• BIST 9457.24
  • Altın 2496.514
  • Dolar 32.5944
  • Euro 34.7827
  • İstanbul 14 °C
  • Ankara 20 °C
  • İzmir 21 °C
  • Antalya 21 °C
  • Muğla 16 °C
  • Çanakkale 18 °C

"Fransa'ya karşı tepkisiz kalamam"

"Fransa'ya karşı tepkisiz kalamam"
GİSBİR Konsey Başkanı Kenan Torlak
20-10-2006 01:18GİSBİR Konsey Başkanı Kenan Torlak: “Bu işi 5 sene daha götürürüz”GİSBİR Konsey Başkanı Kenan Torlak, gemi inşa sektörünün önümüzdeki 5 yıl dünya ile rekabet edebileceğini söyledi ve ekledi: “Navlunlar ve gemi fiyatları yükseldi. Düşecek mi, yoksa bu yükselme devam edecek mi? İyimserliğimizi halen muhafaza ediyoruz. Ancak bir gün duvara toslayabiliriz.”Gemi İnşa Sanayicileri Birliği (GİSBİR) Konsey Başkanı Kenan Torlak, gemi inşa sektörünün Uzakdoğu ve dünya ile rekabet edebileceğini söyleyerek, “5 sene daha biz bu işi götürebiliriz” dedi. Ancak Torlak, navlun ve gemi fiyatlarının yükseldiğine dikkat çekerek, önümüzdeki dönemde, sektörü neler beklediğini kestirmenin oldukça zor olduğuna değindi. “İyimserliğimizi muhafaza ediyoruz” diyen Kenan Torlak, “Bir gün duvara toslayabiliriz” dedi. GİSBİR Konsey Başkanı Kenan Torlak’la gemi inşa sanayiindeki son gelişmeleri konuştuk.Büyükşehir Belediyesi’nin hazırladığı Çevre Düzeni Planı ne getirir ne götürür, bu konudaki düşüncelerinizi alabilir miyim?Büyükşehir Belediyesi bir yanlışlık yaptı herhalde diyoruz. Çünkü burada oldukça büyük bir sektör var. Alt yapısı ve yan sanayi ile birlikte yaklaşık 4 – 5 milyar dolayında bir yatırım bulunuyor. Daha önemlisi bir istihdam var. 25 bin civarında direkt tersane işçisi çalışıyor bunun en az dört beş katı da yan sanayide. Toplam 100 bin civarında çalışan kesim var. Türkiye’de olduğu kadar dünyada da marka haline gelmiş Tuzla Tersaneler Bölgesi’nin, adına İstanbul Çevre Düzeni denilen planda çalışma alanı olarak düzenlemesinin bir yanlışlık olduğunu düşünüyorum. Bununla ilgili yapılan belediye çalışmaları da, askı süreci içinde geçti. Biz de kurul olarak Gemi İnşa Sanayicileri Birliği’nin yasal haklarını bir şekilde yerine yetirmek için hukuki yollardan itirazımızı yaptık. Bunun bir süreci var ve bu süreç içersinde bekliyoruz ancak beklemekle kalmayacağız. Yaptığımız yönetim toplantımızda da Büyükşehir Belediye Başkanı Kadir Topbaş’tan bir randevu talep etmeye karar verdik. Bu planın başında da Hüseyin Kaplan diye bir hoca var, onu da ziyaret edeceğiz. Tahmin ediyoruz ki bir düzeltme söz konusu olacaktır. Haliç’ten nasıl geldiysek, buradan da giderizSiz bu çabaların olumlu sonuçlanacağını düşünüyor musunuz?En azından olumlu şöyle sonuçlanır: Devletin kararnameleri, kanunlarına göre kurulan bir yer burası. Devlet ya da hükümetler yeni bir kanunla burasının değiştirilmesini düşünürse, buna boynumuz kıldan ince. Nasıl Haliç’ten, Boğaz’dan geldiysek şimdi de devlet bizi kaldırır. Buna hiç itirazımız olmaz. Ancak müteşebbis ve devlet arasında imzalanan 49 yıl ittifak hakkı sözleşmesinin daha 25 senesi var. Bu 25 sene bitmeden olur mu? Hukuki yaptırımlar söz konusu olmaz mı bunları zaman gösterecek. Biz Gemi İnşa Sanayicileri olarak olaya olumlu bakıyoruz, müspet gelişeceği