Sayın Denizci"yine" derken hakkımda genelleme yapmanız ne kadar doğru takdirini okuyucularıma bırakıyorum. Elbette teşvik almadan iş yapanlar da vardır. Ama iş ve aş sağlamak için bunlar yeterli olmayınca devlet kararsız olanları teşvik ederek iş bve aş sağlamaya çalışır. Sizin de yaşamınızda kimbilir ne teşvikler almış ve ne teşvikler vermişinizdir. Bir düşünseniz hepsi sinema şeridi gibi gözlerinizin önünden geçeceğine eminim. Teşvikten amaç kişiyi yüreklendirmektir, cesaretlendirmektir(biraz da kandırmaktır). Aslında devletin yapmış olduğuı teşviklerde devlerin kaybı da yoktur. Çünkü teşviklsiz iş olmayınca vergi de yoktur, iş de toktur aş da yoktur. Örneğin devlet diyor ki şu işi yaparsan senden örneğin beş yıl gelir vergisi almayacağım. Böyle bir iş yoktur, vergisi de yoktur. Girişimci işi kurarsa örneğin o işte yüz kişi çalışırsa(ailesiyle beş yüz kişi diyelim) devlet gene alınan ücretlerden paşa paşa vergisini alırken yüz kişinin ailesinin karnı doyacak, çocuklar okuyavcak, elde edilen maaşlar piyasaya çıkacak, alış veri olacaktır. Devlet sadece beş yıl gelir vergisi almayacak. İş kurulmasaydı devlet zaten gelir vergis alamayacağı gibi elde edilen maaşlar da olmayacağından yaklaşık beş yüz kişinin karnı doymayacak, çocuklar okuyamaycak ve piyasaya para girmediğinden alış veriş de olmayacaktır. Bilmem anlatabildim mi Sayın Denizci. Allah selamet versin. www.refikakdogan.com

Sn. Akdoğan, konuyu yine yanlış anlamışsınız. Ne demek teşviksiz iş olmaz. Marifet, o işi teşviksiz yapmaktır.Her yapılan işin altında teşvik (ve bir anlamda da birilerine kıyak)mi olmalı. Teşviksiz iş kurup, bir yerlere gelenlere ne demeli. Siz de Müh.Kpt. olurken teşvikten mi yararlandınız ?

Sayın Kurbanoğlu'nun teşvik alanın başkasının cebine girmektir açıklaması bence sanırım yeterli Türkçe bilmemesinden kaynaklanmıştır. Çünkü Sayın Mubariz Gurbanoğlu gemilerine Türk bayrağı çekince sıfır vergi teşviğinden halen yararlanmaktadır. Teşvik olmazsa iş adamı servetini neden tehlikeye atsın. Alır iki apartman yan gelir yatar. Teşvik alınca iş kurar, insanlar çalışır ve açlar doyar. Devlet iş yeri açınca, zamanla bu iş yeri devletin sırtında kambur olmaya başlayınca, özelleştirme başlamıştır. Özelleştirme deyince sen bensin, başkası değil. Devlet iş yeri açılması için bir sürü teşvik veriyor ki sen ben cesaret ederek iş yeri açalım ve insanlarımıza iş bulunsun.Tabii ki verilen teşvikleri iyi takip ederek güme gitmemesi ve
kaynamaması için devletin memurları bu teşvikleri iyi takip etmelidir. Sonuç teşviksiz iş hayatı olmaz.
Allah selamet versin. www.refikadogan.com

Mansimovu bu içten yürekli, dürüst ve cesur konuşmasından dolayı tebrik ediyorum kendileri yerden göğe kadar haklıdır bizler o verilen teşviklerin nerelere gittiğini çok iyi biliyoruz..sayet denizcilikte bilgi ve emek ile paylasılsaydı zaten Turk denizciliği su an en az 40 m dwt olurdu ki bu bile Turkiye gibi bir devlet için bulunduğumuz konumda yetersizdir, profesyonellerin elinde bu sektor 3-5 yıl içerisinde yüzde yüz büyüme ve istihdam kapasitesine sahiptir, yanlış anlamayın olayın sadece gemi işletme ayağından bahsediyorum...

Mansimov'un söyledikleri anlayabilenler için bir ders niteliğindedir ve doğrudur. DTO Yönetiminin değişme zamanı artık gelmiştir ve yenilenmesine ihtiyaç vardır. Orası er meydanı değil, bir sivil toplum kuruluşudur. Orası hükümete dilenme-ağlama duvarı değildir. Beceremeyenler bırakmalı ve bu işi yapabilecek olanlar iş başı yapmalıdır.

Deniz Ticareti son yıllara kadar Kalkavan ve Kaptanoğlu ailesinin tekelinde idi, bu ailler devletten ve milleten aldıklarını sektöre hakkı ile aktaramadılar , başarılı olmadılar, şimdi Mübariz Mansimov beyi kıskanıp ileri geri konuşuyorlar. Kalkavan ve Kaptanoğlu ailesi deniz ticaret odası yönetimini 1 dönemem bırakıp gitsin bakın deniz ticareti ne olucak..