• BIST 9511.06
  • Altın 2492.507
  • Dolar 32.5959
  • Euro 34.8056
  • İstanbul 15 °C
  • Ankara 23 °C
  • İzmir 23 °C
  • Antalya 22 °C
  • Muğla 20 °C
  • Çanakkale 18 °C

ABD'nin Gökkuşağı Projesi gerçek mi?

ABD'nin Gökkuşağı Projesi gerçek mi?
Philadelphia Deneyi, 28 Ekim 1943 yılında Amerikan donanmasının Pensilvanya eyaletine bağlı Philadelphia şehri limanında yapıldığı iddia edilen deneydir.

Philadelphia Deneyi, 28 Ekim 1943 yılında Amerikan donanmasının Pensilvanya eyaletine bağlı Philadelphia şehri limanında yapıldığı iddia edilen deneydir.

İddiaya göre, donanmaya ait bir koruma destroyeri olan DE 173 sınıfı 1240 tonluk USS Eldridge birkaç dakika içerisinde 600 km’den fazla bir uzaklığa gidip tekrar gelmiştir. Deneyin varlığı konusunda hiçbir delil bulunmamaktadır. Amerikan donanması da böyle bir deneyin kayıtlarda varolmadığını belirtmiştir.

Alfred Bielek isimli asker hariç, deneye katıldığı iddia edilen bütün askerler bunu yalanlamış, hikâyenin bir aldatmaca olduğunu söylemişlerdir. Bielek’in hikâyesi de daha sonra yalanlanmıştır. Gökkuşağı Projesi (Rainbow Project) adıyla da bilinen bu deney, 1984 yılında sinemaya aktarılana kadar ciddiye alınmamıştı. Ancak o tarihden bu güne kadar resmî makamlarca defalarca yalanlanmasına rağmen, en çok merak edilen konulardan biri olmuştur.

Halbuki USS Eldridge gemisi 27 Ağustos 1943'e kadar hizmete girmedi, eylül ayına kadar da New York limanından ayrılmadı. Ekim ayında gemi Bahamalar'a doğru ilk deneme seferine çıkmıştı. Eldridge gemisinde görev yapanların da üyesi olduğu bir savaş gazileri birliği, Nisan 1999'da yayımladığı bildiride "geminin Philadelphia limanına asla uğramadığını" belirtmişlerdir.

Araştırmacı Jacques Vallee, USS Eldridge yanında demirli bulunan USS Engstrom gemisinde, gayesi, gemileri manyetik algılayıcılı mayınlara karşı görünmez yapmak olan ve benzer şekilde elektromıknatıslarla yapılan bir deneyi tarif etmiştir. Gemi elektromıknatıslarla degauss edilerek manyetik görünmezliğe ulaştırılmaya çalışılmıştır. Ancak bu deneyin yıllardır bahsedilen şehir efsanesi hikâyeyle hiçbir alakası olmadığını söylemektedir.

Deneyin Hazırlık Dönemi İddiası

Deneyin temelinde Einstein'in Birleşik Alan Teorisi vardı. Teori, basitçe, nesneler arası çekim esası ve elektromanyetizma üzerine kurulmuştur. Einstein, 1920'lerden itibaren bu teori üzerine yoğunlaşmış, 1925-1927 yılları arasında Almanya'da, bir fizik dergisinde yaptığı çalışmaları yayımlamış, ancak bu çalışmalarını hiçbir zaman tamamlayamamıştır.

İddiaya göre deneyin çalışmaları 1930 yılında Chicago Üniversitesinde başlamış, bir yıl sonra da Princeton Üniversitesinde devam ettirilmişti. Hatta Albert Einstein, Dr. John von Neumann ve Dr. Nikola Tesla'nın da zaman zaman proje dâhilinde çalıştıkları iddia edilmiştir.

Birleşik Alan Teorisi'nin deneye uygulanışı ise "çok güçlü bir elektromanyetik alan oluşturup gemi üzerine gelen ışığı (ve radar sinyallerini) kırarak veya bükerek optik görünmezlik sağlamak" şeklinde düşünülmüştü. Bu doğrultuda 75 KVA gücündeki iki dev jeneratör, geminin ön top taretlerinin altına monte edildi, buradan geminin güvertesine 4 manyetik ışın yayılacaktı. 3 RF vericisi (her biri 2 megavat CW gücündeydi) de güverteye monte edilmişti. 3000 adet 6L6 güç artırıcı tüp, iki jeneratörün oluşturduğu gücü yayacaklardı, özel eşleme ve modülasyon devreleriyle diğer ekipman, oluşan kütlesel elektromanyetik alanları kullanılırlığa indirgerken, kırılmış ışınlar ve radyo dalgaları gemiyi saracak ve sonuçta gemi düşman gözlemcileri için görünmez olacaktı.

