Turk armatorler flıpınlı pertsonel calıstırma modasına uyuyor ve gururla soyluyorlar ç
Turk personelın maasını odemeden gemıden cekıp flıpınlı dolduran ARMATORLERDE KARA LISTEDE OLMALI

Evet haklısınız, söylediklerinize katılıyorum. 5000 - 6000 dolar verilip de söylediğiniz ülkelerden alınan ehliyetlerle gemilerde çalışanlar olduğu bilinmekte fakat yukarıda tutuklanan gemilerde yabancı ehliyetli personel çalıştırıldığını zannetmiyorum çünkü onlar Türk bayraklı. Ayrıca armatör ucuz adam peşine düştüğü sürece bu gibi neticeler alınması kaçınılmaz olacaktır.

saygılarımla

Belki bilginiz yok ama Gurcistan dan, Ukrayna dan vs ehliyet alanlar o uzak yol zannettiginiz gemilerde Bas muhendislik yapiyorlar, neden onlarin calistirildigini sanirim tahmin edersiniz, cunku armator en ucuz ısgucunu istihdam etme derdinde...Ayrica karadaki lerde cok donanimli adam istememekte cunku boyle bir durumda kendi islerine gelmemekte, cok ilginc degil mi? saka gibi ama gercek...

Sn. Hocam Refik Akdoğan, siz hala diplomalar açıklansın diyorsunuz Allah aşkına siz hala diplomaları tahmin edemiyormusunuz. Herhalde Tokyo MOU'ya göre gemilerin nerede tutuklandıklarını ve tonajlarının ne olduğunu biliyorsunuz, bu gemilerde ve bölgelerde sefer yapan gemi kaptanları ve zabitleri yüksek okul okumuş, denizcilik üniversitelerinden mezun olmuş kişilerden oluşmaktadır. Fakat siz hala diploma diye tutturmuş gidiyorsunuz. Asıl sorun armatörlerde ve armatör şirketlerinde çalışan kişilerdedir. Çünkü kaptan eksiklikleri armatör ofisine bildirir, ofisteki ehliyetsiz kişi bu istekleri ya önemsemez veya armatör bu isteklere onay vermez ve eksiklikler yaptırılmaz, bundan sonrada PSC denetimlerinde gemi tutuklanır vay kaptan suçlu, zabit suçlu diye feryat edersiniz. Lütfen eleştiri yaparken armatör eksikliklerinide eleştirelim. Kolaycılığa kaçıp sadece çalışanı eleştirmeyelim. Bence öne ofis çalışanlarının eğitilmesi gerekir daha sonra gemi çalışanları nasıl olsa eğitilir. Siz neden hiç armatör'ün çalıştırdığı kişilerin maaşlarını zamanında ödemediğini yada hiç ödemediğini eleştirmiyorsunuz, sadece tek taraflı eleştiri yapıyorsunuz anlamak mümkün değil. Eğer üniversitelerden mezun olan denizcilerimizin dil sorunu varsa ki var, bunun suçu onlar değil üniversitelerdeki hocalardır ve önce onların eğitilmesi gerekir.Çünkü istenildiği gibi öğrenci yetiştiremiyor. Ve ne yazık ki üzülerek söylüyorum ve ben buna şahit oldum, alaylı diye tabir ettiğimiz denizcinin (hepsi değil) ingilizçe seviyesi üniversiteden mezun olmuş birinden daha iyi olduğuna GOC sınavı ingilizçe sınavında şahit oldum. Bu nasıl iş anlamadım gitti, siz hala diplomalar açıklansın diyorsunuz. Açıklanırsa Üniversitelerin ne olduğu nasıl eğitim verdiği ortaya çıkacak hocam. Sizde çok iyi biliyorsunuzki Türk yeterlilik ehliyetleri Dünya'da hala tanınmamaktadır. Bunun sebebi nedir biliyorsunuz herhalde. Biz hala STCW 73/78 e göre çalışıyoruz, neden STCW 95 uygulamıyoruz. Siz bunların eleştirisini yapın ondan sonrası kolay, nasıl olsa gariban gemi adamını eleştirirsiniz.