kanaatini taşıyoruz. Gemi inşa sanayiimizdeki gelişim rekabet açısından yeterli mi? Gelişimin sürekliliği için tersanelere düşen görev nedir?Türkiye’de gemi inşanın gelişimi şu anda rekabet edebilecek durumunu muhafaza ediyor. Ancak işçilik ücretlerimizde artış söz konusu oldu. Böyle olunca geçen seneye göre bu sene siparişlerin o kadar yoğun geldiği söylenemez. Bunda en büyük faktör işçilik giderlerimizin yükselmesi. Artı, dünyadaki gemi inşa trendine baktığımızda öncelikle gemi ana makine firmalarının yoğun talepleri karşılamakta sıkıntıya düştükleri, teslimatlarda oldukça uzun bir takvim vermeleri ve de çok fahiş miktarda para istemeleri. Geçen sene 2 milyon euro olan makine için bu sene 2.5 – 3 milyon euro isteyebiliyorlar. Çünkü çok anormal bir talep var. Hepsini üst üste koyduğunuz zaman Türkiye’deki gelişimi de pekiştirdiğinizde, gemi fiyatlarında maliyetler bakımından bir yükselme var. Ancak halen bizim görüşümüz 5 sene daha biz bu işi götürebiliriz. Her anlamda rekabet edebiliriz, Uzakdoğu ve batı arasında kıyaslama yapıldığında yine iyi şartlarda yapabiliriz. Daha sonra neler getirir, neler götürür tam kestiremiyoruz çünkü gemi inşanın yanı sıra gemi taşımacılığı da çok anormal şekilde büyüdü. Navlunlar yükseldi, gemi fiyatları yükseldi. O bakımdan neyin ne zaman olacağını gerek taşımacılık bakımından gerekse gemi inşası bakımından tam kestiremiyoruz. Düşecek mi bu yükselme devam edecek mi yoksa stabil bir yerde kalacak mı inanın bana bütün otoriteler buna bir cevap veremiyor. İyimserliğimizi halen muhafaza ediyoruz. Fiyatlar konusunda her şeye rağmen muhafaza edebiliyoruz ama bu demek değildir ki rekabet edebiliriz, bir gün duvara toslayabiliriz. Çünkü bizi de fiyatlar çok sıkıştırıyor. Kalite ve teslimatla ilgili bir sıkıntımız yok. Bir tek fiyatlar konusunda yarın öbür gün bir sıkıntı oluşabilir. Bunun tedbirini de hükümetlerin alması lazım. İlla nakdi bir teşvik değil ama ayni olarak yapılabilecek bir sürü teşvikler var, bunu şimdiden hükümetimize söylüyoruz. Bunlar olursa belki rekabet edebilirliğimizi bir süre daha uzatabiliriz.  “Butik tersanecilik Tuzla bölgesinde devam edecektir”Türkiye, butik üretim avantajını sürdürecek mi yoksa artık seri üretime ve uzmanlaşmaya geçmeli mi? Bunun için tersanelerimizde tecrübe ve sermaye oluştu mu? Bu sene bu kadar yoğun işleri karşılamada en büyük yaptığımız şey yeni teknolojilerin tersanelerimize kazandırılmasıdır. Gerçekten bütün tersanelerimiz az çok yatırımlarını devam ettirmişlerdir. Bu bakımdan bir sıkıntı yok. Hem teknoloji gelişimini takip ediyoruz hem de tersanemizi daha fizibıl çalışacak hale getirmek için çaba sarf ediyoruz. Tuzla’daki tersane sahalarındaki yer darlığı sebebi ile civarda yeni oluşumlar meydana geldi. Bunlar da yan sanayi diye düşünülebilir. Bazı gemilerimizin blok ve benzeri aksamlarını dışardan üretecek bir sürü firma oluştu. Dolayısıyla kızak üzerindeki gemi süresini de kısaltıyor bunlar. Tersane sahalarının yetersizliğini dışarıda başka sahalar kullanılarak gidermeye çalışıyoruz.Butik tersanecilik faaliyetimiz Tuzla bölgesinde devam edebilir, edecektir de. Ancak Tuzla