ise bir yıl öncesine göre yaklaşık 10 milyar kilovatsaat artarak toplam üretimde yüzde 16,6’lık paya ulaştı. Hidroelektrik dâhil yenilenebilir enerji kaynaklarının elektrik üretimindeki payı ise 2020’deki yüzde 40 seviyesinden yüzde 33’e geriledi.

'UZUN VADELİ PLAN VE HEDEFLERE İHTİYACIMIZ VAR'

2021 yılı verilerini değerlendiren Ekosfer Derneği Yönetim Kurulu Üyesi Özgür Gürbüz, Türkiye’nin güneş ve rüzgardan ürettiği elektrik miktarının artmasının olumlu olduğunu ancak “net sıfır emisyon” gibi iddialı hedeflere ulaşmak için başta kömür olmak üzere fosil yakıtların elektrik üretiminden büyük ölçüde çıkarılması gerektiğini söyledi. Gürbüz, “İthal kömürdeki gerilemede artan kömür fiyatlarının etkisi olduğu tahmin ediliyor. Doğalgazdaki artış ise endişe verici. Türkiye’nin rüzgar ve güneş potansiyeli çok yüksek ancak yenilenebilir enerji kaynakları birbirlerini destekleyecek şekilde sisteme entegre edilmeli. Yüzde 100 yenilenebilir enerjiyle ihtiyacın karşılanması için günlük politikalara değil uzun vadeli plan ve hedeflere ihtiyacımız var” dedi.

'KÖMÜRE DAYALI ENERJİ ÜRETİMİ KAPASİTESİ ARTIŞ GÖSTERDİ'

Ekosfer Derneği’nin bir projesi olan Türkiye'de kömür sayfasında yer verilen bilgilere göre, Kömüre dayalı elektrik üretimi Türkiye’nin enerji stratejisinin başlıca hedefleri arasında yer alıyor. 2015-2019 arasında, kömüre dayalı enerji üretimi kapasitesi yüzde 50 artış gösterdi. Kömür, karbon yoğunluğu en fazla olan fosil yakıt olarak biliniyor. Ortalama yüzey sıcaklığındaki artışı Paris Anlaşması’nda hedeflenen 1,5°C ile sınırlı tutabilmek için sera gazı emisyonlarının azaltılması, bunun için de kömür kullanımının kademeli azaltılarak durdurulması kritik önem taşıyor. Türkiye’nin karbon yoğun enerji planları, yenilenebilir enerji teknolojilerinin yaygınlaştırılmasını öngören iklim eylemleriyle de çelişiyor. Türkiye, Paris Anlaşması’nı geç de olsa onayladı ve 2053 için net sıfır emisyon hedefi telaffuz edildi ancak bu iki adımı destekleyen eylemler ve ekonominin karbonsuzlaşmasına dair net bir yol haritası henüz belirlenmiş değil.

DENİZ HABER AJANSI

UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
Bu habere henüz yorum eklenmemiştir.
Diğer Haberler
ÇOK OKUNANLAR
Tüm Hakları Saklıdır © 2004 Deniz Haber | İzinsiz ve kaynak gösterilmeden yayınlanamaz.
Tel : 0544 880 87 87 | Haber Scripti: CM Bilişim