Saygılarımla,

Başlıktaki iki kelime asla ve asla ahlak ve bilim değerleri açısından uygun kelimeler olamazlar.Bunun olması için,büyük bir ahlak ve zihniyet devrimi yapılması gerekir.1700 lü yllarda, ''Allah Türk milletine ilim- irfan çeşmesinden içmeyi nasip etmemiş,ben neyleyim?!.'' diyen bir şairimiz vardır.Osmanlının ve hatta Anadolu Selçuklunun batışını rüşvete bağlayan tarihciler var.Mamaafih gene ünlü şairlerimizden Fuzuli,Bağdat Osmanlı şehitliğindeki mezar bekciliğinden atıldığından habersiz,maaşını almaya gider.Selam verip içeri girer.Ama,kimse yüzüne bakmaz.İşten atıldığını öğrenir.O zaman,tanıdıklarına dertlenir.Derdini şiire döker:'' Selam verdim,rüşvet değildir diye almadılar!!!'' deyişini çok kişi bilir.Çünkü,o maaşı ödenirken,bir kısmı rüşvet olarak alınırmış...Bugün de değişen bir şey yok.Birbirimizi Estergon şarkılarıyla kandırsak bile,durumumuz ayıp ötesidir.Saygılarımla.

bir zamanlar psc'de bütün gemilerin anasını düzelten cahit abileri, üstün başarılarına binaen şuan müsteşarlığın en etkili en yetkili baş müşaviri!... düzeltsin bakalım bu işleri!...

Paris MOU bolgesinin idare tarafindan kontrolu kolay gemiler en azindan ayda bir kez Turkiyeye ugruyor, Armatorler Idarenin kontrolleri yuzunden gemilerinin kondisyonlarini yukseltiler.
Maalesef Armatorlerin cogunlugu ve denizde calisanlarin cogunlugu, gemide ki emniyet sistemlerinin can, mal ve cevre korunmasi icin gemilere donatildiklarini fazla dikkate almayip sadece kontrollerde calissin yeter dusuncesine sahipler. Uzak Doguda bayrak devleti kontrollerinin yapilamadigi Armator ve calisanlarinin kontrolsuz kalmasi, TOKYO MOU da gemilerimizin kara listeye girmesini kacinilmaz kilmistir.
Ya armator ve calisanlarinin gemideki emniyet ekipmanlarina bakis acisini degistirmek bu yakin gelecek icin imkansiz, ya da idare uzak doguda belirli noktalada surveyorler tutarak gemilerin kontrollerini artirmalidir.

Mesela bir seferlik bir yasal düzenleme yapılsın, bütün zabitanlar Ingilizce Dil Sınavına girsin, Sınav uluslararası kabul goren bir kurum tarafından yapılsın, kamu ve ozel sektor denizcilikle ilgili herkes istisnasız girsin sınava... Sınavı geçemeyenler için mesela 2 yıl kendini geliştirme süresi verilsin, 2 yıl sonunda hala sınavı gecemeyenler.............. ne olacak ? Denizciliği bırakıp limon mu satacak ?
Radikal önlemler alınmadan, zülfiyare dokunmadan, dil sorunu çözülemez.... En kötüsü 1 yıl hazırlık okuyup hala dil öğrenemeyen ama biliyormuş numarası yapanlar, bunlar nasıl ıslah edilecek ?

Sayınn Recep canpolat'ın ortaya koyduğu Tokyo MoU sonuçları TÜrk Deniz Ticaret filosunun nasıl döküldüğünü açıkça gözler önüne sermektedir. Birçok bakımdan vah vah yazıklar olsun. Biz havlu atıp bu arenadan çakıleklim. Böyle alaplı kayığı gibi(bu deyimle Alaplılar alınmasın, kendilerinden özür di,lerim. 1948 lerde İstanbul Limanında gemiler Sirkecİye kıçtan kara olduklarından ve Beşiktaş önlerinde demirde yattıklarında gemilere gidiş geliş genellikle Alaplıların sahip olduğu kayıklarla yapıldğından basit ve kötü işletmeleri anlatmak için bu deyim kullanılırdı) gemi çalıştırılmaz. Ben gene iddia ediyorum ki personel yeterince İngilizce bilmediğinden yangın pompası gibi en basit bir makinenein çalıştırmayı beceremdiğine inanmak istemiyorum. PSC geliyor ve güzel İngilizcesi konuşunca bizimkiler sürekli anlamadan "yes sir" diye cevaplandırdıklarından adamı kandıracaklalarını sanıoyorlar yani şark kurnazlığı yapıyorlar. Bakınız bir yıla yakındır yan tarafta bulunan "Diplomalar açıklansın" makaleme bir babayiğit çıkıp kimse cevap veremedi. Sayın Canpolat sizden rica ediyorum,lütfen dünya genelinde(2008,2009,2010 yılları) çalışlan gemilerimizde çalışan zabitanın diplomalarını açıklayalım. Gem ismine A,B,C... diyelim görevlileri de isim zikretmeden görevlerini, rutbelerini söyleyerek hangi okuldan mezun olduğunu söyleyelim. İşte şimdi gazetecliğinizi göstererek bu mesleğe hizmet edin.Kimseyi kırmayacağız, üzmeyeceğiz diyerek bu iş yürümez. Herkese Yazıklar olsun, üzüntüm çok büyüktür.Allah yardımcımmız olsun.