• BIST 9693.46
  • Altın 2496.161
  • Dolar 32.4971
  • Euro 34.5977
  • İstanbul 13 °C
  • Ankara 13 °C
  • İzmir 16 °C
  • Antalya 16 °C
  • Muğla 11 °C
  • Çanakkale 13 °C

Batık bizim, belgesel elin!

Batık bizim, belgesel elin!
Türkiye Sualtı Arkeolojisi Vakfı Yönetim Kurulu üyesi olan Savaş Karakaş.
05-09-2005 09:39MUAVENETİN BATIRDIĞI GOLIATH FİLME ÇEKİLİYOR AMA...
Batık bizim, belgesel elin!
İngilizlerin 13 bin tonluk dev savaş gemisi, 1915 yılında, Kıdemli Yüzbaşı Ahmet Saffet komutasındaki Muavenet-i Milliye adlı ufak bir muhrip tarafından üç torpidoyla batırılmıştı. Goliath'ın 750 kişilik mürettebatından sadece 180 kişi kurtulmuştu. Goliath, şu an 570 kayıp ruhla Morto Koyu'nda, 70 metre derinlikte yatıyor.1915 yılında Marmara Denizi'nde düşman denizaltılarına karşı devriye gezen Muavenet-i Milliye, 10 Mayıs'ta Çanakkale'ye çağrılır. Gemi komutanı Kıdemli Yüzbaşı Ahmet Saffet'e çok gizli bir görev verilir: Bu küçük gemi, Türklerin "kocakarı" adını taktıkları ve savaşın başından beri üzerlerine Ölüm yağdıran Goliath'ı avlayacaktır! Çanakkale Savaşı'nın belki de seyrini değiştirecek gizli saldırı için artık önlerinde sâdece birkaç gün vardır.Muavenet, 1909'da Almanya'da denize indirilen 765 tonluk, 74 metre boyunda ve üç adet torpido kovanı olan ufak bir muhripti. Mürettebatın 89'u Türk, 23'ü Almandı. İngilizlerin 13 bin tonluk dev savaş gemisini avlamak için dahiyane bir plan yapıldı. Gemi Komutanı hücumu gece yarısından biraz sonrası için planladı. Böylece, bir vardiyanın uykuya olan ihtiyacı ile, ayakta olan vardiyanın uyku sersemliğinden faydalanılacaktı.PAROLA?Tüm hazırlıkların tamamlanmasının ardından 12 Mayıs gece yarısını biraz geçe harekete geçen Muavenet, 8 mil hızla Rumeli kıyılarına adeta sürünürcesine Boğaz dışına doğru seyretmeye başladı. Bacasından dumanla birlikte kızıllık da çıkmasın diye kazanlar söndürülmüştü. Saat 01.00'a doğru gözcüler, tam pruvada Eski hisar Burnu'na bordalarını vermiş iki düşman zırhlısının görüldüğünü rapor ettiler. Ayrıca iki muhrip de karakol geziyordu. O anda düşman gemilerinin birinin köprü üstündeki ışıldağının parıldadığı görüldü. Belli ki gözcüler üzerlerine doğru gelmekte olan hayalet tekneyi fark etmişlerdi. Muavenet gerçekten zordaydı. Kıdemli Yüzbaşı Ahmet Saffet soğukkanlılığını hiç kaybetmeden, ışıldakçısına aynı işareti vermesini söyledi: "0" (yani, parola?) Muavenet, 1909'da Almanya'da denize indirilen 765 tonluk, 74 metre boyunda ve üç adet torpido kovanı olan ufak bir muhripti.70 METRE DERİNLİKTEBir anlamda, soruya soruyla cevap verilmişti. İstiyordu ki, İngilizler bir an için bile olsa şaşırsınlar; o da bir anlık tereddütten yararlanabilsin! Dev zırhlıyla artık aralarında 300-400 metre vardı. Ahmet Yüzbaşı önce tüpteki üç torpidonun da gönderilmesini emretti. Sonra da "Makine tam yol ileri" komutunu verdi. Muavenet hızla uzaklaşırken müthiş bir patlama sesi gecenin karanlığını yırttı. Arkasından bir daha... Sonra bir daha... Üç torpido da hedefini bulmuş; Goliath, Morto