Yorumlar
"Abdülhamit, donanmayı çürümeye terk etti" haberine ait tüm yorumlar
ÇOK OKUNANLAR
“Gemi içinde gemi” konsepti ile MSC Splendida
Dünyada tek! Denizaltı yüzer havuzu intikal seyrine başladı
MSC'den 55 milyon euroluk turizm geliri müjdesi
5. Bosphorus Ship Brokers Dinner, İstanbul’da yapıldı
12345678
Tüm Hakları Saklıdır © 2004 Deniz Haber | İzinsiz ve kaynak gösterilmeden yayınlanamaz.
Tel : 0544 880 87 87 | Haber Scripti: CM Bilişim
Tel : 0544 880 87 87 | Haber Scripti: CM Bilişim
Fatih Sultan Mehmed ile başlayarak, Yavuz Sultan Selim'e ve nihayet Kanuni Sultan Suleyman'a kadar olan saltanat yıllarına bakarsak, Tapınak Şövalyeleri veya Saint John Jövalyeleri'ne karşı verilen savaşların temelinde Osmanlı İmparatorluğu'nun ticaret yollarına olan saldırılar yeralmaktadır. Nitekim Kanuni Sultan Süleyman 1522'de Rodos'u böyle bir nedenle kuşatmış ve almıştır.Amiral Turgut Reis'in şehid düştüğü 1565 Malta Muhasarası, yine Tapınak Şövalyeleri'nin Malta'dan Orta Akdeniz'deki Osmanlı ticaret yollarına verdikleri zararlar nedeniyle yapılmış ve maalesef stratejik hatalar sonucu akîm kalmıştır.
Bizden ötelere gidelim; II. Dünya Savaşı'nda ticaret gemileri olmasaydı, hiçnir lojisik malzeme,silahlar, cephaneler,bunker, gıda ve nihayet birliklerin taşınması mümkün olamayacaktı. Ticaret gemilerinden oluşturulan Konvoy'ları Donanma Gemileri korumuştur.Demek ki donanma olmasa, deniz ticaret yollarının güvenliği de olamaz!
Sultan II. Abdülhamid'i donanmaya ihtiyaç kalmadı diye dar bir gerekçeye oturtmak yerine, Sultan Abdülziz döneminde gerek Tersane-i âmire'de inşa ettirilen ve gerekse özellikle İngiltere'de inşa ettirilen ve satın alınan yakaşık 52 harp gemisi ve diğer yardımcı gemiler,yıllar içersinde nasıl idame edilebilirlerdi, teknolojiler değişirken, bu gemiler nasıl Re-construction diyeceğimiz şekilde yenilemeye gideceklerdi, top sistemleri o yıllarda müthiş değişimlere uğradı, neredeyse borda topları dahi baş ,vasat ve kış bataryaları haline dönüştü,bunlar nasıl yapılacaktı? Gemi inşaiyeci arkadaşlar, bunları bizlere ve okurlara çok basit hatlarıyla anlatabilirler. İşte o zaman çok başka tabloyla karşılaşırız.
Nihayet kendi bahriye yaşamından bir örnek vermek isterim; Amerika Deniz Kuvvetleri'mizi de yeniden kurarken, II. dünya Harbi sonrası kalan muhripler,denizaltılar dahil birçok savaş gemisini, hatta römorkörleri bile hibe etti. Ama bizim bu gemilerin büyük onarımlarını yapmamız o yıllarda mümkün olamadığından, denizaltılar, muhripler her iki senede bir Atlantik Okyonosu'nu aştılar. İkmal sisteminin kurulması, modernize edilmesi, yedek parça denilen muazzam bir sahayı karşımıza çıkarttı.
Müttefikler II. Dünya Savaşı'nı çok güçlü ticaret gemileri sayesinde kazanmıştır. Ticaret gemilerinin limanlara olabildiğince az kayıpla ulaşabilmeleri ise (Eskort Savaş Gemileri) yani donanma sayesinde mümkün olabilmiştir.
Ben özetle şunu demek istiyorum; gerek Sultan Abdülaziz ve gerekse Sultan II. Abdülhamid devri donanmaları hakkında tarih kitaplarında yeralan ezberlerde ciddi hatalar vardır.
Hayırlı günler temenni ederim- OSMAN ÖNDEŞ
Yorumlarınızı okuyunca, bu değerli,ama çok değerli münazaraya katılmayı görev saydım. TTK Başkanı Metin Hulagü Bey, ilkkez çok kesin hükümler ortaya koymuştur. Burada metni tekrarlamak mümkün mü bilemiyorum ama, o bölümü kopyaladım: "600 yıllık Osmanlı devletinin en çok konuşulan dönemi Abdülhamit dönemidir. Bunun farklı sebepleri vardır. Hüküm doğrudur ama yorum yanlıştır. Abdülhamit döneminde denizcilik ihmal edilmiştir, donanma Haliç'te çürümeye terk edilmiştir ama şuurlu bir terk ediştir, bilerek yapılmıştır ve öyle yapılması gerektiği için öyle yapılmıştır. Yoksa bir ihanet, gaflet ve donanmayı hakikaten çürütme niyeti yoktur. İhmal edilmiştir, çünkü Abdülhamit dönemi donanmanın işe yaramadığı bir dönemdir. Sınırlarımıza denizle olan münasebetimize, mali yapımıza teknolojik alt yapımıza baktığımızda Abdülhamit döneminde donanmanın ihmal edilmesi gerekmekteydi." değerlendirmesinde bulundu. Hülagü, bunun yerine Padişah Abdülhamit'in bilinçli bir tercih olarak demiryoluna yöneldiğini ifade ederek, "Abdülhamit döneminde demiryollarına önem verilmiştir, çünkü dönem demiryolu dönemidir" dedi.
