• BIST 11189.5
  • Altın 5735.909
  • Dolar 42.5262
  • Euro 49.4855
  • İstanbul 7 °C
  • Ankara 7 °C
  • İzmir 10 °C
  • Antalya 12 °C
  • Muğla 5 °C
  • Çanakkale 8 °C

Gemilerde talim mi var? Cunta mı?

Gemilerde talim mi var? Cunta mı?
Aksiyon dergisi bu haftaki sayısının kapak konusunda Deniz Kuvvetleri'ndeki cuntaları mercek altına aldı.

Gemilerde talim mi var? Cunta mı?

Toplumu şekillendirmeyi amaçlayan psikolojik operasyonların ya da cunta oluşumlarının yakın dönemdeki merkezi Deniz Kuvvetleri oldu. Planların uygulayıcıları da hep bahriyeliler arasından çıktı.

Deniz Kuvvetleri Komutanlığı'ndaki cunta oluşumunda adı kamuoyuna yansıyan ilk isim Sarp Kuray'dı. 1945'te Boyabat'ta doğan Kuray'ın babası eski Ankara valilerinden Enver Kuray'dı. Sarp Kuray, 1966'da deniz subayı olarak Bahriye'de görev yapmaya başladı. 1968 ve 1969'da yayımlanan iki 'subay bildirisi' sebebiyle 1970 yılında tutuklandı; yargılama sonucu ordudan atıldı ve hapis cezası aldı. 1974 affıyla özgürlüğüne kavuştu ve yurt dışına gitti. Son olarak 1993'ten bu yana yargılandığı davada müebbet hapis cezası alıp cezaevine girdi. Sarp Kuray'ın Bahriye'deki eylemleri yönetirken 69 Subay Bildirisi'ni kamuoyunun çok yakından tanığı bir isim kaleme almıştı. Asker kökenli bir sosyalist olan Kuray, hazırlanacak bildiri için kalemi kuvvetli bir subay aramış, eylemci subaylar, edebiyatı güçlü, şiir yazan bir subayı, Ali Kırca'yı önermişti. Şimdilerin 'anchorman'ı Kırca, meşhur '69 Subay Bildirisi'ni kaleme alan kişiydi.

O bildiri şöyle başlıyordu:

"Halkımıza bildiririz! Senden yana olanları bir bir vurmaya başladılar. Yiğit halkım. Önce Vedat'ı öldürdüler. Alacakaranlıkta. 'Bağımsız Türkiye' demişti Vedat. Sonra Mehmet'i vurdular, sonra Taylan'ı. 'Türk halkı ezilmekten kurtulsun.' demişti Taylan'la Mehmet. Sonra bir gece bir başka Mehmet, sonra bir gece bir yiğit Battal. Sandılar ki, durdururuz ihanet barikatlarıyla bu coşkun seli." Ve şu cümlelerle sona eriyordu, genç denizcilerin bildirisi: "Ne değişir, isterse kesilsin devrimcilerin başları birer birer. Oysa bir yasadır bu, mümkünü yok! Devrimciler ölür, devrimler sürer."

Silahlı Kuvvetler'in darbe ve cunta oluşumu tarihinde Deniz Kuvvetleri Komutanlığı, hiç de yadsınamayacak bir rol üstlendi. Toplumu şekillendirmeye yönelik ve psikolojik operasyonların yakın tarihteki merkezi ya da uygulayıcıları hep bahriyeliler arasından çıktı. Bundan 13 yıl önce, tarihe 'postmodern darbe' olarak geçen 28 Şubat sürecinde siyaseti şekillendiren ve demokrasiye müdahale eden en önemli gruplardan biri kuşkusuz bahriyelilerdi. Dönemin Deniz Kuvvetleri Komutanı Güven Erkaya'nın emrinde faaliyet gösteriyordu. Fikir babası ise Genelkurmay İkinci Başkanı Çevik Bir'di. Batı Çalışma Grubu, irticai faaliyet içerisinde olduğunu iddia ettiği kişilere karşı tedbir amacıyla kurulmuş, 28 Şubat sürecinde 6 milyona yakın insanı fişlemişti. Yasa dışı kurulan bu kurum Mesut Yılmaz'ın başbakan olduğu hükûmet döneminde yasal zemine taşındı. 2003 yılında ise dönemin Genelkurmay Başkanı Orgeneral Hilmi Özkök tarafından lağvedildi. BÇG'nin, 27 Mayıs darbesindeki Millî Birlik Komitesi ve 12 Eylül darbesindeki Millî Güvenlik Konseyi'nden farkı, müdahaleden önce ve ona zemin hazırlamak üzere illegal kurulmuş olmasıydı.