Koyu'nda 70 metre derinliğe gömülmüştü. Goliath'ın içinde bulunan 750 kişilik mürettebattan sadece 180 kişi kurtulmuştu. İngiliz savaş gemisi Goliath, şu an 570 kayıp ruhla Morto Koyu'nda, 70 metre derinlikte yatıyor. Goliath, Morto Koyu'nda 70 metre derinliğe gömülmüştü.Goliath'ın içinde bulunan 750 kişilik mürettebattan sadece 180 kişi kurtulmuştu."YÜZEN KALELER"! BATIRAN YOKTAN VAR ETME RUHUişte 90 yıl sonra bu gemi ilk kez ziyaret edilip görüntülenecek. Projenin başında, 1997 yılında Çanakkale Savaşı batıklarının İlk sualtı belgeseli "Derinlerdeki Tarih"i çeken ve başta Dumlupınar belgeseli olmak üzere pek çok sualtı belgeseli hazırlayan araştırmacı, dalgıç Savaş Karakaş var.Ayrıca, Alman U21 denizaltısı tarafından 25 Mayıs İ915'te Kabatepe açıklarında torpillenerek batırılan İngiliz savaş gemisi Triumph da araştırılacak. 120 metre uzunluğundaki Triumph, 75 metre derinlikte yatıyor. Karakaş, "yüzen kaleler" denilen bu koca gemilerin, dünya tarihini değiştirecek biçimde, küçücük gemiler tarafından batırılmasını, "yoktan var eden Çanakkale ruhu"yla açıklıyor: "Bunun altında yatan, bize Çanakkale Savaşı'nı kazandıran ruhtur. Biz Çanakkale Savaşı'nı işte bu yüzden kazandık. Yoksa, top, tüfek mukayesesî, onun çapı daha kuvvetli, onun atış gücü daha fazlaya girmeyeceğiz. Hangi askerin daha iyi savaştığına bakacağız. Bir taraftaki kendi ülkesini savunuyor; varlığını, annesini, kardeşini, toprağını savunuyor, öbür taraftaki de, 'işte buraları da ele geçireceğiz' diyerek maceraya gelmiş. O kadar kendilerinden eminler ki, İstanbul'da harcamak için para bastırmışlar; kolaylıkla geçeceklerini sanıyorlar. Burada önemli olan yoktan var etmektir ve biz bunu Çanakkale'de başarmışız."ZAMAN KAPSÜLÜNDE ATALARLA BULUŞMA▼ DETEK Denizciliğin
teknik imkanlarıyla
gerçekleştirilecek belgeselin
sponsoru National
Geographic. 26 farklı dilde
241 ülkede gösterilecek
belgesel için dalış ve
çekimler, dünyanın birçok
yerinde bu alanda çalışmalar
yürüten Kanadalı yapım
şirketi Eco-Nova
bünyesindeki dalgıç ve
sualtı arkeologlarıyla birlikte
gerçekleştirilecek. ▲
Türkiye Sualtı Arkeolojisi Vakfı (TINA) Yönetim Kurulu üyesi olan Savaş Karakaş'ın dedesi Hafız Hilmi Coşkun, Çanakkale Savaşı gazisi. Karakaş'ın adı da, bu "kahramanlık destanı"nda yaşananları unutturmamak üzere konulmuş. "Çanakkale Savaşı batıklarına her dalış, benim için dedemle bir buluşma" diyor."Belki bazı dalışlarda hayatımızı riske ediyoruz ama, ben buna değdiğine inanıyorum. Çünkü batıklar tam bir zaman kapsülü. Biniyor ve 1915'e gidiyorsunuz. Çanakkale Savaşi'nın hikayelerine değil gerçekliğine, kendisine ulaşmış oluyorsunuz. O yüzden Çanakkale Savaşı'nın tüm batıklarına ulaşıncaya kadar bu mücadelem devam edecek.""KENDİ KAHRAMANLARIMIZIN YILDIZINI PARLATALIM""Çanakkale Savaşı'yla ilgili biz kendi kahramanlarımızı Ön plana çıkartmalıyız. Kimse ismini bilmiyor, Müstecip Onbaşı, tek bir mermiyle bir Fransız denizaltısını avlıyor. Hem de öyle bir mermi atıyor ki, bu mermi iki denizaltının batmasına sebep