24 Nisan 2024
  • İstanbul25°C
  • Ankara28°C
  • İzmir27°C
  • Antalya29°C
  • Muğla25°C
  • Çanakkale21°C

AHMET SELÇUK SERT: "BOĞAZLAR KIRMIZI ÇİZGİMİZDİR"

Ulaştırma ve Altyapı Bakanlığı Denizcilik Genel Müdürü Ahmet Selçuk Sert, İMEAK Deniz Ticaret Odası Şubat ayı meclis toplantısında meclis üyelerine hitap etti.

Ahmet Selçuk Sert: "Boğazlar kırmızı çizgimizdir"

07 Şubat 2020 Cuma 10:22

Ahmet Selçuk Sert, İMEAK Deniz Ticaret Odası Şubat ayı Meclis toplantısına katıldı. Ahmet Selçuk Sert, meclise hitaben yaptığı konuşmada şu ifadeleri kullandı: “Yeni yapılanma ile kurulan Denizcilik Genel Müdürlüğü’nün ilk Genel Müdürü olarak ve Deniz ve İçsular Düzenleme Genel Müdürlüğü’nün son Genel Müdürü olarak aranızda bulunuyorum. Yeni yapılanmanın sektöre ve Bakanlığımıza hayırlı olmasını, bundan sonra da hayırlı hizmetler nasip etmesini diliyorum. Yaşanan değişim ile ilgili olarak iş aynı iş, kişiler aynı kişiler, hizmet aynı hizmet… Dolayısıyla çok fazla bir değişim olduğunu düşünmüyorum. Deniz İçsular ve Deniz Ticareti Genel Müdürlüğü kapandı, Denizcilik Genel Müdürlüğü adı altında yeni bir Genel Müdürlük kurulmuş oldu. Burada çalışan arkadaşlar bu Genel Müdürlüğün çatısı altında toplandılar.

"BÜROKRASİ AZALTILABİLİR"

Sektör açısından bakıldığı zaman Tersane ve Kıyı Yapıları Genel Müdürlüğü; limanlar, tersaneler ve gemi inşa dahil bu yetki ve sorumluluklar o tarafa verildi. Denize Elverişlilik Belgesi alındıktan sonra denizle ilgili tüm iş ve işlemler bir genel müdürlükte toplandı. Bu sektör açısından bir koordinasyon ve iletişim kolaylığı sağlayabilir. Bürokrasiyi azaltabilir. Bizim açımızdan baktığımız zaman da hep bir arada olmanın getirdiği bir sinerji ve yönetim kolaylığı açısından faydası olabilir. Hem de yönetim bakımından görevlerde, sorumluluklarda ve yetkilerde herhangi bir değişiklik yok. Özellikle düzenleme yetkisinin başka bir tarafa verilmesi gibi modeller tartışıldı. Bu konularda da herhangi bir değişim ve görevi devralma yok. Deniz ve İçsular Düzenleme Genel Müdürlüğü ve Deniz Ticareti Genel Müdürlüğü’nde görev almış tüm çalışma arkadaşlarıma bu zamana kadar verdikleri hizmetlerden dolayı şükranlarımı sunuyorum.

"BOĞAZLAR KIRMIZI ÇİZGİMİZ"