Amaç görünmezlikti fakat iddiaya göre, Amerikan donanması bu deneyde tesadüfen de olsa maddenin ışınlanmasını gerçekleştirdi.

Deneyin Yapılışı Efsanesi

Deneyin yapılmış olma ihtimalinden bahseden ilk şahıs Morris K. Jessup'dur. Jessup, amatör bir gökbilimciydi ve UFO'lar üzerine yaptığı çalışmalarla tanınıyordu. Deney ile olan ilgisi ise, 1955 yılında eline geçen bir mektupla başladı. Mektup, Carlos Miguel Allende adında birinden geliyordu ve deneyden detaylı olarak bahsediyordu. İddiasına göre Allende, deneye gözlem gemisi olarak katılan SS Andrew Furuseth adlı şilepte görevli bir denizciydi.

Allende, deneyin 22 Haziran 1943'te sabah 09:00'da jeneratörlere güç verilerek başlatıldığını söylüyordu. Bu safhadan sonra yeşilimsi bir sis gemiyi örtmeye başlamış ve USS Eldridge ortadan kaybolmuştu. Allende devamını şöyle anlatıyordu:

"Bir an sadece geminin çapasını görebildim, sonra o da kayboldu, ortada artık ne sis ne USS Eldridge vardı; bomboş denize bakıyorduk, bizim gemide bulunan üst rütbeli subaylar ve bilim adamları korku, dehşet ve heyacan içinde nefeslerini tutarak bu inanılması güç başarılarını seyrediyorlardı.

Gemi ve mürettebatı hem radarda hem de gözlerimizin önünde yok olmuştu. Her şey planlandığı gibi yürüyordu, 15 dakika sonra emir verildi ve jeneratörlerin şalteri kapatıldı. Önce hiçbir şey olmadı, arkasından yeşil sis tekrar ortaya çıktı ve USS Eldridge yeniden görünmeye ve ortaya çıkmaya başladı ama gemi nereye gitmiş ve nereden geliyordu? Sis azalırken, birşeylerin tuhaf gittiğini hissediyorduk. Hemen gemiye yanaştık, ilk önce mürettebatın çoğunun geminin yanından sarkıp kustuklarını gördük, diğerleri ise geminin güvertesinde şaşkın şaşkın dolaşıyorlardı, sanki hiçbirinin bilinci yerinde değildi.

Yetkili ekipler gemiye girerek bütün mürettebatı kısa süre içerisinde uzaklaştırdılar ve yerlerini hazır bekletilen yeni bir mürettebat aldı. Bir iki gün sonra, yeni bir deneye daha karar verildi. Gemi istenen radar görünmezliğine ulaşmıştı, donanım değiştirildi ve 28 Ekim 1943'te deney yine aynı gemide tekrarlandı. Jeneratörler çalışmaya başladıktan hemen sonra destroyer hemen hemen görünmezlik çizgisine ulaşmıştı, sadece burnu ve arkası görülüyor, arada ise bazı çizgiler belli belirsiz seçiliyordu. Sonra sadece su üzerinde tekne boyunda bir çizgi kaldı. Bir iki dakika sonra mavi bir ışık parladı ve o çizgi de yok oldu. Şimdi gemi tamamen yok olmuştu. Birkaç dakika sonra millerce uzakta Norfolk'ta ortaya çıktı. Göründükten biraz sonra bilinmeyen bir nedenle yine kayboldu ve Philadelphia'da tekrar ortaya çıktı.

Bu kez durum çok ciddiydi, mürettebatın tamamının başı beladaydı. Bazıları yok oldu ve bir daha geri dönmedi. Bu olayın en korkunç bölümü ise, beş denizcinin geminin eriyen ve sonra yine katılaşan metal levhalarının içinde kalmalarıydı. Bu çok feci bir durumdu. Denizcilerin birisi kurtuldu fakat bir daha eski haline dönemedi. Aklını tamamen yitirmişti ama yapacak hiçbir şey yoktu. Bazılarının psişik yetenekleri gelişmişti, sokakta yürürken kaybolan ve yine ortaya çıkan insanlar vardı. Manyetik alanın içinde kalan mürettebattan kaybolanlar ancak birisinin yüzüne ve eline dokunulmasıyla görünür hale geliyorlardı, yani dokunmanın giysinin olmadığı bir yere yapılması gerekiyordu.

