Ulaştırma ve Altyapı Bakanlığı'nın 31 Aralık 2018 tarihinde Resmi Gazete'nin 4'üncü mükerrer sayısında yayımlanarak yürürlüğe soktuğu, Kılavuzluk ve Römorkör Hizmetleri Yönetmeliği'nde yer alan hukuksuzluklar, Deniz Haber Ajansı olarak gündeme taşınmış ve bu yönetmeliğin sektörde bir kangrene yol açacağını, okuyucularına duyurmuştu.
Bu süreçte sektör paydaşlarının, Kılavuzluk ve Römorkör Hizmetleri Yönetmeliğini mahkemeye taşımasıyla birlikte, 4 ayrı genelge ile yönetmelik düzeltilmeye çalışılmış ancak, Danıştay'ın 31 Aralık 2018 tarihli yönetmeliğinin iptal edileceğini anlayan bakanlık bürokratları, 8 Ocak 2020 tarihinde yeni bir yönetmelik yayımlayarak, bir önceki yönetmeliği kadük duruma düşürmüştü.
Ancak o süreçte 8 Ocak 2020 tarihli yönetmelik, yine sektör mensupları tarafından Danıştay'a taşınmış ve Danıştay İdari Davalar Genel Kurulu'nda temyizi kabil olmayacak şekilde yürütmesinin durdurulmasına karar vermişti.
Konu ile ilgili görüştüğümüz hukukçular ve akademisyenler, İdari Yargı kararlarının uygulanmasının bir zorunluluk olduğunu kaydederek, aşağıdaki başlıkları özet olarak okuyucularımızın bilgisine sundular;
YARGININ İPTAL VE YÜRÜTMENİN DURDURULMASI KARARI NE ANLAMA GELİYOR?
“Yürütmenin durdurulması” ve “iptal” kararları idare tarafından yapılan düzenleme ve idari işlemlerin tesis edildiği tarih itibarıyla, ileriye yönelik etki ve sonuçlarını ortadan kaldırıyor. Daha açık bir anlatımla “iptal” ve “yürütmenin durdurulması” kararları sonucu hakkında karar verilen idari düzenleme ve işlemler sanki hiç yapılmamış (YOK HÜKMÜNDE) olarak addediliyor.
Yüksek yargının vermiş olduğu karar 2018 ve 2020 tarihli aynı konu hakkında çıkarılan yönetmelikler ve Genelgeler hakkında “yürütmenin durdurulması” kararları artık bahse konu idari düzenlemelerin ve bunlara dayanılarak yapılan tüm işlemlerin ilk düzenlemenin yapıldığı tarih olan 31.12.2018 tarihi itibarıyla “YOK HÜKMÜNDE” yani “HİÇ YAPILMAMIŞ” olması sonucunu doğuruyor.
DANIŞTAY KARARININ UYGULANMASI NASIL OLMALI?
İdari yargı kararlarının nasıl uygulanacağı Anayasa’nın 138. Maddesi ile 2577 Sayılı Kanun’da yer alırken ilgili İdare’nin yaptığı bahse konu düzenleme ve idari işlemler Yüksek Yargı kararı ile artık “YOK HÜKMÜNDE” yani kadük olduğundan ilgili idare’nin 31.12.2018 tarihinden önceki meri durum ne ise bu yönde işlem tesis etmesi gerekiyor. İdari yargı kararlarının uygulanması “MECBURİ” ve “ZORUNLU” olduğu kanunda yer alıyor.
İşlemin nasıl tesis edileceğini daha da açmak gerekirse ilgili idare hukuki ve fiili durumu herhangi bir zaman dilimine değil, 31.12.2018 tarihinde bahse konu idari düzenleme ve işlemler yapılmadan önceki son durum nasıl icra edilmekteyse, tekrar bu durumu tartışmasız olarak tesis etmek zorunda olduğu kaydediliyor.
İDARE YÜKSEK YARGI KARARLARINI UYGULAMAZ İSE NE OLUR?
İdare Yüksek Yargı kararlarını uygulamaz ise davacılar açısından ilgili idare’ye karşı tazminat hakları ve işlemi tesis etmeyen idare hakkında şahsi sorumluluk davalarının önü açılıyor. Öncelikle ilgili idare “yürütmenin durdurulması” kararının gereğini açıklanan şekilde uygulaması önem arz ediyor.
Yüksek Yargının vermiş olduğu “YÜRÜTMESİNİ DURDURMA” kararının gereği yerine getirildikten sonra bu hizmet alanında farklı bir düzenleme yapılmak isteniyorsa, yargı kararında belirtildiği üzere "KANUN İLE BİR DÜZENLEME YAPILARAK", ilgili idare yapacağı iş ve işlemleri yasal düzenlemeye dayandırması gerekiyor.
Öte yandan, tüm Kamu kuruluşları kendilerine Kanunlar çerçevesinde tanınan yetki alanında ve sınırında iş ve işlemlerini yapmak zorunda olduğu, hukukçular tarafından dile getiriliyor.
DENİZ HABER AJANSI