oluyor. Önce vurduğu Fransız denizaltısı Turquoise bütün mürettebatıyla teslim oluyor. Kaçarlarken belgelerini denizaltıda bırakıyorlar. Bizimkiler denizaltının içine iniyorlar, bir ingiliz denizaltısının Marmara Deni-zi'ndeki koordinatlarını öğreniyorlar ve o denizaltı da batırılıyor. Kimin sayesinde? Müstecip Onbaşı, ismini kaç kişi hatırlıyor?Ya daYüzbaşı Ahmet Saffet... Kimse hatırlamıyor. Neden? Bu daha çok Almanlar tarafından planlanmış deniliyor. Halbuki biz burada ağırlığımızı koyuyoruz: Hayır, geminin komutanı Yüzbaşı Ahmet Saffet'ti. Ve bu torpidolar onun emir vermesiyle ateşlendi. Biz kendi kahramanlarımızın yıldızını parlatma peşindeyiz."ÇANAKKALE'DE VURUYOR, NATO TATBİKATINDA VURULUYOR!Ancak, DETEK Denizcilik'in teknik imkanlarıyla gerçekleştirilecek araştırmanın sponsoru National Geographic. "Sea Hunters" (Deniz Avcıları) adıyla 2005 Aralık ya da 2006 Ocak ayında gösterilmesi tasarlanan belgeselin bütçesi, tahminen 250 bin dolar civarında. 26 farklı dilde 241 ülkede gösterilecek belgesel için dalış ve çekimler, dünyanın birçok yerinde bu alanda çalışmalar yürüten Kanadalı yapım şirketi Eco-Nova bünyesindeki dalgıç ve sualtı arkeologlarıyla birlikte gerçekleştirilecek. Her şey yolunda giderse, 30 Agustos-10 Eylül tarihleri arasında, Çanakkale'deki bu batıklara, 10 dalış ve her dalışta, 25 dakikalık çekimler yapılacak. Aşağıda durma süresinin 25 dakika olmasına aldanmayın; çünkü bir dalış, inme ve çıkmayla birlikte 190 dakika sürüyor. Çok daha karmaşık olan bu dalışlara uygun teknik donanım ise, ne yazık ki Türkiye'de yok... 50 dakika olarak tasarlanan belgeselin metni de, yine National Geographic için "Sea Hunters" programını hazırlayan Kanadalı ekip tarafından yazılacak."Belgeselin sponsoru National Geographic. Metni de, sizin gibi, bir Çanakkale gazisinin torunu değil de Türkiye'ye ilk defa gelen bir Kanadalı ekip yazacak" diyecek oluyoruz... Karakaş, endişemizi hemen anlıyor: "Bu belgeseli National Geographic değil de, Türkiye'den kaynak bulabilsem de ben yapıyor olsaydım, sonunu şöyle getirirdim: Bir gemi hurdaya çıktıktan sonra, yeni gemilere o geminin ismi verilir. 1915 yılında destan yazmış Muavenet-i Milliye'nin de adı yaşatılıyor. Bir gemiye onun adı veriliyor; hatta üçüncü Muavenet gemisi de var. Muavenet gemisi, 1992 yılında Ege'de yapılan bir NATO tatbikatının ara safhası bittikten sonra, İntikal seyri esnasında, ABD'ye ait 'Saratoga' uçak gemisinden atılan iki güdümlü mermiyle vuruluyor. Tatbikat sırasında yanlışlıkla atılan iki adet 'Sea Sparrow' füzesi, Muavenet'in köprü üstüne İsabet ederek havaya uçuruyor, geminin beyni konumundaki köşk onarılamayacak biçimde hasar görüyor. En vahimi, gemi komutanı dahil beş tane denizcimizin şehit olmasına sebep oluyor. Eğer belgeseli biz çekiyor olsaydık, bu şehitlerimizi de anlatırdım ben." (AYDINLIK; KİRAZ PERİNÇEK)
Diğer Haberler
ÇOK OKUNANLAR
Tüm Hakları Saklıdır © 2004 Deniz Haber | İzinsiz ve kaynak gösterilmeden yayınlanamaz.
Tel : 0544 880 87 87 | Haber Scripti: CM Bilişim