Muğla’nın Ortaca ilçesi, Dalyan beldesindeki Deniz Kaplumbağaları Araştırma Kurtarma ve Rehabilitasyon Merkezi’nde (DEKAMER) rehabilite edilen ’Eren’ ile ’Özgür’ isimli caretta carettalar, Çevre ve Şehircilik Bakanı Erdoğan Bayraktar tarafından İztuzu Plajı’ndan doğal ortamlarına bırakıldı. Bakan Bayraktar, "Yüreğinde hayvan sevgisi olmayan Allah’ı da sevmez" diyerek, bu tür konulara destek vereceklerini söyledi.
Çevre ve Şehircilik Bakanı Erdoğan Bayraktar, Bakü-Tiflis-Ceyhan Ham Petrol Boru Hattı Şirketi (BTC) tarafından da desteklenen, Çevre ve Şehircilik Bakanlığı Tabiat Varlıklarını Koruma Genel Müdürlüğü, Orman ve Su İşleri Bakanlığı Doğa Koruma ve Milli Parklar Genel Müdürlüğü, Dalyan Belediyesi ve Pamukkale Üniversitesi işbirliği ile Dalyan İztuzu Kumsalı’nda 2008 yılında faaliyete geçen DEKAMER’i ziyaret edip, incelemelerde bulundu. Bakan Bayraktar’a ziyareti sırasında Muğla Valisi Fatih Şahin, Çevreden Sorumlu Vali Yardımcısı Ali Barış, Ortaca Kaymakamı Hüseyin Yılmaz, Ortaca Belediye Başkanı Hasan Karaçelik, Dalyan Belediye Başkanı Arif Sarı, Tabiat Varlıkları Koruma Genel Müdürü Osman İyimaya, Muğla İl Çevre ve Şehircilik Müdürü İlker Uğur, Pamukkale Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Hüseyin Bağcı, Muğla Sıtkı Koçman Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Mansur Harmandar ve BTC Şirketi yetkilileri de eşlik etti.
Bakan Bayraktar ve beraberindekiler, yaralı olarak getirildikleri DEKAMER’de 4 aylık bakım, tedavi ve rehabilitasyon sonrasında doğal ortamlarında yaşamaya hazır hale getirilen 45 yaşlarındaki ’Eren’le 70 yaşlarındaki ’Özgür’ isimli deniz kaplumbağalarının denize bırakılması için düzenlenen törene de katıldı.
Törende DEMAMER Müdürü Prof. Dr. Yakup Kaska, Pamukkale Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Bağcı, Muğla Sıtkı Koçman Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Mansur Harmandar, Vali Fatih Şahin birer konuşma yaptı.
HAYVAN SEVMEYEN ALLAH’I DA SEVMEZ
Son olarak kürsüye gelen Bakan Bayraktar, "Yüreğinde hayvan sevgisi olmayan Allah’ı da sevmez. İnançtan kaynaklanıyor. Osmanlı Dönemi’nde evlerde ve camilerde kuş yuvaları yapıyorduk. Kışın kuşlara yem verebilmek için vakıf kurulmuştu. Bu vakıf tarafından kuşlara yem atılıyordu. Kaplumbağa, yaradılışında çok büyük keramet saklı olan mübarek bir hayvan. Rehabilitasyon merkezini kurduk. Bölge özel çevre koruma bölgesi ilan edildi. Bu bölgede 110 familyaya ait 470 cins ve 424 alt türlerden biyolojik çeşitlilik var. Sualtında da 20 bitki 86 hayvan bulunuyor. Endemik hayatın yaşaması için çok hassasiyet gösteriyoruz. Bu kumsal çok önemli" dedi.
DİLİ SÜRÇTÜ
Bakan Bayraktar, konuşması sırasında bölgedeki önemli turizm merkezlerini sayarken dili sürçünce Göcek’e ’Gökçek’ dedi. Bakan Bayraktar, konuşmasının devamında, dünyaca ünlü Times Dergisi’nin İztuzu’nu dünyanın en iyi korunan kumsalı seçtiğini anlatırken, derginin ismini yazıldığı gibi telaffuz etmesi dikkati çekti. Bu bölgeye sadece bizim değil dünyanın önem verdiğine dikkati çeken Bakan Bayraktar, "Buraya desteğimizi artırırak sürdüreceğiz" dedi. Bakan Bayraktar, köylülere de bölgeyi korumaları nedeniyle teşekkür etti.
Konuşmasının ardından Bakan Bayraktar, "Hava kararmadan işimizi bir an önce bitirelim" diyerek, sahile yöneldi. Rehabilatasyon merkezine 300 metre mesafedeki sahile koşarak giden Bakan Bayraktar, rehabilitasyonu tamamlandığı için denize bırakılacak iki deniz kaplumbağasının taşınmasına da yardımcı oldu.
BAKANA CARETTALARI ANLATTI
Bakan Bayraktar, iki deniz kaplumbaasının doğal ortamlarına salınmasının ardından DEKAMER Müdürü Kaska’dan konuyla ilgili bilgi vermesini istedi. Bunun üzerine Kaska, şu ana kadar rehabilitasyon merkezine gelen yaklaşık 70 deniz kaplumbağasından 40’a yakınının tedavisi tamamlanarak denize bırakıldığını, 8’inin ise halen bakımının devam ettiği söyledi. Kaska, kumsaldaki yuvaların izleme ve korunmasına dair çalışmaların sürmekte olduğu ve her yıl yaklaşık 300 civarında yuvadan yaklaşık 20-25 bin yavrunun denize ulaştırılmasının sağlandığı anlattı.
Denizdeki kaplumbağaları ’Bayraktar’ tür diye tanımladıklarını belirten Kaska, "Biliyorsunuz bakanımızın adı da Erdoğan Bayraktar. Bugün iki bayraktarın denizle buluşması gerçekleşti. Türkiye’nin göz bebeği bir bölgedeyiz. Deniz kaplumbağalarının tedavilerinin de yapılması, bir deniz kaplumbağasının yaralı olarak da kurtulması demek neredeyse bin yavruyu 20 yıl boyunca koruyup bakmakla eşdeğer. Bunlar 100-150 yıl kadar yaşayabiliyor. 25 yılda olgunluğa ulaşıyor. Kaplumbağalar doğdukları yeri unutmayıp erginliğe eriştikten sonra tekrar buraya geliyorlar" dedi.