"Donma" adı verilen bu olay saatlerce, günlerce sürebiliyordu, hatta bir tayfa tam 6 ay donduktan sonra kurtarılabilindi. Elektronik kamuflaj başladıktan sonra geminin ve mürettebatının bütünüyle kaybolup,çok uzak bir yerde ortaya çıkıp ve sonra yeniden geri dönmesine sebep olan neydi?"

Bu hikâyeye göre USS Eldridge, 28 Ekim sabahı Philedalphia limanından 640 km. ötedeki (375 mil) Norfolk askerî deniz üssüne gidip, tekrar gelmiş ve bu olay birkaç dakika içerisinde olmuştu.

Jessup bu inanması güç hikâyeye temkinli yaklaştı. Allende'ye gönderdiği cevapta daha fazla ayrıntı ve varsa olayın gerçekliğiyle ilgili deliller istedi. Allende'nin cevabı ise aylar sonra geldi, fakat bu sefer gelen mektupta Carl M. Allen imzası vardı. Allen kanıtı olmadığını yazıyordu ancak hipnoz seansına katılabileceğini ya da pentotal (bilinci uyuşturarak iradeyi kırarak doğruyu söyleten ilaç) alarak gördüklerini anlatabileceğini savunuyordu. Jessup bu mektupdan sonra yazışmamaya karar verdi.

Morris Jessup'un Ölümü

1957 ilkbaharında Jessup, Deniz Kuvvetleri Araştırma Bürosu'ndan bir dâvet aldı. Büroya ulaştığında kendisine yine kendinin yazdığı (ve çoğunlukla şöhretini borçlu olduğu) The Case for the UFO isimli kitap gösterildi. Bu kitap bir yıl kadar önce büroya postalanmıştı. Kitabın dikkat çekici yanı ise, sayfalarda alınmış olan notlardı. Notlar üç farklı yazıyla yazılmıştı ve binlerce yıl önceki uygarlıklardan söz ediliyor, dünyaya gelen uzay araçları tarif ediliyordu. Sonunda ise güç alanlarından, bir maddenin nasıl kaybolup, nasıl ortaya çıkarılabileceği ve 1943'de yapılan deneyden söz ediliyordu. Jessup yazılardan birinin Allen'e ait olduğunu fark edip durumu bildirdi. Sonrasında diğer yazıların da aynı kişiye ait olduğu, farklı renk ve özelliklerdeki kalemlerle yazıldığı anlaşıldı.

Bu olaydan sonra Deniz Kuvvetleri, Jessup ile yeniden bağlantı kurup Allende'nin mektuplarında belirttiği adresin terk edilmiş bir çiftlik evine ait olduğunu, ayrıca, Jessup'un kitabının üzerindeki notlarla ve Allende'nin mektuplarıyla birlikte yeniden düzenlenerek Deniz Kuvvetleri bünyesinde dağıtılacağını bildirdi. Rakam tam olarak bilinmemekle beraber bu şekilde 100 kadar kopyanın Amerikan Deniz Kuvvetleri'nde dağıtıldığı zannedilmektedir. Bu baskıdan 3 kopya da Jessup'a gönderilmiştir.

Bu olaydan 2 yıl kadar sonra, 20 Nisan 1959'da Morris Jessup, Miami'de Hammock Parkı'nda, kendi arabası içerisinde ölü bulundu. Polis raporlarına göre, egzos gazıyla intihar etmişti. Carlos Allende ise bir daha ortaya çıkmadı ve olay bu şekilde kapandı.

 abd_gemi.jpg

furuseth.jpg

philadelphia-deneyi.jpg

www.DenizHaber.Com.tr

UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
Yorumlar
maritimist
24 Aralık 2012 Pazartesi 01:12
?
HAARP ne kadar gerçekse o kadar gerçektir Philedelphia Deneyidir.
80.56.32.33
Diğer Haberler
ÇOK OKUNANLAR
Tüm Hakları Saklıdır © 2004 Deniz Haber | İzinsiz ve kaynak gösterilmeden yayınlanamaz.
Tel : 0544 880 87 87 | Haber Scripti: CM Bilişim