Ben sadece bu ifadelerin bile, bir konferans konusu olarak irdelenmesini beklerim.
Zira çok ciddi önhükümler mevcut.Bana göre çok tartışılacak hükümler. Bu görüşümü Sayın Prof.Dr. Metin Hulagü Bey'e de mesajın başlık kısmını gördüğüm an,bir mesajla özet halinde ilettim.
Sultan Abdülaziz döneminde meydana getirilen İngiltere ve Fransa'dan sonrası dünyanın en büyük üçüncü donanması hükmü üzerinde denizciler, deniz harp tarihçileri gemiinşa mühendisi uzmanlar bir forum yaptıklarında ortaya çok daha başka bir tablo çıkacaktır.
Sultan II. Abdülhamid devri donanması için "Artık donanmaya ihtiyaç kalmamıştı" hükmü, hiç alışmadığım bir değerlendirmedir!
Ancak Sultan Abdülaziz'in istikrazlarla kurduğu o donanmanın, onarım, büyük onarım, teknolojik yenileme, silah sistemlerinin yenilenmesi ve ilah ihtiyaçlarına baktığımızda, işte bizler okullarda klasik anlamda " Sultan Abdülaziz Dünyanın Üçüncü büyük donanması'nı kurdu" tekerlermesine çok değişik şekilde cevap verebiliriz.
Sultan II. Abdülhamid devri donanması hakında Bahriye Nazırı Hasan Rami Paşa'nın "Hatırat" başlıklı teknik ve sosyal bağlantılı bir eseri var. Ben bu eseri yayınlandım.
Bir devletin hiçbir devrinde donanmaya ihtiyaç kalmaması gibi bir hükmü kabullenmek mümkün değildir.
Önyargıları ,yorumları azaltabilmek;ve bilimsel gerçeklere dayalı olarak doğrulara varmak için bir forum veya bir seminer yapılması, öncelikle Deniz Kuvvetleri ve Deniz Ticaret Odalarının, Gisbir'in ve haliyle üniversitelerimizden bilimadamların katılacağı bir seminere olan ihtiyacı ortaya çıkartmaktadır. Yoksa tarih sayfalarına intikal ederek yerleştirilmiş ezber, hatalarını sürdürmeye devam edecektir.
Fikir alışverişi yaptığınız için sizlere teşekkür ediyorum - Osman Öndeş
Abdülhamit'ten sonra 1914 de Çanakkale Boğazından geçmeye çalışan İngiliz Fransız donanaması karşısında da gene Osmanlı Donanması görülmemesi gene Osmanlı Donanmasının Abdülhamit II tarafından Haliç'te hapsedilerek açıkça gemileri hurdaya döndürdüğünün kanıtları olmuyor mu? 1955 yılında gemi kurtarmaya katıldığımda Kaptan Rees orada çalışıyordu. Öldükten sonra çok israr edilmesine karşı yabancı uzman getirtmedim.Benden sonra da yabancı uzman getirilmedi ve hala öyle devam ediyor.
Allah selamet versin. www.refikakdogan.com
Allah selamet versin. www.refikakdogan.com
Size saygı duyuyorum ama yazdıklarımı okumamışsınız bile. Kendi fikrinizde ısrar ediyorsunuz ama yanlışınız var. Abdülhamit in devraldığı donanma zaten hurda gemilerden oluşuyordu ve haliçten çıkacak vaziyet ve kabiliyette değildi. Abdülhamit devletin bütün maddi imkansızlıklarına rağmen çok kısıtlı bir bütçeyle donanmaya yatırım yapmıştır. Bunlar tarihi gerçekler ama ya siz bilmiyorsunuz ya da bilmezden geliyorsunuz. Bir dönemin efsane ve en modern gemisi Hamidiye' nin adı nereden geliyor? Hiç düşündünüz mü? Siz zahmet etmeyin ben söyleyeyim. Sultan II. Abdülhamid den elbette çünkü bu gemi onun döneminde alınmış ve zatıalinizin gençlik dönemi olan 1940 lara kadar hizmet vermiştir. Dünyada donanmasında denizaltılara ilk yer veren, Telsiz telgrafı ilk kullanan devletlerden biri Osmanlıdır. Bunlar hep Abdülhamit devrinde olmuştur. Yabancı danışmanlardan fayda gelmedi diyorsunuz. Siz kendiniz bir İngiliz gemi kurtarma uzmanının yanında yetişmediniz mi? Bunu kendi anılarınızda yazıyorsunuz. Bırakın şu Abdülhamit düşmanlığını artık,cumhuriyeti kuran kadrolar Abdülhamit döneminde açılan okullarda onun sağladığı imkanlarla yetişmişlerdir. Tarihi çarpıtarak ecdadımızın hatıralarına saygısızlık etmeyelim. Yoksa Allah' a hesabını veremeyiz.
Allh selamet versin. www.refikakdogan.com
Farklı bir görüşü olan varsa lütfen paylaşsın . Saygılarımla