Kılavuz ve Römorkörcülük Hizmetleri Hakkında Yönetmelik son iki yıldır üzerinde yoğun bir şekilde çalıştığımız bir yönetmelik yürürlüğe girdi. 2019 yılında toplam Kılavuz ve Römorkörcülük cirosu 2 milyar 740 milyon lira. Bunun 893 milyon lirası yani yüzde 33’lük kısmı Kıyı Emniyeti Genel Müdürlüğü tarafından alınıyor. İdarenin en üstünden en altındaki arkadaşımıza kadar boğazlarda Kılavuz ve Römorkörcülük hizmetinin kamu eliyle Kıyı Emniyeti’ne verilmesi kırmızı çizgimiz ve bu konuda zaman zaman söylendiğinin aksine idarenin kararlı bir duruşu var. Bunun aksi de düşünülemez. Türkiye’nin mefaatleri düşünüldüğünde, Möntro düşünüldüğünde hiçbir zaman aksini düşünmedik. Hiçbir zaman da aksi yönde hareket etmedik. Bu yönetmelikte bu konu açıkça belirtildi. Cumhurbaşkanlığı Yönetmeliğinde Kılavuz ve Römorkörcülük Hizmetleri, Bakanlık adına Kıyı Emniyeti Genel Müdürlüğü tarafından verilir. Kıyı Emniyeti Genel Müdürlüğü, bu yetkileri devredemez hükmü yer almaktadır. Ayrıca Kılavuz ve Römorkörcülük Hizmetleri Yönetmeliği’nde ‘Türk boğazlarını kullanan gemileri Ulaştırma ve Altyapı Bakanlığı Kıyı Emniyeti Genel Müdürlüğü tarafından verilen Kılavuz ve Römorkörcülük hizmetleri bu yönetmeliğin kapsamı dışındadır’ hükmü yer almaktadır. Bunun gibi Limanlar Yönetmeliği’nde de her mevzuatımızda bu konu çok açık olarak belirlenmiştir.

"KILAVUZLUKTAN 514, RÖMORKÖRCÜLÜKTEN 496 MİLYON LİRA"

Bunun dışında tekil limanların 118 milyon liralık bir geliri var. Yüzde 4’lük bir payı oluyor. Kamu limanları yüzde 11’lik payı alıyor. 309 milyonluk bir geliri var. Özelleştirme limanları, özelleştirmeden gelen hakları kullanıyorlar. Bunlar Kılavuz ve Römorkörcülükü birlikte yapabiliyorlar ve 279 milyon liralık bir pay oluyor.

Tersaneler ve gemi söküm alanları 129 milyon ile yüzde 5’lik bir pay alıyor. Bu yönetmelikle düzenlemesini yaptığımız bölgesel sahalar, 9 bölge ise 514 milyon lira kılavuzluktan, 496 milyon lira römorlörcülükten. Yüzde 19 kılavuzluk ve yüzde 18 römorkörcülük payı almaktadır. Bu yönetmelikte 2019 yılındaki uygulamalarda geçmişe göre 2004’ten beri yönetmelik kapsamında yapılmayan yasal altyapıya kavuşmuş oldu. Bir diğer kazanım tüm dünyada örnekleri olduğu gibi özellikle yüzde 19’luk pay alan kılavuzluk faaliyetinde inisiyatif o bölgede çalışan kılavuz kaptanlarda. İdare bu konuda sıfır inisiyatif kullanıyor. O kılavuz kaptanlar hangi teşkilat bünyesinde teşkilatlanmışsa yetki o kılavuzluk teşkilatına devrediliyor. Üçüncü önemli değişiklik de yapılan düzenlemelerle sektörde daha geniş bir alana ve daha geniş bir tabana yayılmış oldu. Özellikle kılavuz kaptanların inisiyatifi geçmiş dönemde sadece İzmit Körfezi’nde böyle bir inisiyatif kullanma imkanları vardı. Şimdi dokuz bölgede de aynı uygulama yapılıyor ve önümüzdeki dönemlerde de uygulamalar bu şekilde devam edecek.

"RÖMORKÖR FİLOMUZUN GÜCÜNÜN DENİZCİ ÜLKELERDEN DAHA İYİ DURUMDA OLDUĞUNU GÖRÜYORUZ"

Römorkörcülük yüzde 18 pay bölgesel lisanslarda. Buradan gelen kaynakların şu anda filomuzun römorkör gücünün tüm dünyadaki denizci ülkelerden çok daha iyi durumda olduğunu görüyoruz. Özellikle yurtdışına gönderdiğimiz römorkörlerin kalitesi ve römorkörcülük alanında geldiğimiz nokta geçmiş yıllardaki uygulamanın da yanlış bir uygulama olmadığını ve zamanla doğru kararlar alındığını gösteriyor. Biz de aynı yöntemle devam ediyoruz. Geçmiş dönemlerdeki uygulamalar da Türkiye’nin geldiği durumda yanlış bir durum olmadığını gösteriyor.