Deniz Kuvvetleri Komutanlığı bünyesinde çalışan Batı Çalışma Grubu vasıtasıyla toplum maniple ediliyor; başta kara propaganda olmak üzere psikolojik operasyonlar bu birim tarafından yapılıyordu. Tüm planlarda denizcilerin imzasını görmek mümkündü. Fadime Şahin'ler, Ali Kalkancı'lar, pompalı silahla darbe yapılacağı şayiaları BÇG üretimi haberler arasında akla ilk gelenler.

BÇG adına bahriyelilerin hazırladığı bir rapor da Mart 2003'te Zonguldak Karadeniz Ereğlisi'nde ortaya çıktı. Tüm mahalleler, cami ve okullar ile kamu kurumlarında çalışan hemen herkes fişlenmişti. Rapora, başta dönemin Zonguldak Valisi Yavuz Erkmen, yetkililer tepki göstermişti. Deniz Kuvvetleri Komutanlığı Karadeniz Bölge Komutanlığı tarafından yürütülen çalışmalar sonucunda hazırlanan raporlarda Başbakan Recep Tayyip Erdoğan, Dışişleri Bakanı Abdullah Gül ve Başbakan Yardımcısı Abdüllatif Şener'in yanı sıra bölge milletvekilleri Köksal Toptan ve Fazlı Erdoğan'ın da zikredilmesi dikkat çekiciydi.

Karadeniz Bölge Komutanlığı İstihbarat ve İstihbarata Karşı Koyma Güvenlik Şube Müdürü Deniz Binbaşı İsmail Tümer'in kaleme aldığı dört sayfalık istihbarat raporunda AK Parti yönetimi 'fabrikayı (demir çelik) ve şehri ele geçirmek'le suçlanıyordu. AK Parti'nin iktidara gelmesiyle birlikte Ereğli Demir-Çelik fabrikalarının yönetim kurulu üyelerinin tamamının değiştirildiği kaydediliyordu. Yönetime getirilen üç kişinin Başbakan Erdoğan, ikişer kişinin Dışişleri Bakanı Gül ve Devlet Bakanı Şener'e yakın isimler olduğu ileri sürülüyordu. Binbaşı Tümer'e göre, borsada işlem gören Erdemir hisselerinin son zamanlarda değer kaybetmesinin sebebi de AK Parti yönetimiydi. Tümer, şirketin değer kaybetmesinin ardından 'yeşil sermaye' olarak tanımladığı grupların eline geçmesinden duyduğu endişeyi dile getiriyordu. Raporda, Erdemir'in özelleştirme kapsamındaki limanı satın alacak grubun birkaç sene içinde Koç ve Sabancı gibi büyük holdinglere rakip olabileceğinden kaygılanılıyordu. BÇG'nin "Karadeniz Ereğli'deki İrticai Kadroların Çalışmaları Hakkında" başlığını taşıyan raporuna göre, ilçede altı mahallede Kılık Kıyafet Kanunu'na muhalefet ediliyordu.

Ağustos 2003'te Deniz Kuvvetleri Komutanlığı'na Oramiral Özden Örnek'in gelmesiyle, bahriyeliler bir kez daha cunta ve darbe oluşumunda aktif rol almaya başladı. Örnek'in günlüklerinin kamuoyuna yansıması üzerine Ayışığı, Sarıkız, Eldiven, Yakamoz darbe planlarını Jandarma Genel Komutanı Orgeneral Şener Eruygur ve diğer kuvvet komutanlarıyla birlikte Deniz Kuvvetleri Komutanı'nın organize ettiği ortaya çıkacaktı.

