Dünyada yeni rezerv arayışları sürerken, son dönemde yıldızı parlayan bölgeler arasında Doğu Akdeniz başı çekiyor. Ancak Kıbrıs adası çevresindeki doğalgaz arama faaliyetlerine yönelik tartışmalar, önümüzdeki süreçte Türkiye dış politikasını da önemli ölçüde etkileyeceğe benziyor.
Güney Kıbrıs Rum Yönetimi (GKRY), Türkiye ve Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti’nin (KKTC) uyarılarına aldırış etmeden, Kıbrıs adası çevresindeki doğalgaz ve petrol arama faaliyetlerini sürdürüyor. Rum Yönetimi’nin açtığı yeni ihalelere Samsun-Ceyhan ve Güney Akım projelerinin ortağı olan İtalyan enerji devi ENI’nin katılması şaşkınlık yaratırken, ihaleye katılan şirketlere Türkiye tarafından ekonomik yaptırım getirilmesi muhtemel.
TPAO’DAN PROTESTO MEKTUBU
Rum Yönetimi’nin, Kıbrıs Türkleri’nin haklarını görmezden gelerek açtığı ikinci petrol/gaz arama ve çıkarma ihalesine katılan şirketlere yönelik Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanlığı ile Dışişleri Bakanlığı’nın çalışmaları devam ediyor. Edinilen bilgilere göre Türkiye Petrolleri Anonim Ortaklığı (TPAO), teklif veren şirketlere protesto mektubu gönderdi. GKRY ile işbirliği yapacak şirketlere Türkiye’deki enerji projelerine ilişkin gözdağı veren Dışişleri Bakanlığı’ndan bir yetkili ise “Doğu Akdeniz konusunda politikamız baştan belliydi. Bu ihalelere katılan şirketlerle ilişkilerimizi, Türkiye’deki faaliyetlerini gözden geçireceğimizi söylemiştik. Bu Eni olur, Shell olur, Chevron olur, fark etmez” diye konuştu.
PARSEL HAKKI TÜM ADANIN
Konuyla ilgili bilgi veren Enerji Bakanlığı yetkilileri, Rum yönetiminin Doğu Akdeniz’de tek yanlı “münhasır ekonomik bölge” ilan ederek sözde 13 parsele ayırdığı bölgede, Ada’nın tamamının hakkı olduğunu savunarak, “Rum Yönetimi, bu kaynaklardan tek taraflı faydalanmak istiyor. Ancak Rum kesiminin ruhsatlandırdığı alanlarla, KKTC’nin oluşturduğu ruhsatlandırma alanlarından bir kısmı çakışıyor. KKTC, adanın güneyindeki açık sularda da kendi hakkı olduğunu söylüyor” dedi. KKTC’nin, Kıbrıs adasının ekonomik suları içinde hak ve hukuku olduğunu vurgulayan Enerji Bakanlığı yetkilileri, şöyle konuştu: “Rumların arama izni verdiğini iddia ettiği ikinci parseller, 2,3,9 ve 11 numaralı parseller oldu. İtalyan Eni ile Güney Koreli Kogas ortaklığı 2 ve 3 no’lu, Fransız Total ile Rus Novatek 9 no’lu ve yine Total 11 no’lu parsel için işbirliği adımları atıyor. Ancak bu parsellerden bazıları KKTC’nin TPAO’ya verdiği ruhsat alanları içerisinde bulunuyor.”
Dev şirketlere ne yapabiliriz ki
Konuyla ilgili yorum yapan bir enerji analisti ise, ilgi gösteren şirketlerin çok büyük şirketler olduğuna dikkat çekerek, şu değerlendirmeyi yaptı: “Bunlar arasında Rusya’nın en büyük ikinci doğalgaz üreticisi Novatek ve Türkiye’nin de onay verdiği Güney Akım Doğalgaz Boru Hattı Projesi’nin ortaklarından ENI gibi devler var. Türkiye bu şirketlere ne yapabilir, bu tartışılır. Bu şirketler geri adım atar mı? Emin değilim. GKRY, Avrupa Birliği üyesi olmasına güveniyor. KKTC’yi bizden başka tanıyan olmadığı için ruhsatlandırma ve diğer eylemleri yok sayıyorlar. Malesef Türkiye de bu konuda 10 yıl geriden geliyor. TPAO, 2 ve 3 numaralı parselde sondaja başlamış olsaydı, ne Eni, ne Kogas yanaşabilirdi. Türkiye’nin kendi gemileri, sondaj platformları olması lazım.”
ENI’den ses yok
ENI şirket yetkilileri, ısrarlı sorularımıza karşın bu konuda yorum yapmak istemediklerini belirtti; ismini vermek istemeyen bir şirket yetkilisi yazılı olarak gönderdiğimiz soruları “Bu konuda yorum yapmıyoruz” şeklinde yanıtladı.
Şirketler ateşle oynuyor
Güney Kıbrıs Rum Yönetimi’nin daha önce 1’den 12’ye kadar ruhsatlandırdığını iddia ettiği alanların, KKTC’nin de ruhsatlandırdığı alanlarla çakıştığını vurgulayan TPAO yetkilileri, “Buraya giren şirketler ateşle oynuyor. Çünkü buralar aynı zamanda KKTC’nin de ruhsat alanı. Rumlar, KKTC’ye sormadan illegal olarak bir ihale gerçekleştirdiler. Biz de onların ihalesini yok sayıyoruz” dedi.
3 trilyon metreküp
ABD’li Noble Energy, 140-230 milyar metreküplük doğalgaz yatağı keşfettiğini açıklamıştı. GKRY, diğer sözde parseller için yeni süreçler başlatabileceği sinyalini verdi. Bir araştırmaya göre, Kıbrıs ve İsrail arasındaki Doğu Akdeniz havzasında, 2.8 trilyon metreküplük dokunulmamış gaz rezervi var.