"BOĞAZLARDA BEKLEME SÜRELERİ AZALDI"

2019 yılında yaptığımız çalışmalardan bir tanesi; boğazlardaki bekleme süreleri ve boğazlardaki geçişleri hızlandırdık. Kıyı Emniyeti bu dönemde çok önemli çalışmalar yaptı. İstanbul Boğazı’nda teknolojiden daha fazla faydalanarak, daha fazla motivasyon ve daha dikkatli bir şekilde bekleme süreleri azaldı, geçişler hızlandı. Özellikle Çanakkale Boğazı’nda Çanakkale Köprüsü inşaatına rağmen buradaki bekleme sürelerinin azalması ve yapılan düzenlemeler dikkat çekici. Bunu tetikleyen en önemli konu da Türk Boğazları Deniz Trafik Düzeni’nin Cumhurbaşkanlığı Yönetmeliği’nin değişmesi. Burada beş temek konuda değişiklik yapıldı. Bu değişikliklerin çok önemli katkısı oldu. Bu değişiklikler çok kolay olmuyor. Bir sürü paydaşlarımız var sektörde; Dışişleri Bakanlığı, Deniz Kuvvetleri, Silahlı Kuvvetler… Sonuçta bu düzenlemeleri yapmak oldukça yoğun bir emek ve koordinasyon gerektiriyor. Geçmiş yıllarda benzer bir uygulama 48 saatten 168 saate demirleme bekleme süresini çıkartmıştık. Yaklaşık 2,5 yıl oldu. O günlerde de bu konu çok kolay olmamıştı. O günden sonra da çok fazla kamuoyunda gündeme geldi. Demir yerlerinde çok fazla kazalar olacağı, Montrö’yü ortadan kaldıracağı yönünde birtakım eleştiriler aldık. Sektör ne kazandı kısmını ben bilmiyorum ama kaza istatistiklerini biliyorum. Kaza istatistiklerinde kötüleşen bir durum yok. Montrö de olduğu yerde duruyor ve devam ediyor halen.

"1 MİLYON HEDEFİNE 2020 SONUNDA ULAŞMIŞ OLURUZ"

Amatör Denizcilik Projesini önemsiyoruz. 700 binlerin üzerine çıktık. 2023 hedefini 1 milyon hedefini 2020 yılının sonunda yakalamış olacağız. Biz bunu denizciliğin altyapısı olarak görüyoruz. Altyapınız güçlü değilse üstyapıda zorlanıyorsunuz. Çok önemli gemi adamlarının yetişmesini Türk milletinin denize doğru dönmesine vesile olacağını düşünüyorum.

"BAĞLAMA YERLERİNİN ARTIRILMASINA YÖNELİK PROJELER VAR"

Özel tekne bağlama yerlerini artırılmasına yönelik proje var. Atıl kapasitelerin çok cüzi paralarla balıkçı barınaklarının özellikle özel teknelerin hizmeti sunma ile ilgili projemiz devam ediyor. Bunun ilk pilot uygulamaları yapıldı. İlk etapta da çok küçük bir kaynakla Altyapı Genel Müdürlüğü’nün hazırladığı 1.500 teknelik bir bağlama yeri oluşturuldu. Bunun gibi birçok düzenlemeler ve birçok çalışmalar yaptı geçmişte bu genel müdürlüklerimiz. Bu vesile ile buradaki çalışma arkadaşlarıma teşekkür ediyorum. Bundan sonra da aynı heyecan ve motivasyonla yapmaya devam edeceğiz. Bu yapılanları çok fazla sayma ihtiyacı hissetmiyorum, bunları birlikte yaptı. Ben hafta geçmiyor ki Tamer Başkanımla bir araya gelmeyelim. Hangi mevzuatlarda neler yapabiliriz, ne çalışmalar yapabiliriz bunları tartışmayalım. Zaman zaman Meclis Başkanımızla bir araya geliyoruz. Sektörde bu konularda çalışmalarımız sürüyor, bundan sonra da sürecek. Mart ayındaki Müşterek Meslek Komiteleri Toplantısında yer almak için söz verdim. Orada zaten konularımızı en ince ayrıntısına kadar tartışma, konuşma fırsatımız olacak. İdare olarak yeni dönemde sonuç odaklı çalışmalarımızla sektörün tüm oyuncularına destek vermeye devam edeceğimizi belirtiyorum.

DENİZ HABER AJANSI