Son dönemde özellikle Ergenekon operasyonları sonucu bahriyeliler yine adlarından söz ettirmeye başladı. Deniz Kuvvetleri Komutanlığı'ndaki her rütbeden subay, iddia edilen Ergenekon Terör Örgütü bağlantısı sebebiyle sorgulandı; bir kısmı tutuklanarak cezaevine kondu. Geçen Ağustos Şûrası'nda emekliye ayrılan dönemin Deniz Kuvvetleri Komutanı Oramiral Metin Ataç'a bahriyeliler tarafından suikast hazırlığı yapıldığının açığa çıkarılması ise cuntanın kendi emellerine varmak için komutanını bile harcayabileceğinin en açık göstergesiydi. Ataç'a suikast hazırlığı, emniyete tesadüfen gelen bir ihbarla ortaya çıkmıştı. Uyuşturucu kullanan genç bahriyelilerin ihbar edildiği mektup üzerine hareket geçen emniyetçiler, 7 teğmenin Oramiral Metin Ataç'a suikast hazırlığında olduğunu ortaya çıkardı.

Deniz Kuvvetleri Komutanlığı'yla Ergenekoncuların ilk irtibatı hatırlanacağı gibi emekli Dz. Yüzbaşı Hasan Ataman Yıldırım, emekli Alb. Hüseyin Vural Vural, emekli Dz. Alb. İlyas Çınar'ın gözaltına alınmasıyla başladı. Ataman Yıldırım tutuklanırken, diğerleri tutuksuz yargılanmak üzere serbest bırakıldı. Emekli denizci Yıldırım'ın, Ergenekon'un bilişim projelerinden sorumlu olduğu, internet üzerinden psikolojik harp amaçlı kara propaganda faaliyetlerinde aktif rol aldığı ileri sürüldü.

Ergenekon savcıları, 2009 Şûrası'nda orgeneralliğe terfi ettirilen Bekir Kalyoncu, Koramiral Feyyaz Öğütçü, Tümamiral Ali Deniz Kutluk, Tuğamiral Cem Gürdeniz, Albay Serdar Okan Kırçiçek'in Ergenekon'un yöneticisi olduklarına dair bilgi, belge ve dokümanları Haziran 2008'de Genelkurmay Başkanlığı'na gönderdi. Genelkurmay'a gönderilen yazıda bu kişilerin hukuk dışında ve organizasyonların içinde oldukları belirtiliyor gereğinin yapılması isteniyordu. Genelkurmay Başkanlığı, Ağustos 2008'de Ergenekon savcılarının gönderdiği yazının gereğini yapmak bir yana, Gürdeniz'i tümamiralliğe, Kırçiçek'i tuğamiralliğe terfi ettirdi. Öğütçü ve Kalyoncu ise görevlerini korudu. Bir yıl sonraki şûrada ise Kalyoncu orgeneral yapılırken, Öğütçü ailevi sebepler gerekçe gösterilerek emekli edildi.

2008'de Deniz Kuvvetleri Komutanlığı'ndaki cuntayla ilgili bu gelişmeler yaşanırken, 2009, Bahriye'deki cuntacıların deşifre edileceği yıl olacaktı. Beykoz Poyrazköy'de yakalanan mühimmat, cuntayı çorap söküğü gibi ortaya çıkaracaktı.

3 Şubat 2009'da Poyrazköy'de köylülerin ihbarı üzerine mühimmat bulunmuştu. Kaynarca köyü sakinleri, Hocaoğlu mevkiindeki ormanlık arazide dolaşan şüpheli kişileri jandarmaya bildirdi. Bunun üzerine harekete geçen jandarma, bölgede inceleme yaptı. Tornavidalarla işaretlenmiş bir ağacın altında yeni kazılmış toprak yığını vardı. Buranın kazılması sonucu su termosu içerisinde gizlenmiş 27 TNT kalıbı (her biri 500 gr ağırlığında), 100 gr C4 patlayıcı, 155 cm infilaklı fitil, 3 elektrikli fünye ve 1 adaptör bulundu.

Bu gelişmeden 25 gün sonra Ergenekon soruşturmasını yürüten savcılara bir ihbar mektubu ulaştı. Mektupta, Beykoz'da jandarmanın bulduğu patlayıcıların Ergenekon tutuklusu emekli Albay Levent Göktaş'a bağlı subaylardan oluşan illegal bir hücreye ait olduğu iddia ediliyordu. Hücrede şu isimler vardı: Emekli Binbaşı Levent Bektaş, Yarbay Ercan Kireçtepe, Binbaşı Erme Onat, Binbaşı Eren Günay ve Yarbay Mustafa Turhan Ecevit. Bu ekibin eylem için Göktaş'tan haber beklendiği de mektuptaki iddialardandı.