dışında bu hükümet döneminde yeni yerler açıldı, açılmaya devam ediyor. Seri halde gemi üretimleri gelen siparişler üzerine olacaktır. Bunları yapan tersanelerimiz zaten mevcut. Mesela Sedef Tersanesi seri halde gemi üretiyor. Bunun yanında daha büyük tonajlı gemiler yapılacaktır. Ancak büyük tonajlı gemi yapmak derken, bir obo büyüklüğünde veya 100 bin- 80 bin tonluk tankerler yapmamızın, Uzakdoğu ile rekabet etmemizin mümkün olduğunu düşünmüyorum. Uzakdoğu’da  yapılan gemilerin marketteki fiyatlarıyla, bizim burada inşa edeceğimiz gemilerin fiyat şartlarının rekabet etmesi zor. Çünkü bizde teşvik yok. Ama Uzakdoğu’da özellikle Çin ve Kore’de hükümetlerin gemi inşa sektörüne sağladığı teşvikler var. Rekabet edebilmeleri için nakdi teşvikler alıyorlar. Ama Türkiyeli gemi inşa sanayicileri olarak biz akıllı insanlarızdır. Gemi üretiminde yeni çıkan ürünleri yapabiliriz. Onları seçebiliriz. Kimyasal tanker üretimi konusunda hakikaten çok iyi durumdayız. Dünyanın yüzde 65’ini karşılıyoruz.“Anahtar teslimi çalışanlar çok kötü durumdalar”Döviz kurunun sektöre etkileri nasıl? Özellikle yeni gemi inşasında anahtar teslimi işçilikle gemi inşa eden tersanelerimiz çok kötü durumdalar. Para kazanmaları söz konusu değil. 2 - 3 sene evvel dolar kuruyla alınan işlerde bir çoğu zarar etti. Çünkü dolar 1600 - 1700’den 1300’lere düştü. O zaman çok büyük kayıplar oldu. Bence istikrarlı bir şekilde döviz kurunun, doların yükselmesi lazım. Türk parasının bu kadar değer kazanmasının doğru olduğunu düşünmüyorum. Komple gemi yapıp satanlar için böyle bir şey söz konusu değil. Çünkü dolarla imal edip dolarla satıyorlar. Anahtar teslimi iş yapanlar için bu sıkıntı devam ediyor.Filonun yaşlandığı söyleniyor. Siz ne diyorsunuz?Hiçbir armatörümüz kazandığı parayı başka yere harcamadı. Ama bir şey oldu Türk bayrağında olmayan gemi, illa Türk bayrağında olacak diye bir şey söz konusu olamaz. Bir sistemde çalışıyor. Ona bakıldığında sahibi Türk olan yabancı bayrakta çoğaldı. Gemiler de oldukça gençleşti. Gençleşmeye devam ediyor. Armatörlerimizi kutlamak gerek. “Fransız ortağım olsa ortaklığı bitirirdim”Türkiye – Fransa arasında yaşanan gerginliğin denizcilik sektörüne etkilerini sorduğumuz Kenan Torlak şöyle konuştu: “Denizcilikte de olumsuz etkilenmeler olur. Bence etkilesin de. Burada milli duygularımızı bir kenara koyalım. Fransa parlamentosunun böyle bir şey yapmasını ben hem siyasi olarak, hem insanı olarak uygun bulmuyorum. Hiç tereddüt etmem, bugün  bir Fransız’la iş yapmış olsam, yemin ederim dondururum. Böyle bir şey olamaz. Fransa benim iç işlerime karışmamalı. Benim Ermenilerle böyle bir problemim zaten yok da, olsa bile buna karışmamaları, buna müdahale etmemeleri lazım. Ama bizim hükümetimiz de boş durmuyor, bizimkiler de bir şey yapacaklar. Çok yanlış bir durum. Eğer bir Fransız ortağım olsa veya gemisini inşa ediyor olsam durdururdum. Kaynak:Handan KAZANCI-Dünya Gazetesi/Perşembe RotasıDenizHaber.Com
Diğer Haberler
ÇOK OKUNANLAR
Tüm Hakları Saklıdır © 2004 Deniz Haber | İzinsiz ve kaynak gösterilmeden yayınlanamaz.
Tel : 0544 880 87 87 | Haber Scripti: CM Bilişim