Emniyet güçlerine de, 14 Nisan 2009’da bir ihbar mektubu ulaştı. Mektupta, bir önceki ihbar mektubunda isimleri verilen subayların, emekli Albay Levent Göktaş’ın serbest bırakılmaması halinde, Ergenekon savcılarına yönelik suikast planı hazırladıkları dile getiriliyordu. Bu kişilerin SAT Komutanlığı’nın arkasında yer alan Bedrettin Dalan’a ait araziye çok sayıda silah ve patlayıcı gömdükleri de bildiriliyordu. Bu olaydan Dalan’ın da haberi vardı. Silah ve mühimmatın gömüldüğü noktalarda tarif ediliyordu.

Emniyet ekipleri, mahkemeden arama kararı çıkararak 21 Nisan 2009’da belirtilen araziye gitti. Buradaki kazı çalışmalarına, jandarma ekipleri ve İstanbul Üniversitesi’nden üç akademisyen de katıldı. Akademisyenler, 30 metre derinliği gösterme özelliğine sahip jeoradar ile çalıştı.

1 hafta süren kazı çalışmalarında ortaya adeta cephanelik çıktı:

15 dolu, 7 boş lav silahı, 450 gr C4 patlayıcı madde, 14 el bombası, 45 sis bombası, 7 hakem bombası, 23 işaret fişeği, 5 bombalı bubi tuzağı, 38 metre saniyeli fitil, 30 metre infilak fitili, 24 fünye, 3 gösteri bombası ve 3000 fişek.

Daha sonra şüphelilerin ev ve iş yerlerinde de arama yapıldı. Ve 24 Nisan’da Levent Bektaş, Ercan Kireçtepe ve Erme Onat tutuklandı. Bundan 3 gün sonra Eren Günay ve 27 Mayıs’ta da daha önce yurt dışında olduğu için gözaltına alınamayan Mustafa Turhan Ecevit tutuklandı.

Tarihler 23 Mayıs’ı gösterdiğinde yine bir TSK mensubu savcılara ihbar mektubu gönderdi. Bu kez, Kurmay Albay A.T. liderliğinde, astsubay kıdemli başçavuşlar H.C, S.D. ve F.A’nın tutuklanan Deniz subayları ile aynı yapıda yer aldığı öne sürülüyordu. Bu kişilerin ev ve iş yerlerinde Ergenekon örgütü hakkında önemli belgeleri sakladıkları da bildiriliyordu. 5 gün sonra emniyet ekipleri şahısların ev ve iş yerlerinde arama yaptı ve Ergenekon’la ilgili bir çok bilgi ve belgeye ulaştı. Hatta, Astsubay H.C. ile BTP Genel Başkan Yardımcısı Abdullah Ağar arasındaki ilişkileri gösteren dökümanların bu aramada bulunduğu iddia edilmişti.

Ve bir gün sonra; yine bir subay ve yine ihbar mektubu. Bu kez Ergenekon yapılanmasıyla bağlantılı subayların isimleri sıralanıyordu:

Deniz Kurmay Kıdemli Albay Şafak Yürekli, Deniz Kurmay Kıdemli Albay Mert Yanık, Deniz Kurmay Kıdemli Albay Dora Sungunay, Deniz Kurmay Kıdemli Albay Muharrem Nuri Alacalı, Deniz Kurmay Kıdemli Albay Levent Görgeç, Deniz Kurmay Kıdemli Albay Tayfun Duman, Deniz Kurmay Kıdemli Albay İ. Koray Özyurt ve emekli Deniz Albay Aydın Ortabaşı. 28 Mayıs’ta bu kişilerin ikametgahı ve iş yerlerinde yapılan aramalarda çok sayıda Ergenekon belgesine ulaşıldığı ileri sürülüyor. Ayrıca, Albay Yürekli’nin Ergenekon tutuklusu Doğu Perinçek’e ait ‘Aydınlık Gelecek Hareketi’ isimli internet grubuna üye olduğu anlaşıldı. Yürekli ve Sunguray’ın, DHKP/C terör örgütü ile irtibatlı olduğunun belgelendiği de iddialar arasında.

Aramalar neticesinde bazı subayların Çağdaş Yaşamı Destekleme Derneği (ÇYDD) ile irtibatını gösteren belgeler de ortaya çıkarıldı. Bunların, ÇYDD’den burs alan kız öğrencileri, genç teğmenlerle irtibata geçirdiği, teğmenleri de Ergenekon adına kullandıkları iddia ediliyordu. 18 Temmuz 2009’da ise Gölcük’te önemli bir gelişme yaşandı. Donanma Komutanlığı’nda görevli teğmenlerde ilginç bilgi ve belgeler bulunmuştu. Teğmenlerin dönemin Deniz Kuvvetleri Komutanı Oramiral Metin Ataç ve Donanma Komutanı Oramiral Eşref Uğur Yiğit’e suikast yapmayı planladıkları ileri sürülüyordu. Teğmenlerin evinde 500 gr Datasheet patlayıcı bulundu. Yine teğmenlerle ÇYDD’den burs alan kızların gizli çekilmiş uygunsuz görüntüleri ele geçirildi. Ardından da teğmenler tutuklandı.

Denizciler ve Ergenekon bahsi açıldığında Kurmay Albay Dursun Çiçek’e başlı başına bir fasıl ayırmak gerekiyor. Genelkurmay Karargahı’nda görev yapan Çiçek, “AK Parti ve Gülen’i bitirme planı’ biçiminde kamuoyuna yansıyan psikolojik harp planının altında imzası bulunan kişi. Önce belgenin fotokopisinden, sonra da ıslak imzalı gerçeğinden dolayı tutuklanıp rekor sürede tahliye edilmesiyle dikkatleri üzerine çekti. Mazhar olduğu aşırı korumacı tavır Çiçek’in ‘kökleri’ üzerinde spekülasyonlara yol açtı.

Poyrazköy kazılarının ardından emekli Binbaşı Levent Bektaş’ın ev ve iş yeri de aranmıştı. Bektaş’ın ofisinde bulunan bir CD’de akıl almaz bir plan çıktı. CD’de ‘data stash’ adı verilen bir program kayıtlıydı. Uzmanlar, söz konusu programın film, resim veya metin dosyalarının arkasına normal kullanıcılar tarafından görülmeyecek şekilde saklandığını tespit etti. Profesyonelce gizlenen ve şifrelenen bu dosya uzman ekiplerin çalışmaları neticesinde açıldı ve içindeki ‘Kafes Eylem Planı’na ulaşıldı.

İsmi Ergenekon’un Deniz Kuvvetleri içindeki en tepe yöneticisi olarak geçen Koramiral Feyyaz Öğütçü, 2009 YAŞ kararlarıyla emekliye sevk edildi. Öğütçü’nün emekliye sevk edilmesinde ailevi sebeplerin yanı sıra Koç Müzesi’ne konulan patlayıcıları imha ettirmesinin de etkili olduğu rivayetleri çıktı.

Kafes Eylem Planı’nda başkan yardımcısı olarak ismi geçen Koramiral Kadir Sağdıç, Güney Deniz Saha Komutanı oldu, böylece Deniz Kuvvetleri Komutanlığı’nın önü açıldı. Darbeci amiral olarak konuşmaları internet sitelerinde dolaşan Koramiral Sağdıç, anayasal düzeni yıkma pahasına genç subaylara darbenin çığırtkanlığını yapmıştı. Bunu gerçekleştirirken hiçbir emir almadığını, kendi isteğiyle düşüncelerini aktardığını ifade etmişti.

Deniz Kuvvetleri’nin geleceğini şekillendirmekle görevli en önemli birimi olan Plan Prensipler Başkanlığı’nda ise adı Ergenekon operasyonun da geçen Tümamiral Ramazan Cem Gürdeniz oturuyor. Gürdeniz’in ismi İşçi Partisi’ne yapılan baskında ele geçen CD’lerde Karargah Evleri’yle bağlantılı şekilde geçiyordu. Tuğamiral Serdar Okan Kırçiçek ise hakkındaki iddialar ve internete yansıyan ses kayıtlarından sonra gözlerden uzak bir yere, Napoli’ye (İtalya) gönderildi.

Deniz Kuvvetleri’nin her türlü ihtiyacının karşılanmasından, iç ve dış alımların yapılmasından sorumlu ve kuvvet içinde parayı kumanda eden birim olan Lojistik Başkanlığı’na da yine son YAŞ kararlarıyla tümamiralliğe terfi ettirilen Soner Polat getirildi. Polat’ın, yakınları arasında KCK ile irtibatlı ve hatta PKK’nın dağ kadrosundan insanların bulunması eleştiri konusu yapılıyor. Bu durumun MİT tarafından da rapor edildiği öne sürülüyor. Ergenekon savcıları tarafından sorgulanan bir başka kurmay albay, Levent Görgeç. O da, 2009 YAŞ kararlarıyla tuğamiralliğe terfi ettirildi., Ege Deniz Bölge Komutanı oldu.

Adı Ergenekon soruşturmalarında geçen Kurmay Albay Hüseyin Hançer, Deniz Kuvvetleri İstihbarat Başkanlığı’nda Daire Başkanlığı’na getirildi. Kurmay Albay Şafak Yürekli, 2009 YAŞ kararlarında amiral yapılmamasına rağmen, amiralliğe getirilmesine kesin gözüyle bakılan Donanma Komutanlığı Harekat Başkanlığı’na atanarak önü açıldı. Şurada Yürekli terfi ettirilmek istenmesine rağmen, Genelkurmay’da bir dosyanın engeline takıldı. Soruşturma geçiren kurmay albaylardan İbrahim Koray Özyurt, Aksaz Deniz Üssü’nde Kurmay Başkanlığı ile ödüllendirildi. Eski Deniz Kuvvetleri Komutanı Oramiral Metin Ataç’a yapılacak suikast eyleminde teğmenleri yönlendirdiği iddia edilen Tayfun Duman ise 2009 YAŞ kararlarıyla emekliye sevk edilmesi beklenirken ilginç bir şekilde fırkateyn komodorluğuna getirildi. Amirallik için şansı yükseltildi.

Savcı Zekeriya Öz tarafından sorgulanan kurmay albaylardan Dora Sunguray ve M. Nuri Alacalı, Hücumbot Filosu Komutanlığı’nda üst seviyede görevlere getirildi. Her ikisinin de amirallik yolu açıldı. Soruşturma kapsamındaki subayların ödüllendirilmeleri Hürriyet gazetesinin bile dikkatini çekmişti. Hürriyet haberi, ‘mesaj gibi atamalar’ başlığıyla vermişti.

İddianameye ve basına yansıyan örgüt bağlantılarıyla Ergenekon’un Deniz Kuvvetleri içindeki gücü ve etkinliğinin üst düzeyde olduğu belirtiliyor. Gözaltına alınan birkaç teğmen ve emekliye sevk edilen bir koramiral ile örgütün Deniz Kuvvetleri içindeki konumundan hiçbir şey kaybetmediği, bilakis tayin ve terfilerle örgütün Deniz Kuvvetleri içinde iyice etkin bir konuma geldiği söylenebilir.

Poyrazköy’deki kazılar sonucunda haklarında soruşturma açılan personelden bazıları ise İzmir Uzunada’ya tayin edildi. SAT komandolarından Albay Ali Türkşen, Zühtü Tümer ve Orhan Yücel, İzmir’e atandı. Kafes Planı başta olmak üzere ismi Ergenekon iddianamesinde geçen Albay Erbay Çolakoğlu’nun kıdemi durduruldu. Deniz Kuvvetleri’nde ki yapılanmalarda akla ilk gelen kişilerden Tuğamiral Serdar Okan Kırçiçek’in ismi, Çağdaş Yaşamı Destekleme Derneği (ÇYDD)eski Başkanı Türkan Saylan’la yaptığı yazışmalarda geçti. Kırçiçek’in Saylan’a yazdığı mektupta, ATA Evleri’nden bahsediliyor ve ÇYDD’ye ait evlerde kalan askeri okul öğrencilerinin, Saylan tarafından burs verilerek okutulan genç kızlarla tanıştırılması, yakınlaştırılması ve böylece geleceğin subaylarının daha teğmen çıkmadan kontrol altına alınması öngörülüyordu. Hatırlanacağı gibi Tuğamiral Kırçiçek’in fikir önderliğini ve fiilen üst düzey yöneticiliğini yaptığı bu evlerden yetişen ve şimdi cezaevinde bulunan teğmenlerin evinde yapılan aramalarda, dönemin Deniz Kuvvetleri Komutanı ve Donanma Komutanı’na yönelik suikast planları ele geçirilmişti.

Kaynak: Aksiyon Dergisi

www.DenizHaber.Net

Diğer Haberler
ÇOK OKUNANLAR
Tüm Hakları Saklıdır © 2004 Deniz Haber | İzinsiz ve kaynak gösterilmeden yayınlanamaz.
Tel : 0544 880 87 87 | Haber Scripti: CM Bilişim